TÜRKİYE TÜRKÇESİ AĞIZLARINDA "KERİ (GERİ)" SÖZCÜĞÜNÜN ESKİCİL BİR KULLANIMI (original) (raw)

TÜRKİYE TÜRKÇESİ AĞIZLARINDA KULLANILAN "DIŞLIK" KELİMESİNİN KÖKENİ ÜZERİNE

TÜRKLÜK BİLİMİNDE GÜR BİR SES PROF.DR. İSA ÖZKAN'A ARMAĞAN TÜRK KÜLTÜRÜNÜ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ YAYINLARI, 2019

Özet: Bu çalışmada Türkiye Türkçesi ağızlarında kullanılan dışlık “rahat, huzur, iç ferahlığı, dirlik” kelimesinin kökeni incelenmiştir. Yozgat’ın Çandır ilçesinde çocuklar fazla gürültü yaptıkları zaman kaynak kişilerin Uşaḫlar dışlıḫ virmiyor. “Çocuklar huzur vermiyor.” dedikleri tespit edilmiştir. Bu tespit üzerine cümlede geçen dışlıḫ (< dışlıḳ) kelimesinin anlamı ve kökeni araştırılmıştır. Yapılan incelemede dışlık kelimesinin yalnızca Yozgat ve yöresinde değil pek çok ağız bölgesinde kullanıldığı görülmüştür. Bu kelime Türkiye Türkçesinin çeşitli ağızlarında dışlık vermemek “huzur vermemek, rahat vermemek”, dışlıksız “geçimsiz, sabırsız, yaramaz”, dışlığı gelmemek “canı sıkılmak” deyimlerinde ve dirlik dışlık “dirlik düzenlik”, datdışlık “huzur, rahat” ikilemelerinde Kullanılmaktdır. Çalışmanın amacı, Türkiye Türkçesi ağızlarında kullanılan dışlık kelimesinin kökenini tespit etmektir. Çalışmada eş zamanlı ve art zamanlı dil bilgisi yöntemleri kullanılmışır. Kelimenin dış isim kökü ve -lık /-lıh isimden isim yapım ekinden meydana geldiği bellidir. İlk önce kelimenin kökünün Eski Türkçe taş “dış” kelimesinden gelebileceği düşünülmüştür (TT dış + lık << ET taş + lık). Ancak dışlık kelimesinde “dış, dışarı” anlamı yoktur. Kökle türemiş kelime arasında semantik bir ilişki kurulamadığı için kelimenin farklı bir kökten gelmiş olabileceği düşünülmüştür. Araştırma sonucunda dışlık kelimesinin Eski Türkçe tınçlık (tınç+lık) kelimesinden geldiği ispatlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Dışlık, Türkiye Türkçesi Ağızları, Etimoloji Abstract: In this study, the origin of dışlık “peace, rest, livelihood” used in Turkey Turkish dialects were examined. When the children make too much noise in Çandır district of Yozgat, it is determined that the participants say Uşaḫlar dışlıḫ virmiyor. “Children do not give us peace”. After this determination, the meaning and origin of the word dışlıḫ (< dışlıḳ) was investigated. In the examination, it was seen that the word dışlık was used not only in Yozgat and its region but also in many dialect zones of Turkey. This word is used in various dialects of Turkey in the idioms of dışlık vermemek "to discomford, to disturb”, dışlıksız “quarrelsome, impatient, naughty", dışlığı gelmemek "to be bored” and in the handiadys of dirlik dışlık “peace and harmony”, datdışlık “peace, rest”. The aim of this study is to determine the origin of the dışlık which is used in Turkish dialects. Synchronic and diachronic grammar methods were used in the study. It is evident that the word consists of the root (dış) and the derivational affix (-lık / -lıh). Firstly, it was thought that the root of the dışlık could come from the taş “outside” in Old Turkish Modern Turkish dış + lık << Old Turkish taş + lık). However, the dışlık has no meaning “outside”. Since a semantic relationship could not be established between the root and the derivative word, it was thought that the word might have come from a different root. As a result of the research, it was proved that the word dışlık comes from the Old Turkish tınçlık (tın-ç + lık). Key Words: Dışlık, Dialects of Turkey Turkish, Etymology.

