Bağımsal Dil Bilgisi Yaklaşımına Göre Eski Türkçe Edatlarda İstem (original) (raw)

Türkçede İlgeçlerin İstemi

Genel Türkçe sözlüklerde madde başlarındaki dil bilgisel bilgi birimlerinden biri de eylem tanımlarında verilen zorunlu ad durum biçimbirimleridir. Bilindiği gibi eylemler oluşturdukları eylem öbeklerinde zorunlu tamlayıcılara ad durum biçimbirimlerini atarlar. Bu biçimbirimler, eylemlerin anlamlarına göre değişebilir. Ör. git- eylemi zorunlu tamlayıcılara; “bir yere yönelmek” anlamında +e, “bir yerden, bir işten ayrılmak” anlamında ise +den ad durum biçimbirimini atar. Türkçede ilgeçler (son ilgeçler) de oluşturdukları ilgeç öbeklerinde tıpkı eylemler gibi zorunlu tamlayıcılara (ad durum) biçimbirimlerini atarlar. Ör. biz+e göre, şiir+e dair, sen+den başka, dün+den beri, Ayşe+yle birlikte, Ahmet+ gibi, çocuk+ için vs. Genel Türkçe sözlüklerde ilgeç tanımlarında dil bilgisel bilgi birimi olarak zorunlu (ad durum) biçimbirimleri verilmemektedir. Bu durum hem eksiklik hem de tutarsızlıktır. Bu nedenle genel Türkçe sözlüklerdeki ilgeç tanımları yeniden düzenlenmeli ve bu eksiklik giderilmelidir. Genel Türkçe sözlüklerdeki bu eksikliğin ve tutarsızlığın giderilmesi, hem ana dili kullanıcıları için hem de Türkçe öğrenen yabancılar için çok yararlı olacaktır. Anahtar Sözcükler: Sözlük, ilgeç, durum biçimbirimi, dil bilgisel bilgi, zorunlu tamlayıcı.

Eski Türkçede İrade Fiilleri (2018)

2018

Fiiller hareketi karşılayan kelimeler olarak tanımlanmış ve genellikle iş, oluş, durum fiilleri olarak sınıflandırılmıştır. Türk dilinde fiillerin sınıflandırılması genellikle yapısal olarak yapılmış, semantik sınıflandırılmasına yönelik çalışmalar ise son yıllarda görülmeye başlanmıştır. Bu bağlamda; koş-, büyü-, otur- vb. fiiller gerçekleştirildiğinde ortaya çıkan hareket, bir uzama sahiptir. Buna karşın düşün-, anla-, arzu et- vb. fiillerin bir uzama sahip olmadığı görülür. Böylesi bir uzama sahip olmayan fiillerde beklenen hareket zihnin derinliklerinde gerçekleşmektedir. Alanyazında zihnin derinliklerinde gerçekleşen hareketleri karşılayan fiil türüne mental fiil denmektedir. Öznenin eyleme döktüğü her harekette mental bir süreç vardır. Duyu organları ile algıladığımız verilerin zihinde işlenmesi, depolanması ve fiziksel bir eyleme dönüşmesi sürecine mental süreç denir. Mental sürecin aşamaları çeşitli araştırmacılar tarafından irdelenmiş, mental fiilin alt kategorileri belirlenmeye çalışılmıştır. Söz konusu mental süreçle ilgili fiiller -farklı görüşler olmakla birlikte- genellikle algı fiilleri, duygu fiilleri ve idrak fiilleri olarak sınıflandırılmış; alanyazında irade fiili terimine rastlanmamıştır. Kişinin algıları, duyguları, idrakleri ve bütün bunların sonucunda irade gösterip bir eylemi yapması düşünüldüğünde algı ile başlayan mental sürecin son aşamasında eylemin uzama kavuşmadan hemen önceki mental hareketlerini karşılayan fiillere irade fiilleri denilebilir. Bu çalışmada öncelikli olarak bir mental fiil kategorisi olan irade fiili terimi üzerinde durularak değerlendirmelerde bulunulmuş, bu bağlamda Eski Türkçe metinlerden örnekler ortaya konulmuştur. Bu tarz yoğun mental süreçleri ifade eden fiillerin Eski Türkçedeki örneklerinden hareketle dilin gelişmişlik düzeyine ilişkin verilere yönelik bir bakış açısı kazandırılmak istenmiştir.

