Türk Lirası Reel Kuru Denge Değerinde Mi (original) (raw)

Türkiye'de Uzun-Dönem Reel Döviz Kuru Dengesizliği, 1987-2003

Türkiye'de Uzun-Dönem Reel Döviz Kuru Dengesizliği, 1987-2003, 2004

Cari reel doviz kurunun uzun-donem denge reel doviz kurundan sapma derecesi, son yillarda iktisatcilar ve politika yapicilar tarafindan giderek daha cok olculmeye, izlenmeye ve aciklanmaya calisilmaktadir. Bu calismada, once farkli cari reel doviz kuru tanimlari uzerinde durulup uzun-donem reel denge doviz kuru olcum yontemleriyle ilgili genis literatur ozetlenmekte; daha sonra ise, Turkiye ekonomisiyle ilgili az sayidaki ampirik arastirma yontem, donem ve bulgulari acisindan kisaca karsilastirilmaktadir. Calisma; Turkiye'de 1987-2003 yillarinda meydana gelen "reel doviz kuru sapmalari"nin farkli yontem ve varsayimlara gore guncel zaman serisi teknikleri kullanilarak tahmin edilmesini ve sapmalarin derecesindeki degismelerin olgusal ve makroekonomik bilgiler isiginda degerlendirilmesini amaclamaktadir. Arastirmanin bulgulari; kullanilan 16 farkli cari kur - denge kuru bilesiminin veri donemler icin 6.5 ile 36.5 yuzde puan arasinda degisen ciddi sapma tahmini farkliliklari dogurabildigini gostermektedir. Bu kitabın bulunduğu bazı kütüphaneler: http://www.worldcat.org/oclc/55608346&referer=brief\_results

Reel Döviz Kuru Ve Ekonomik Büyüme: Türkiye

2017

This paper assesses the effects of real exchange rates on growth by considering quarterly data from 1989:Q1-2005:Q2. The variables considered are real effective exchange rate , GDP growth rate, PPI to represent prices level, import and export variables represent Turkey's foreign trade. Two groups of models are used in the study that is held. The first model, which was considered as the core model RER, PPI, and GDP, are involved whereas import and export are added on former variables in the expanded model. First, integration levels of the variables are investigated with the using DF, PP, KPSS and Ng-Perron tests. Based on the test results, it is decided that all series are first order integrated. Logarithmic transformation is applied to all series. The empirical analysis is started with the application of bivariate data analysis held for RER and GDP variables to study the relationship between them. RER and GDP series are used together with different transformations of seasonally adjusted version of these series are used so that cross correlation values of these variables are calculated as full sample and for a sub-sample. The attained results showed that 1989:Q1-2001:Q3 subsample and full sample had differentiations in values and in terms of İstatistiğially significant. Considering the fact that this differentiation can be an indicator for structural break in economy, dummy variable KUK01, which represents this type of break in the established models, is used in the upcoming stages. Bivariate analyses continued with the application of Granger causality test. This research is held both for level and also for seasonally adjusted data using various transformations of these data for two samples. It is observed that obtained results are different when series are seasonally adjusted and also when the sub-sample are studied for two different periods. The analysis held again denotes a structural refraction for the sub-sample. Using Johansen Cointegration Test ,one cointegration vector is detected based on two groups of variables. First assessed a long-run relationship among the variables for a minimum number of variables, RER, PPI, GDP, and then secondly import and export variables are added.

Reel Kurun Türkiye'de Ekonomik Faaliyetler Üzerindeki Etkisi

2010

Reel kurun gelisen ekonomilerde ekonomik buyume uzerindeki etkisi onemli bir tartisma konusudur. Ortodoks goruse gore yerel para birimindeki deger kaybi, ihracati artirmasi acisindan ulke ekonomisini daha hizli buyumeye tesvik eder. Dunya Bankasi ve Uluslararasi Para Fonu’nun bircok gelismekte olan ulkeye tavsiye ettigi ekonomik programin en onemli ayaklarindan biri, devaluasyon yapilmasidir. Butun ekonomistler, devaluasyonun olumlu etkisi konusunda hemfikir degildir. Bu calismada doviz kurundaki degismelerin Turk Ekonomisi’ne yansimasinin ne sekilde oldugu, GSYIH ve alt kollarina bakilarak incelenmistir. Sonuclar reel kur artisinin GSYIH’yi, ozel sektor makine techizat ve stok degisken kalemini arttirirken, ozel sektor bina insaat kalemini olumsuz etkiledigini ve tuketim de dahil diger alt bilesenleri etkilemedigini gostermektedir

