Türkiye’de Dijital Siyaset: Siyasal Partilerin Dijital Demokrasi Pratikleri (original) (raw)

Siyasetin “E” Hali: Dijital Partiler Üzerine Bir Değerlendirme

Dijitalleşen Dünyada Siyasal İletişim, Doç. Dr. Tolga YAZICI,Doç. Dr. İhsan KARLI,Dr. Z. Benan DONDURUCU, Editör, Literatürk Academia, 2021

Post-truth çağında güncel konvansiyonel siyasetteki “katılım” ve “temsil” merkezli sorunlar, siyasi kurumların meşruiyetini tartışmalı bir noktaya getirmiştir. Kamusal alandaki demokrasi arayışlarının dijital alana taşınması, siyasetin de dijitalleşmesini beraberinde getirmiş ve dijital aktivist hareketleri görünür kılmıştır. Günümüzdeki demokratik meşruiyet krizi ortamında, katılım ve temsil sorunlarının önüne geçebilmek adına, dijital alanın potansiyelini kullanan ve ana akım siyaset yapma biçimine, alternatif oluşturan yeni siyasal parti oluşumları görünür olmuştur. Geleneksel siyasi partilerin yaşadığı temsil ve katılım gibi yapısal sorunları, bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarak çözmeye çalışan siyasi partilere en genel adıyla “dijital partiler” denilmektedir. Dijital partiler, aynı zamanda katılım tabanlı olarak iç ve dış işleyişini dijital alana taşıyan partilerdir. İlgili oluşumların bir kısmı, aktivist bir hareket olarak kalırken; bir kısmı da meşru bir siyasi parti olarak konvansiyonel siyasete eklemlenmiştir. Dijital partilerin genel paydası, dijital alanın bütün potansiyelini kullanarak; doğrudan demokrasiyi ve katılımı hayata geçirebilme iddiasıdır. Bu noktalardan hareketle, bu çalışmanın problemini “yeni bir siyasi parti türü olarak dijital partilerin ne olduğu; hangi unsurlar bağlamında konvansiyonel siyasette karşılık bulduğu” soruları oluşturmaktadır. Derleme çalışması olarak inşa edilen çalışmada, dijital partiler, dijital katılım ve dijital demokrasi bağlamlarıyla ele alınmış; dijital dünyanın siyaseti nasıl dönüştürdüğünün ve dijital partilerin mevcut problemlerinin tartışması gerçekleştirilmiştir. Konuyu somut bir zemine taşıma adına, dünyadan Korsan Parti, Podemos ve 5 Yıldız Hareketi; Türkiye’den e-Parti örneklerine yer verilmiş ve partilerin demokrasiye potansiyel katkıları ve eleştiriye açık noktaları tartışılmıştır.

Türkiye'de Dijital Politik Pazarlama

Türkiye'de Dijital Politik Pazarlama , 2020

Son yillarda, siyasi partiler ve parti liderleri rakiplerine karsi avantaj saglamak icin politik pazarlama biliminden ve teknolojiden genis olcude yararlanarak dijital pazarlamaya yonelmektedir. Dijital pazarlama kavrami siyaset ve politik pazarlama iliskisine farkli bir bakis acisi kazandirmistir. Gunumuzde siyasal iletisim, propaganda ve kampanyalarin gerceklestirildigi populer bir kavram haline gelmistir. Politik pazarlama karmasinin onemli bir araci haline gelen dijital pazarlama, siyasi partiler, adaylar ve liderler acisindan secmenlere ulasma noktasinda onemli bir arac haline gelmistir. Ayrica siyasi partiler, adaylar ve liderlerin secmenlere dogru ve hizli bir sekilde ideoloji ve fikirlerini aktarmasinda firsatlar sunmaktadir. Secmenler acisindan ise siyasi parti ajandalarini ve politikalarini ogrenmek, adaylara kolay bir sekilde ulasmak ve iletisim kurmak noktasinda buyuk olanaklar saglamaktadir. Gunumuzde siyasi partiler secmenleri etkilemek, guclu iletisim kurmak ve siyasa...