Eski Türkçe Metinlerde Bağımsızlık Kavramı [Baskı/Dizgi Hatası Olmayan Format]

Sosyal Bilimler Çerçevesinde Bağımsızlık ve Yeniden Kuruluş/ Independence And Re-Establishment Within The Framework of Social Sciences, 2022

ARSLAN, H. Ç. (2022). Eski Türkçe Metinlerde Bağımsızlık Kavramı. Bedriye Tunçsiper ve Dilek İnan (Ed.). Sosyal Bilimler Çerçevesinde Bağımsızlık ve Yeniden Kuruluş/ Independence And Re-Establishment Within The Framework of Social Sciences (pp. 157-169) içinde, Kriter Yayınevi: İstanbul.

Türkçede Çekim İlgeçlerinin İstem Değişikliğine Art Zamanlı Bakış

Motif Akademi Halkbilimi Dergisi, 2019

ÖZ: Bir dilde sözcüklerin anlamlı birimler durumuna gelebilmesi için kullanıldıkları sözcede yer alan diğer ögelerle etkileşime geçmeleri ve bu etkileşimin de çeşitli yollarla sağlanması gerekmektedir. Bir sözcüğün belli bir anlamı karşılayabilmesinde gerekli olan diğer tüm ögelere tamlayıcı, her sözcüğün tamlayıcı ile olan ilişkisine istem adı verilmektedir. İstem kategorisi, Durum Dil Bilgisi (Case Grammar), Bağlantılı Dil Bilgisi (Dependence Grammar) ve Evrensel Dil Bilgisi'nin (Universal Grammar) bir alt kuramı olan Yönetim ve Bağlama Kuramı (Government and Binding Theory) gibi dilbilimsel yaklaşımlar çerçevesinde değerlendirilmektedir. Eylemden ada kadar tüm biçimbirimlerin istemi bulunmaktadır. Çalışmanın konusu olan çekim ilgeçleri de söz diziminde işlevini yerine getirebilmesi için öbek oluşturduğu ad ya da ad soylu sözcüğe bazı eklerle veya durumlarla bağlanmaktadır (Ör. Senin için yaşıyorum; Eve kadar yürümek istiyorum). Köktürkçeden bugüne kadar kullanılagelen çok sayıda çekim ilgeci bulunmaktadır. Söz konusu ilgeçler kendilerinden önce gelen ad veya ad soylu sözcüklerle aralarında bağ kurmakta ve sözcede belirli bir işlevi üstlenmektedir. Bahsedilen işlevin yerine gelmesinde ilgecin anlam alanının yanında, ardından geldiği sözcükle aralarındaki bağı sağlayan bağımlı biçimbirim/biçimbirimler de rol oynamaktadır. Bağımlı biçimbirimin varlığı dönemlere göre değişiklik göstermektedir. İncelenen sınırlı sayıdaki örnekler (öte, ötrü, kodı/koyı, asra/isre/esre, cânib, bigi/gibi/kibi/kimi, saru/sarı ve sıŋaru/sıŋarı) dahi göstermektedir ki, herhangi bir çekim ilgecinin bir veya daha fazla istemi vardır ve bu istemler Türkçenin tarihî dönemleri arasında değişiklik gösterebilmektedir. Bu çalışmada çekim ilgeçlerinin isteminden, istemin de art zamanlı olarak değişebileceğinden bahsedilmiş ve bu durum metinlerden tanıklanan örneklerle açıklanmaya çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: İstem, tamlayıcı, çekim ilgeci, Türkçe, art zamanlı yaklaşım. ABSTRACT: In order to be meaningful units, words should interact with other units of a sentence and this interaction ought to be provided through various methods. All other necessary items for fulfilling the meaning of a word are called as determiners, while the relation of the word with a determiner is named as valency. From verbs to nouns, all free morphemes have valency. Postpositions, the subject matters of this article, require some suffix adjunctions to nouns, which constitute word groups (i.e. Senin için yaşıyorum; Eve kadar yürümek istiyorum). There are a lot of postpositions that have been used from Old Turkic to Turkish. Postpositions in question can interact with nouns which are used before those postpositions themselves; they also have some specific functions in a sentence. Both the meaning of a postposition and a

