gAlI EKİNİ N SİBİRYA TATAR TÜRKÇESİNDEKİ KULLANIMI ÜZERİNE (original) (raw)

-gAlI EKİNİN SİBİRYA TATAR TÜRKÇESİNDEKİ KULLANIMI ÜZERİNE / ON THE USE OF – gAlI SUFFIX IN SIBERIAN-TATAR TURKISH

2011

Tatar Türkçesinin üç büyük ağız grubundan biri olan ve Doğu grubu ağızları olarak adlandırılan Sibirya Tatar ağızları-gAlI ekinin yaygınlığı ve çeşitli işlevleriyle kullanımı bakımından Tatar edebî diline göre zenginlik arz etmektedir. Günümüzde Tatar edebî dilinde kullanımı görülmeyen bu ek, Sibirya Tatar Türkçesinde Eski Türkçedeki işlevlerini de devam ettirerek başta isim-fiil (mastar), zarf-fiil, gereklilik çekimi olmak üzere çeşitli işlevleriyle yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada-gAlI ekinin kökeniyle ilgili görüşler değerlendirilmiş, ekin Sibirya Tatar ağızlarındaki kullanımı, varyantları ve işlevleri ortaya konulmuş, diğer lehçelerdeki durumu da göz önüne alınarak Sibirya Tatar Türkçesinin mevcut durumu ve konumuyla ilgili bir değerlendirme yapılmıştır. One of the greatest three dialect groups, Siberian Tatar dialects, named Eastern group dialects, include a widespread use of-gAlI suffix and various functions when compared with Tatar literary language. That suffix which has no usage in today's' Tatar literary language, is used widely with many functions such as infinitive, gerund and imperatives. With this study, the opinions on-gAlI suffix was evaluated, its usage, variants and functions in Siberian Tatar dialects were investigated and by taking its situation in other dialects into consideration, its present usage in Siberian Tatar Turkish was evaluated.

ŞİMDİKİ ZAMAN EKİNİN GÜNEY-BATI TÜRK LEHÇELERİNDE KULLANILIŞI ÜZERİNE NERGİS BİRAY

Şimdiki zaman ekini almış olan fiiller, söylendiği anda devam eden hareketi veya olayı bildirirler. Diğer zaman eklerine göre anlattığı veya belirttiği zaman/süreç daha kısadır. Aslında o, söylenen zamana ait hareketi gösterir. İfade edilmek istenen zaman ise o kadar uzun değildir. Şimdiki zaman konuşma sırasında devam etmekte olan hareketi, durumu ön planda tutarak başlamış da olabilir; onun sürekli aynı olan şekli anlatması yani belli bir süreçle sınırlandırılmaması da mümkündür. Nasıl olursa olsun, onun asıl farkı konuşulan zamanla ilişkili olmasındadır. Bununla birlikte söylenen zamana doğrudan katılan hareketlerin arasında da anlam farklılıkları vardır. Bu tür kendine has farklılıkları anlatmak içinse şimdiki zamanın çeşitli şekilleri kullanılır. Bu şekiller Türk lehçelerinin farklı gruplarında benzer değildir. Hatta birbirine çok yakın kabul edilen lehçelerde de şimdiki zamanın farklı şekillerine rastlamak mümkündür. A. N. Kononov, şimdiki zamanı kendi içinde şöyle gruplandırmaktadır:

+Ak ve+(I)k EKLERİNİN TÜRKİYE TÜRKÇESİ AĞIZLARINDA KULLANIMI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi

+Ak ve+(I)k ekleri, Eski Türkçeden itibaren Türkçenin çeşitli dönemlerinde kullanılan, sevgi ve küçültme bildiren eklerdir. +Ak ve+(I)k ekleri, sevgi ve küçültme işlevine bağlı olarak zamanla yavru hayvan adları, bir nesnenin parçası veya küçüğü anlamında isimler türetmiştir. Ancak eklerin kullanımı, hem Türkçenin tarihî, hem de çağdaş dönemlerinde sınırlıdır. Bugün Türkiye Türkçesi yazı dilinde, kalıplaşmış olarak, yalnızca bazı kelimelerde görülür. +Ak ve+(I)k ekleri, Türkiye Türkçesi ağızlarında da görülür. Derleme sözlüğünden hareketle ek ile ilgili tespit ettiğimiz örnekler, eklerin Türkçenin tarihî ve çağdaş dönemlerine göre ağızlarda daha canlı olduğunu göstermiştir. Ayrıca, ekler temel işlevlerine bağlı olarak, yeni işlevler de kazanmıştır. Çok sayıda kelimede ise şekil ve anlam olarak ekler varlıklarını hissettirmiştir. Çalışmada bu kelimelerin kök-gövde (anlam) ilişkisi de kurulmaya çalışılmıştır. Bu noktalardan hareketle makalede, +Ak ve +(I)k eklerinin Türkiye Türkçesi ağızlarındaki genel görünümünü ve de işlevlerini ortaya koymak hedeflenmiştir.