ESKİ TÜRKÇE METİNLERDE TEŊRİ SÖZCÜĞÜNÜN ANLAM VE KULLANIM FARKLILIKLARI

4. ULUSLARARASI TÜRKOLOJİ ARAŞTIRMALARI SEMPOZYUMU, 2022

Teŋri Eski Türkçe metinlerde en sık kullanılan sözcüklerdendir. Bu metinlerde teŋri sözcüğünün birden fazla anlamda kullanıldığını ve bunların metnin dâhil olduğu gruba göre (Orhon ve Yenisey yazıtları, Eski Uygur yazmaları) değiştiğini görebiliriz. Orhon yazıtlarında teŋri sözcüğü 2 anlamda geçer: “gök yüzü” ve “Tanrı, Allah”: Üze kök teŋri asra yağız yir kılıntukta (Kül Tigin D 1) – “gök yüzü” Teŋri ança timis erinç... (Tonyukuk 2) – “Tanrı, Allah” Teŋri sözcüğünün daha eski anlamı “gök yüzü”dür, “Tanrı, Allah” anlamı daha sonra ortaya çıkmıştır. Yenisey yazıtlarında “gök yüzü” ve “Tanrı, Allah” anlamlarının yanı sıra sıfat olarak “kutsal” anlamında da kullanıldığı görülür: Teŋrideki künke, yerdeki elimke bökmedim (Barlık III 3) – “gök yüzü” Üze teŋri yarlıkadı (Uybat III 5) – “Tanrı, Allah” Teŋri elimke bökmedim (Uyuk-Turan 2) – “kutsal” “Kutsal” anlamı da “Tanrı, Allah” anlamı ile ilişiklidir. Orhon yazıtlarında bu anlam genelde teŋriken sözcüğü ile ifade edilir. Eski Uygur yazmalarında da “Tanrı, ilahi varlık” ve “kutsal” anlamlarına rastlamaktayız: Bilge biliglig teŋri teŋrisi burkan titir (Altun Yaruk 22/1-2) – “Tanrı, ilahi varlık” Teŋri ajunta tapığçısı bolğay men (Altun Yaruk 12/5-6) – “kutsal” Türkler inançlarını değiştirseler de teŋri sözcüğünü kullanmaktan vaz geçmemiş, ilahi ve kutsal varlıkları ifade etmek için bu sözcükten yararlanmışlardır. Bu Manicilik, Budacılık, Hristiyanlık ve İslam dinlerine inanan Türk toplulukları için geçerlidir. Eski Uygur yazmalarında teŋri sözcüğü gök cisimlerini de ifade eder: kün teŋri “güneş”, ay teŋri “ay”: İnçe kaltı kün teŋri kök kalıkda turur teg (Altun Yaruk 652/5-6) Suv içinteki ay teŋri bodı yorığda yorımış teg (Altun Yaruk 382/2-3) Eski Uygur yazmalarında teŋri “gök yüzü” anlamında kullanılmaz, bu anlamda kök kalık ifadesinden yararlanılır. Demek ki “gök yüzü”nü ifade eden sözcükte anlam özelleşmesi yaşanmış ve bu sözcük gök yüzünün kendisini değil, oradaki farklı cisimleri ifade etmeğe başlamıştır. Eski Türkçe metinlerde zamanla teŋri sözcüğünde anlam genişlemesi görülür. “Gök yüzü” ve “Tanrı, Allah” anlamlarına “kutsal” ve “gök cismi” anlamları da ortaya çıkmıştır.

KLASİK TÜRK ŞİİRİNDE “İREM” KELİMESİNİN KULLANIMI ÜZERİNE

Avrasya Uluslararası Araştırma Dergisi, 2023

Şair; malzemesi kelime, harcı hayal dünyası olan sanatkârdır. En önemli eseri ise şiirleridir. Çeşitli konularda, farklı nazım şekilleri ile duygu ve düşüncelerini aktaran şairler, bu şiirleri kullandıkları kelime ve kavramlara geniş anlam katmanları ekleyerek oluşturur. Çağrışımlarla kelimelere yeni anlamlar kazandırarak orijinal, başarılı ve üstün olma gibi gaye ve düşünceleri vardır. Bu kelimeler, kavramlar ve hayaller incelendiğinde şairin sahip olduğu düşünce dünyası keşfedilebilir. Ancak divan şairine yönelik bu keşfi yapabilmek için araştırmacıların divan şiir dünyasına yönelik bir bilgi birikimine sahip olmaları gerekir. Bu şiir dünyası mazmunlar çevresinde örülmüş olduğu için belli düzeyde ilgi ve bilgi çerçevesinde anlaşılabilmektedir. Klasik Türk şiirinin kelime hazinesi, edebi sanatları, sembolleri, aruz gibi kuralları araştırmacının bilgi birikimi içerisinde olması gerekenlerden sadece bazılarıdır. Bu birikim sonrası derin, zengin ve farklı hayaller anlaşılabilir hâle gelir. Bu çalışmada şairin hayal dünyası ile anlam zenginliği kazanmış olan “irem" kelimesinin katmanlı anlamları tespit edilmeye çalışılacaktır. İrem, "cennete özenilerek Şeddâd tarafından yaptırılmış yer" anlamındadır. Kur’ân-ı Kerim’de bahsolunan irem oradaki şekli ile divan şiirinde sıklıkla anılmıştır. Dini ilimlerce olumsuz olarak tanımlanan İrem, edebi metinlerde istisnalar dışında pozitif bir anlama kavuşmuş ve mutluluk uyandıracak şekilde kullanılmıştır. Şiirlerde ise daha ziyade doğal güzellik, buluşma yeri, sevgilinin özelliği gibi manalara gelecek istifade edilmiştir. Çalışmada örnekler çerçevesinde bütün bu geniş anlam dairesi ortaya konulmaya çalışılmış ve irem kelimesinin kapsamı incelenmiştir. Bu inceleme, irem kelimesi ile doğrudan veya ikincil olarak etkileşim hâlindeki kelimeler arasındaki bağlama odaklanılarak yapılmıştır.