Eski Türkçede İstek Fiili Olarak kol- Fiili ve Türevleri Üzerine

Türkbilig, 38: 143-152, 2019

Öz: Bazı gramer birimlerinin Türk dilinin ilk yazılı metinlerinden itibaren zamana ve çevreye bağlı olarak değişkenlik göstermesi doğal olmakla birlikte, aynı zaman ve çevrede çeşitlilik göstermesi, dillerin aynı gramer kategorisi için farklı stratejiler geliştirdiğini göstermektedir. Bu gramer kategorilerinden biri de istek paradigmasıdır. Diğer diller gibi Türk dilinde de istek paradigması, morfemler, morfosentaktik yapılar ve leksik birimler ile ifade edilebildiği gibi herhangi bir işaretleyicisi olmayan semantik yolla da ifade edilebilmektedir. Eski Türkçede istek paradigmasının diğer ifade şekillerinin yanı sıra fiiller ile de yerine getirildiği bilinmektedir. Bu çerçevede Eski Türkçede istek ifade eden fiillerden biri de kol-fiili ve türevleridir. Bu makalede, istek paradigmasını karşılayan fiillerden biri olan kol-fiilinin, istek anlam alanını karşılamak üzere hangi morfemlerle birleştiği, hangi durumlarda tercih edildiği gibi hususlar ile fiilin istek paradigması içindeki yeri üzerinde durulacaktır. Aynı şekilde yazıda, fiilin ekler ile genişlediği örnekler de bu çerçevede sorgulanacak ve değerlendirilecektir. Abstract: Although it is natural that as from the first written texts of the Turkic language some grammatical units vary depending on time and environment, existence of variations in the same time and environment shows that the languages have developed different strategies for the same grammar category. One of these grammatical categories is the paradigm of optative. Like other languages, in the Turkic language, the paradigm of optative can be expressed in semantic way that doesn't have any marks as well as morphemes, morphosyntactic structures, lexical units. It is known that the paradigm of optative in Old Turkic is performed by verbs as well as other forms of expression. In this context, one of the optative verbs in Old Turkic is the verb kol-and its derivatives.

İstem Sözlükleri ve Türkçe

Avrupa dillerinin sözlüklerinde, fiillerin ve diğer sözlüksel unsurların hangi tamlayıcılarla birleştiği ve bu birleşimden hangi anlamların doğduğu ayrıntılı biçimde betimlenir. Türkçe Sözlük'te ise fiillerin gerek duyduğu durum ekli tamlayıcılar eksik, dağınık, gelişi güzel ve yanlış verilmiş ya da hiç verilmemiştir. İstem sözlükleri genel amaçlı sözlükler hazırlanırken sözlüksel unsurların yapı bilgisinin betimlenmesinde başvurulacak önemli bir kaynak olarak hizmet ederler. İstem Sözlüğü (valency dictionary) sözlüksel unsurların gerek duyduğu mantıksal, söz dizimsel, şekil bilgisel, anlam bilimsel ve eş dizimsel koşul ve sınırlılıkları ayrıntılı biçimde betimleyen ve buna bağlı olarak ortaya çıkan çeşitli yapıları içeren özel bir sözlük türüdür. Dünya dillerinde sözlüksel unsurların istem bilgisi ve bu bilginin kaydedildiği istem sözlükleri yoğun ilgi görmüş, bugün birçok dilin özellikle Batı dillerinin istem sözlükleri hazırlanmıştır. Doğal dillerin mantıksal, söz dizimsel ve anlam bilimsel yapılarını betimleyen istem sözlüklerinin (valency dictionary) Türkçede yeterince ilgi görmediği ve çoğunlukla da ihmal edildiği görülür.

