Baba Tahir-i Uryan ve Kümbeti (original) (raw)
Related papers
Hacı Bektaş Velî Dergâhı Postnişîni Hacı Ali Türâbî Baba ve İcazetnâmesi
Turk Kulturu Ve Hacı Bektas Veli Arastırma Dergisi, 2012
Dergâhı'nın ondokuzuncu postnişîni, Nâzenin-Babagân Bektaşî Yolu'nun ondokuzuncu mücerred babasıdır. Sûfî, divan sahibi bir şair ve aynı zamanda iyi saz çalan bir halk ozanı olan Hacı Ali Türâbî, yazdığı şiir ve nefesleri ile Alevî-Bektaşî geleneğinde ve halk şairleri arasında seçkin bir yere sahip olmuştur. Bu çalışmada Hacı Ali Türâbî Baba'nın hayatı, eserleri, tasavvufî ve edebî kişiliği hakkında bilgi verilmiş, yazma bir nüshası tespit edilen icâzetnâmesi Türkçe harflere aktarılmış ve Arapça metninin günümüz Türkçesine çevirisi yapılmıştır. Alevî-Bektaşî yazılı geleneği içinde önemli bir yere sahip olan icâzetnâmeler, tarihî bilgiler yanında, tarîkat ritüelleri ve ahlâkî ilkeleri de içermektedir. İncelemiş olduğumuz icâzetnâmede de tarihî bilgiler yanında bir tarîkat mensubunun sahip olması gereken özellikler ile nefis tezkiyesi, ruh tasfiyesi, zühd gibi ahlaki ilkelerin uygulanmasında Hz. Peygamber'e ve ehl-i beytine tabiiyetin gerekliliği vurgulanmaktadır.
Baba Sultan-Sureti Baba Zaviyesi
SDÜ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ, NİSAN 2019, SAYI: 46, SS. 26-36 , 2019
Baba Sultan-Sureti Baba zaviyesi, Isparta’nın Eğirdir ilçesinde bulunmaktadır. Hamitoğulları Beyliği döneminde kurulan Sureti Baba zaviyesi, Eğirdir ve çevresinin Osmanlı Devleti sınırlarına ilhak edilmesiyle Osmanlı Devleti’nde varlığını sürdürmeye devam etmiştir. Kuruluşunda Bektaşi tarikatına mensup olan Sureti Baba zaviyesi, 1826’da Yeniçeri Ocağı ile birlikte Bektaşiliğin de yasaklanmasıyla faaliyetlerine ara vermiştir. Bu dönemde diğer Bektaşi tekkelerinde olduğu gibi Sureti Baba zaviyesinin mallarına Devlet tarafından el konulmuştur. Bir müddet sonra yeniden açılan Sureti Baba zaviyesi, bu kez bir Nakşi zaviyesi olarak varlığını sürdürmüştür. XIV. yüzyıldan itibaren varlığı bilinen Sureti Baba zaviyesinin, 1925 yılında tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla varlığı sona ermiştir. Ele alınan bu çalışma Sureti Baba zaviyesinin kuruluşundan kapanış tarihi olan 1925 yılına kadar ki zaman diliminde zaviyenin geçirdiği aşamaları inceleyecektir. Anahtar Kelimeler: Baba Sultan-Sureti Baba Zaviyesi, Eğirdir, Hamitoğulları Beyliği, Bektaşi, Nakşi.
Memlükler Dönemi̇nde Bi̇r Tüccar Ai̇lesi̇: Harrûbî
Journal of International Social Research, 2017
Öz Memlükler, yaklaşık 250 yıl boyunca Mısır ve Suriye'ye egemen olmuşlardı. Bu süreçte ilmiye ve tüccar sınıfına mensup ve ömrü yüz yıldan fazla olan çok sayıda meşhur ailenin varlığı bilinmektedir. İlmiye sınıfına mensup bu aileler hakkında bazı çalışmalar yapılmasına rağmen iktisadî faaliyetleri ile öne çıkan aileler hakkında çok az bilgiye sahibiz. Memlükler döneminde ticarî faaliyetleri ile öne çıkan ailelerden biri Harrûbî ailesidir. Özellikle şeker üretimi ve ticaretiyle şöhret bulan ve önemli bir zenginlik elde eden bu aile, XIII. yüzyıldan XV. yüzyılın sonuna kadar varlığını sürdürebilmiştir. Aile mensupları arasında ilimle uğraşan ve ilmî faaliyetleri destekleyenler de bulunmaktadır. Nitekim Bedreddin Muhammed Harrûbî (ö. 762/1361) tarafından Kahire'de yaptırılan Harrûbiyye medresesi meşhurdur. Ayrıca Memlük döneminin meşhur âlimlerinden İbn Hacer el-Askalânî'yi (ö. 852/1449) himayesi altına alarak onun yetişmesinde önemli bir rol üstlenen Zekiyyüddin el-Harrûbî de (ö. 787/1385) zikredilmelidir. Ancak Memlük sultanlarının uyguladığı iktisadî politikalar, bu ailenin ticarî faaliyetlerine büyük zarar vermiş ve XV. yüzyılın ikinci yarısıyla birlikte aile önemini ve etkisini kaybetmiştir. Bu çalışmada, Memlükler döneminde yerli bir tüccar ailesi olan Harrûbîlerin iktisadî ve kültürel faaliyetleri incelenmeye çalışılacaktır.