Türki̇ye’De Dövi̇z Kuru, Enflasyon Ve Fai̇z Oranlarinin Etki̇leşi̇mi̇

Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi

Bu çalışmanın temel amacı Türkiye'nin başlıca finansal makro ekonomik göstergeleri arasındaki ilişkileri ampirik olarak test etmektir. Diğer bir deyişle döviz kurundan enflasyon ile faiz oranına geçiş etkisi ve enflasyonla faiz oranı arasında ilişki olup olmadığı incelenmiştir. Bu kapsamda 2003 Ocak ile 2018 Nisan dönemleri arasında Türkiye'deki döviz kuru, enflasyon ve faiz oranlarının aylık ortalama verileri analizde kullanılmıştır. Çalışmada yöntem olarak ARDL sınır testi yaklaşımı ile eşbütünleşme analizi yapılmış daha sonra ise Toda-Yamamoto testi ile nedensellik analizi gerçekleştirilmiştir. Çalışmadan elde edilen bulgulara göre Türkiye'de döviz kurundan enflasyon ve faiz oranına doğru tek yönlü nedensellik olduğu tespit edilmiştir. Sonuçlara göre döviz kurundan faiz oranı ve enflasyona doğru geçiş etkisi işlemektedir. Diğer taraftan bulgulara göre enflasyon ile faiz oranı arasında eşbütünleşme ilişkisi tespit edilmiş ve Türkiye'de Fisher hipotezinin doğrulandığı sonucuna ulaşılmıştır.

Satin Alma Gücü Pari̇tesi̇ Yaklaşimi İle Türki̇ye'De Reel Dövi̇z Kuru Yanliş Dengele

Journal of Life Economics, 2017

Reel döviz kuru ekonominin geniş alanlarına nüfuz eden önemli bir değişkendir ve reel döviz kurunun seviyesi politika yapıcılar açısından bir sinyal olarak algılanmaktadır. Bu nedenle reel döviz kurunun denge seviyesinden kalıcı olarak uzaklaşması ekonomi açısından önemli bir problemdir ve bu durum iktisat literatüründe "reel döviz kuru yanlış dengelenmesi" olarak adlandırılmaktadır. Reel döviz kuru yanlış dengelenmesinin belirlenmesi amacıyla çok sayıda alternatif model mevcuttur. Ancak yanlış dengelenmenin ölçülmesi için geliştirilen en eski model olmasına rağmen halen en popüler model olan satın alma gücü paritesi teorisi yanlış dengelenmenin ölçülmesi açısından bir çıkış noktası olarak görülmektedir. Dolayısıyla bu çalışmada Türkiye için yanlış dengelenme, satın alma gücü paritesi çerçevesinde, birinci nesil birim kök testleri, yapısal kırılmalı birim kök testleri ve doğrusal olmayan birim kök testleri aracılığıyla analiz edilmiştir. Elde edilen bulgular Türkiye için hesaplanan reel döviz kuru serilerinin seviyelerinde durağan olmadığını ve dolayısıyla reel döviz kurlarının yanlış dengelendiğini göstermektedir.

