CAHİLİYE DÖNEMİ ŞAİRİ İMRUʾU'L KAYS VE ANKARA (original) (raw)

CAHiLiYE DÖNEMİNDE SÜVARİ ŞAİRLER

2002

Cahiliye Dönemi Arap toplumunun günlük işlerinde kullanılan ve "Sefinetu's-sah-• ra'" (çöl gemisi) adı verilen devenin yerini, yüksek manevra kabiliyeti sebebiyle savaşta, eski çağlardan beri insanın yoldaşı olan at alıyordu. Atların sevk ve idaresinde mahir olan "el-fursan" adı verilen savaşçı binicilerin bazılarının şairlik yönü çok güçlü idi. Yazının henüz yaygın olarak kullanılmadığı ama, belligat ve fesahatin ileri derecede geçerli ve etkili olduğu toplum üzerinde şair/erin kahramanlık/arının yanı sıra şiirleri de etkili olmuştu. Çalışmamızda kabileceliği her şeyin üstünde tutan Cahiliye toplumunun içinden çıkan binici şairlerden bazılarının şiirlerinin ortaya konulması hedeflenmektedir.

ANKARA HAMAMÖNÜ KENTSEL YANİLEME ÜZERİNE

ANKARA HAMAMÖNÜ KENTSEL YANİLEME ÜZERİNE Araştırma, Eleştirme, Sonuç ve Öneri., 2018

Kentleşme aslında kaçınılmaz bir durumdur. Diğer tarafta, kentleşmenin bir sonucu olarak bir takım sorunların ortaya çıktıkları görülmektedir. Kentleşmenin temelinde ekonomik, teknolojik, sosyo-ekonomik ve siyasal endenler bulunmaktadır. Bu tür nedenlerle kentleşmenin hızlanmasıyla beraber ortaya bir takım sorunlar çıkmaktadır. Çarpık kentleşme, nüfusun hızlı bir biçimde artış göstermesi ve gecekondulaşma söz konusu sorunların bazılardır (Alparslan ve Tüter, 2016: 12).

İZMİR KALESİ'NİN KAYIP KİTABESİ

Kitabeler, tarihî binaların kimlik kartları olduğu kadar aynı zamanda o binanın ve hatta beldenin aidiyetlik, sanat ve medeniyet nişanesidirler. Kitabeler üzerine yaptığı çalışmalarla adından söz ettiren yazarımız, bu sefer çalkantılı bir tarihî geçmişe sahip İzmir'de, şehrin mührü mesabesindeki Fatih devrine ait kale kitabesini ve keşif hikâyesini sizler için kaleme aldı…

