SINIF YÖNETİMİ VE ÖĞRETMENLERİN MESLEKLERİNE İLİŞKİN ALGILARI ARASINDAKİ İLİŞKİ (Kayseri Merkez İlçe Örneği) (original) (raw)
Related papers
SINIF YÖNETİMİ VE ÖĞRETMENLERİN MESLEKLERİNE İLİŞKİN ALGILARI ARASINDAKİ İLİŞKİ.pdf
Çeşitli etmenler, öğretmenlerin mesleklerine ilişkin tutumlarını etkiler. Bu etmenlerden bir de, zamanının çoğunu geçirdiği ve sıkça stres yaşamalarına yol açan sınıf ortamıdır. Sınıfta stres kaynağı olarak görülebilecek iki unsur; öğrencilerin ciddi sorun oluşturan davranışları (CSOD'lar) ile öğretmenlerin verdiği cezalardır. Bu çalışma; CSOD'lar, verilen cezalar ve öğretmenlerin mesleklerine ilişkin algıları arasındaki ilişkileri belirlemeyi amaçlamıştır. Bu amaçla, bir anket hazırlanmış ve ilköğretim ikinci kademedeki 141 İngilizce öğretmenine uygulanmıştır. Çözümlemeler; yaşanan sorun davranışlarla uygulanan cezaların sıklığı ve katılığı arasında ilişkiler olduğunu göstermiştir. Öğretmenlerin daha sık gözledikleri istenmeyen davranışlara daha sık ve daha katı ceza uyguladıkları belirlenmiştir. İstenmeyen davranışla daha sık karşılaşan öğretmenlerin, mesleklerine ilişkin daha olumsuz bir tutum geliştirdikleri gözlenmiştir. Anahtar Sözcükler: Ciddi sorun oluşturan davranışlar, cezalar, öğretmenliğe ilişkin algılar * Yrd. Doç. Dr.; Erciyes Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Yabancı Diller Eğitimi Bölümü. u Adem Sultan Turanlı Millî Eğitim u Say› 188 u Güz/2010 145
SINIF ÖĞRETMENLERİNİN ÖZEL ALAN YETERLİKLERİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ (KİLİS İLİ ÖRNEĞİ)
Araştırmanın amacı sınıf öğretmenlerinin kendi görüşlerine göre özel alan yeterliklerine sahip olma düzeylerini belirlemektir. Veriler Kilis ili merkez ilçesindeki devlet okullarında görev yapan 222 sınıf öğretmeninden toplanmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Milli Eğitim Bakanlığı'nın yayınladığı Sınıf Öğretmenliği Özel Alan Yeterliğine göre uyarlanan anket kullanılmıştır. Yeterlik düzeylerinin derecelendirilmesinde ölçüt olarak yine bakanlığın belirlediği düzeyler kullanılmıştır (A1 A2 ve A3). Araştırma sonucunda Kilis ili merkez ilçesinde yer alan resmi ilköğretim okullarında görev yapan tüm sınıf öğretmenleri kendilerini 8 yeterlik alanında da A2 düzeyinde yeterli görmektedirler. Öğretmenlerin kendi yeterlik düzeylerini belirlemeye yönelik görüşlerinde cinsiyet değişkenine göre hiçbir yeterlik alanında anlamlı bir fark görülmemiştir fakat Eğitim düzeyi ve kıdem değişkenlerine göre bazı farklılıklar bulunmuştur.
SINIF ÖĞRETMENİ ADAYLARININ BAŞARI YÖNELİMLERİ İLE MESLEKİ KAYGI DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ
Bu araştırmanın amacı sınıf öğretmeni adaylarının başarı yönelimleri ve mesleki kaygı düzeylerinin cinsiyet ve sınıf düzeyi açısından incelenmek ve başarı yöneliminin mesleki kaygıyı yordayıp yordamadığını belirlemektir. Araştırmanın çalışma grubunu Erciyes ve Cumhuriyet üniversiteleri Eğitim Fakülteleri Sınıf öğretmenliği programlarında öğrenim gören ve basit tesadüfi eleman örnekleme yöntemiyle seçilen (%% 26,2’si erkek; %% 73,8’i kadın ) 321 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada öğrencilerin başarı yönelimleri “2x2 Başarı yönelimleri ölçeği ile mesleki kaygı düzeyleri 8 alt boyutlu “Mesleki Kaygı Ölçeği” ile ölçülmüştür. Araştırmada ayrıca kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Veriler çözümlenirken, t testi, f testi, Pearson korelasyon tekniği ve çoklu doğrusal regresyon analizi kullanılmıştır. Araştırma sonuçları başarı yönelimi ve mesleki kaygı açısından cinsiyet ve sınıf düzeylerine göre bazı boyutlarda anlamlı bir farkın olduğunu ayrıca başarı yöneliminin mesleki kaygının önemli bir yordayıcısı olduğunu göstermiştir. Bu araştırmanın sonuçları ilgili literatür çerçevesinde tartışılmış ve gelecek araştırmalara yönelik öneriler sunulmuştur.