Türki̇ye’De Enflasyon Ve Dövi̇z Kuru İli̇şki̇si̇: Sakli Eşbütünleşme Yaklaşimi

Yönetim ve ekonomi araştırmaları dergisi, 2022

Bu çalışmada Türkiye ekonomisinde enflasyon ve döviz kuru ilişkisi, açık enflasyon hedeflemesi rejiminin benimsendiği dönem itibariyle incelenmektedir. Çalışmada geleneksel eşbütünleşme testinin yanında güncel bir teknik olan saklı eşbütünleşme testinin de kullanılması ile iktisadi katkının yanında ampirik açıdan da literatüre katkı sunmayı amaçlamaktadır. Çalışmada Türkiye ekonomisine ait 2006:M-2021:M1 dönemi aylık döviz kuru ve tüketici fiyat endeksi verilerinden yararlanılmaktadır. Serilerin durağanlık derecelerinin belirlenmesi amacıyla geleneksel ADF ile Phillips-Perron durağanlık testlerinin yanında güncel bir teknik olan Fourier ADF durağanlık testi yapılmıştır. Eşbütünleşme ilişkisinin tespiti için geleneksel Engle ve Granger (1987) eşbütünleşme testi ve daha güncel olan Granger ve Yoon (2002) saklı eşbütünleşme testleri uygulanmıştır. Bulgular, Engle ve Granger (1987) eşbütünleşme testine göre herhangi bir eşbütünleşme ilişkisinin mevcut olmadığını gösterirken; Granger ve Yoon (2002)' ye göre ise pozitif bileşenlerine ayrılmış döviz kuru ve TÜFE arasında karşılıklı olarak saklı eşbütünleşme ilişkisinin varlığını ortaya koymuştur. Türkiye için uzun dönemde TÜFE'de meydana gelen %1'lik bir artış döviz kurunu %2.24 artırırken; döviz kurunda meydana gelen %1'lik bir artış ise TÜFE' de %0.44 artış meydana getirmektedir.

Türki̇ye Ekonomi̇si̇nde Dövi̇z Kuru Oynakliği İle Diş Ti̇caret Dengesi̇ İli̇şki̇si̇ni̇n Anali̇zi̇

Enderun, 2020

The theoretical background of the study is based on the modelling in Rose and Yelen (1989). The variables used in the study are US dollar exchange rate, Euro exchange rate, export, import and import coverage ratio in quarterly periods. In the data set of the study, Hansen (1997) was tried to be measured with the help of asymmetric co-integration method (TAR) by considering the 2002-2018 period. According to the results, it is observed that a turbulence in exchange rates has a slower effect on M/X balance than expected. While there is no rapid return to equilibrium, the positive return of the M/X balance from exchange rate is relatively slower than the negative return of the balance

Davranışsal Denge Döviz Kuru Yaklaşımı ile Reel Döviz Kurlarının Yanlış Dengelenmesinin Ölçülmesi: Türkiye Örneği

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 2017

Bir ülkenin dış rekabet gücünün en önemli göstergesi olan reel döviz kurları ekonomik birimlerin üretim, tüketim ve yatırım kararları üzerinde etkili olan bir değişkendir. Dolayısıyla reel döviz kurunun seviyesi politika yapıcılar açısından bir sinyal olarak algılanmakta ve ekonomi politikalarına yön vermektedir. Bununla birlikte, ülke ekonomileri hakkında sadece cari reel döviz kuru ele alınarak yapılan değerlendirmeler yeterli olmamaktadır. Bu nedenle ülke ekonomisinin dinamikleri göz önüne alınarak, denge reel döviz kurunun hesaplanması ve cari reel döviz kurunun denge değerinden ne kadar sapma gösterdiğinin de ölçülmesi gerekmektedir. Cari reel döviz kurunun denge seviyesinden kısa süreli sapmalar göstermesi doğaldır. Ancak reel döviz kurunun denge seviyesinden kalıcı olarak uzaklaşması ekonomi açısından önemli bir problemdir ve bu durum iktisat literatüründe "reel döviz kuru yanlış dengelenmesi" olarak adlandırılmaktadır.

Reel Dövi̇z Kuru Sapmasi: Türki̇ye Örneği̇

Aksaray Universitesi Iktisadi Ve Idari Bilimler Fakultesi Dergisi, 2013

Yapılan analizler sonucunda, eşbütünleşme ilişkisinden, kamu harcamalarının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranının, ihracat ve ithalat toplamının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranının ve dış ticaret haddinin, uzun dönem reel döviz kuru hareketlerinde açıklayıcı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmada ayrıca, gerçekleşen döviz kuru ile analiz sonucu elde edilen döviz kurları arasında oluşan sapma verisi incelenmiş, çalışmaya esas olan dönemde oldukça dalgalı bir süreç izleyen sapma değerinin, genel olarak %8 ile-%11 arasında gerçekleştiği görülmüştür.