YÜK TAŞIMACILIĞININ ŞEHİR İÇİ KARAYOLU HACMİNE ETKİLERİNİN KESTİRİMİ: İZMİR ÖRNEĞİ

Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi, 2012

Şehir içi ulaşım sorunlarının çözümüne ilişkin planlama yaklaşımlarında bireylerin yolculuk taleplerinin yanı sıra her türden malların hareketlerinin kestirimlerinin de dikkate alınması gerekmektedir. Bu gereklilik her ölçekteki ve özellikle yoğun bölgesel ilişkiler içeren şehirler için farklı düzey ve biçimlerde ortaya çıkmaktadır. Üretim ve tüketim ilişkilerinin yanı sıra ekonomi nedeniyle de şehir yol ağlarının doğrudan yük taşımacılığından etkilendiği görülmektedir. Çalışma bu etkilenmenin şehir planlama ve ulaştırma sürecinde ele alınıp ileriye dönük çözümler kapsamında nasıl değerlendirilebileceğine ait bir örnek yaklaşım olarak düşünülmüştür. Örnek olarak İzmir merkez şehirsel alanı alınmıştır. Bu alan yaklaşık olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 3030 sayılı yasa dönemindeki yetki ve sorumluluk sınırlarını kapsamaktadır. Yük yaratım merkezlerinin şehir içindeki konumları ve ağırlıkları, yük hareketi niteliğindeki toplam taleplerin ortaya çıkmasına doğrudan neden olmaktadır. Aynı zamanda transit trafik içinde de yoğun bir biçimde yük taşıtlarının bulunduğu görülmektedir. Şehir içi yol ağlarının özellikleri nedeniyle yük taşıtlarının her kademedeki yollar üzerinde görülmesi de olasıdır. Bu nedenlerle yük taşıt hareketleri yoğunluklarının, yük yaratım merkezlerinin konum ve ağırlıklarıyla ilişkilendirilmesi düşünülmüştür. Yük hareketlerinin çeşitli nedensellik ilişkileriyle ölçümünün geliştirilebileceği, bu amaçla kullanılabilir parametrelerin var olabileceği, bu çalışmanın varsayımları olarak kabul edilmiştir. Çalışmada İzmir’deki yük taşımacılığının ölçümü, metropoliten iş merkezini ve bazı kümeleşme alanlarını çevreleyen sınırlardan geçen taşıtların yoğunluğu ile bu alanların sınırları içindeki yük yaratım merkezlerinin konumları ve ağırlıkları birlikte değerlendirilmeye çalışılmıştır. Yaklaşımın aşamaları ise;  İzmir’de yük yaratım merkezlerinin türleri, konumları, ağırlıkları ve karayolu trafiğinde yaklaşık ölçüm değerlerinin saptanması.  İş merkezi çevresinden geçen sınır ile bazı kümeleşme alanlarının sınırlarının çizilmesi, sayım noktalarının belirlenmesi.  İç trafik açısından yük taşıt hareketlerinin yoğunluklarının saptanması, olarak belirlenmiştir

ANKARA HACI İVAZ MESCİDİ

Özet Erken Osmanlı Devri mimari eserlerinden biri olan yapı, Ankara'da Oğuz Mahallesi'nde yer almaktadır. Daha önceleri birçok yayında bahsedilen bina çalışmamızda, mimari ve süsleme özellikleriyle ayrıntılı bir biçimde tanıtılmıştır. Mescit süsleme özelliklerine dayanılarak araştırmacılar tarafından, 14.yy'ın sonları ile 15.yy'ın başı arasındaki döneme tarihlendirilmektedir. Mescidin banisinin, ünlü devlet adamı ve aynı zamanda da mimar olan Hacı İvaz Paşa olduğu kabul edilir. Ankara'daki ev görünümlü mescitlerden biri olan Hacı İvaz Mescidi'nin zeminden tavana kadar yükselen asıl mihrabı, tamamen alçı malzeme ile yapılmış, geometrik ve bitkisel tezyinata sahiptir. Binada ahşap direklerle taşınan ahşap tavan kurgusu ve tavanda yer alan süslemeleri ile de yapı, büyük bir önem arz etmektedir. Ayrıca mescidin alçı süslemelerinde kullanılan geometrik bezemeler Anadolu Selçuklu Dönemi, bitkisel bezemeleri ise Erken Osmanlı Dönemi tezyinatı özelliklerini taşır. Ankara'daki Anadolu Selçuklu, Anadolu Beylikler Dönemi ve Erken Dönem Osmanlı yapılar zincirinin bir parçası olan mescit, kendinden öncekiler ve kendinden sonrakiler arasında bağ kurması dolayısıyla da Türk Sanatı açısından önemli bir yere sahiptir.

