Fi̇nansal Li̇berali̇zasyon Ve Doğrudan Yabanci Yatirimlarin Global TRENDİ1 (original) (raw)
Related papers
Doğrudan Yabanci Yatirimlar Ve İsti̇hdam: Türki̇ye Örneği̇
Journal of Management and Economics Research, 2015
Gelir eşitsizliği günümüz ekonomilerinin en önemli sorunlarından biridir. Gelir eşitsizliğinin nedenleri, literatürde geleneksel ve yeni nedenler olarak iki grupta incelenmektedir. Yeni nedenler arasında yer alan doğrudan yabancı yatırımlar, ülkelerin ekonomik yapısı ve geldiği sektörün yapısına bağlı olarak gelir eşitsizliğini etkilemektedir. Bu çalışmada, benzer çalışmalardan farklı olarak, doğrudan yabancı yatırımların istihdam kanalıyla gelir eşitsizliği üzerindeki etkisi incelenmiştir. Ayrıca, analizlerde gelir eşitsizliğini etkileyen sınırlı sayıda değişken yerine, detaylı literatür taraması sonrasında daha fazla sayıda değişkenle model oluşturulmuştur. Temel sektörler bazında yapılan çalışmanın temel hipotezi "doğrudan yabancı yatırımların emek yoğun sektörlerde gelir eşitsizliğini azaltıcı, teknoloji yoğun sektörlerde gelir eşitsizliğini arttırıcı etkiye sahip olduğu" şeklinde belirlenmiştir. 1999-2011 dönemi gelişmiş ülke verileri kullanılarak panel veri analizi yapılmıştır. Analiz sonuçlarına göre temel hipotez, seçilmiş ülke grubunda sadece hizmet sektörü için doğrulanmıştır. Birincil sektörde geliri yüksek kesimin gelirden aldığı payın muhtemelen fazla olması, imalat sektöründe ise ülkelerin çoğunda ücretlerin ortalama ücretlerin altında kalması sebebiyle temel hipotez doğrulanamamıştır.
FİNANSAL LİBERALİZASYON VE DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARIN GLOBAL TRENDİ
Özet: Bu çalışmanın amacı finansal liberalizasyonun hem nedeni hem de sonucu olarak değerlendirilen uluslararası finansal akımların; özellikle de doğrudan yabancı yatırımların yakın tarihini mekânsal dağılımlar çerçevesinde incelemektir. Bu amaçla finansal akımlara gelişmekte olan ülkeler perspektifinden bakılarak; finansal liberalizasyon sonucunda spekülatif ataklara maruz kalabilen gelişmekte olan ülkeleri, diğer sermaye hareketlerine göre daha istikrarlı bir yapı arzeden doğrudan yabancı yatırımlar bağlamında incelenmiştir. Doğrudan yabancı yatırım bileşenleri gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler açısından incelenerek global ekonomik krizin bu akımlar üzerindeki etkileri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Kriz dönemlerinde finansal türbülans artmakta bu da gelişmekte olan ülkeler için; söz konusu pazarlardan daha fazla yararlanma imkanı verebilmektedir. Sonuç olarak bu fırsatlardan hangi amaçları gerçekleştirmek için yararlanılabileceği tartışılmıştır. Abstract: The aim of this study is to examine recent history of international financial trends, particularly foreign direct investments, considered as both the reason and the result of financial liberalization within the framework spatial distribution. For this purpose analysing the financial trends from the perspective of developing countries which could be facing speculative attacks as a result of financial liberalization, the aforementioned countries have been analysed within the concept of foreign direct investments having a more stable structure with respect to other capital movements. Effects of global economic crisis on these trends have been tried to be proved by examining foreign direct investment components in terms of developed and developing countries. Financial tribulance during crisis increases and this leads the developing countries to have the opportunity to get more benefit from mentioned markets. In conclusion, how these opportunities could be used for which goals has been discussed.
Journal of International Social Research, 2016
Öz Finansal krizler küresel bir köy haline gelmiş olan dünyada domino etkisi yaparak tüm ülkeleri etkilemektedir. Ayrıca ülke ekonomilerinin küreselleşmesi finansal krizlerin etkilerini daha derinden hissedilir hale getirmiştir. Etkisi kaçınılmaz olan finansal krizlerin sonuçlarını ölçebilmek için en etkili parametrelerden olan dış ticaret, ülkeye gelmekte olan doğrudan yatırımlar ve ekonomik büyüme çalışmanın başlıca değişkenlerdir. Bu çalışmada 1994, 2001 ve 2008 finansal krizlerinin Türkiye'de doğrudan yabancı yatırım, dış ticaret ve ekonomik büyüme üzerinde olumsuz etkilerinin olup olmadığını, 1990-2011 periyodunda incelenmiştir. Söz konusu değişkenlere ait çeyrek dönemlik veriler UNCTAD, TÜİK, TEK, DPT gibi ulusal ve uluslararası kurumlardan her bir değişken için ayrı ayrı derlenmiştir. Finansal krizlerin değişkenler üzerindeki etkisini analiz etmek için Granger Nedensellik Testi ve T testi kullanılmıştır. Sonuç kısmında ise finansal krizlerin doğrudan yabancı yatırımları, dış ticareti, ekonomik büyümeyi her üç kriz döneminde de olumsuz olarak etkilediği analizlerle desteklenmiştir.