SINIF ÖĞRETMENi ADAYLARININ ÖZ YETERLiK VE iLETİŞİM BECERİLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ
ÖZET Bu araştırmada sınıf öğretmeni adaylarının öz yeterlilik inancı ve iletişim becerileri ile cinsiyetin bu becerilere etkisi incelenmiştir. Araştırmada tarama yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini sınıf öğretmenliği 4. sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Örneklemi, Selçuk Üniversitesi, Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü Sınıf Öğretmenliği Ana Bilim Dalı’ında 4. sınıfta okumakta olan 240 öğrenci oluşturmaktadır. Verilerin analizi SPSS paket programı ile yapılmıştır. Analizlerde “Pearson Momentler Çarpım Korelasyon” analizi ve “t testi” ile çözümleme yapılmıştır. Yapılan analiz sonucunda sınıf öğretmeni adaylarının iletişim becerileri ve öz yeterlilikleri arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu, iletişim becerileri ve öz yeterlilikleri algılarının cinsiyet değişkenine göre farklılaşmadıkları sonucuna ulaşılmıştır. Sınıf öğretmeni adaylarının öz yeterliklerinin ve iletişim becerilerinin geliştirilmesi için yeterli düzeyde eğitim verilmesi önerilmiştir.
ÖĞRETMENLERİN SINIF İÇİ İLETİŞİM SÜRECİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ
Celal Teyyar UĞURLU Soner DOĞAN Ayşe GÖKTEPE ÖZET Bu çalışmanın amacı öğretmen-öğrenci ilişkilerinin öğretmenlere ve öğrenciler olan etkilerinin öğretmenlerin görüşlerine dayanılarak değerlendirilmesidir. Nitel bir çalışma olup veri toplamak amacıyla, ilgili literatür ve ders kitapları taranmış, araştırmada kullanılmak üzere on tane açık uçlu soru hazırlanmıştır. Sorular çalışma grubunda yer alan rastgele seçilmiş yirmi öğretmene yöneltilmiştir. Elde edilen bulgulara göre ilkokul ve ortaokul öğretmenleri öğrencilerini anlayabilmek için empati yöntemini kullandıklarını, gerekli gördükleri zaman ceza yöntemi kullandıklarını, öğrencilerin derse hazırlıksız gelmelerinin öğrenmeyi ve sınıf içi iletişimi olumsuz etkilediğini, öğrencileri ile sevgiye dayalı iletişim kurabildiklerini, hatalı oldukları zaman bunu kabul etmenin güç ve disiplin kaybına neden olmayacağını ve öğrencileri ile karşılıklı güvene dayalı bir iletişim kurduklarını ifade etmişlerdir. Anahtar kelimeler: İletişim, öğretmen, öğrenci, ilişki, sınıf içi iletişim, sınıf yönetimi GİRİŞ İletişim sözcüğü haberleşmeyi de içeren geniş kapsamlı bir ileti alışverişi anlayışını yansıtır (Engin ve Birol . İletişim, anlamları ortak kılma, bilgi üretme ve anlamlandırma süreci ya da emirlerin, enformasyonun, düşüncelerin ve açıklamaların aktarılma ve iletilme süreci olarak da tanımlanabilir Mark ve Wulf, 1999; Dökmen, 2003).