ANKARA KURŞUNLU CAMİİ LİSANS BİTİRME TEZİ

ANKARA KURŞUNLU CAMİİ, 2021

Lisans Bitirme Tezim Olan Kurşunlu Camii' yi Detaylıca Araştırıp Anlattım. Bilgilerinize. -Kursunlu Mosque includes a detailed research. My undergraduate thesis.-

EDEBİYATIMIZIN KLASİK DÖNEMİNDE AKSARAY ŞAİRLERİ VE AKSARAY'DA ŞİİR ORTAMI

Öz Klasik dönemde Aksaray'da eser vermiş şairlerin en belirgin özelliği birçoğunun tasavvuf muhitlerinden çıkmış olmalarıdır. Bu dönemde şiirleri ile öne çıkan isimler çoğunlukla tasavvufî çevrelerin önemli şahsiyetleri olarak temâyüz ederler. Bu şairle-rin çoğu şiir vadisinin dışında dinî ilimlerle de uğraşmış, bu alanlarda da eserler ver-mişlerdir. İlim sahasının önde gelen isimleri de olan bu şairlerin bir kısmının Türkçe gibi Arapça ve Farsça'ya da hâkim oldukları görülmektedir. Klasik dönemde Aksa-ray'da yaşamış şairler tarafından tasavvufî düşünce temelinde, çoğunlukla sanat kaygısı güdülmeksizin telif edilen şiirler, dinî ve hikemî hakikatlerin aktarıldığı araçsal metinlerdir. Bununla birlikte yaşanılan dönemin sosyal problemlerinin dile getirildiği şiirler de mevcuttur. Bu çalışmada klasik dönemde Aksaray'da yaşamış şairler ve eserleri ele alınmış, elde edilen bilgiler doğrultusunda Aksaray'daki şiir ortamına iliş-kin genel bir değerlendirme yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Klasik Dönem, Aksaray, Şair, Şiir, Tasavvuf. Aksaray Poets in Turkish Classical Poetry and Peotical Environment in Aksa-ray Abstract Most prominent feature of poets who lived and composed in Aksaray is their relation with mystic circles. Many important poets in this era were prominent figures in these circles. These poets were also interested in religious sciences and they wrote books in these areas. It is known that some of these poets were writing poetry in ———— * Yrd. Doç. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, muratak57@hotmail.com.

TÜRKİYE'DE KAMU GİRİŞİMCİLİĞİNİN VE İDARİ REFORMUN KÖKENLERİ

Kamu girişimciliği ve idari reform birlikte düşünüldüğünde nesnel bir tartışma çerçevesinin kurulması ilk bakışta güç görünmektedir. İktisadi ve idari politikalar açısından devletçilik ve liberalizm üzerinden kutuplaşmanın yarattığı kısır döngü, daha net bir tartışma çerçevesi kurmamızı engellemiştir. Siyasal düzlemde yaptığımız sağ ve sol kavramsallaştırmaları yardımıyla daha da somutlaştırmaya çalıştığımız çerçeveyi tarihsel içeriğe atıfla netleştirerek, dönemin koşulları içinde yürütülen politikaların hangi dinamiklerle inşa edildiğini anlama şansımız olacaktır. Kapitalist ekonominin ancak ve ancak piyasa mekanizması yoluyla açıklanabileceği varsayılan sermaye birikimi sürecine dayalı olduğunu savunan liberal iktisadi yaklaşım, iktisadi politikaların sonuçlarından etkilenen çeşitli toplumsal kesimlerin/tarafların/sınıfların görüntü alanı içine girmesini engellemektedir. Keza devletçi politikanın da kendinden menkul, bir tür öz amaçlılığa (autopoiesis) hizmet ettiği, bunun sonucu olarak da toplumsal sınıflardan bağışık bir politikanın uzantısı olarak tarih-dışı bir özneye yaptığı vurgu düşünüldüğünde, liberal iktisadi politikanın yaklaşımına benzer yanılsamaları taşıdığı anlaşılmaktadır. Bu çalışmada tüm bu güçlüklerin aşılabilmesi için idari reformun ve iktisadi politikanın paralel tarihsel kategoriler içinde toplumsal, siyasal öznelerin gözlemlenebilen bir çerçeveye oturulması amaçlanmaktadır.