Türkiye’nin ‘De Facto’ Döviz Kuru Rejiminin Belirlenmesi

2017

'De facto-De jure' uyuşmazlığını eleştiren ve ülkelerin kur rejimlerini sınıflandıran çalışmalar 1979 yılında başlamış ve halen önemini korumaktadır. Önde gelen çalışmaların sonuçları arasındaki uyumsuzluklar, araştırmacıları kur rejim esnekliğini belirleyen yeni modeller üzerine çalışmaya itmektedir. Bu modellerden biri de 2008 yılında Frankel ve Wei tarafından önerilmiştir. Bu çalışmada Frankel ve Wei ( ) tarafından ortaya konulan model kullanılarak; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından resmi olarak açıklanan döviz kuru rejimi (de jure) ile uygulanan döviz kuru rejimi (de facto) arasında farklılığın olup olmadığı, diğer bir ifadeyle dalgalanma korkusu nedeniyle farklı bir döviz kuru rejimine yönelim olup olmadığı araştırılmıştır. Ülkelerin kurlara müdahalesinin nedenini "dalgalanma korkusu" olarak açıklayan Calvo ve Reinhart'a (2002) göre, bağımsız döviz kuru uygulandığını ilan eden ülkelerin aslında kurlardaki dalgalanmalardan çekindiklerini ve fiili olarak sabit kur veya ara rejimli uygulamalara yöneldiklerini ifade etmektedir. Özellikle düşük kredibilite, ani duruş sorunu, ilk günah problemi, yüksek dolarizasyon, döviz kurlarından fiyatlara geçiş etkisi, güvenirlik sorunu ve finansal piyasalarla kısıtlı bütünleşme gibi problemlerle karşılaşacağını düşünen ülkelerin parasal otoriteleri dalgalanma korkusu nedeniyle döviz kurundaki büyük dalgalanmalara duyarsız kalamayarak, döviz piyasasına fiili olarak müdahalede bulunmaktadır. Çalışmada araştırma dönemi 2003-2017 yıllarını kapsamakta olup, elde edilen bulgulara göre, araştırma dönemi boyunca Türkiye'de dört farklı 'de facto' kur rejimi uygulandığı ortaya çıkmıştır. Belirlenen alt dönemler için model uygulanmış ve döviz piyasasında baskıyı temsil eden EMP değişkenin katsayısına bağlı olarak ülkenin döviz kuru rejiminin esnekliği belirlenmeye çalışılmıştır. EMP değişkenin her dönemde anlamlı çıkması, fiilen sabit kur rejimi uygulanmadığının kesin bir göstergesiyken; EMP katsayılarının düşük çıkması fiilen ara rejim uygulamasının olduğunu ifade etmekdir. Bu sonuçlar, 2003-2017 döneminde fiilen ara rejim uygulandığını göstermekte olup, Calvo ve Reinhart (2002) tarafından ortaya konulan "dalgalanma korkusu" kavramını desteklerken, Fischer (2001) tarafından önerilen "iki kutupluluk" hipotezini reddetmektedir. Ayrıca EMP sonuçları dikkate alındığında, ABD Merkez Bankası Fed'in yeni dönem politikalarıyla birlikte Türkiye'nin 2014 yılından sonra daha katı bir kur rejim uygulamasına geçtiği analiz sonuçlarından açıkça görülmektedir.