Koni̇çe Dergâhi Post-Ni̇şîni̇ Amasyali Türâbî Baba Ve Şi̇i̇rleri̇
Turk Kulturu Ve Haci Bektas Veli-arastirma Dergisi, 2017
Ahmed Yesevi geleneginden gelen, Islamiyet ile eski Turk inanclari gibi kaynaklardan beslenen ve Turk tasavvuf hareketi icerisinde milli ve onemli bir mevkide yer alan Bektasilik, zaman icerisinde diger pek cok tasavvufi hareket gibi kendi sanat ve edebiyat gelenegini de olusturmustur. Bu baglamda zengin sanatci ve edebi urun kadrosuna sahip Bektasi edebiyati, ayni zamanda Turk kultur ve edebiyatinin ozgun bir kolunu olusturmaktadir.14. yuzyilda Kaygusuz Abdal’la basladigi kabul edilen bu gelenegin edebi orneklerinde genel olarak din ve tasavvuf buyukleri ovulup, tarikatin usul, erkân ve ayininden bahsedilirken icerisinde Hurufilige dair de pek cok unsur bulunmaktadir.Hayati hakkinda simdilik pek fazla bilgi bulunmayan Konice Dergâhi postnisini Amasyali Turâbi de Bektasilik edebi gelenegi icerisinde eser vermis bir Bektasi seyhidir. Diger pek cok mutasavvif isim gibi Turâbi’de de asil gaye tasavvufi dusuncelerini taliplerine aktarmak oldugundan siirleri ozenli bir dil, imlâ ve uslub...
Tahi̇r İle Zührb Hi̇kâyesi̇ (Kibris Türk Varyanti)'Nin Yapi Bakimindan İncelenmesi̇
Turkish Studies, 2009
Kıbrıs Türk halkı arasından derlenmiş çeşitli sözlü anlatmalar içerisinde halk hikâyeleri önemli bir yer tutmaktadır. Bu halk hikâyelerinden bir tanesi de Tahir ile Zühre hikâyesidir. Biz çalışmamıza, ilk olarak halk hikâyesinin belli başlı tanımlarına yer vermeye çalıştık. Daha sonra da Tahir ile Zühre hikâyesinin Kıbrıs Türk varyantının epizot yapısını değerlendirmeye çalıştık. En son olarak da bu hikâyedeki motifleri değerlendirerek çalışmamızı tamamladık.
Vîrânî Baba’Nin İlm-İ Cavi̇dan/Fakrnâme’Si̇nde Hurufî Unsurlar
e-Makalat Mezhep Araştırmaları Dergisi, 2015
Virani Baba, XV-XVI. veya XVI-XVII. yüzyıllarda yaşamış ve Bektaşî çevrelere önemli etkilerde bulunmuş mutasavvıf şairdir. Onun iki önemli eserinden birisi olan İlm-i Câvidan/Fakrnâme, genelde Tasavvufî konulardan bahseden özelde ise Bektaşîliğin eklektik yapısını gösteren değerli bir kaynaktır. Bundan dolayıdır ki eser geçmişte Bektaşi çevrelerde çokça okunmuş ve nihayet günümüz araştırmacıları tarafından da inceleme konusu yapılmıştır. Eserin mahiyeti çeşitli konulardan oluşmakta olup, doğru anlaşılabilmesi için merkezi konumda bulunan Hurufi unsuların açıklanması gerekmektedir. Bu makalede, sözkonusu unsurlar Hurufiliğin ana kaynaklarından tespit edilerek İlmi Câvidan/Fakrnâme'de ne denmek istendiği açıklanmaya çalışılmıştır.
Muhibbî Dîvânı (İnceleme-Tenkitli Metin)
2016
İslam medeniyeti dairesine girdiğimizden bu yana kadîm geleneğimizin kollarından birisini de aruzla yazılan eserlerimiz oluşturmuştur. Önceleri Arap ve Fars edebiyatı örnek alınarak oluşturulan eserler, edipler tarafından yüzyıllar boyunca dilin işlenmesiyle ve ona kendi kültür giysisini de giydirerek kendini kanıtlayan bir edebiyat oluşturmuşlardır. Bununla beraber ediplere değer verip onların hamisi olan hükümdarların da rolü oldukça büyüktür. Sadece şairler değil, hükümdarlar da bu şiir söyleme geleneğine katılmışlar ve hatta kendi divanlarını oluşturmuşlardır