Tarımsal Üretimde Enerji Kullanımı ve Çevresel Etkiler İçin Sürdürülebilirlik Göstergeleri (original) (raw)

Tarım İşletmelerinde Çevresel, Ekonomik ve Sosyal Sürdürülebilirliğin Ölçülmesi

Akademia Mühendislik ve Fen Bilimleri Dergisi, 2017

Çevresel riskleri azaltarak daha fazla gıda üretme çabasından dolayı, tarım sektöründe sürdürülebilirliğinin önemi gittikçe artmaktadır. Bu nedenle, günümüzde verimli ve sürdürülebilir bir tarım sektörüne sahip olmak tüm ülkelerin temel politika hedefleri arasında yer almaktadır. Sürdürülebilir bir tarım sistemi oluşturmak için öncelikle sürdürülebilirliğin sağlıklı bir şekilde ölçümüne ihtiyaç vardır. Bu çalışmada, tarım işletmesi düzeyinde ekonomik, sosyal ve çevresel sürdürülebilirliğin ölçümünde kullanılan göstergeler ve yöntemler ortaya konulmuştur. Araştırma yaklaşımı olarak literatür taramasından yararlanılmıştır. Literatürde sürdürülebilirlik göstergelerinin tipolojisi genellikle ekonomik, sosyal ve çevresel sürdürülebilirlik olmak üzere üç boyuta ayrılmaktadır. Ekonomik sürdürülebilirlik, kârlılık, verimlilik, esneklik gibi nispeten daha az sayıda göstergeyi içermektedir. Sosyal sürdürülebilirlik göstergeleri ise, kırsal alanlardaki yaşam kalitesi ile ilgili temaları kapsamaktadır. Sürdürülebilirliğin çevresel boyutu; sera gazı emisyonları, biyoçeşitlilik, su kalitesi, kaynak verimliliği, toprak koruma vb. gibi pek çok temayı kapsamaktadır. Sürdürülebilirliğin değerlendirilmesinde, mevcut göstergelerin seçimine dikkat edilmeli, sürdürülebilirlik değerlendirmeleri doğrulanabilmeli, güvenilir ve tekrarlanabilir olmalıdır. Ele alınan çalışma, tarım işletmesi düzeyinde yapılacak sürdürülebilirlik çalışmalarına yol gösterici bir rehber niteliğindedir.

Üretim İşletmelerinde Ekolojik Yeteneklerin Sürdürülebilirlik Performansına Olan Etkisine Alternatif Bir Bakış

International Marmara Sciences Congress, 2019

Modernleşme, insan hayatını kolaylaştırmasının yanında, çevresel olarak doğayı ve dolaylısıyla insanları da tehdit eden sorunlar ortaya çıkarmaktadır. Bu sorunların çözümü için yenilikçi yaklaşımlar ve politikalar geliştirilmekte ve uygulanmaya çalışılmaktadır. Bu aşamada eko-inovasyon (ekolojik inovasyon) kavramı hayata geçmektedir. Eko-inovasyon işletmelerin üretkenliğinin artması ve rekabet edebilirlik açısından öne geçme konusunda kritik öneme sahiptir. Bu nedenle eko-inovasyon sadece sosyal ve teknolojik yönleriyle değil, şirket kültürü ve organizasyonel yönetim yapısındaki yenilikçiliğin de ön plana çıkması gereken bir konudur. Eko-inovasyon, insanların ve/veya ürettiklerinin çevre üzerindeki etkilerinizi azaltan teknoloji, ürün ve hizmetleri geliştirmek suretiyle, üretim ve tüketim modellerinin değiştirilmesine yardımcı olmaktadır. Geleneksel çevre koruma yöntemlerinin yeterli olmamasından dolayı işletmeler veya kişiler çevresel etkileri azaltmayı ya da önlemeyi amaçlayacak şekilde eldeki kaynakları optimum bir şekilde kullanmak zorunda kalmaktadırlar. Bunun sonucunda uygulanan yenilikçi yaklaşımlarla da çevreye dost (eko-inovatif) hizmetlerin, ürünlerin, tekniklerin ve süreçlerin ortaya çıkması kaçınılmaz olmaktadır. Ekolojik açıdan inovatif olan işletmelerin çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirliğe olan pozitif katkıları pek çok çalışmada dile getirilmiştir. Özellikle işletmelerin ekolojik olarak ortaya koyduğu yetenekler (eko-yetenekler) sürdürülebilirliğe etki eden önemli faktörlerden birisidir. Firmaların gerçekleştireceği tüm çevreci operasyonlar, ürün geliştirmeden başlayarak yönetimine kadar giden çevresel uygulamaları içeren ürün yaşam döngüsünü kapsamaktadır. Bir çok araştırmanın bulgularına göre firmaların eko-organizasyon, eko-proses ve eko-ürün inovasyonu yapma yetenekleri sürdürülebilirlik performanslarına dolaylı veya doğrudan etkisi bulunan faktörler olarak belirlenmiştir. Ancak yapılan çalışmalarda eko-yetenekleri oluşturan organizasyon, proses ve ürün üçlüsünün kendi içlerindeki döngüsü üzerinde durulmamıştır. Bu çalışma ile eko-yetenekleri oluşturan faktörlerin kendi içlerindeki etkileşimleri ve bunun sonucunda işletmenin sürdürülebilir performansına olan etkileri oluşturulan yapısal eşitlik modellemesi ile incelenmiştir. Oluşturulan modele göre eko-organizasyon eko-prosesi, eko-proses de eko-ürün yeteneğini etkilemektedir. Sonuçta da eko-ürün yeteneğinin sürdürülebilir performansa olan etkisine bakılmıştır. Bu noktada sürdürülebilir performansın içerisinde yer alan alt başlıklardaki etkileşimler de gözlenmiştir.