Türki̇ye’De Dövi̇z Kurunun Enflasyona Etki̇si̇

2019

Bu calismada Turkiye’nin 2005-2017 donemine ait aylik verileri kullanilarak doviz kuru degisimlerinin enflasyon uzerindeki etkisi incelenmektedir. VAR modelinden hareketle seriler arasindaki esbutunlesme iliskileri belirlendikten sonra degiskenler arasindaki uzun donemli iliski VECM ile ortaya cikarilmaktadir. Calismanin bulgulari doviz kurundaki degisimlerin enflasyonu iki farkli kanalla etkiledigini gostermektedir. Ilk olarak doviz kurundaki degismeler uretici fiyatlari uzerinden enflasyonu etkileyebilmektedir. Ikinci olarak ise doviz kurundaki degisimler ithalat deger endeksi araciligiyla enflasyona etkide bulunmaktadir. Varyans ayristirmada dissaldan icsele yapilan siralamaya iliskin tepki fonksiyonlarina gore doviz kuru artisi ithalat deger endeksi uzerinde negatif ve uzun sureli etkide bulunmaktadir. Ithalat deger endeksindeki bir sok ise sanayi uretimini pozitif yonde etkilemektedir. Diger taraftan sanayi uretim endeksindeki bir soka karsi tuketici fiyatlarinda anlamli bir de...

Türki̇ye’Deki̇ Reel Kur Değerleri̇ni̇n Diş Ti̇caret Dengesi̇ Üzeri̇ne Etki̇si̇: 2001 Yili Kri̇zi̇ni̇n İncelenmesi̇

Finans Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Dergisi

Ekonomik dinamiklerin değişimi dikkate alındığında döviz kurlarının gelişmekte olan ekonomilerde var olan etkisinin azımsanamaz olduğu görülmektedir. Özellikle 1980 sonrası pek çok gelişmekte olan ekonominin uyguladığı dışa yönelik büyüme modelinde dış ticaret dengesi önemli bir değişkendir. Bu bağlamda, çalışmada Türkiye ekonomisinde 1980 sonrası uygulanan dış ticarete dayalı büyüme modeline göre 2001'de yaşanan ekonomik krizin döviz kurları ve dış ticaret dengesi incelenmiştir.

Reel Efektif Kurun Durağanlığı: BRIC ve Türkiye

KMÜ Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi , 2021

Nominal efektif kur, bir ülkenin dış ticaretinde önemli paya sahip ülkelerin para birimlerinden oluşan sepete göre, o ülke parasının ağırlıklı ortalama değeridir. Reel efektif kur ise, nominal efektif kurun nispi fiyat etkilerinden arındırılmasıyla oluşturulan ortalamayı ifade etmektedir. Bu çalışmada, BRIC ve Türkiye ekonomileri açısından Ocak 1994-Aralık 2020 dönemi verileri çerçevesinde reel efektif kurun durağan olup olmadığı geleneksel ve yapısal kırılmalı birim kök testleri yardımıyla incelenmiştir. Bu analiz satın alma gücü paritesi (SGP) hipotezinin geçerliliğini ölçmekte kullanılmaktadır. Ulaşılan bulgulara göre, geleneksel birim kök testlerine göre Türkiye, Brezilya, Çin ve Rusya'da satın alma gücü hipotezi geçersizken, Hindistan ekonomisinde satın alma gücü hipotezi geçerlidir. Diğer yandan geleneksel birim kök testlerinden farklı olarak yapısal kırılmaya izin veren yapısal kırılmalı birim kök testlerinin bulguları Türkiye, Çin ve Rusya'da da satın alma gücü paritesi hipotezinin geçerliliğini göstermektedir.

J Eğrisi Hipotezinin Testi : Türkiye Ekonomisinde Reel Döviz Kuru ve Dış Ticaret Dengesi İlişkisi

2007

Bu çalışmada reel döviz kuru üzerinde değişiklik yaratan devalüasyon uygulamalarının dış ticaret dengesi üzerinde yarattığı etkiler, 1995.1-2007.6 dönemini kapsayan Türkiye ekonomisine ait verilerle zaman serisi yöntemi kullanılarak incelenmeye çalışılmıştır. Ekonometrik uygulama sonucu elde edilen bulgular neticesinde ihracat (LX) ve ithalat fiyat endekslerinin (LM) en önemli açıklayıcı değişkenlerinden birisinin reel döviz kuru (LERDK) olduğuna işaret etmektedir. Ayrıca ithalat fiyat endeksinin (LM), ihracat fiyat endeksinden de (LX) önemli derecede etkilendiği tespit edilmiştir.