Doğrudan Yabanci Yatirimlarin Türki̇ye’Ni̇n İhracati Üzeri̇ndeki̇ Etki̇si̇: Ampi̇ri̇k Bi̇r İnceleme
DergiPark (Istanbul University), 2019
İhracat gelişmekte olan ülkelerin büyüme ve kalkınma hedefine ulaşmasında önemli bir faktör olarak kabul edilmektedir. Fakat gelişmekte olan ülkelerin ihracat performansı o ülkelerde yapılacak yatırımlara bağlıdır. Bu ülkelerde yatırım için gerekli sermaye yeterli olmadığından DYY'ler yatırım için ihtiyaç duyulan sermayeye ulaşmanın bir yolu olarak görülmektedir. Bu çalışmanın temel amacı da DYY'nin ihracat üzerindeki etkisini Türkiye örneğinde ortaya koymaktır. Daha tutarlı bir ekonometrik model için bağımsız değişken olarak DYY ile birlikte sanayi üretim endeksi, yurt içi üretici fiyat endeksi, üfe bazlı reel efektif döviz kuru ve yurt içi ticari kredi faiz oranları da modele tanımlanmıştır. Ampirik analiz 2005/1-2018/7 dönemine ait aylık veriler kullanılarak yapılmıştır. Veriler Autoregressive Distributed Lag (ARDL) sınır testi yaklaşımıyla test edilmiştir. Elde edilen ampirik bulgular uzun ve kısa dönem analizinde DYY girişlerinin ihracat üzerindeki etkisinin pozitif ve istatistiki olarak anlamlı olduğunu göstermiştir
Türki̇ye’De Yabanci Doğrudan Yatirimlarin İsti̇hdama Etki̇si̇: Zaman Seri̇si̇ Anali̇zi̇
Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 2012
Bu çalışmada, Türkiye'de yabancı doğrudan yatırımların(YDY) istihdama etkisi analiz edilmiştir. 1980-2011 dönemi verilerinin kullanıldığı analizde ADF birim kök testi, PP birim kök testi, Johansen eşbütünleşme testi ve Granger nedensellik testleri yapılmıştır. Analiz sonuçlarına göre, Türkiye'de YDY girişi ile istihdam arasında anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır. Bir diğer ifadeyle, "YDY ile istihdam hacmi arasında pozitif ilişki vardır." hipotezin geçerliliği Türkiye için doğrulanamamıştır.
Finans Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2020
Özellikle 1980'li yılların sonlarından itibaren iktisadi yönden küreselleşmenin etkisiyle beraber birçok ülke kapalı ekonomiden dışa açık ekonomiye geçiş yapmıştır. Uluslararası yabancı sermaye hareketleri hız kazanmış, doğrudan yabancı yatırımlar birçok ülke ekonomisi için büyük önem taşır hale gelmiştir. Bu çalışmada doğrudan yabancı yatırımlar ile hisse senedi piyasaları arasındaki ilişki G20 (Avustralya ve Güney Kore hariç) örneklemi için araştırılmıştır. Analizler sırasında panellerin farklı seviyelerde durağan olduğu duruma uygun olan Emirmahmutoğlu ve Köse (2011) panel nedensellik testi kullanılmıştır. 2013Q1-2019Q2 dönemine ilişkin çeyreklik verilerin kullanıldığı çalışmanın sonucunda paneller bazında doğrudan yabancı yatırımların hisse senedi piyasaları üzerinde herhangi bir etkiye sahip olmadığı anlaşılmıştır. Öte yandan ülkeler bazındaki bireysel istatistikler incelendiğinde tek ve çift yönlü nedensellik bulgularının elde edildiği görülmektedir. Elde edilen bulgular, hisse senedi yatırımında bulunan yatırımcılara yabancı sermaye girişlerinin dikkate alınıp alınmaması konusunda önemli bulgular sunmaktadır. Bununla birlikte hisse senedi fiyatlarındaki değişimin doğrudan yabancı yatırım kararlarında etkili olup olmadığı ortaya konmuştur.
