Sağlık Alanındaki Ayrımcı Tutum ve Davranışlar: Kavramsal Bir İnceleme (original) (raw)
Related papers
Türkiye’de Sağlık ve Yaşlı Bakım Alanında Yaşlılığa İlişkin Ayrımcı Tutumların Değerlendirilmesi
Aydın sağlık dergisi, 2020
ÖZ Yaşın ilerlemesiyle birlikte kişilerin gelirinde azalma, kronik hastalıklarda artış, eş/yakın kaybı, sosyal destekten mahrum kalma gibi durumlar daha sık görülebilmektedir. Bu gibi durumların yanı sıra yaşlı ayrımcılığına da maruz kalan yaşlı bireyler dezavantajlı hale gelmektedir. Yaşlı ayrımcılığı kavramı, kişiye yaşından dolayı herhangi bir alanda ön yargılı tutum ve davranışta bulunmayı ifade etmektedir. Bu noktada yaşlı bireyler ülke politikalarının yetersizliği ve toplumun yaşlılık dönemine karşı ön yargıları sebebiyle ayrımcılığa maruz kalmaktadır. Türkiye'de bu alanda yapılan araştırmalar; üniversite öğrencileri, sağlık çalışanları ve huzurevi/bakımevi çalışanları üzerinde yürütülmüştür. Bu çalışmada sosyo-demografik faktörlerin yaşlılığa ilişkin tutumlar üzerindeki etkisi ve alana dair öneriler derlenmiştir. Bu bağlamda yaşlı nüfusu hızla artan ülkemiz için, yaşlılara yönelik politikaların geliştirilmesi ve farkındalık çalışmalarının yürütülmesi önem arz etmektedir.
Sağlık Kurumlarında Örgütsel Davranış
Nobel Akademik Yayıncılık, 2022
İnsanları etkili bir şekilde yönetmek için insanların iş yerlerinde nasıl davrandıklarını etkileyen faktörleri anlamak gerekir. Bu, insanın temel özelliklerini hesaba katmak anlamına gelir. Sağlık kuruluşlarındaki bireysel ve grup dinamiğini anlama ve yönetme çabası olan örgütsel davranış alanı, psikoloji, sosyoloji, sosyal psikoloji, antropoloji, ekonomi, siyaset biliminden doğan ve etkilenmeye devam eden uygulamalı bir davranış bilimidir.
Sağlık Okuryazarlığı: Kavramsal Bir Çalışma
10. International European Congress on Advanced Studies in Basic Sciences, 2024
İnsan, uygarlık tarihi sürecinde hastalıklardan kaçınmanın yollarını aramış ve sağlığın peşinden koşmuştur. Bireyler her çağda ve her uygarlıkta hastalıklardan korunmak, sağlık durumlarını iyileştirmek ve sağlıklarını etkileyen olumlu veya olumsuz faktörlerin farkında olmak için temel sağlık bilgisine gereksinim duymuşlardır. Tıp ve iletişim bilimlerinin günümüzde geldiği noktada sağlık, bir okuryazarlık türü olarak kabul görmektedir. Kavramsal açıdan ‘sağlık okuryazarlığı’ olarak adlandırılan bu okuryazarlık; bireylerin sağlıkla ilgili bilgilere ulaşması, bu bilgileri anlaması, uygulayabilmesi ve sağlıkla ilgili kararlarında kullanabilmesi için gerekli olan zihinsel ve sosyal beceriler olarak tanımlanmaktadır. Bu bağlamda sağlık okuryazarlığı, bireylere ve toplumlara büyük avantajlar sunmaktadır. Sağlık okuryazarı olan bireyler kendilerine, yakın çevrelerine ve topluma önemli katkılarda bulunarak sağlık ve yaşam kalitesinin yükselmesine yardımcı olmaktadırlar. Bu çalışmada son dönemlerin dikkat çekici kavramlarından biri olan sağlık okuryazarlığı konu edilmektedir. Çalışma, kavramsal bir bakış açısına sahiptir. Çalışma kapsamında sağlık okuryazarlığı; tanımı ve amacı, tarihsel gelişimi, tarafları, boyutları ve düzeyi temelinde ele alınmaktadır. Çalışmanın insan ve toplum yaşamı açısından önem arz eden kavramlardan biri olan sağlık okuryazarlığını konu alması nedeniyle önemli olduğu ve ardıl çalışmalar bağlamında alanyazına katkı sunacağı düşünülmektedir.