TURKMEN TURKCESINDE SAHIS EKLERININ KULLANIM DURUMU TUNA BESEN DELICE

DİYALEKTOLOG, 2018

Özet Türkiye Türkçesi gramerlerinde şahıs ekleri, genelde fiil çekim ekleri içinde fiil çekiminde şahıs bildiren ek olarak değerlendirilmektedir. Son dönemde yapılan ek tasniflerinde ise şahıs ekleri genişletme ekleri içinde fiili genişleten ekler veyaişletme ekleri içinde ögeleri belirleyici ekler başlıkları altında işlevleri göz önüne alınarak sınıflandırılmışlardır. Türkmenistan'da hazırlanan gramer çalışmalarında da şahıs ekleri; iyelik, hâl ve çokluk ekleri ile birlikte sözcüğün anlamını değiştirmeyen, yalnızca onların cümle içerisindeki söz dizimsel ilişkilerini düzenleyen ekler tanımıyla söz üytgedici affiksler-yani bizim gramerlerimizdeki çekim ekleri-başlığı altında verilmektedir. Kip ekleri ise-Türkiye Türkçesinden farklı olarak-şahıs ekleriyle birlikte çekim ekleri arasında değil, şekil yasaycı affiksler " şekil yapan ekler " başlığı altında küçültme, sıfat derecesi yapan, sıra sayısı yapan ekler, olumsuzluk eki, sıfat-fiil ve zarf-fiil ekleri ile birlikte sınıflandırılmaktadır. Bu sınıflandırmaya bakarak Türkmen gramercilerin şahıs eklerini sözcüğün anlamını değiştirmeyen asıl çekim eki olarak; kip eklerini ise eklendiği sözcüğün anlamına artı bir anlam katan ekler olarak değerlendirdiklerini söylemek mümkündür. Türkiye Türkçesinde fiil çekiminin gerçekleşmesi-Batı dillerinin aksine-şahıs çekimiyle tamamlanır. Türk dilinin genelinde herhangi bir şahıs zamiri ya da özne kullanmaksızın işin ya da oluşun kaçıncı şahıs tarafından gerçekleştirildiği kip ekinden sonra getirilen-3. şahıs çekimi için sıfır biçimbirim olsa bile-şahıs ekinden anlaşılabilmektedir. Türkmen Türkçesinde bazı kip çekimlerinde ve fiilimsi kullanımlarında şahıs ekleri ile ilgili genel kuralların dışında kalındığı görülmektedir. Gelecek zaman, gereklilik ve istek kipi çekimlerinde kip eklerinin üzerine şahıs eki getirilmediği, şahıs bildirme işinin cümledeki zamire yüklendiği ya da işi yapan şahsın metnin bağlamından anlaşılması gerektiği tespit edilmiştir. Yine Türkiye Türkçesinde genel olarak şahıs bildiren yapıları kabul etmeyen zarf-fiill eklerininbir kısmının Türkmen Türkçesinde şahsa göre çekimlendiği; Türkiye Türkçesinde sıfat-fiil yapıları üzerine getirilen şahıs bildiren eklerin Türkmen Türkçesinde sıfat-fiil üzerinde değil de isim üzerinde gösterildiği belirlenmiştir. Bu çalışmada Türkmen Türkçesinde fiil çekimlerinde kullanılan şahıs eklerinin yanı sıra şahıs eksiz fiil çekimi ve fiilimsilerdeki şahıs çekimi konusu ele alınacaktır.

TÜRKİYE TÜRKÇESİ AĞIZLARINDA "KERİ (GERİ)" SÖZCÜĞÜNÜN ESKİCİL BİR KULLANIMI

Journal of Turkish Studies

Ağızlarda, ölçünlü dilde bulunmayan pek çok eskicil unsurun yaşadığı bilinmektedir. Eskicillik, sadece dilin görünen kısmı olan ek ve sözcük boyutunda olmayıp anlam ve görev boyutunda da vardır. Dolayısıyla bugün ölçünlü Türkiye Türkçesinde kullanılan pek çok kelime, Türkiye Türkçesi ağızlarında eskicil anlamlarıyla ve görevleriyle karşımıza çıkabilir. Türkiye Türkçesi ağızlarında bu eskicil görevini ve anlamını sürdüren sözcüklerden biri de "keri (geri)"dir. Türkiye Türkçesi ağızlarındaki "Keri" sözcüğü, Eski Anadolu Türkçesinde olduğu gibi ayrılma hâli eki almış isim ve sıfat-fiilden sonra gelmiş ve "-dan sonra" anlamında bir çekim edatı görevi üstlenmiştir. Çalışmada bu konu üzerinde durulacaktır. Bülent

