Mehmet Âkif’in Ufku: Batı’nın Doğu Politikasına Erken Bir Bakış (original) (raw)

Necip Fazıl Kısakürek’e Göre Doğu ile Batı Arasında İnsanın Mahiyeti

Necip Fazıl Kısakürek’e Göre Doğu ile Batı Arasında İnsanın Mahiyeti, 2024

Özet Medeniyetlerin insan anlayışı, o medeniyetin diğer kabullerinin en temel belirleyicisidir. Bu sebeple bir medeniyeti kavrayabilmek için öncelikle o medeniyetin insanı nereye konumlandırdığını anlayabilmek önemli ve gereklidir. Doğu ve Batı medeniyeti, tarih boyunca var olmuş medeniyetler içinde diğerlerinden daha büyük ve daha etkili olarak kabul edilebilecek kapsamlı iki medeniyettir. Bu iki medeniyetin varlığa, insana, bilgiye ve dolayısıyla hayata bakışı pek çok noktada birbirinden ayrılmaktadır. Bu iki geniş medeniyetin altında bu çalışmada Doğu Medeniyeti adı altında İslam tasavvuf anlayışının insan telakkisi, Batı Medeniyetinde ise hümanist düşünce ele alınmıştır. Hümanist düşünce ile tasavvufî düşüncenin insana yaklaşımı, Necip Fazıl Kısakürek’in Batı Tefekkürü ve İslâm Tasavvufu adlı çalışması temelinde incelenmiştir. Buradaki düşünceyi destekleyici olarak başka kaynaklardan veriler ile de çalışma desteklenmiştir. İlgili kaynaklardan elde edilen bilgiler karşılaştırmalı bir biçimde yorumlanarak çalışma sonuçlandırılmıştır. Bu kitabında Kısakürek, Batı medeniyetinin temelinde yer alan felsefe ile Doğu medeniyetinden kabul edilen İslam tasavvuf düşüncesini karşılıklı olarak ele almıştır. Kısakürek’e göre Batı’nın en büyük özelliği, kendi mevcut durumunu aşmak ve ilerlemek adına madde aşkı ile tabiat zevkine yüksek derecede önem göstermesidir. Bu sebepten dolayı da Batı, iç âleme yani bâtına yabancı ve uzak kalmıştır. Tasavvufta ise bunun tam aksine tüm çaba, zâhiri değil bâtını güzelleştirmek adınadır. Böyle temel bir farklılığa sahip iki bakış açısının insana yükledikleri anlam ve sorumluluk da birbirinden farklıdır.

Darülfünun’da Batı Algısına Bakış: Usûl-i Hikmet-i Tabiiye Örneği

Osmanlılar, başta fizik olmak üzere, birçok bilim dalında yazılı eserler vermişlerdir. Bu eserler içerisinde, dönemin eğitim algısını ortaya koyması ve eğitimde değişimi göstermesi açısından belirli bir öneme sahip olanlar, şüphesiz ki ders kitaplarıdır. Nitekim fizik disiplininde, genel amaçla yazılmış birden çok eser tespit edilebilirken, ders kitabı niteliğinde kaleme alınmış eserlerin, dikkati çekecek kadar az olduğu görülür. Genel amaçlı fizik kitaplarına, İbrahim Müteferrika’nın (öl-1747) Füyuzat-ı Mıknatısiye’si, Yahya Naci Efendi’nin (öl-1824) Risale-i Hikmet-i Tabiiye’si, yine Yahya Naci Efendi’nin Risale-i Seyale-i Berkiye’si ile Mühendishane’nin Baş Hocası İshak Efendi’nin Mecmua-i Ulum-ı Riyaziye’sini örnek göstermek mümkündür. Fizik disiplini için ise yazılmış ilk ders kitabının, Darülfünun Hocalarından Mehmed Emin Derviş Paşa’ya ait olduğu bilinmektedir. Bu bildiri, Mehmet Emin Derviş Paşa’nın, fizik dersinde okutulmak üzere kaleme aldığı Usul-i Hikmet-i Tabiiye (Doğa ...

Doğu ve Batı Tasavvuruna Dair Betimsel Bir Analiz

Doğu ve Batı Tasavvuruna Dair Betimsel Bir Analiz, 2024

The aim of this study is to analyze the perceptions and connotations of the concepts of the East and the West and to analyze the semantic context and ideological constructions of the meanings attributed to these concepts. Beyond a geographical or cartographic definition, the East and the West are multidimensional ideological constructions that encompass political, religious and ethnocultural distinctions. The identity politics (us and them) that these ideologies feed on constitute an example of "imagined/imaginary geographies" that are essentially constructed through capital and power relations. The focus of this study is to analyze the meanings attributed to the East and the West, what kind of connotations the discourses and imaginations of these concepts evoke and how they structure geographical space. In order to reach these observations, first of all, how imaginary geographies are constructed through Orientalist and Occidentalist discourses, which provide the theoretical basis for the image of East and West, is discussed in detail. The research was designed according to a qualitative research design. The sample group of the study consisted of 240 participants studying in six departments (Basic Islamic Sciences,