ÖĞRETMENLERİN SINIF İÇİ YETERLİKLERİNE İLİŞKİN BİR ARAŞTIRMA(Ankara İli Örneği)
2009
Bu arastirmanin amaci; ogretmenlerin sinif ici yeterliklerini ortaya koymak ve sinif ici yeterliklerle cesitli degiskenler arasindaki iliskiyi belirlemektir. Arastirma, bir durum calismasi seklinde yapilmistir. Arastirma, Delphi teknigi ile belirlenen ogretmen yeterlikleri sonucunda gelistirilen gozlem formunun on uygulamasi ve asil uygulamasi ile gerceklesmistir. Arastirmanin calisma grubunu, Ankara ili Mamak ilcesi ilkogretim ve ortaogretim okullarinda gorev yapan 115 ogretmen olusturmustur. Ogretmenlerin sinif ici yeterliklerini belirlemek uzere 53 maddeli likert tipi besli dereceleme olceginden olusan gozlem formu kullanilmistir. Arastirmaci tarafindan gelistirilen olcme aracinin on uygulamasi yapilmis, guvenirlik calismasi yapilmis ve gecerlik icin arac ilgili uzmanlarin goruslerine sunulmustur. Arastirmada elde edilen veriler, SPSS programi kullanilarak cozumlenmistir. Ogretmenlerin sinif ici yeterlikleri konusundaki verdikleri yanitlar frekanslardan, yuzdelerden ve aritmetik ...
SINIF ÖĞRETMENLERİNİN UYUM VE HAZIRLIK ÇALIŞMALARINA İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ
Pegem
Aslı GÜNDOĞAN ÇÖGENLİ Aybüke UÇANSOY Özet Bu çalışmada, uyum ve hazırlık çalışmalarına ilişkin öğretmen görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Nitel araştırma deseninin benimsendiği araştırmada veriler, 10 birinci sınıf öğretmeninden yarı yapılandırılmış görüşmeler yoluyla toplanmıştır. Verilerin analizinde betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada öğretmen görüşlerine etkinlik, süre, öğrenci, diğer derslere hazırlama, öğretmen, veli ve öneriler temaları oluşturulmuş; her temaya ilişkin alt temalar ve kodlar belirlenmiş ve kodlar açıklanırken öğretmenlerden alıntılar yapılarak örnek görüşlere yer verilmiştir. Araştırma bulgularına göre öğretmenlerin uyum sürecinde zorluklar yaşadıkları belirlenmiş ve bunlara ilişkin çözüm önerileri sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Uyum ve hazırlık çalışmaları, öğretmen görüşleri Abstract Türkiye'de 2012 yılında "4+4+4" olarak adlandırılan Kademeli Zorunlu Eğitim Sistemi ile Türk Eğitim Sistemi'nde köklü değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Bu köklü değişiklikler kapsamında okula başlama yaşı 5'e düşürülmüş; bu durum öğrencilerin daha erken yaşta okuma-yazma öğrenmesini gündeme getirmiştir. Bu değişiklik kapsamında, Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından "Uyum ve Hazırlık Çalışmaları" adında bir yönerge uygulamaya konmuştur. Yönerge, 2012-2013 öğretim yılından itibaren okula başlayan ve 60 ayını doldurmuş öğrencilere yönelik, okullarda ilk 3 ayda gerçekleştirilmesi gereken etkinlikleri kapsamaktadır. Uyum ve hazırlık çalışmalarının amacı, ilkokula yeni başlayan öğrencilerin okula, arkadaşlarına, öğretmenlerine, öğretim etkinliklerine uyumunu kolaylaştırmak; birinci sınıf derslerine hazırlık çalışmaları yaparak okumayazma çalışmalarına temel oluşturmak ve Hayat Bilgisi, Matematik, Görsel Sanatlar, Müzik, Oyun ve Fiziki Etkinlikler derslerindeki kazanımları belli oranda ele almaktır. Bu bağlamda Türkçe dersinde, uyum ve hazırlık çalışmaları süresince, "görsel okuma, dinleme, sesleri tanıma, ses benzerliği, iletişim kurma, görsel algının geliştirilmesi, dikkat becerilerinin geliştirilmesi, ses farkındalığı ve yazı bilincinin oluşturulması ve çizgi çalışmaları gibi becerilerin yapılandırılması" amaçlanmıştır. Hayat Bilgisi dersinde, genel olarak sınıfına ve okuluna uyum; kendini, arkadaşlarını ve okulunu tanıma; sınıf ve okul kurallarını öğrenme; öz bakım becerilerini edinme, değerlerimizi tanıma; günlük yaşam becerilerin yanı sıra, araştırma ve yeni şeyler öğrenme isteğinin kazandırılması gibi becerilerin edinimi hedeflenmiştir. Matematik dersi kapsamında, öğrencilerin muhakeme yapma ve problem çözme becerilerini geliştirmek amacıyla sıraya koyma, kıyaslama, hatırlama, eşleştirme, sayıları günlük hayatta kullanma, basit ölçme çalışmaları yapma, nesneleri gruplama, örüntü tamamlama, görsel algıyı destekleme gibi çalışmalar yer almaktadır. Oyun ve Fiziki Etkinlikler, Müzik ve Görsel Sanatlar dersleri kapsamında tasarlanan etkinliklerle ise küçük ve büyük kasların geliştirilmesi, el göz koordinasyonu, dikkat becerilerinin geliştirilmesi, renklerin uyumu ve yaratıcılık, sesleri tanıma, ritmi tanıma ve ritim tutma gibi becerilerin tümünün oyun, fiziksel ve zihinsel etkinliklerle geliştirilmesi hedeflenmiştir (MEB, 2012). Tüm bu derslerin içeriğine bakıldığında, etkinliklerin okul öncesi ile ilkokul birinci sınıf öğretim programlarının kesişim noktası olduğunu söylemek olanaklıdır.