Sağlık Çalışanlarının Hasta Mahremiyeti Konusundaki Tutumlarının İncelenmesi
2017
Bu calismada saglik calisanlarinin hasta mahremiyeti konusundaki tutumlarinin incelenmesi amaclanmistir. Calisma tanimlayici nitelikte olup 2015 yilinda Konya il merkezinde faaliyet gosteren 15 farkli hastanede gorev yapan, 471 saglik personeli uzerinde, yuz yuze anket teknigi kullanilarak gerceklestirilmistir. Arastirmada verilerin toplanmasi amaciyla arastirmacilar tarafindan gelistirilen “Hasta Mahremiyeti Tutum Envanteri” kullanilmistir. Envanterde poliklinikler, doktor odalari, goruntuleme odalari, yatakli servisler, yogun bakim uniteleri, diyaliz uniteleri, acil servisler, personel egilimleri, hasta bilgileri ve hastane genel kullanim alanlarinda mahremiyet basliklari altinda 51 soru yer almaktadir. Arastirma verileri SPSS programinda degerlendirilmistir. Veriler uzerinde tanimlayici istatistikler, bagimsiz gruplar arasi t testi ve tek yonlu varyans analizi testi kullanilmistir. Arastirma sonucunda saglik calisanlarinin genel olarak hasta mahremiyetine yonelik tutumlarinin olu...
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Dergisi, 2019
The success of a health institution is mostly related to efforts of its health care workers. In order to achieve health service delivery goals of the institution, other health care workers are expected to both fulfill their determined tasks and job commitments contribute to their organizations. Considering this critical aspects, it has been lately determined a necessity of scholarly work on scrutinizing health care workers' job commitments. This study aims to examine the relationship between psychological violence (mobbing) behaviors and levels of job commitment of healthcare employees. Using quantitative methodology, except for doctors and nurses, a survey conducted with 104 health care workers who had been serving in a University Hospital. In the evaluation of the datum, it is drawn upon, frequency analysis, factor analysis, regression and correlation analysis are used. As a result of analyzes performed to determine the relationship between psychological violence and job commitment, there is a positive relationship between "quality of work and life" and "effort". Also it is found that there is a significant negative relationship between "violance to job reputation and obstruction to selfesteem" and "love to job".
E-Sağlık Okuryazarlığı: Kavramsal Bir Bakış
7. International Antalya Scientific Research and Innovative Studies Congress, 2024
Sağlık, insan ve toplum yaşamı açısından önem arz eden bir kavram ve uygulamadır. İnsan sağlığının önemi, sağlık biliminin yanı sıra sağlık sektörünün gelişmesini ve büyük yatırımlarla desteklenmesini sağlamaktadır. Sağlık biliminin ve sağlık sektörünün bu denli gelişmiş olması ve gelişmeye hızla devam etmesi, sağlık mesleğini ve sağlık bilgisini sahip olduğu ayrıcalıklar ve sorumluluklar nedeniyle dikkat çekici bir konuma taşımaktadır. Sağlık bilgisinin herkes için anlamlandırılabilir olması gerekliliği, sağlık okuryazarlığı kavramının gündeme gelmesini sağlamaktadır. İnternet ve yeni iletişim teknolojileri, yaşamın tüm alanları gibi sağlık alanını da derinden etkilemiştir. Çağcıl dünyada yeni iletişim teknolojileri ve yeni medya, sağlık sektörü tarafından da yoğun olarak kullanılmaktadır. Sağlık hizmetlerinin dijitalleşmesi, sağlık okuryazarlığı kavramının e-sağlık okuryazarlığı kavramına dönüşmesini sonucunu doğurmaktadır. Bu çalışma kapsamında sağlık okuryazarlığının dijital dünyaya koşut olarak evrimini ifade eden e-sağlık okuryazarlığı konu edilmektedir. Kavramsal bir nitelik arz eden çalışma kapsamında e-sağlık okuryazarlığı, e-sağlık kavramı temelinde ele alınmakta ve tanımı, kapsamı, tarihsel gelişimi çerçevesinde tanımlayıcı bir bakışla konu edilmektedir. Çalışmanın, e-sağlık okuryazarlığı kavramının görece yeni bir kavram olması nedeniyle önemli olduğu ve gelecekteki çalışmalara ışık tutma noktasında alanyazına katkı sunacağı düşünülmektedir.
