Ti̇cari̇ İş Ve Tüketi̇ci̇ İşlemi̇ Kavramlarinin Ti̇cari̇ Davaya Ve Dava Şarti Arabuluculuğa Etki̇leri̇ (original) (raw)
Related papers
İş Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk ve Arabuluculuk Tutanakları
İZMİR BAROSU DERGİSİ, 2020
Arabuluculuk, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri içinde son yıllarda çok hızlı gelişmiş ve ilerlemiştir. Bu gelişmeler kapsamında önceden ihtiyari biçimde ta-raflarca uyuşmazlık çözümünde yararlanılabilen arabuluculuk yöntemi, mevzuatta yapılan değişikliklerle iş, ticaret ve tüketici hukuku uyuşmazlıklarının çoğu için dava şartı haline getirilmiştir. Bu çalışma kapsamında iş hukuku uyuşmazlıkları için ihtiyari ve zorunlu arabuluculuk süreçleri incelenecek, sözleşme niteliği taşıyan arabuluculuk anlaşma tutanaklarının geçerlilik şartları ve iptal edilmesine dair açıklamalar yapıla-caktır. ABSTRACT Mediation has developed and progressed very rapidly in recent years within alternative dispute resolution methods. In the context of these developments, the mediation method, which can be used in dispute resolution by the parties in a prior discretionary manner, has been made a case requirement for most labor and commercial law disputes by amendments to the legislation. Within the scope of this study, voluntary and compulsory mediation processes for labour law disputes will be examined and explainations on the validity conditions and cancellation of mediation agreement minutes which are of the nature of the contract will be made.
Ankara Barosu Dergisi, 2020
By recent regulations, which have come into force in Turkish Law, the method of mediation has been accepted as a prerequisite for applying to the courts for the settlement of legal disputes. The article 18/A of Act on Mediation in Civil Disputes mainly includes the provisions that refer to the procedures to be followed in compulsory mediaton. However, for what legal disputes the parties should apply to the mediator before bringing a suit in a court it refers to other regulations as well. Within this framework, it is observed that the application to the mediator for resolving the legal disputes that are subject to commercial litigation, and some claims, arising from individual and collective labour agreements (such as employer-employer receivables; compensation; and reinstatement) is regarded as a precondition to bring a suit before the Turkish commercial or labour courts. In this article, it is to argue whether the relevant provisions of Act on the Mediation in Civil Disputes Nr. 6325, Labour Act Nr. 4857, Labour Courts Act Nr. 7036 and Turkish Commercial Code Nr. 6102 would be also applied for the similar legal disputes including the foreign elements.
Araştırma Makalesi İş Hukukunun Dönüşümü ve Dava Şartı Olarak Arabuluculuk
Emek Araştırma Dergisi, 2019
Öz Neoliberal politika setleri ile birlikte iş hukukunda refah devleti dönemindeki kazanımların gittikçe gerilediği görülmektedir. Bir iktidar modeli olarak neolibe-ral politika setleri içerisindeki yönetişim uyarınca alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin gittikçe teşvik edildiği hatta talep edildiği gözlemlenebilir. Tür-kiye de tüm bu değişim ve dönüşümlerden bağımsız değildir ve özellikle Hu-kuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve İş Mahkemeleri Kanunu ile iş uyuşmazlıklarının çözümünde işçi haklarının gerilemesi bakımından Türkiye'de yeni bir yargı yolu gündemdedir. Dava şartı olarak arabuluculuğun iş uyuşmaz-lıklarında uygulanması dünyadaki örnekler açısından bir ilktir. Bu noktada be-lirtmek gerekir ki; iş uyuşmazlıklarında, kanunen yapılan değişikliklerle sadece arabulucuya gitme değil aynı zamanda süreci yürütme de maddi olarak zorunlu hale gelmiştir. Abstract With the neoliberal policy sets, it is seen that the gains in the welfare state period have declined gradually. As a model of power, it can be observed that alternative dispute resolution methods are increasingly encouraged or even demanded according to governance within the neoliberal policy sets. Turkey in terms of the decline of labor rights is not independent from all these changes and transformations. Especially with the Law Dispute Mediation Act and the new Labor Courts Act, there is a new judicial way to solve labor disputes which constitutes a downfall. The application of mediation in labor disputes as a condition of case is a first in terms of examples in the world. It should be noted at this point; with
Arabulucu İşlemleri̇ni̇n Tüketi̇ci̇ İşlemi̇ Ni̇teli̇ği̇nde Olup Olamayacaği Sorunu
İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi dergisi, 2024
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 2. maddesinde bu Kanun'un her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsadığı belirtilmiş, tüketici işlemi ise söz konusu Kanun'un 3. maddesinde oldukça geniş bir şekilde tanımlanmıştır. Bu geniş tanım çerçevesinde bir uyuşmazlığın çözümü için arabulucuya başvurulduğunda arabulucunun gerçekleştirdiği faaliyet Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun anlamında bir hizmet ve arabulucu da sağlayıcı olduğundan, uyuşmazlık tarafının da tüketici sıfatını haiz olması hâlinde arabulucu sözleşmesinin tüketici işlemi olarak kabul edilmesi gerekir. Bu açık yasal düzenlemeye rağmen öğreti ve uygulamada arabulucunun görevinin Devlet yargısını destekleyici bir faaliyet olduğu gerekçesiyle arabulucu sözleşmelerinin hiçbir koşulda tüketici işlemi olarak kabul edilemeyeceği de ileri sürülmektedir. Açık yasal düzenleme nedeniyle gerekli koşulları taşıyan arabulucu sözleşmesinin tüketici işlemi olarak kabul edilmesi zorunlu olsa da, arabulucu sözleşmelerinin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamından çıkarılması daha isabetli olacaktır. Nitekim kendine has özellikleri nedeniyle arabulucu sözleşmesinden doğan ilişki tüketici hukuku anlayışı ile pek de bağdaşmamaktadır. Ayrıca arabulucu ağırlaştırılmış objektif özen borcu altında olduğundan, bu durum karşı taraf bakımından ciddi bir soruna da yol açmayacaktır.