Türkiye’de Reel Efektif Döviz Kuru ile Dış Ticaret Dengesi Arasındaki İlişkinin Ekonometrik Analizi

DergiPark (Istanbul University), 2021

Küreselleşen dünyada, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin kritik düzeyde bir ekonomik sorunu olan dış ticaret açığı ve bu açığa yol açan etmenler çalışmalara konu olmuş ve olmaya devam etmektedir. Çalışmanın amacı, reel efektif döviz kuru ile dış ticaret dengesi arasındaki ilişkinin araştırılmasıdır. Bu amaçla, reel efektif döviz kuru, GSYH ve dış ticaret dengesi değişkenleri ARDL analiz yöntemi ile 2003:Q1-2018:Q3 dönemi için incelenmiştir. Değişkenler arasında eşbütünleşme ilişkisi olduğu saptanmış ve ARDL modeli kurulmuştur. Uzun dönemde reel efektif döviz kuru ile dış ticaret dengesi arasında anlamlı bir ilişki olsa da kısa dönemde bu ilişki anlamlı bulunamamıştır. Modelin kararlılığına bakmak için de CUSUM ve CUSUMSQ grafikleri incelenmiş ve değişkenlere yönelik herhangi bir kırılmanın olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Türki̇ye’De Dövi̇z Kuru Oynakliği Ve Hanehalki Harcamalari Arasindaki̇ İli̇şki̇

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2019

Tüketim harcamaları, ekonomik büyümeyi etkileyen temel faktörler arasında yer almaktadır. Tüketim temelli ekonomik büyüme gösteren Türkiye gibi ülkelerde kamunun, hane halkının ve özel sektörün yapmış olduğu tüketim harcamaları daha da önemli hale gelmektedir. Tüketimin büyüme üzerindeki etkisi aynı zamanda kısa dönemli para politikası kararlarını da etkilemektedir. Para politikasına yönelik alınan kararlar neticesinde kısa dönemli tüketim üzerinde farklılıklar oluşmaktadır. Tüketimi etkileyen faktörleri anlamak, karar alıcıların uygulayacakları politika bakımından önemlidir. Buna bağlı olarak, çalışmada, Türkiye"de özellikle son yıllarda yüksek değişkenlik gösteren döviz kuru belirsizliğinin tüketim harcamaları üzerindeki etkisi incelenmektedir. Literatür incelendiğinde az sayıda araştırmada döviz kurunun tüketime olan etkisinin incelendiği görülmektedir. Yapılan araştırmalar genellikle döviz kuru belirsizliğinin ihracat ile arasındaki ilişki üzerinedir. Bu çalışmada, Türkiye"de ki döviz kuru belirsizliğinin reel tüketim harcamaları üzerindeki kısa ve uzun dönem etkileri ele alınmaktadır. Çalışma verileri 1999-2016 yılları arasında üçer aylık dönemler kullanılarak oluşturulmuştur. Döviz kuru belirsizliğine ait değerlerin elde edilmesinde GARCH modelinden faydalanılmıştır. Reel tüketim harcamaları ve döviz kuru belirsizliği arasındaki nedensellik ilişkisini incelemek amacıyla Hacker ve Hatemi-J (2006) simetrik ve Hatemi-J (2012) asimetrik nedensellik testleri uygulanmıştır. Elde edilen sonuçlar, dolar kurundaki oynaklık ve harcama arasında nedensellik ilişkisi olmadığını göstermektedir. Euro döviz kurundaki değişimin ise tüketim harcamaları ile ilişkili olduğu görülmektedir.