Hastane Çalişanlarinin Hastalara Yöneli̇k Ayrimci Tutum Ve Davranişlari Üzeri̇ne Bi̇r Araştirma
2015
Ayrimcilik; esit muameleyi hak eden bireylere yasal bir sebebe dayandirilmadan farkli muamelede bulunulmasidir. Eger bu farkli muameleye maruz kalan kisi bir hastaysa hasta ayrimciligi ortaya cikmaktadir. Bu calismada saglik calisanlarinin hastalar arasinda cesitli sebeplerden dolayi ayrimcilik yapip yapmadiginin tespiti hedeflenmistir. Ayrimci davranislarin mulkiyetine gore hangi hastanelerde, hangi saglik calisani tarafindan daha fazla yapildigi ve ayrimci davranislara temel olusturan gerekcelerin neler oldugu arastirilmistir. Calismanin evrenini calismanin yapildigi surecte Isparta il merkezinde bulunan 18-65 yas arasi bireyler olusturmaktadir. Arastirma kapsaminda 535 kisiye ulasilmistir. Arastirmada veri toplama araci olarak literatur taramasi yapilarak gelistirilen Ayrimcilik Tecrubesi Anketi kullanilmistir. Arastirmanin sonuclari; katilimcilarin %26’sinin negatif ayrimciligi tecrube ettiklerini, katilimcilarin sirasiyla en cok fiziksel gorunusu (kilikkiyafet), meslegi, geliri...
Bolu Abant Izzet Baysal Universitesi, Tip Fakultesi, Abant Tip Dergisi
Bu çalışma ile hekimlerin şiddete maruz kalma sıklıkları, maruz kaldıkları şiddet ile ilişkili etmenler değerlendirilmiş; hekimlerin sağlıkta şiddetin nedenleri hakkındaki düşüncelerinin ve şiddeti önleme konusundaki önerilerinin alınması amaçlanmıştır. YÖNTEM ve GEREÇLER: Kesitsel tanımlayıcı olarak planlanan bu araştırma bir eğitim araştırma hastanesinde görev yapan araştırma görevlisi hekimlerde yürütülmüştür. Araştırma verileri, şiddete uğrama durumu ve düşüncelerini belirlemeye yönelik 17 sorudan oluşan anket yoluyla, gözlem altında toplanmıştır. SPSS 22.0 programında analiz edilmiştir. P<0.05 anlamlı kabul edilmiştir. BULGULAR: Çalışmaya 298 (katılım oranı %82) araştırma görevlisi hekim katılmıştır ve hekimlerin %65.8'i dahili birimlerdedir. Hekimlerin %49.3'ü meslek hayatları boyunca en az 1 kez şiddete maruz kalmıştır. Erkek hekimlerin şiddete uğrama sıklığı %56.3, kadınların şiddete uğrama sıklığı %44.2'dir (p:0.038). Hekimlerin %35.9'u meslek hayatı boyunca en az 1 kez beyaz kod vermiştir. Yaşadıkları şiddet türlerinin %79.4'ü sözel, %2.2'si fiziksel, %18.4'ü sözel+fiziksel şiddettir. Hekimlerin %84.9'u sosyal medyanın sağlık çalışanı üzerinde saygınlık azaltıcı etkisinin olduğunu, %90.3'ü ise caydırıcı yasal düzenlemelerin şiddetin önlenmesi için alınabilecek tedbir olduğunu düşünmektedir. TARTIŞMA ve SONUÇ: Şiddet giderek büyümekte olan bir iş sağlığı sorunudur. Çalışmamızda her iki hekimden birinin mesleğini icra ederken şiddete maruz kaldığı görülmüştür. Uğradığı fiziksel şiddet sonucu yaşamını kaybeden sağlık çalışanlarının olduğu ülkemizde sağlıkta şiddete yönelik yeni yasal düzenlemelerin yapılmasına, risk gruplarının belirlenerek koruyucu ve önleyici stratejilerin uygulanmasına ihtiyaç vardır. Toplum tarafından şiddetin bütün boyutları ile bilinirliğinin sağlanması, hasta ya da yakınlarını şiddete yönelten etkenlerin belirlenmesi, hastanelerde uygun fiziki koşulların sağlanması, kişiler arası iletişim becerilerinin geliştirilmesi, problem çözme pratiklerinin sağlanması ve