Abdurrahman Munîf’in “Sibâku’l-Mesâfâti’t-Tavîle” Adlı Romanında Doğu Kültüründen İzler

Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2020

Yazmis oldugu eserlerinin cogunlugu, dogu odakli olmasi sebebiyle dogu yazari olarak bilinen Abdurrahman Munif, modern Arap edebiyatinin bu alanda onemli simalarindan birisi haline gelmistir. Eserlerinde dogu temasini tarafsiz bir anlayisla ele almaya calisan yazarin Sibâku’l-Mesâfâti’t-Tavile adli romaninda, bir Ingiliz ajaninin dogu ulkelerinin birinde yaptigi istihbarat faaliyetleri sirasinda yasadiklarini, biraz politik birazda duygusal bir kurguyla okuyucuya sunmustur. Munif, bunu yaparken orta doguda, bugun halen devem eden gizli oyunlarin, perde arkasini kurgulayarak okuyucuya aktarmistir. Munif, romanini kurgularken doguya disaridan bakan bir kisinin aktaramayacagi kadar detayli bilgileri, satir aralarinda okuyucusuna aktarmaktan geri durmamistir. Romanin konusunun yakin tarihle ilgili olmasi, yasadigimiz ulke itibariyle orta dogu cografyasina olan yakinligimiz ve batinin doguya bakis acisini detayli bir sekilde gozler onune sermesinden dolayi boyle bir calismayi ele almak f...

Büyük Doğu Dergisi ve Necip Fazıl Kısakürek Düşüncesinde Doğu-Batı İkilemi

Necip Fazıl Kısakürek, sadece uzun bir ömür sürmekle kalmamış aynı zamanda -düşünce hayatı gençlik yaşlarında başladığı için- yazar ve mütefekkir olarak da uzun bir ömre sahiptir. 1930’lu yıllarda fikrî yazılar yazmaya başlayan Necip Fazıl, söz konusu bu yıllarda yayımlanan yazılarından da anlaşılacağı üzere “sekülerleşme” ve “modernleşme” taraftarıdır. Daha sonraki yıllarda gerek Bergson felsefesinin etkisi gerekse Abdülhakim Arvasi Hazretleri ile tanışması ile seküler-modern bir çizgiden maneviyatçı bir çizgiye geçiş yapmıştır.

Doğu’da Yönetimin Esasları: Nizamü’l Mülk’ün Siyasetnamesi Üzerine Bir Değerlendirme

2017

Bu arastirmanin amaci “yonetim” kavraminin Dogu’daki algilanisinin temelleri uzerine betimleyici bir cerceve sunmaktir. Bu amacin gerceklestirilmesi icin Dogu’da yonetim tarihinin en etkileyici kaynaklari arasinda gosterilen “Nizamu’l Mulk’un Siyasetnamesi” uzerinde kapsamli bir analiz yapilmis ve yonetim ile ilgili bakis acisi (paradigma) degerlendirilmeye calisilmistir. Nitel arastirma yonteminin kullanildigi arastirmada, eserin Turkce tercumesi nitel veri analiz yontemleriyle tahlil edilmistir. Bu kapsamda Nizamu’l Mulk’un yonetim hakkinda; kullandigi kavramlar, fikirlerini savunma metodolojisi ve ulastigi sonuclara dayanarak Dogu’da yonetimin esaslari ile ilgili 44 konu ve 9 tema tespit edilmistir. Elde edilen bu konu ve temalar, modern yonetim anlayisinda tartisilan bircok konu ile mantiksal kurgu acisindan benzer ozellikler tasirken bazi konularda ise farklilasmakta, yeni bakis acilarinin olusmasina kapi aralamaktadir.

Safahat’tan Hareketle Mehmet Aki̇f’in Zamanını Ve Batı'yı Değerlendi̇ri̇şi̇

Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2015

Osmanlı Devleti'nin son yıllarına ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ortaya çıkışına tanıklık eden Mehmet Akif Ersoy, imparatorluktan millî devlete geçişte ortaya çıkan birçok zorluğu bire bir yaşar. Bu sıkıntılı dönemde yaşananlar, Avrupa'ya bakışı derinden etkiler ve zamanla, Türk milletinin gözündeki perdeyi kaldırarak Batı'nın maskesini düşürür. Kendi döneminde Akif, işte böylesine bir aydınlanma ateşini yakan insanlardandır. Doğu'yu, Batı'yı, yaşadığı coğrafyayı ve mensubu bulunduğu milleti çok iyi tanıyan yazar; Batı'nın ilmî değerlerinin ve birikiminin de farkındadır. O, Batı'nın birikimine düşmanca tavır takınmaz ve ayakta durabilmek, varlığımızı sürdürebilmek için ondan istifade edilmesi gerektiğini düşünür. Bu makalede, olumlu ve cezbedici taraflarının yanında Batı'nın bizim için tehlike arz eden yönleri, Akif'in Safahat'ından hareketle ortaya konulmaya çalışılacaktır.