Fahreddin er-Râzî’ye Göre Âlemin Yaratılış Süreci (original) (raw)
Related papers
İslâm Felsefesinde Âlemin Yaratılışı ve İşleyişi ile İlgili Tartışmalar
2017
Âlemin yaratilisi felsefe tarihi boyunca filozoflar tarafindan tartisilan en onemli problemlerden biridir. Fârâbi ve Ibn Sinâ gibi Messâi Islâm filozoflari daha once Antik Yunan filozofu Plotinus tarafindan ortaya atilan sudur teorisini benimsemis ve bu teoriyi Islâm’in tevhid prensibine gore yeniden yorumlamislardir. Sudur teorisine gore âlem, Tanri’nin bizzat kendisinden onun iyiligi, mukemmellik ve bollugu sebebi ile zorunlu olarak tasmis (fiskirmis) ve sudur etmistir. Fârâbi ve Ibn Sinâ sudur teorisi ile birlikte âlemin ezeli oldugunu iddia etmislerdir. Onlarin hem sudur teorisi hem de âlemin ezeliligi hakkindaki dusunceleri Islâm filozoflari arasinda tartismalara neden olmustur. Fârâbi ve Ibn Sinâ sonrasinda Gazzâli ve Ibn Teymiyye gibi bazi filozoflar sudur teorisinin dusunce olarak Tanri’nin âlemi hur iradesiyle yarattigi gorusune ters dustugunu ve hem Islâmi hem de bilimsel olmadigini iddia edip teoriyi elestirmislerdir. Sudur teorisine yoneltilen elestiriler Gazzâli’den so...
Mefâti̇hu’L-Ğayb Ekseni̇nde İnsanin Yaratiliş Süreci̇
2018
Insanin ilk yaratilisi konusu, tarihsel surecte oldugu gibi gunumuzde de onemini korumaya devam etmektedir. Insanin konuyla alakali bilgilere sadece nass yoluyla ve belirli yonleriyle sahip olmasi, konuyu surekli arastirmasina neden olmustur. Ote yandan Kur’an-i Kerim’in farkli ayetlerinde insanin sudan, toprak vb. farkli maddelerden yaratildigina dair bilgilerin sunulmasi, âlimlerin konuyla alakali farkli yorumlar gelistirmelerine sebebiyet vermistir. Bu farkli yorumlardan sahip olan âlimlerden biri de hem felsefi hem de kelami kimligiyle taninan Fahreddin er-Râzi’dir. Onun bu iki yone sahip olmasi, diger âlimlerden bircok yonde farkli fikirler ortaya koymasini saglamistir. Bu calisma da gunumuz insanin da halen arayista oldugu yaratilisi anlama noktasinda Fahreddin er-Râzi’nin Kur’an ayetlerine yonelik tefsirini ele almaktadir. Bu noktada onun Kur’an’da gecen insanin degersiz bir sudan yaratilisina, insanin yaratilisinin yapildigi ana maddeye, insanin yaratilis safhalarina, ilk in...
İslâm Düşüncesinin Dönüşüm Çağında Fahreddîn er-Râzî
Nazariyat İslam Felsefe ve Bilim Tarihi Araştırmaları Dergisi (Journal for the History of Islamic Philosophy and Sciences), 2014
Müteahhir dönem İslâm düşüncesi Gazâlî sonrasıyla ilgili gerileme söylemi dolayısıyla uzunca bir süre ihmal edilmiş olsa bile, söz konusu dönemle ilgili çalışmalar yakın zamanda nispi bir artış göstermiştir. Bununla birlikte Gazâlî sonrası İslâm düşünce geleneğine etki eden önemli isimlerle ilgili kuşatıcı monografik çalışmalar neredeyse yok denecek kadar azdır. Ömer Türker ve Osman Demir'in editörlüğünü yaptığı, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Araştırmaları Merkezi'nin "İkinci Klasik Dönem" projesi etrafında neşredilen İslâm Düşüncesinin Dönüşüm Çağında Fahreddin er-Râzî başlıklı kitap, alandaki bu boşluğu doldurma yönünde önemli bir adımdır.