etkin yasal yaptırımların varlığı bu konuda atılacak Abstract INTRODUCTION: With this study, the frequency of exposure to violence of physicians and the factors related to the violence they were exposed to were evaluated. It was aimed to get the opinions of physicians about the causes of violence in healthcare and their suggestions on preventing violence. METHODS: This research, planned as a cross-sectional descriptive study, was carried out by research assistant physicians working in a training and research hospital. The research data were collected under observation through a questionnaire consisting of 17 questions aimed at determining the state of exposure to violence and thoughts. The data was analyzed in SPSS 22.0 program. The p-value of <0.05 was considered significant. RESULTS: The study included 298 research assistants (response rate was 82%), 65.8% of them were physicians in internal clinics. 49.3% of them have been exposed to violence at least once throughout their professional life. While the frequency of exposure to violence of males was 56.3%, this rate was 44.2% for women (p:0.038). 35.9% of the research assistants called code white at least once during their professional life. The violence experienced was verbal in 79.4% of the physicians, physical in 2.2%, verbal and physical in 18.4%. 84.9% of the physicians think that social media has a reputation-reducing effect on healthcare workers, and 90.3% think that deterrent legal regulations can be a measure to prevent violence. DISCUSSION and CONCLUSION: Violence is a growing occupational health problem. In our study, it was observed that one of every two physicians was exposed to violence while performing his profession. In our country where there are healthcare workers who lost their lives as a result of physical violence, it is necessary to make new legal regulations on violence in health, to identify risk groups and to implement protective and preventive strategies. Providing awareness of violence in all its dimensions by the society, determining the factors that direct patients or their relatives to violence, providing appropriate physical
Anti̇-Sosyal Davranişlar Üzeri̇ne Kavramsal Bi̇r İnceleme
2019
The process of industrialization and globalization has been the premise of innovation in terms of organization and management as well as in production and consumption. Especially the last 50 years has been a rapid and important development in this field and it continues to be. Within this fast course, the values of the employees within the organization have been taken into consideration. In this way, the reasons and consequences of individuals' feelings, thoughts, decisions and behaviors are important in both real life and academic literature. It is the general opinion and the expectation that the organizations that try to maximize their profitability by adapting to the rapid change process in the most suitable environment for their employees and responding to their needs as well as achieving the maximum benefit from them. In this sense a positive atmosphere within the organization sought to be dominant. However, with the effect of many factors, especially the individual charact...