Siyasal İletişimin Dijitalleşmesi: 2018 Cumhurbaşkanlığı Seçiminde Siyasal Partilerin Twitter Üzerinden Karşılaştırmalı Analizi

ARTS: Artuklu Sanat ve Beşeri Bilimler Dergisi, 2022

Sosyal medya kullanımı son dönemlerde dünya çapında yaygın hale gelmiştir. Bireylerin çeşitli amaçlar ile kullandığı sosyal medya siyasi alanda da partilerin, liderlerin, seçimlerde adayların propagandalarını yapmak, vaatler vermek, seçmenlerine seslenmek gibi amaçlarla kullanılmaya başlamıştır. Siyasi alanda sosyal medya kullanımının artması, seçmenlerin kolay bir biçimde adaylara ve partilere erişebilmesini sağlamaktadır. Bu çalışmada siyasal iletişim kavramı kapsamında Türkiye'de 2018 yılında gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde siyasi partilerin ve adayların Twitter hesaplarından yaptıkları paylaşımların karşılaştırmalı analizi gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda öncelikle siyasal iletişim kavramı ve gelişimi açıklanmış daha sonrasında siyasi partilerin sosyal medya kullanımları açıklanmıştır. Çalışmanın yöntem bölümünde 2018 yılına ait siyasi parti ve cumhurbaşkanı adaylarının tweetleri incelenmiştir. Yapılan incelemeler sonucunda adayların 2018 Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde en çok etkileşim alan tweetleri ele alınmış ve söz konusu süreçte yapılan paylaşımlar incelenmiştir. Tweet içerikleri kapsamında adayların çoğunlukla hesaplarını rakip aday ve partileri eleştirmek, vaatlerini ve icraatlarını dile getirmek, miting ve etkinliklerden seçmenleri haberdar etmek amacıyla kullandıkları görülmüştür.

Türkiye’de Seçmenlerin Yeni Medya Ortamlarında Siyasal Katılım Pratikleri

Uluslararası İnsan Çalışmaları Dergisi

Yeni medya, siyaset yapma biçimlerini değiştirdiği kadar siyasal iletişim yöntemlerini de değiştirmeye başlamıştır. Bu yeni yöntemlerin odak noktası, demokrasinin temel gereklerinden biri olan siyasal katılımdır. Özellikle yeni medyanın seçmenler tarafından yoğun bir biçimde kullanılması, siyasal katılıma olanak sağlamaktadır. Böylece seçmenler, politik süreçlerde daha etkin ve aktif olmaktadır. Bu düşünce ekseninde çalışmanın ana sorunsalı; seçmenlerin yeni medyayı kullanma biçimlerinin demokrasiye etkisinin olup olmadığı, siyasal katılımda yeni medyanın rolünün ne olduğu, demokrasiyi sağlamada nasıl bir görev üstlendiği ve yeni medyanın karar alma süreçlerinde doğrudan katılıma olanak tanıyıp tanımadığı üzerine kurulmuştur. Araştırma Türkiye’de doğrudan demokrasinin inşa edilmesi sürecinde yeni medyanın rolünü ortaya koyarak seçmenlerin politik alana katılımını ve karar alma süreçlerinde ne kadar yer aldıklarını keşfetmeyi amaçlamaktadır. Bu amaca yönelik olarak Türkiye İstatistik...

Politik Hukukbilim Bağlamında Dijital Anayasacılık

Muhafazakar Düşünce Dergisi, 2024

Makale, dijital devrimin siyasal alana etkisini anayasacılık perspektifinde tartışmayı hedeflemektedir. Bu doğrultuda hukukun, insan davranışının siyasi yönünden türediğini kabul eden politik hukukbilim anlayışına başvurulacaktır. Dijital devrimle birlikte gerçekliğin aşındığını ve bunun neticesinde insan davranışının da soyut dijital zeminde kendini daha çok göstermeye başladığını kabul eden makale, hukuk düzeninin de değişeceğini ileri sürmektedir. Geleneksel liberal anayasacılığın inşa ettiği paradigmanın çözülmesi güç çelişkiler yaşadığı kabul edilmektedir. Dijital meydan okumalar neticesinde geleneksel liberal anayasacılığın kabul ettiği birey-devlet dikotomisinin geçerliliğini yitirdiği savunulmaktadır. Tekno-sermaye grupları çevrim içi platformları kontrol ederken aynı zamanda dijital uzayın eşik bekçisi olarak faaliyet göstermektedir. Yeni iktidar odağı olarak ortaya çıkan tekno-sermaye grupları, bireyin temel hak ve hürriyetlerini tehdit etmektedir. Çevrim içi platformlar, bu süreçte rıza üretim mekanizması rolünü oynamaktadırlar. Varılan noktada insanın siyasal davranışının değişimi ile tekno-sermaye grupları arasında bir ilişki gözlemlenmektedir. Bu durum, bireyin siyasal bir özne olarak vatandaştan ticari bir nesne olarak tüketiciye dönüşmesi sürecine tekabül etmektedir. Dijital anayasacılık, geleneksel liberal anayasacılığın çelişkilere düştüğü noktada tekno-sermaye gruplarının temsil ettiği yatay tehdidin anayasa hukuku perspektifiyle çözülerek birey temel hak ve hürriyetlerinin güvence altına alınmasına yönelik bir imkândır. Makale, söz konusu imkânın incelenerek kavrama özgün bir yaklaşım sunmayı amaçlamaktadır