Ömer Halisdemir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2016
Avrupa Birligi (AB) uyeligi aday ulkeler icin bazi kriterlerin saglanmasini gerektirmektedir. Bunlar; ekonomik, sosyal, siyasal ve hukuki kriterler olarak dort baslikta telaffuz edilebilir. Kuresellesme ile birlikte artan liberallesme, AB uyeligi surecinde aday ulkeler icin belirleyici bir ekonomik kriter olarak on plana cikmistir. Liberallesmenin; ozellestirme, dogrudan yabanci sermaye yatirimlari (DYY) ve ticaret serbestligi seklinde temel gostergeleri bulunmaktadir. Bu calismada, ayni gelir duzeyinde olan bazi AB uyesi ulkeler (Bulgaristan, Macaristan ve Romanya) ile Turkiye icin liberallesme duzeyi; ozellestirme, DYY ve ticaret serbestligi gostergelerine dayali olarak istatistiki yontemler ile analiz edilmistir. Elde edilen bulgular, ozellestirme , DYY ve ticaret serbestliginde sadece Turkiye degil ve AB ulkelerinde de yeknesaklik olmadigini gostermistir. Ayrica 2004 sonrasinda, ozellestirme ve DYY’ ler acisindan, Turkiye nispi olarak daha yuksek degerlere ulasmasina ragmen, tic...
Süleyman Demirel Üniversitesi Vizyoner Dergisi, 2020
Bu çalışmanın amacı, 1980-2018 yılları arasında vergi gelirleri, doğrudan yabancı yatırımlar ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi kırılgan beşli ülke grubu için (Brezilya, Endonezya, Hindistan, Güney Afrika, Türkiye) panel eşbütünleşme ve panel nedensellik analizleri ile tespit etmektir. Panel eşbütünleşme testi sonuçları değişkenler arasındaki uzun dönemli ilişkinin varlığını göstermektedir. Panel VECM nedensellik analizi sonuçları ise, uzun dönemde vergi gelirleri ve ekonomik büyüme arasında çift yönlü nedensellik ilişkisi olduğunu, kısa dönemde ise ekonomik büyümeden vergi gelirlerine doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi olduğunu göstermektedir. Bunun yanında, panel VECM nedensellik testi sonuçları, uzun dönemde doğrudan yabancı yatırımlarından hem vergi gelirlerine hem de ekonomik büyümeye doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi olduğunu ortaya koymaktadır. Bu sonuçlar ekonomik büyüme, doğrudan yabancı yatırımlar ve vergi gelirlerine ilişkin politikaların uzun dönemde daha etkin olduğunu göstermektedir.
JOURNAL OF LIFE ECONOMICS, 2016
2007 ortalarında ve 2008 içinde etkilerini göstermeye başlayan küresel finansal kriz dünya çapında 1929 krizinden sonra yaşanan en yaygın finansal krizdi. Bu küresel krizden en fazla etkilenen ülke grubu AB ülkeleri olmuştur. Bu çalışmanın amacı, bağımlı değişken doğrudan yabancı sermaye yatırımları (DYSY) ile bağımsız değişken kurumlar vergisi oranı arasındaki ilişkiyi bazı AB üyesi ülkelerde küresel finansal krizden önce ve sonra iki faklı dönemde (1995-2006 ve 2007-2014) araştırmaktır. Bağımlı değişken üzerinde etkileri olabilecek ticaret açıklığı ve gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) değişkenleri de modelde yer almıştır. Panel veri örneklemleri ile modeli tahmin edilerek en uygun modeller ekonometrik metodolojiye göre belirlenmiştir. Örneklem sonuçlarına göre, 1995-2006 dönemi için bütün katsayı tahminleri istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur ve bütün iktisadi bekleyişler sağlanmıştır. Öte yandan, model tahminlerinde 2007-2014 dönemi için iktisadi beklentileri karşılayacak ş...
Ekonomik Özgürlükler Ve Doğrudan Yabanci Yatirimlar: İstatistiksel Bir Analiz
Sosyal Ve Ekonomik Arastırmalar Dergisi, 2006
Yabancı sermaye akışı gelişmekte olan ülkelerin sermaye yetersizliği kısıtını aşmaları bakımından önemlidir. Bununla birlikte büyümenin sürdürülebilmesinde daha önemli olan doğrudan yabancı yatırımlar risk faktörünün düşük olduğu ülkelere yönelmektedirler. Göreceli olarak daha özgür ekonomik ortama sahip ülkeler yabancı doğrudan yatırımlar açısından riskin azaldığı ülkelerdir. Bu çalışmada doğrudan yabancı yatırımlar ile ekonomik özgürlükler ilişkisi istatistiksel yöntemlerle analiz edilmiştir. Çalışmada ekonomik özgürlük puanı yüksek olan ülkelerin, puanı az olan ülkelere göre ortalama olarak daha fazla doğrudan yabancı yatırım aldıkları tespit edilmiştir.