Eski̇ Türkçe Aç- Fi̇i̇li̇ Üzeri̇ne

Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Dergisi

ÇÜTAD Aralık 2019 Eski Türkçe Aç-Fiili Üzerine 360 texts in which the verb aç-and derivatives are seen are examined together with the complementary features they demand and examined with examples from the period texts.

8. Dil-kültür ilişkisi bağlamında Eski Türkçe yaktur-üzerine

RumeliDe, 2021

Uyguların yerleşik bir düzenle yaşamaları, benimsedikleri dinlerle birlikte hayatlarında meydana gelen değişimler, çevrelerindeki toplumlarla ilişkileri, ticarî hayatları, beşerî ve sosyal hayattaki rolleriyle, diğer Türk kavimlerinden ayrıştıkları düşünülmektedir. Nitekim Uygurların yaşadığı

Dil-kültür ilişkisi bağlamında Eski Türkçe yaktur- üzerine

RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, 2021

Uyguların yerleşik bir düzenle yaşamaları, benimsedikleri dinlerle birlikte hayatlarında meydana gelen değişimler, çevrelerindeki toplumlarla ilişkileri, ticarî hayatları, beşerî ve sosyal hayattaki rolleriyle, diğer Türk kavimlerinden ayrıştıkları düşünülmektedir. Nitekim Uygurların yaşadığı dönemlerde meydana gelen kültürel gelişimler bu düşüncelerin delilleri durumundadır. Uygur eserleri pek çok açıdan (muhteva, yazı tarzı, kâğıt kalitesi, kitap cildi, baskı vb.) göz önüne alındığında ileri düzeyde bir kültür hayatının varlığına işaret etmektedir. Bu zengin kültürel ortama dair en önemli deliller, o dönemde oluşturulan dinî ve din dışı metinlerin söz varlığıdır. Değişen yaşam koşulları ve Uygurların siyasî, sosyal, ekonomik, dinî vb. farklı sebeplerle iletişim kurdukları toplumların da etkisiyle, söz varlığında üretme/türetme/ödünçleme hususlarında pek çok değişiklik meydana gelmiştir. Benimsenen dinlerle birlikte kabul gören uygulamalar, dilde yeni sözcüklerin türetilmesine neden olmuştur. Budizm'in canlıların sevaplarını ve iyiliklerini merkeze koyan yaklaşımları, Uygurların "buyan" adını verdiği "sevap ve iyilikler" ve bunların artışı nispetinde karmalarının da iyi olacağı düşünceleri, basım ve çoğaltım faaliyetlerinin de gelişmesine neden olmuştur. Bu doğrultuda Uygurlarda sevap ve iyiliklerin artması düşüncesi ile pek çok eser çoğaltılmaya başlanmış bu faaliyetleri anlatacak yeni eylemler de dilde kullanılmaya başlanmıştır. Eser çoğaltma gereksinimine karşılık olarak dilde bu eylemi anlatmak üzere bilhassa Uygurların son dönem eserlerinde yaktur-"bastırmak, çoğaltmak, kopyalamak" eylemi ile karşılaşılmıştır. Bilhassa Tibet Budizmi çevresinde şekillenen metinlerde karşılaşılan sözcük, Eski Türkçe Dönemi sözlüklerinde yer almamış (2021 yılına kadar) ve araştırmacıların metin aktarımında farklı anlamlandırmalarıyla anlam karışıklığına uğradığı tespit edilmiştir. Bu yönüyle, eldeki çalışma, son dönem Uygur baskı tekniğinin önemli terimlerinden olan Eski Uygurca yaktur-eylemi üzerinde değerlendirmelerden oluşmaktadır. Öncelikle çalışmada, Uygur baskı tekniği ve tekniğin gelişimine mukabil "yaktur" eyleminin oluşum süreçleri ve sözcüğün metinlerde anlamlandırılma hadiseleri üzerinde durulacaktır.