NECÂTÎ BEY’İN ŞİİRLERİNDE TÜRK KAVRAMININ KULLANIMI

3. Anadolu Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi, 2019

Günümüzde geniş bir coğrafyada yaşayan, kendine has dili, kültürü ve tarihi olan bir ırkın karşılığı olan Türk, tarihsel süreçte değişik anlamlar kazanmış ve farklı milletler tarafından bu sözcüğe anlamlar yüklenmiştir. İlk olarak Çin kaynaklarında “Tou-kiou” şeklinde yer alır. Çinliler, Türklerin yaşadığı coğrafyayı miğfere benzettiğinden Türk sözcüğünü, miğfer anlamıyla kullanmışlar. Bu sözcük, Türklerin ilk yazılı ürünü olan Göktürk Yazıtları’nda ise birçok milletin dilindeki “güç, kuvvet, töre” anlamıyla yer almıştır. Türklerin İslam dairesine girmeleriyle beraber Türk gulamlar, Arap ve Fars şiirinde bir güzellik unsuru olarak yer almıştır. Dönemin şairleri, bu gulamların güzelliğini, güzelliklerinin kendi üzerlerinde bıraktığı tesiri çeşitli hayal unsurlarıyla beraber kullanma yoluna gitmiştir. Ancak Türk gulamların güzelliğine yapılan övgülerde onların savaşçı, yağmacı, acımasız, kan dökücü yönüne de vurgu yapılmıştır. Türk sevgili tipi Osmanlı dönemi şiirlerinde de yaygın olarak kullanılmakla beraber, Osmanlı toplumunda Fatih’le beraber değişen idari ve siyasi çevre, devletin imparatorluğa ulaşması ve içine çok sayıda milletin dâhil olmasıyla Türk sözcüğü, şairler tarafından hem sevgili ve onun bazı vasıflarını anlatma sembolüyken hem de aşağılanmış, hor görülmüş bir milletin karşılığı olarak olumlu ve olumsuz anlamlara gelecek şekilde kullanılmıştır. Türk sözcüğünü, hem olumlu hem de olumsuz anlamlara gelecek şekilde kullanan şairlerden biri de 15. yüzyılın önemli şairlerinde Necâtî’dir. Bu çalışmada Türk sözcüğünün anlamı, Arap, Fars ve Türk şiirindeki kullanımı ele alındıktan sonra bu sözcüğün Necâtî’nin şiirlerinde kullanımı ve içerdiği anlamlar üzerinde durulacaktır.

CİNSİYETE DAYALI ÜCRET FARKININ ÖLÇÜMÜ TÜRKİYE UYGULAMASI

CİNSİYETE DAYALI ÜCRET FARKININ ÖLÇÜMÜ TÜRKİYE UYGULAMASI, 2020

Bu rapor Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve ILO Türkiye Ofisi arasında imzalanan işbirliği protokolü kapsamında oluşturulan çalışma ekibi tarafından hazırlanmıştır. Çalışma ekibinde yer alan TÜİK temsilcileri başta Ş. Şenol Bozdağ, Hüseyin Tancan Kale olmak üzere Şebnem Beşe Canpolat, Aslıhan Kabadayı, Asila Koçak ve Gözde Nur Dinarcan araştırmanın gerçekleştirilmesine çok değerli katkılarda bulunmuştur. Ayrıca, araştırma sürecinde yapılan tüm çalışma toplantılarına katılım sağlayan Ahmet Osmanlı, Alper Dağ, Gökay Fatma Bostancı, Serhan Avcı, Mehmet Akif Davarcı, Yakut Yüksel, Işıl Durmuş değerli fikir ve görüşleriyle araştırmayı desteklemiş; ILO Türkiye Ofisi’nden Ebru Özberk Anlı, Dr. Luis Pinedo Caro ve Dr. Emel Akalın, Ankara Üniversitesi İktisat Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Emel Memiş ile araştırmanın yürütülmesine ve raporun hazırlanmasına katkıda bulunmuştur.

