B.J.'NİN İşyeri̇ Günlüğü'Nde (Le Journal De B.J. Au Bureau) Kullanilan Di̇l Kesi̇tleri̇ (original) (raw)

Mümtaz Kaya THE USE OF LANGUAGE REGISTRERS IN LE JOURNAL DE B.J. AU BUREAU B.J.’NİN İŞYERİ GÜNLÜĞÜ’NDE (LE JOURNAL DE B.J. AU BUREAU) KULLANILAN DİL KESİTLERİ

The interest in Erasmus student and staff mobility programmes is growing in parallel to the increase in the number of Life Long Learning Programmes. There is also a growing demand for Erasmus Student Placement Programmes enabling students to gain experience in the work place. The language of communication has thus also gained priority and importance in the different venues and settings in which the students undertake internships and training and in education and training centres. In line with these developments it has become a prerequisite that students who wish to better prepare themselves for the Erasmus Student Placement Mobility Schemes acquire not only the standard language, but also the different registers of that language used in the country in which they are to do their internships or continue their education. The study entailing a function based analysis of Bertrand Jouvenot's 'Le Journal de B.J. au Bureau', which contains examples of French used in written and oral communication, aims to exemplify how the different registers of French used in speaking, literature and the work place can be learned and taught through a novel. This serves as a pilot study in outlining an approach to training future students of the Eramus Student Mobility and Exchange Programmes for the multilingual and multicultural environments onto which they are about to embark. Key words: Le Journal de B.J au Bureau, French as a Second Language, Specialised French, LSP, Language for Special Purposes, Erasmus Student Placement Mobility, Erasmus. ÖZET " Hayat Boyu Öğrenme Programları " nın yaygınlaşmasıyla beraber, " Erasmus Öğrenci ve Öğretim Elemanı Hareketliliği " etkinliklerine duyulan ilgi giderek artmaktadır. İş dünyasıyla öğrencileri buluşturmayı amaçlayan " Öğrenci Staj Hareketliliği " programları da yoğun talep görmeye başlamıştır. İş dünyasında, öğrencilerin staj yaptıkları farklı işletmelerde, eğitim ve araştırma merkezlerinde iletişim dili önem ve öncelik kazanmaya başlamıştır. Bu bağlamda, Yabancı Dil ve Edebiyat Bölümlerinde okuyan öğrencilerin " Öğrenci Staj Hareketliliği " programlarına daha iyi hazırlanabilmeleri için, eğitimlerini sürüdürecekleri, staj yapacakları ülkenin " ölçünlü dilini " ve farklı " dil kesitlerini " öğrenmeleri zorunluluk haline gelmiştir. Çalışmamızda, gerek sözlü, gerekse yazılı iletişimde kullanılan Fransızca farklı dil kesitlerini içeren Bertrand Jouvenot'nun Le Journal de B.J. au Bureau (B.J.'nin İşyeri Günlüğü) adlı yapıtını eylem odaklı bir yaklaşımla irdeledik. Çalışmanın amacı, konuşma, yazınsal, ve iş dünyasında kullanılan dil kesitlerinin bu roman aracılığıyla öğrenilebileceğini/öğretilebileceğini göstermek ve " Öğrenci Staj Hareketliliği/Değişim " programlarından yararlanacak olan öğrencileri çok dilli/çok kültürlü ortamlara hazırlamaktır. Anahtar sözcükler: B.J.'nin İşyeri Günlüğü, Fransızca dil öğrenimi, Özel amaçlı Fransızca, Dil kesitleri, Öğrenci Staj Hareketliliği, Erasmus.