SINIF ÖĞRETMENLERİNİN AİLE KATILIMINA YÖNELİK GÖRÜŞLERİ
Öz Bu araştırmanın amacı, sınıf öğretmenlerinin aile katılımına yönelik görüşlerini belirlemektir. Araştırma Afyon il merkezinde yer alan farklı sosyo-ekonomik düzeylere sahip 9 devlet ilkokulunda görev yapmakta olan 100 sınıf öğretmeni ile gerçekleştirilmiştir. Veriler, araştırmacılar tarafından hazırlanan 4 açık uçlu sorudan oluşan anket aracılığıyla toplanmıştır. Araştırma verilerinin analizinde betimsel analiz kullanılmıştır. Araştırma sonucunda sınıf öğretmenlerinin çoğu aile katılımının yetersiz olduğunu belirtmişlerdir. Sınıf öğretmenlerinin büyük çoğunluğu akademik ya da sosyal açıdan istenilen düzeyde olmayan öğrencilere sahip ailelerin okuldan uzak kalmaya çalıştıklarını; öğretmenin işine müdahale etmeye çalışan aileler olduğunu; kentsel bölgelerde aile katılımının daha çok önemsendiğini ifade etmişlerdir. Sınıf öğretmenlerinin çoğu sınıf içi aile katılımına sıcak bakmadığını belirtmiş bunun yanı sıra öğretmenlerin bir kısmı sınıf içi aile katılının zararlı olduğu yönünde görüş bildirmişlerdir. Sınıf öğretmenlerinin aile katılımında yaşanan sorunlara ilişkin görüşleri ise öğretmenlerin aile katılımına ilişkin bilgi sahibi olmamalarından kaynaklanan sorunlar, ailelerin çocuklarına olan yaklaşımlarından kaynaklanan sorunlar, ailelerin programa ilişkin yeterince bilgi sahibi olmamalarından kaynaklanan sorunlar ve genel sorunlar şeklinde dört tema altında toplanmıştır.
SINIF ÖĞRETMENLERİNİN VE ADAYLARININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE İLİŞKİN GÖRÜŞ VE METAFORLARI
Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Sciences, 2022
Bu çalışmada sınıf öğretmenliği anabilim dalı öğrencilerinin ve özel ve/veya kamuda görevli olan sınıf öğretmenlerinin çevre kirliliğine ilişkin görüş ve metaforlarını belirlemek amaçlanmıştır. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Konuyla ilgili veriler 56 tane sınıf öğretmenliği anabilim dalında öğrenim gören öğrencilerle 40 tane sınıf öğretmeninden yapılandırılmamış görüşme yoluyla elde edilmiştir. Görüşme kapsamında katılımcılara “Çevre kirliliği hakkında görüşleriniz nelerdir?”, “Çevre kirliliğine yönelik çözüm önerileriniz nelerdir?”, “Çevre kirliliği………………………..gibidir; Çünkü…………………” şeklindeki sorular yöneltilmiştir. Araştırmada verileri, içerik analizi yöntemiyle çözümlenmiştir. Öğretmenlerin ve adayların geliştirdiği metaforlardan bazı örnekler şu şekildedir: 1. Çevre kirliliği yaşama düşmanlık gibidir; Çünkü çevre kirliliği bugünümüzü, yarınımızı hatta geçmişimizi (tarihi eser-mekanlarımızı) yok etmek demektir. 2. Çevre kirliliği vücudumuzdaki hastalıklar gibidir. Çünkü çevre bizim için yaşam kaynağıdır ve bozulması demek sağlığımızın da riske girmesi demektir. Çevre kirliliği hakkında görüşleriniz nelerdir? Sorusuna öğretmenlerden ve adaylardan gelen cevaplardan bazıları şu şekildedir: 1. İnsanların bu konuya yeterince önem vermediğini düşünüyorum. Dünyamız için ileride hala bu koşullarda yaşayabilmemiz için en çok önem vermemiz gereken konudur. 2. Çevremiz kendi yaşamımızı ve geleceğimizi daha iyi şekilde geçirmemiz için önemlidir. Bu sebeple çevremizi büyük bir ciddiyetle korumamız gerekmektedir. Çevreyi kirleten veya kirletmeye teşebbüs edenlere karşı çevremizi koruyarak örnek olmalı, kirletenleri gerekli yerlere şikayet etmeliyiz. Kendi vücudumuzun sağlığına nasıl dikkate ediyorsak çevremizin de sağlığına dikkat etmeliyiz.