2020
Arabuluculuk, tarafsiz bir ucuncu kisinin taraflar arasindaki muzakere surecinde iletisimi sagladigi, muzakereyi kolaylastirdigi; taraflari, uyusmazlik hakkinda kendi cozumlerini dolayisiyla kendi kararlarini olusturmaya tesvik ettigi ve gonulluluk esasina dayanan, gizlilik icinde yurutulen dostane bir uyusmazlik cozum usuludur. Arabulucu, arabuluculuk faaliyetini yuruten gercek kisiyi ifade eder. Arabulucunun isi, uyusmazliga iliskin karar vermek degil, uyusmazliga dusen taraflari etkili bir sekilde bir araya getirip gorusturmek ve kendi cozumlerini bulmalarina yardimci olmaktir. Toplu is hukukunda da, toplu is sozlesmesi icin taraflarin pazarlik asamasinda anlasamamasi durumunda arabuluculuk zorunlu bir kurum olarak kabul edilmistir. Anayasal guvence altinda olan grev ve lokavt hakkina basvurunun adeta on kosulu olarak arabuluculuk kurumu kabul edilmistir. Boylece son care olarak dusunulen ve kimi zaman toplum geneli ile ulkenin sosyo-ekonomik refahi acisindan olumsuz neticelere g...
Bi̇reysel İş Hukukunda Arabuluculuktan Kaynaklanan Bazi Sorunlar
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
Bireysel iş hukukunda arabuluculuk kapsamında en önemli düzenleme, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun arabuluculuğu dava şartı olarak öngörmesidir. Bu düzenlemelere göre işçilik tazminat ve/veya alacağı ile işe iade talepli davalarda dava açılmadan önce arabulucuya başvuru yapılması gerekmektedir. Zorunlu arabuluculuk yargının iş yükünü azaltmaktadır. Ancak aynı zamanda yargı denetiminden uzaklaşma tehlikesi barındırmaktadır ve arabuluculuğun alternatif olma özelliğini zedelemektedir. Ayrıca arabuluculuk görüşmeleri sırasında arabulucu tarafından işçiyi koruyucu hükümlerin uygulanma ihtimali bulunmamaktadır. Dava şartının yerine getirilmesi için arabuluculuk son görüşme tutanak aslının veya arabulucu tarafından onaylı suretinin sunulması gerekmektedir. Taraf vekili tarafından onaylı suretinin sunulması halinde dava şartı yerine getirilmiş olmayacaktır. Arabuluculuk görüşmelerine konu edilmeyen tazminat ve/veya alacak kalemleri yönünden dava şartı yokluğundan dava usulden reddedil...
Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, 2019
Ġktisat bilimi sosyal bir bilim olarak varolmasına rağmen, bilhassa 1874 yılında Walras'ın "Saf Ġktisadın Öğeleri" çalıĢmasından sonra, fizik ve matematik ile fazlasıyla iç içe geçmiĢ bir yapı sergilemiĢtir. Ġktisadi birçok modelin sağlam temellere oturtulabilmesi için matematiğin kullanılması Ģart olsa da bu durum zaman içinde iktisadın sosyoloji ve psikolojiden uzaklaĢmasına sebebiyet vermiĢtir. Ancak değiĢen konjonktürde, sosyal ve ekonomik durumların net bir Ģekilde açıklanamaması sonucu olarak, 20.yüzyılın ortalarından itibaren iktisat, sosyoloji ve psikoloji iliĢkisi tekrar tartıĢılmaya baĢlanmıĢtır. Matematik ile sınırlandırılmıĢ varsayım ve analizlere dayandırılan geleneksel iktisadın temelinde insan faktörünün olması ve bu yüzden modellerde psikolojik ve fizyolojik faktörlerin de göz önünde bulundurulması gereği DavranıĢsal Ġktisatın ortaya çıkmasını sağlamıĢtır.