JUCHE İDEOLOJİSİNİN HİZMETİNDE GELENEKSELDEN DİJİTALE KUZEY KORE MEDYASI

Selçuk İletişim, 2018

ÖZET Bu çalışmada SSCB'nin ve Demir Perde'nin yıkılmasından sonra ayakta kalan son sosyalist ülke şeklinde nitelendirilebilecek Kuzey Kore'nin öncelikli olarak, diğer sosyalist devletlerden farklı bir biçimde geliştirdiği özgün Juche ideolojisi ve bu ideolojiye bağlı olarak toplumsal kontrolün nasıl sağlandığı konularına değinilecektir. Kuzey Kore, bu toplumsal kontrol sayesinde ülke içerisine enformasyonun sızmasına engel olmaya çalıştığı ve bunu da büyük oranda başardığı gibi, ülkeyle ilgili bilgilerin dışarıya çıkışına da engel olmaktadır. Ancak, iletişim teknolojilerindeki gelişmeler ve tüm ülkelerde yaşanan küreselleşme olgusu yöneticilerin bu çabalarını gittikçe zorlaştırmakta ve onları yavaş da olsa bir değişime zorlamaktadır. Kuzey Kore'de geleneksel medya, gerek ülkenin kurucusu Kim İl Sung döneminde, gerekse ondan sonra gelen oğlu Kim Jong İl iktidarında, Komünist Parti'ye, Juche ideolojisine, "Kim Hanedanı"na ve toplumsal kontrolde en önemli araç olagelmiştir. Dışarıdan gelen enformasyonun ülkeye girememesi, öncelikli olarak partiye ve ideolojiye bağlı gazetelerin ve radyo-televizyon gibi kitle iletişim araçlarının halkın tek enformasyon kaynağı olmasını beraberinde getirmiştir. Günümüzde ise, USB diskler ve DVD oynatıcıların ülkeye kaçak yollarla sokulmasıyla propaganda filmlerinin yerini özellikle Güney Kore ve Hollywood yapımı filmlerin, "lidere ve partiye sarsılmaz" bağlılığı aşılayan marşların yerini "libidinal hazları" kamçılayan müzik ve müzik videolarının alması durumu söz konusudur. Bununla beraber internet teknolojisinin gelişimi, Kuzey Kore'de her ne kadar şimdilik yaygın olmasa da, kontrollü bir biçimde bu teknolojiye geçişi de kaçınılmaz hale getirmiştir. Hali hazırda geleneksel medyanın güçlü olduğu ülkede, değişimin ayak sesleri duyulmaya başlanmıştır.

Çeşi̇tli̇ Müzi̇k Kültürleri̇nde Çağri Yanit Yöntemi̇ni̇n Kullanildiği İş Şarkilari

Motif akademi halkbilim dergisi, 2022

Dünya müzik kültürleri içerisinde sıkça kullanılan bir uygulama olan çağrı ve yanıt (call and response) tekniği müzik perspektifinde şarkı sözlerinin ezberlenmesinde, çeşitli ezgilerin ve ritimlerin müzikal hafızada tutulmasında, müziğin öğretilmesinde, inanç müziği etnolojisi içerisinde bulunan birçok müzikal yapının taşınmasında, çalgı öğretiminde ustaçırak ilişkisine dayanan meşk yöntemi içerisinde, çocuk şarkılarında ve dans müziklerinde birçok alanda kullanılan arkaik bir yöntemdir.

LE PETIT JOURNAL İLLÜSTRASYONLARIYLA II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİ

Bozkurt Ersoy Armağanı, 2023

The illustrated newspapers and magazines published in Europe and America at the end of the 19th century and at the beginning of the 20th century contain very important information about the last years of the Ottoman Empire. In this respect, Le Petit Journal Supplément Illustré (1890), the weekend supplement of the newspaper Le Petit Journal published in Paris, has a very special position in terms of colorful lithographs promoting the Ottoman Empire. Among the weekly issues of the newspaper, which were published between the years of 1876-1909, covering the reign of the Ottoman Sultan Abdülhamid II, 12 illustrations belonging to the Ottomans were determined. Various topics such as important statesmen who served in the last period of the Ottoman Empire, interstate political developments, important Ottoman cities, social conflicts, cultural heritage and social life were seen as news and presented to the readers with illustrations. With this study, it has been tried to reveal how the important events and issues in the Ottoman history were handled in the weekly issues of the newspaper. This person has been evaluated from a holistic perspective by making use of historical sources as well as the identity of the artists who describe the institutions and events, their comments and the columnists of the authors.