ESKİ TÜRKÇE METİNLERDE TEŊRİ SÖZCÜĞÜNÜN ANLAM VE KULLANIM FARKLILIKLARI

4. ULUSLARARASI TÜRKOLOJİ ARAŞTIRMALARI SEMPOZYUMU, 2022

Teŋri Eski Türkçe metinlerde en sık kullanılan sözcüklerdendir. Bu metinlerde teŋri sözcüğünün birden fazla anlamda kullanıldığını ve bunların metnin dâhil olduğu gruba göre (Orhon ve Yenisey yazıtları, Eski Uygur yazmaları) değiştiğini görebiliriz. Orhon yazıtlarında teŋri sözcüğü 2 anlamda geçer: “gök yüzü” ve “Tanrı, Allah”: Üze kök teŋri asra yağız yir kılıntukta (Kül Tigin D 1) – “gök yüzü” Teŋri ança timis erinç... (Tonyukuk 2) – “Tanrı, Allah” Teŋri sözcüğünün daha eski anlamı “gök yüzü”dür, “Tanrı, Allah” anlamı daha sonra ortaya çıkmıştır. Yenisey yazıtlarında “gök yüzü” ve “Tanrı, Allah” anlamlarının yanı sıra sıfat olarak “kutsal” anlamında da kullanıldığı görülür: Teŋrideki künke, yerdeki elimke bökmedim (Barlık III 3) – “gök yüzü” Üze teŋri yarlıkadı (Uybat III 5) – “Tanrı, Allah” Teŋri elimke bökmedim (Uyuk-Turan 2) – “kutsal” “Kutsal” anlamı da “Tanrı, Allah” anlamı ile ilişiklidir. Orhon yazıtlarında bu anlam genelde teŋriken sözcüğü ile ifade edilir. Eski Uygur yazmalarında da “Tanrı, ilahi varlık” ve “kutsal” anlamlarına rastlamaktayız: Bilge biliglig teŋri teŋrisi burkan titir (Altun Yaruk 22/1-2) – “Tanrı, ilahi varlık” Teŋri ajunta tapığçısı bolğay men (Altun Yaruk 12/5-6) – “kutsal” Türkler inançlarını değiştirseler de teŋri sözcüğünü kullanmaktan vaz geçmemiş, ilahi ve kutsal varlıkları ifade etmek için bu sözcükten yararlanmışlardır. Bu Manicilik, Budacılık, Hristiyanlık ve İslam dinlerine inanan Türk toplulukları için geçerlidir. Eski Uygur yazmalarında teŋri sözcüğü gök cisimlerini de ifade eder: kün teŋri “güneş”, ay teŋri “ay”: İnçe kaltı kün teŋri kök kalıkda turur teg (Altun Yaruk 652/5-6) Suv içinteki ay teŋri bodı yorığda yorımış teg (Altun Yaruk 382/2-3) Eski Uygur yazmalarında teŋri “gök yüzü” anlamında kullanılmaz, bu anlamda kök kalık ifadesinden yararlanılır. Demek ki “gök yüzü”nü ifade eden sözcükte anlam özelleşmesi yaşanmış ve bu sözcük gök yüzünün kendisini değil, oradaki farklı cisimleri ifade etmeğe başlamıştır. Eski Türkçe metinlerde zamanla teŋri sözcüğünde anlam genişlemesi görülür. “Gök yüzü” ve “Tanrı, Allah” anlamlarına “kutsal” ve “gök cismi” anlamları da ortaya çıkmıştır.

TATAR HALK EFSANELERİNDE ŞÜRELİ TİPİ ÜZERİNE

BAYTEREK Uluslararası Akademik Araştırmalar Dergisi, 2018

Kaynağını halkın geçmişinden, kültüründen ve bulundukları coğrafyadan alan halk efsaneleri, bir milletin kimliğini ve karakteristik özelliklerini belirleyen en önemli faktörlerden biridir. Şamanizm, Paganizm ve Animizm gibi inanışların izlerini taşıyan bu efsaneler, halkın erken dönemlerinde ki düşünce şeklini, çevre, doğa ile olan geleneksel bağlarını göstermektedir. Tüm halkların düşünce yapısında yer alan mitolojik yaratıklarla ilgili efsaneler ve inanışlar karakterlerin esrarengizliği ile bu halkların mitolojisinde özel yere sahiptirler. Mitolojik yaratıklardan biri olan Şüreli Tatar halk efsanelerin büyük öneme sahiptir. Büyük şair Abdullah Tukay’ın Şüreli isimli eseri ile tanıdığımız Şüreli Tatar halkı arasında halen bilinmekte onunla ilgili efsaneler hala anlatılmaktadır. Çalışmanın amacı Şürel hakkında bilgi vermek ile beraber Şüreli’ye benzeyen Türk Dünyası’ndaki diğer yaratıklara da değinmektir.