ÖZET Bu araştırmanın temel amacı, Sınıf Öğretmenliği Bölümü öğrencilerinin Türkçe dil ve anlatım / dilbilgisi becerilerini geliştirmeyi amaçlayan derslere ilişkin tutumları, akademik benlik tasarımları ile başarıları arasındaki ilişkiyi belirlemektir. Tarama modelinde desenlenen araştırmanın çalışma evrenini Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı 1., 2. ve 3. sınıf öğrencileri oluşturmaktadır (N=329). Araştırmaya ilişkin veriler Türk Dili Dersine Karşı Tutum Ölçeği (Büyükkurt, 1989), Akademik Benlik Tasarımı Ölçeği (Arseven, 1979) ve 5 sorudan oluşan Kişisel Bilgi Formu aracılığı ile toplanmıştır. Verilerin yüzde dökümleri alınmış, aritmetik ortalama, standart sapma, minimum ve maksimum değerler hesaplanmıştır. Verilere t-testi, Kruskal Wallis H ve Mann Whitney U testleri uygulanmıştır. Ayrıca korelasyon katsayıları hesaplanmış ve regresyon analizi yapılmıştır. Araştırma bulguları genel olarak incelendiğinde; kız öğrencilerin Türkçe derslerine ilişkin tutumlarının ve bu derse ilişkin akademik benlik tasarımlarının erkek katılımcılardan daha olumlu olduğu görülmektedir. Ayrıca kız öğrenciler Türkçe dil ve anlatım / dilbilgisi becerilerini geliştirmeyi amaçlayan derslerde erkek öğrencilerden daha başarılıdırlar. Sınıf öğretmeni adaylarının Türkçe ile ilgili derslerdeki başarı ortalamaları, Türkçe'ye yönelik tutumları ve akademik benlik tasarımı arasında pozitif ve anlamlı ilişkiler olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca Türkçe tutumu ve akademik benlik tasarımı birlikte başarıdaki toplam değişkenliğin % 20'sini açıklamaktadır. Ancak yalnızca akademik benlik tasarımının Türkçe dersleri başarısı üzerinde anlamlı bir yordayıcı olduğu saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Türkçe, ana dil, temel dil becerisi, Türkçe dersine yönelik tutum, akademik benlik tasarımı, sınıf öğretmeni adayı. ABSTRACT The present research is aimed at examining the relationship between achievement, attitudes towards Turkish courses and academic self-concept of prospective elementary school teachers. The sample consisted of freshmen, juniors and sophomores in the Faculty of Education at Adnan Menderes University. In the study, " The Attitude Scale towards Turkish Course " by Büyükkurt (1989) and " Academic Self-Concept Scale " by Arseven (1979) an also 5 questioned personal information form were were used as data gathering instruments. In the research, percentages, mean, standard deviation, minimum and maximum values were calculated. The data were analyzed by t test, Kruskal Wallis H, Mann Whitney U tests. And also, correlation coefficient and multiple regression analysis were done. As a result of the study, it was observed that attitudes and academic self-concept of females were higher than those of males towards Turkish courses. In addition to that females were more successful than males in Turkish courses aimed at improving language and expression, grammar skills. In addition to these findings, it was observed that there were positive and significant relations among prospective elementary school teacher's achievement scores of Turkish courses, attitudes towards Turkish and academic self concept. Both prospective teachers' attitudes towards Turkish courses and academic self concept explained 20% of total variables on achievement. It was found that only academic self concept was a significant predictor of Turkish courses achievement.