Sürdürülebilir Üretim Yaklaşımı: Ekolojik Tarım

2016

Dunya da artan nufusa bagli olarak toplumun yeterince beslenebilmesi icin ozellikle sanayi devrimi sonrasi yapilan buluslara paralel olarak tarim sektorunde de ‘‘yesil devrim’’ olarak adlandirilan ve uretimde buyuk capli artislara yol acan pek cok gelisme goruldu. Ancak yapilan bu tarimsal uygulamalarin bunyesinde yogun gubreleme, kimyasal ilac, herbisit ve pestisit kullanimi, hormon ve vitamin takviyesi gibi bitkilerde ve topragin bunyesinde on yillar sonra meydana gelen yapisal bozukluklarin goruldugu anlasildi. Buna paralel olarak bunlari tuketen diger hayvan ve nihayet insanda hastaliklara daha kolay yakalanma, immun sisteminin zayiflamasi ve hatta genetik yapida bozulmalara kadar gidebilen olaylar zincirinin baslamasina kaynaklik etmistir. Bunlari gosteren calismalarin bilim insanlarinca ortaya konulmasi, yukarida sayilan tum girdileri yok sayan ve tamamiyla dogal uretim felsefesini benimsemis olan ekolojik tarima olan ilginin artmasina neden olmustur. Insanlarda artan ‘‘saglik...

Bölgesel Sürdürülebilir Kalkınmanın Faktörü Olarak Eko-Enerji ve Enerji Verimliliği: Ülke Karşılaştırmaları

2016

Gunumuz ekonomik faaliyetlerinin kit dogal kaynaklari hizla tuketmesiyle, daha fazla cevre kirliligi, iklim degisikligi ve enerji guvenligi gibi sorunlar ortaya cikmaktadir. Bu nedenle ekonomik kalkinma ve rekabet gucunun belirlenmesinde cevresel faktorler giderek onem kazanmakta ve geleneksel uretim ve tuketim yontemlerinin yerini yeni ve surdurulebilir yontemler yer almaya baslamistir. Cevre dostu (yesil ekonomi) buyume stratejisi, ekonomi ve cevre politikasinin birbirlerini karsilikli olarak guclendiren yonlerini temel alir. Yesil ekonomi, karbon emisyonlari ve kirliligi azaltmayi; gelir, istihdam ve kaynak verimliligini artirmayi; biyolojik cesitliligi ve ekosistemi korumayi amaclar. Ayrica, surdurulebilir gelisme ve buyume politikasi dogal kaynaklarin ve enerjinin iyi yonetilmesine dayanmaktadir. Bu acidan calismada, politikacilar ve karar alicilar tarafindan kuresel ve bolgesel cevre problemlerinin cozumunde etkili bir yaklasim olarak tanimlanan eko-enerji (yenilenebilir enerj...

Agroekolojik Bakış Açısından Türkiye’de Tarımsal Sürdürülebilirlik

Fiscaoeconomia

Bu çalışma, 2000 yılı sonrası dönemde Türkiye’de tarımsal sürdürülebilirliğin durumunu agroekolojik bakış açısından değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Agroekoloji, modern endüstriyel tarım sistemlerinin neden olduğu çeşitli çevresel ve sosyoekonomik sorunlara alternatif bir yaklaşım sunarken, üretim sürecinde yer alan tüm paydaşların katılımını öncelemektedir. Bu bağlamda kimyasal girdi kullanımının azaltılması, biyoçeşitliliğin ve toprağın korunması, küçük üreticiler başta olmak üzere tarımsal üreticiler arasında bilgi, beceri ve teknoloji akışının sağlanması, kır ile kent arasında bir toplumsal dayanışma ekonomisinin oluşturulması agroekolojinin amaçları arasında yer almaktadır. Çalışmada ele alınan dönem, Türkiye’de tarım sektöründeki neoliberal politikaların egemenlik kazandığı ve etkilerinin gözlemlendiği döneme denk gelmektedir. Söz konusu etkiler, tarımsal girdi ve ürün piyasalarında eş anlı olarak ortaya çıkmıştır. Bu dönüşümün refah etkileri büyük ölçekli ulusal tarımsal işlet...