Türki̇ye’Deki̇ Si̇yasi̇ Parti̇leri̇n Di̇ji̇tal Pazarlama Kanallarini Kullanimi

Yönetim ve Ekonomi Dergisi, 2018

Web 2.0. tabanlı iletişim teknolojilerinin gelişmesi, her alanda olduğu gibi pazarlama faaliyetlerine de önemli katkılar sağlamıştır. Tüketicinin istediği bilgiye anında ulaşabilmesi ve aynı zamanda kendisinin de ulaşılabilir olması, satın alma kararlarında internetten elde ettiği bilgilerin yön verici olması gibi etkenler dijital pazarlama olarak adlandırılan faaliyetlerin gelişmesine olanak sağlamıştır. Yeni teknolojilerin “ulaşılabilir” olma noktasında yapmış olduğu bu katkılar siyasi partiler tarafından da anında karşılık bulmuştur. Bu çalışmada siyasal pazarlama kavramına kısaca değinildikten sonra dijital pazarlamanın siyasal alandaki katkıları ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. Türkiye’de faaliyet gösteren ve seçmenlerin %86.7’sinin oyunu alan ilk üç siyasi partinin dijital pazarlama kanallarını ne şekilde kullandığının belirlenebilmesi amacıyla içerik analizi yapılmıştır.

Dijital Vatandaşlık: Katılımcı Demokrasi Kuramına Aktüel Bir Katkı

Isophos:Uluslararası Bilişim, Teknoloji ve Felsefe Dergisi , 2018

Hiç şüphesiz 21. yüzyılın bilgi toplumunda edimselleşen dijital çağınkökensel biçimde farklılaştığını, ekonomiden siyasete, bilimden felsefeye kadar birçok alanda gözlemek mümkündür. Bugün yönetim, vatandaşlık ve demokrasi anlayış ve pratiklerinde elektrolize olmaya veya dijitalleşmeye doğru yeni bir dönüşüm gerçekleşmektedir. Hız, güvenlik, dijital uçurum, teknoloji okuryazarlığı, büyük veri tehditleri gibi çok yönlü çözüm gerektiren meseleler bir kenara bırakıldığında, bilişim ve kitle iletişim araçlarının demokrasiyi e-demokrasiye, vatandaşlığı e-vatandaşlığa, yönetimi yönetişim ve e-yönetişime dönüştürdüğü söylenebilir. Dijital toplumun dijital katılım ve dijital yönetimi, yönetenlere yetkilerinin seçimle verildiği, yönetenlerin seçimlerde hesap verdiği modern demokrasi anlayışını terk etmeye zorlamaktadır. Bu zorlama, iktidarın yetkilerini halk lehine sınırlandıran meşruti demokrasilere, oradan parlamenter yönetimlere, oradan çoğulcu demokrasilere geçişteki benzer bir baskıdır. Dijital vatandaşlık, genelde birey-devlet ilişkisinde, özelde ise vatandaşlık kavramının iç işleyişinde radikal farklılaşma anlamına gelmektedir. Modern demokrasilerin birey-devlet ilişkisinde mutlakıyetçi, otoriter ve tek yönlü hakimiyet anlayışlarının varlığını sürdüren eski örtük tortuları, dijital vatandaşların dijital aktivizmiyle birlikte erimeye başlamıştır. Reel, mekanik ve sibernetik ontolojilerden türemiş fakat onlardan kökensel biçimde farklılaşmış sanal gerçeklik kültürünün bir ürünü olan dijital vatandaşlık anlayışıyla birlikte yöneticilerin hesap vermeme eğilimleri, güçlü merkez düşüncesi, etkin olmayan şeffaflık ilkesi, sınırlandırılmış ifade özgürlüğü araçları, merkezi devletle derin ilişkiler kuran geleneksel medya gibi sorunlar, dijital katılım, dijital denetim, e-devlet, sosyal medya, İnternet blogları, sanal vergi daireleri, kurumsal e-mailler, e-ticaret, e-pazarlama, gibi araçlar yoluyla farklı bir çözüme evrilmektedir.