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2019
Tüketim zorunlu ihtiyaçların karşılanmasının ötesinde bir olgudur. Tüketiciler alışverişlerinde hedonik, faydacı veya gösterişçi tüketim davranışları gösterebilmektedir. Yapılan çalışmada tüketicilerin alışverişlerinde hedonik, faydacı ve gösterişçi tüketim davranışlarının araştırılması amaçlanmıştır. Kolayda örnekleme yöntemiyle çevrimiçi anket ve yüz yüze anket uygulanarak 416 katılımcıya ulaşılmıştır. Çalışmada, frekans analizi, tanımlayıcı istatistikler, normallik testi, güvenilirlik analizi, faktör analizi, T-testi, Anova testi ve korelasyon analizi yapılmıştır. Analiz sonucunda hedonik tüketimin alt boyutlarından olan macera ve haz alışverişi, rol alışverişi, fikir ve sosyal alışveriş ile cinsiyet arasında anlamlı farklılık tespit edilmiştir. Katılımcıların cinsiyete göre faydacı tüketim ve gösterişçi tüketim davranışlarında bir farklılık bulunamamıştır. Faydacı tüketimin alt boyutu olan planlı alışveriş ile hedonik tüketimin alt boyutlarından macera ve haz alışverişi ile sosyal ve fikir alışverişi arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Bekârların alışverişte macera ve haz alışverişi boyutuna daha çok katıldığı söylenebilir. Ayrıca çalışmada alışverişte faydacı tüketim davranışlarının medeni duruma göre farklılık göstermediği tespit edilmiştir.
Avrasya uluslararası araştırmalar dergisi, 2019
Ġktisat bilimi sosyal bir bilim olarak varolmasına rağmen, bilhassa 1874 yılında Walras'ın "Saf Ġktisadın Öğeleri" çalıĢmasından sonra, fizik ve matematik ile fazlasıyla iç içe geçmiĢ bir yapı sergilemiĢtir. Ġktisadi birçok modelin sağlam temellere oturtulabilmesi için matematiğin kullanılması Ģart olsa da bu durum zaman içinde iktisadın sosyoloji ve psikolojiden uzaklaĢmasına sebebiyet vermiĢtir. Ancak değiĢen konjonktürde, sosyal ve ekonomik durumların net bir Ģekilde açıklanamaması sonucu olarak, 20.yüzyılın ortalarından itibaren iktisat, sosyoloji ve psikoloji iliĢkisi tekrar tartıĢılmaya baĢlanmıĢtır. Matematik ile sınırlandırılmıĢ varsayım ve analizlere dayandırılan geleneksel iktisadın temelinde insan faktörünün olması ve bu yüzden modellerde psikolojik ve fizyolojik faktörlerin de göz önünde bulundurulması gereği DavranıĢsal Ġktisatın ortaya çıkmasını sağlamıĢtır.
Tüketi̇ci̇ Hakem Heyetleri̇ni̇n Türki̇ye'Deki̇ İşlerli̇ği̇: Burdur İli̇ Örneği̇
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2015
Tüketici olmak yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Küreselleşme ile birlikte, tüketim artmış ve tüketicinin haklarının korunması da giderek önem kazanmaya başlamıştır. Tüketicilerin korunmasına yönelik olarak evrensel tüketici hakları bildirgesi yayınlanmış, birçok ülke tarafından genel kabul görmüştür. Ülkemizde de evrensel tüketici hakları kabul edilmekle birlikte tüketicilerin haklarını korumak için tüketici hakları kanunları çıkartılmıştır. Tüketicilerin satın aldıkları veya edindikleri bir ürün, mal ya da hizmet ile ilgili beklenen faydayı sağlayamamaları ya da mal veya hizmetin ayıplı, kusurlu olması durumunda tüketicilerin hakkını arayabileceği sistemin oluşturulmasının önemli bir yer tuttuğu düşünülmektedir. Ülkemizde 4077 Sayılı Kanun'la başlayan ve 6502 sayılı Kanunla yetkileri genişletilen Tüketici Hakem Heyetlerinin, tüketicinin haklarını arayabileceği kurumlar olarak hukuk sistemimize işlerliğinin arttığı görülmektedir. Bu çalışmanın amacı; tüketicilerin karşılaştık...