İş Ahlakı Dergisi(3/2) Kâtib Çelebi ve Düstûrü’l-Amel

Bu yazı Orhan Şaik Gökyay’ın İslam Ansiklopedisi için kaleme aldığı “Kâtib Çelebi” (Ankara, 2002, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, c. 25, s.36–40) ve “Düstûrü’l-Amel” (Ankara, 1994, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, c. 10, s.50–51) maddeler birleştirilerek oluşturulmuştur. Söz konusu maddeler aynen alıntılanmış yalnızca bibliyografyaları birleştirilmiştir.

KÜL TĠGĠN YAZITI’NIN GÜNEY VE DOĞU YÜZLERĠ ĠLE ĠLGĠLĠ SÖZ DĠZĠMĠ ÇALIġMASI

The 1st International Conference on Studies in Turkology, 2016

Türk dilinin en eski metinlerinden olan Orhun Yazıtları, 8. yüzyıldan günümüze kadar ulaşabilen Türk dilinin ve edebiyatının ilk ve en önemli eserlerindendir. Orhun Yazıtları, yazıldığı dönemin dili hakkında bizlere araştırma yapmak için mükemmel bir bilgi kaynağı olmasının yanında vermiş olduğu öğütlerle de Türkçemizin ilk hitâbî metinleri olma özelliğini de ihtiva ederler. Yazıtlar, her ne kadar 8. yüzyılda yazılmış olsalar da araştırmacılar, metinlerde kullanılan dil özelliklerinden hareketle bu eserlerin veya dönemin dilini, birkaç yüzyıl daha eskiye götürürler (Aksan, 1990: 1-12). Orhun Yazıtları üzerine bugüne kadar sayısız çalışmalar yapılmıştır. Ergin’in tâbiriyle Orhun Yazıtları üzerine yapılmış çalışmaların listesini çıkarmak istenirse bu araştırmaların isimleri dâhi bir kitap oluşturacak kadar çoktur. Bu çalışmada, Orhun Yazıtlarından ilki olan Kül Tigin Yazıtı’nın kelime gruplarını incelenmiştir. Kül Tigin Yazıtı’nın güney ve doğu yüzlerinde bulunan 53 satır cümle yapıları ve kelime grupları bakımından incelenmiştir. Kelime gruplarını incelerken Karahan’ın da önermiş olduğu bütünden parçaya doğru giden bir yol izlenmiştir. Bu yöntem konun daha sağlıklı bir şekilde anlaşılmasına yardımcı olmaktadır. T. Tekin’in Orhon Yazıtları isimli eseri, çalışma için esas okuma çalışması olarak kabul edilmiştir; ancak anıtlar üzerine yapılmış diğer okuma çalışmaları ile de karşılaştırılmış ve okuma çalışmaları arasındaki farklılıklar da belirtilmiştir. Her iki yüzde toplamda 193 cümle olduğu tespit edilmiştir. Çalışmanın ilk aşamasında, kelime gruplarının farklı araştırmacılar tarafından yapılmış olan tanımlarından derlenen kelime gruplarının tanımlarına yer verillmiştir; ancak çalışma, Leyla Karahan’ ın Türkçede Söz Dizimi adlı çalışması esas alarak sınıflandırılmış ve tüm kelime grupları, Karahan’ın eserde yapmış olduğu sıralamaya bağlı kalınarak verilmiştir. Ayrıca Türkolojide bugün bile hâlâ tartışma konusu olan bazı kelime gruplarının isimlendirilmesi, sınıflanndırılması, kabul edilip edilmemesi ile illgili görüşlerin/tartışmaların yer aldığı çalışmaların künyeleri, dipnot olarak verilmiştir.