İbn Sînâ'ya Göre Yaratma ve Âlemin Zamansal Ezelîliği
İslamî Araştırmalar, 2021
Tanrı'nın en temel niteliklerinden biri kuşkusuz yaratıcı olmasıdır. O'nun yaratıcı olması her şeyin nedeni anlamında tüm varlığı önceleyen ezelî/kadîm bir varlık olduğunu göstermektedir. Peki, Tanrı'nın tüm varlığı öncelemesi anlamına gelen ezelîlik düşüncesi zamansal bir öncelik olarak mı yoksa ontolojik/zatsal bir öncelik olarak mı anlaşılmalıdır? Bu makalede İbn Sînâ'nın zamansal ezelîlik düşüncesinin âlemin Tanrı tarafından yaratılmaması anlamına gelip gelmediğine dair düşünceler ele alınacaktır. Tanrı'nın zamansal anlamda ezelî olmasının Tanrı ile âlem arasında zamansal bir boşluk/fasıla bulunması anlamına geleceğini düşünen İbn Sînâ, böyle bir durumu Tanrı'ya hem acizlik hem de kuvvelik atfetmek anlamına geleceği için geçersiz görmektedir. Tanrı-âlem arasındaki ilişkiyi nedensellik üzerinden izah eden İbn Sînâ, nedensellik ilişkisini varlık verme-varlık alma anlamında ontolojik bir perspektiften okumaktadır. Bu anlamda Tanrı'nın âlemin nedeni olduğunu düşünen İbn Sînâ, Tanrı-âlem arasındaki öncelik-sonralık ilişkisini onto-lojik bağlamda değerlendirmektedir. Bu sebeple de âlem zamansal olarak ezelî olmasına karşın, kendi başına var olmayıp nedeni olan Tanrı'ya bağlı olarak var olduğu için yaratılmış olmaktadır.
Fahreddîn er-Râzî’nin Câmi‘u’l-‘Ulûm’unda Tefsir İlmi
İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 2020
Bu makale, en az iki hakem tarafından incelenmiş ve intihal içermediği teyit edilmiştir. / This article has been reviewed by at least two referees and confirmed to include no plagiarism.
2019
Bazi Musluman arastirmacilar insan soyunun Âdem ve esi Havva’dan degil evrim sonucu baska bir ilkel turden tekâmul ederek bugune geldigini savunmaktadir. Bu arastirmacilarin en belirgin ozelligi, keyfi te’viller yaparak bu iddiayi Kur’ân âyetleriyle desteklemeye calismalaridir. Oysaki âyetlerde acikca ilk yaratilan insanin Hz. Âdem oldugu, daha sonra esinin yaratildigi ve insan neslinin bu ilk ciftin cocuklari oldugu beyan edilmektedir. Soz konusu arastirmacilardan biri Suleyman Ates’tir. Ates sadece Kur’ân âyetlerini degil bazi âlimlerin ilgili aciklamalarini da kendi iddiasina delil yapmaya calismistir. Ates 1975’te yayinlanan “ Kur’ân-i Kerim’e Gore Evrim Teorisi ” adli makalesinde Elmalili Hamdi Yazir’in tefsirinden ornekler vererek onun evrim fikrini benimsedigini iddia etmektedir. Bunu da parcaci bir yaklasimla yapmakta, yani kendi fikrini destekleyecek bazi kisimlari secerek kullanmaktadir. Onun bu husustaki tavrini daha sonraki eserlerinde surdurdugu de gorulmektedir. Halbuk...
Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Dergisi, 2024
Türk edebiyatında aruz vezni üzerine pek çok eser kaleme alınmakla birlikte, bunlarda Farsça ve Arapça kaynaklar takip edilmiştir. Türkçe aruz risalelerinde teorik yenilikler getirilmeyip daha çok mevcut bilginin aktarılması ve aruzun pratik bir şekilde öğretilmesi gözetilmiştir. Türk edebiyatında aruz veznini öğretmenin bir başka yolu ise manzum sözlükler yazmak olmuştur. Genellikle Farsça-Türkçe, Arapça-Türkçe iki dilli veya Arapça-Farsça-Türkçe üç dilli sözlük olarak telif edilen bu eserlerde, her bölümün başında yahut sonunda, o bölümün yazıldığı aruz vezni ile ilgili takti beyitleri yer almıştır. Manzum sözlük yazımını bir gelenek hâline getiren Şâhidî, Tuhfe-i Şâhidî adlı eserini bir dibace ve yirmi yedi bölüm olarak tertip etmiş ve bin dört yüz Farsça kelimenin Türkçe karşılığını vermiştir. Şahidî, eserin yirmi sekiz bölümünün her birini farklı bir aruz vezni ile nazmetmiştir. Üzerine pek çok şerh yazıldığı gibi, bu eserde kullanılan aruz vezinlerini açıklamak için de risaleler kaleme alınmıştır. Çalışmamızda, Mevlevi olduğunu tahmin ettiğimiz Velî-i Âmidî adlı bir müellifin Tuhfe-i Şâhidî’de kullanılan vezinleri izah etmek amacıyla h. 1166 / m. 1752-3’te yazdığı aruz risalesi incelenmiştir. Bu kapsamda eserin nüsha tavsifi yapılıp yazarı, adı, yazılış tarihi, yazılış sebebi ve içeriği hakkında tespitler aktarılmış ve eserde kullanılan aruz terimleri, eserin muhtevasına bağlı kalınarak açıklanmıştır. Ayrıca risale, Penbe-zâde-i Erzen-i Rûmî’nin Tuhfe-i Şâhidî’deki aruz vezinlerini açıklamak amacıyla yazdığı Risâle fi’l-Arûz’u ile karşılaştırılmış, iki eser arasındaki benzer ve farklı yönler ortaya konulmuştur. Çalışmanın son bölümünde ise eserin çeviri yazılı metni aktarılmıştır.
Hz. Âdem’in Yaratılışı Kıssasının Tasavvuf Kaynaklarındaki Yorumları
The story of Adem is dealt with in detail in sufi resources especially in relation to human, world and being issues. The leading matter of the matters that are emphasized is the position of man among the creatures in terms of being a caliph. According to the Sufis man being appointed as a caliph on earthis man’s most important qualifier of superiority and distinguishedness from other beings. But the fulfillment of this task is directly related to him reaching the human perfection level (insan-ı kamil). Besides the caliphate, the fact that Adam was given knowledge is among the subjects that the sufis have emphasized. As a matter of fact, he has come to a higher rank than the angels because of the knowledge that was given to him. On the other hand, according to the Sufis, the creation of Adam from the soil is directly related to his humility. On the other hand, Satan is such an arrogant entitybecause he looked down on Adam. After their emphasis on the various aspects of Adam’s story, The Sufis emphasize that man can only rise to the position of the caliphate in the true sense if he can resist against all kinds of deceptions by the devil.
Mahmud B. Zeyd El-Lâmi̇şî’De Âlemi̇n Hudusu Problemi̇
Journal of International Scientific Researches, 2017
Mahmud b Zayd al-Lamsihi And The Problem of Universe's Creation Mahmud b. Zeyd el-Lâmishi has incaming from Hanefisim-Maturidisim tradition, about him not at all or little information in biblography sourcess for İslamic History. Approximately he was living under domination of Seljuk State just before Mongol occupation in period in Semerkand and its araound, interested theology and law. Lamishi's date of death is different at sources. One of them 534 is the most right. We founded tree work of Lamishi. First of them is "et-Temhid li Kavaidi't-Tevhid", other is "Usulü'l-Fıkh" andı the last is "Kefül-Elfâz". Manusscripts all of them are in our libraries. His ideas in Hanefisim-Maturidisim tradition, answered that problems encountered evidence of mentally and literally. This his work about creation of universe and its creator is uncreation.
Fahreddin er-Râzî'nin Eserlerinin Kronolojisi
İslâm Düşüncesinin Dönüşüm Çağında Fahreddin er-Râzî, 2013
Chronology of the Works of Fahreddin al-Razi This book section is a study that determines the dates of writing of Razi's 64 works. In establishing the chronology of the works written by Razi from the beginning to the end of his life, many different manuscripts, history and tabrat books, internal references and cross-references of the works were consulted. This book section is a study that Razi researchers cannot remain indifferent to in its current form. Since the study progresses in the form of dates and codes, it is not even necessary to know Turkish to benefit from this work. The fact that no matter which language Razi studies are conducted in, they can refer to this book section is an indication of this. Altaş, Eşref Fahreddin er-Râzî’nin Eserlerinin Kronolojisi, İslâm Düşüncesinin Dönüşüm Çağında Fahreddin er-Râzî, 2013, s. 91-164