Türki̇ye’De Fai̇z Orani Ve Dövi̇z Kuru İli̇şki̇si̇ Üzeri̇ne Bi̇r Araştirma

Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2019

This study has designed to investigate the cointegration and causality relationship between short-term real interest rates and average exchange rates for Turkish economy by the period of 2006:Q1-2017:Q4. According to the Engle-Granger cointegration test results, imply that short term real interest rates and average exchange rate variables act together in long term. Whether the model variables with which the cointegration relationship is determined have any causality relationship was tested by Granger causality analysis based on the error correction model. Causality test result concluded that there was not any causal relations between the variables in question in the short term, but there was a mutual causal relations in the long run. When an evaluation is made in the context of the findings obtained from the analysis, it can be interpreted that these two variables are a stimulating variable for each other. As a matter of fact, the existence of the cointegration and causality relationship between these variables, which are among the main determinants of the economic conjuncture, are important in terms of macroeconomic balance elements. For this reason, it can be said that especially the economies of developing countries should take decisions to determine the role on interest rates and exchange rate in order to increase the capacity of resistance against economic shocks.

Türki̇ye’De Cari̇ Açik, Reel Dövi̇z Kuru Ve Ekonomi̇k Büyüme Arasindaki̇ İli̇şki̇ler: Var Ve Granger Nedenselli̇k Anali̇zi̇

Sakarya İktisat Dergisi, 2021

Bu çalışmada, cari açık, döviz kuru ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki 2003Q1-2018Q3 dönemine ait üçer aylık veriler kullanılarak araştırılmıştır. Türkiye'de bu dönemler arasında yer alan 2008 küresel krizi kukla değişken olarak analize dahil edilmiştir. Modelde kullanılan Reel Efektif Döviz Kuru (REDK) ve Cari İşlemler Açığı(CİD) Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Elektronik Veri Dağıtım Sistemi'nden, GSYH Zincirlenmiş Hacim Endeks değerleri Türkiye İstatistik Kurumu sitesinden(TÜİK) elde edilmiştir. Çalışmada VAR analizi yapılarak etki-tepki analizi, varyans ayrıştırma ve Granger nedensellik analizi yapılmıştır. Granger nedensellik analizi sonuçları reel efektif döviz kuru ile cari açık arasında çift yönlü nedensellik ilişkinin olduğunu ekonomik büyümeden cari açığa doğru ise tek yönlü nedensellik ilişkisinin olduğunu göstermektedir. Ayrıca reel efektif döviz kurundan ekonomik büyümeye doğru tek yönlü nedensellik ilişkisinin olduğu tespit edilmiştir.

Reel Efektif Döviz Kuru İle Türkiye'nin Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütüne Ya

International Journal of Academic Value Studies (Javstudies JAVS), 2017

Bu çalışmada reel efektif döviz kuruyla Türkiye'nin Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütüne (KEİ) yapmış olduğu ihracat ve ithalat arasındaki ilişkiler, 1994Q1-2015Q4 dönemi için üçer aylık veriler kullanılarak VAR modeli yardımıyla analiz edilmiştir. Çalışmada değişkenlere ilişkin durağanlık analizleri ADF birim kök testi kullanılarak yapılmış ve ADF testi sonuçlarına göre tüm değişkenlerin birinci farklarında durağan oldukları görülmüştür. Eşbütünleşme testi bulguları sonucunda LNREER, LNIMP ve LNEXP değişkenleri arasında 1 adet eş bütünleşme vektörünün bulunduğuntespit edilmiştir. Etki tepki analizi sonuçlarına göre reel efektif döviz kurunda meydana gelen bir standart sapmalık şok ilk önce ihracatta azaltıcı bir etki yaratmakta, daha sonra bu etki yaklaşık üç dönem sonra artırıcı etkiye dönüşmektedir. Reel efektif döviz kurundaki bir standart sapmalık şok ithalatta çok düşük düzeyde etki yaratmakta dördüncü dönem sonrasında artırıcı etki olarak görülmektedir. Çalışma bulgularına göre reel efektif döviz kurunda meydana gelen değişimlerin Türkiye'nin KEİ'ye yaptığı ihracat ve ithalat üzerinde yüksek derecede etkili olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu duruma göre Türkiye'nin KEİ ülkeleri ile olan dış ticaret dengesinde reel efektif döviz kurunun etkin bir politika aracı olarak kullanılamayacağı yorumu yapılmıştır.