GAZETELERİN SPOR SAYFALARINDA DİL KULLANIMI

Dil, toplum hayatında bireylerin düşünce haritasını oluşturan bir unsurdur. Dilin gelişimi ve değişiminde basının önemi yadsınamaz. Spor basınının dili de popüler ve akademik araştırmaların konusu olmakta ve çoğu zaman eleştirilmektedir. Bu araştırmada gazetelerin spor sayfalarındaki haber ve yorumlarda kullanılan dil; yabancı kelimeler, söz kalıpları ve dil yanlışları açısından incelenmiştir. Gazetelerin spor sayfalarındaki dili incelemek üzere günlük gazetelerden Zaman, Posta ve Hürriyet'in spor sayfaları ile günlük spor gazetesi Fotomaç'ta yayımlanan haber ve yorumlar üzerinde 1-28 Şubat 2013 tarihleri arasında 1 ay süreyle tarama yapılmıştır. Gazetelerde yapılan tarama sonunda, özellikle futbol ve basketbol dallarında yazılan haberlerin çoğunda, İngilizce ve Fransızcadan Türkçeye geçmiş kelimelerin aynen veya Türkçe söylenişiyle kullanıldığı saptanmıştır. Bunun dışında, süslü anlatımı sağlamak için söz kalıplarının kullanıldığı da görülmüştür. İncelenen gazetelerdeki haber ve yorumlarda spor basınının süslü ve abartılı bir dil kullandığı saptanmıştır. Sporla ilgili haber ve yorumlar verilirken konu edilen spor dalıyla ilgili yabancı kelimelerin yoğun olarak kullanıldığı, söz kalıplarının sık tekrarlandığı görülmüştür. Spor basınının daha sade ve özenli bir dil kullanması, argo ifadelerden kaçınması gerekmektedir. Bunun dışında dilimizde karşılıkları olan yabancı terimlerin Türkçesinin tercih edilmesi önerilebilir. Abstract Languages are a part of societal life that creates the thought maps of individuals. The importance of the pres in the development and change of language is undeniable. The language used by sports press is subject to popular and academic research and is generally criticised. In this study, the language used in sports pages and reports has been examined in terms of foreign words, phrases and language errors. A one month screening of the news reports and commentary

İŞYERİNDEKİ BİYOFİLİK TASARIMIN ÇALIŞANLARIN ALGILANAN STRES DÜZEYLERİNE ETKİSİ

10TH INTERNATIONAL NEW YORK ACADEMİC RESEARCH CONGRESSES ON SOCIAL, HUMANITIES, ADMINISTRATIVE, AND EDUCATIONAL SCIENCES PROCEEDINGS BOOK, 2024