KENDİ CİHAZINI GETİR (KCG) KAVRAMININ UYGULANMASINA GENEL BİR BAKIŞ

International Informatics Congress (IIC2022), 2022

Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki ilerleme ile çalışanların gelişmiş mobil cihaz ve bilgisayarlara sahip olması ve kurumsal işlemlerini bu cihazlardan yürütme talepleri, aynı zamanda kurum cihazlarının kişisel kullanımı sınırlandırması ve kişisel kullanıma alan bırakmaması literatürde Kendi Cihazını Getir (KCG) kavramı olarak tanımlanan Bring Your Own Device (BYOD) eğilimini ortaya çıkarmıştır. Bu eğilim, işletmelerde verimliliği artırması, çalışan deneyimini iyileştirmesi aynı zamanda maliyet düşürücü etkilerinin olması dolayısıyla benimsenmeye başlanmıştır. Covid 19 sırasında ve sonrasında uzaktan çalışma kültürünün yaygınlaşması ve bir norm olmaya başlaması KCG kavramının etkinliğini arttırmış ve gelecekte bu konsepti işletmelerde destekler bir niteliğe dönüştürmüştür. Bu çalışmanın amacı, KCG kavramının işletmelerde yönetimini, BT hizmet modelleri üzerindeki etkilerini, bu konudaki yasal zorlukları, işletmeler için yarattığı fırsatları, tehditleri ve getirdiği zorlukları literatürde yapılmış çalışmalar ışığında tartışmaktır.

KIRGIZ TÜRKLERİNDE " BOZ ÜY " (ÇADIR) GELENEĞİ

Öz: Kültür, anlamsız insan yığınlarını bir millet haline getiren değerlerin başında gelmektedir. Dolayı-sıyla millet olabilmiş her topluluğun da ortak bir kültürü olmuştur. Kültür, dini, dili, ırkı, kullandığı alfabesi ve kendisiyle alakalı olan, halkın ortak olarak benimseyip kullandığı materyalleri içermektedir. Bu özelliklerinden her hangi birinin kaybolması demek, kültürün bir uzvunun yitirilmesi demektir. Kül-türün bir milletin tarihi içerisinde ne kadar öneme haiz olduğunu, Kırgız türklerinin kültürlerini n bir parçası olan boz üy yani çadır geleneklerine bağlılıklarından anlayabiliriz. Tarihi çok eskilere dayanan, Kırgızlarda önemini yitirmeden yaşayan ve Kırgız kültürünü içerisinde en belirgin şekilde barındıran boz üylerin Türk kültürü ve bilhassa Kırgız Türklerinin kültürleri içerisindeki yerine değinmeye çalıştık. Boz üyler göçebe Kırgız kültüründeki sanatın doruk noktasıdır. Yani rahatlığının yanı sıra sanatsal açı-danda büyük bir değer ifade etmekte olan bu taşınabilir konutlar, Kırgızlarla beraber dağlarda göç etmiş, ipek yolunda gezmiş ve zamanın zor şartlarına dayanmıştır. Abstract: Culture is one of the most significant entities that heaps valueless people as a nation. Therefore all communities that could become a nation have their common culture. Culture includes religion, language , race, alphabet used and all related values which are commonly used by people. The loss of any aforementioned aspect means loss of some part of the culture. Here we will mention about importance of Boz Uy in Kyrgyz culture. Kyrgyz turks are known as one of the most ancient nations. In this essay we tried to discuss about significance and role of Boz Uy in turkic and especially in the culture of kyrgyz turks which has never lost its importance in life of kyrgyz turks and also which serves like a vivid sign of kyrgyz culture. Boz Uy's are peak point of the art in culture of nomad kyrgyz. Beside the comfort it offers Boz Uy also carries cultural importance. These mobile habitations have been moving to mountains with kyrgyzes, have been travelling over silk road and sustained unreplacable at any condition. Аннотация: Культура является одним из тех ценностей, которая из бессмысленной кучы людей делает народ. Таким образом в каждом сообществе которое образовало нацию, народ имеется общая культура. Культура включает в себе религию, язык, рассу, алфавит и все материалы которые принимается общим достоянием того или иного народа. Потеря одного из этих ценностей означает потерю одной конечности культуры. О том до какой степени имеет значение культуры в народе можно понять в приверженности Кыргызов к боз уй (войлочная палатка). В данном исследовании выводятся важность боз уй которая является одним из самой древней и особой частью культуры Кыргызов и в общем Тюрков. Боз уй является кульминацией искусства кочевой кыргызской культуры. Эти переносные жилища которые являлись комфортабельным и вместе с этим художественным исскуством эмигрировали в горах вместе с кыргызами, путешествовали по шелковому пути, перетерпели трудные условия того времени.