Biyofilik tasarım, doğal dünyadan esinlenerek insanlarla yapısal, psikolojik ve duygusal bağlantılar kurmayı amaçlayan bir tasarım yaklaşımıdır. “Biyofilik” terimi, “yaşamı seven” veya “yaşamı sevenler” anlamına gelir ve Yunanca’da, “filia”(sevgi) ve “bio”(yaşam) kelimelerinin birleşimidir (Yurtgün, 2020). Kavramın bugünkü manada ilk kullanan kişi 1964’te psikolog Erich From’dur (Myers 2020). Biyofilik tasarım, mimari, iç mekan tasarımı, peyzaj mimarisi ve ürün tasarımı gibi çeşitli alanlarda uygulanabilir. Temel amacı, insanların doğal dünya ile daha derin bir bağ kurmalarını teşvik ederek, sağlık, mutluluk ve üretkenliklerini artırmaktır. Biyofilik tasarımın iş yerlerinde kullanımı genellikle çalışanların genel refahını ve üretkenliğini artırmak içindir. Literatür incelendiğinde, iş yerlerinde biyofilik tasarım ilkelerinin uygulanması ile çalışan verimliliğinin arttırılabileceğinin kabul edildiği görülmüştür. İş yerinde verimliliği arttırmanın önemli yönlerinden birisini de çalışanların stres yönetiminin başarılı şekilde yapılabilmesi oluşturmaktadır. Bu çalışmada da biyofilik tasarım ve çalışan stresi arasındaki ilişki incelenecektir. Böylece literatürdeki mevcut bilgi, farklı bir değişken ile test edilerek literatüre katkı sağlanacaktır. Bu çalışmada, işyerindeki biyofilik tasarımın, çalışanların algılanan stres düzeylerine etkisi incelenmiştir. Araştırmanın amacı, biyofilik tasarımın, çalışanların stres düzeylerini azaltmada etkili bir yöntem olup olmadığını ortaya koymaktır. Bu amacın gerçekleştirilmesi, sürdürülebilir ve sağlıklı çalışma ortamlarının sağlanabilmesi için gerekmektedir. Çalışma kapsamında toplam 101 katılımcıya anket uygulanacaktır. Çalışanların stres düzeylerini ölçmek için Cohen, Kamarc ve Mermelstein(1983) tarafından geliştirilen “Algılanan Stres Düzeyi Ölçeği” kullanılmıştır. Biyofilik tasarımın mevcudiyeti ve kapsamını ölçmek için ise bu çalışmanın araştırmacısı tarafından geliştirilen sorular kullanılmıştır. Bu çalışmada, bağımlı değişken, çalışanların “algılanan stres düzeyleri”dir. Araştırmanın bulguları, iş yerlerinde biyofilik tasarım elementlerinin kullanımının, çalışanların stres düzeylerini anlamlı bir şekilde azalttığını göstermiştir. Bu sonuçlar, biyofilik tasarımın iş yerlerindeki psikolojik rahatlık ve çalışanların genel refahı üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğunu düşündürmektedir. Dolayısıyla, bu çalışma; biyofilik tasarımın iş yerlerinde daha yaygın olarak uygulanması gerektiğini savunmaktadır.

Bi̇r Üni̇versi̇te Hastanesi̇nde Çalişan Hemşi̇releri̇n İş Doyum Düzeyleri̇

Journal of Anatolia Nursing and Health Sciences, 2015

Giriş ve Amaç: Hemşireler çalışma hayatında birçok etik sorunla karşı karşıya kalmaktadırlar. Araştırmanın amacı, hemşirelerin görevleri esnasında yaşadıklarını düşündükleri etik sorunların ortaya çıkarılmasıdır. Gereç ve Yöntem: Araştırma nitel düzenlenmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu Düzce Atatürk Devlet Hastanesinde çalışan 35 hemşire oluşturmaktadır. Veri toplama yöntemi olarak yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Araştırmada "içerik analizi" yapılmıştır. Bulgular ve Sonuçlar: Araştırmada görülmüştür ki hemşireler iş kazası (25 kişi) %71,42, mobbing (21 kişi) %60, şiddet (20 kişi) %57,14, ayrımcılık (18 kişi) %51,42, fazla iş yükü (15 kişi) %42,85, el hijyeni (7 kişi) %20, hasta ve yakınlarıyla iletişim sorunları (7 kişi) %20, yanlış uygulamalar (7 kişi) %11,42 gibi etik sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Hemşirelerin en çok iş kazasıyla karşılaştıkları, ikinci olarak mobbinge maruz kaldıkları görülmüştür. Ayrıca şiddet, ayrımcılık, fazla iş yükü, el hijyenine uyulmaması, hasta ve yakınlarıyla iletişim sorunları, yanlış uygulamalar gibi sorunlarla da karşı karşıya kaldıkları tespit edilmiştir. Sağlık hizmetlerinde önemli bir insan kaynağı olan hemşirelerin yaşadıkları etik sorunlar dikkate alınmalı ve daha verimli çalışabilmeleri için bu sorunların tespiti önem arz etmektedir.