Postmodernizmin Yaşlı Yaşamına Etkisi ve Yaşlı Sorunları (original) (raw)

Postmodern Dünyada Yaşlı Olmak

Kronolojik zamanın yaşlılığı açıklamak için tek ölçüt olarak alınması bugün klasik gerontolojiye yöneltilen eleştirilerin başında gelmektedir. Söz konusu eleştirinin felsefenin yaşlılığa yaklaşımında da belirleyici olduğu söylenebilir. Zaman algısının her şey gibi yaşamın akışını da yönettiği bir dünyada yaşlılığın ve yaşlanmanın anlaşılması ve anlamlandırılması, felsefi bir çerçeveden bakıldığında zamanın algılanma biçimlerinin ayrıntılı bir çözümlemesine bağlı görünmektedir. Büyük anlatıların çöktüğü, zamanın tarihselliğinden arındırıldığı ve mekanikleştirildiği postmodern dünyanın yaşlılığa bakış açımıza olan olumsuz etkileri ancak farklı zaman kavramlarına başvurularak anlaşılabilecek hatta aşılabilecek bir problemdir. Bu çalışmada söz konusu zaman algılarından biri olan anlatı üzerinde durulmuş ve anlatının zamanla bağının, günümüzde bilgeliğini ve saygınlığını yitiren yaşlıların içine düştüğü varoluş kaygısını anlamlandırma noktasındaki katkısı irdelenmiştir.

Postmodern Gündelik Hayatta Normalin Zorbalığı

POSTMODERN GÜNDELİK HAYATTA NORMALİN ZORBALIĞI Öz Sosyalizasyon sürecinde gündelik hayatın sahip olduğu normallik, bireyin edim-bilgisini düzenlediği bir ayna işlevi görmektedir. Bu bağlamda dinler, gündelik hayatı düzenlemeyi ve dolayısıyla normal olanı tanımlayabilmeyi amaç edinmekte; müminleri için bir rutin çerçevesi oluşturmak istemektedir. Fakat gündelik hayatın zaman ve mekân temelinde yaşadığı değişim, etkileşimin mahiyetini dönüştürmekte ve bireyin farklı gerçekliklere temasını olağan hale getirmektedir. Çoğul gerçeklikler içerisindeki bireyin biyografisi, gündelik deneyimler üzerinden şekillenmektedir. Söz konusu deneyimler bilince dâhil olmakta, bireye yönelim alanları için rasyonel bir zemin sunmaktadır. Bireysel bilginin merkezileştirildiği postmodern süreçle birlikte dinler, diğer tüm anlatılarla eşitlenmiş bir halde gündelik hayata katılmaktadır. Bireysel pratikleri meşrulaştıran kaynak yine bireyin kendisi olmakta; arzu, postmodern gündelik hayata gönüllü katılımı sağlamaktadır. Çalışmamızda postmodern gündelik hayatın imkân tanıdığı özgürlüğün kişilerarası boyutu ve arzu ile ilişkisinde din karşısındaki yapısal farklılığı ortaya konmaktadır. Tercih yapmak zorunda olan bireyin pratik bilincindeki düşünümsel boyut ön plana çıkarılarak normalin zorbalığı altında kavramsallaştırılmaktadır. Böylelikle eylemi bir onanmaya muhtaç bireyin değişen onay mercii vurgulanmaktadır.

Çevri̇mi̇çi̇ Gazete: Postmodern Bi̇r Ortam

2011

Bilgi ve haberlerin kesin ve duz bir sekilde verildigi basin endustrisi modernizmi temsil etmekteyken, cevrimici gazete, basili gazetedeki butun haber ve bilgileri icerse bile, karistirip harmanlama egilimiyle postmodern bir nitelik tasimaktadir. Cevrimici gazeteler bilgi vermekten ziyade genel gorunumleriyle ilgilenmektedir. Bunun icin muhabir adlarini on sayfadan cikarmakta, gazetenin spor, haber, sanat gibi butun bilesenlerini yan yana gelecek sekilde yeniden duzenlemekte, haberlerin yanina tiklanabilir reklamlar koymakta, haberin verilme seklini ve manset buyukluklerini gun boyunca degistirmekte, boylece gercekligi simule etmektedir. Cevrimici gazetelerde haberler icerigi uzerinden degil, mansetin parlakligi ve on sayfadaki yeri uzerinden satilacak birer metaya donusmustur. Sunulan parlak paketler, bir gercekdisilik duygusunu, haberin okuyucunun kendi hayatindan uzakta oldugu duygusunu islemektedir. Cevrimici gazetenin sahiciligi yoktur; gun boyunca bilinmeyen sayida insana cesi...

MODERN VE POSTMODERN DEĞERLERİN YABANCILAŞMAYA ETKİSİ

As is known, alienation, one's own ego, to abandon the social life, own around and can be defined as coming under the influence of this concept. In this respect alienation is extremely important to syndication. On the other hand the effects of modern and post modern values are identification of the individual with a syndica, is the dedication and commitment to the syndica. Inglehart(1997) who studied Modernization and postmodernization: Cultural, economic, and political change in 43 societies‟‟, Wang(2007) who studied „‟ post modern Values in Seven Confucian Societies: Political Consequences of Changing World Views‟‟ and Blauner (1964) who studied „‟ Alienation and freedom: The factory worker and his industry‟‟ contribute to the literature of the modern-post modern values and alienation relationship. In this study, it is investigated relationship and its size of between these variables on the acting as unionized workers. Through the study, the attitude they showed against modern- post modern values and alienation factors faced by unionized workers with demonstrated behaviors and results are shared. In this context, the main objective of the study, on the basis of unionized workers, relationships, and taking from perspective of effect on the relationship with the alienation, modern – post modern values and the institutions they work for unionized workers " Alienation" is to reveal the presence perceptions of the behavior of the research findings. In the study, face-to-face survey were performed from the primary data collection methods and modern-post modern values scale developed by Inglehart (1997), Fries et al (2007) and Wang (2007) is used for the modern-post modern scale. Alienation scale was used which is adapted by Blauner‟s (1964) and used by Ölçer(2005) Abay (2004) as alienation scale. The research data were obtained from trade union in Kırıkkale.

Örme Gi̇ysi̇ Tasarimda Postmodern Sanata Yöneli̇k Eği̇li̇mler

Akademik İncelemeler Dergisi (AID), 2019

Sanat, doğası gereği sürekli değişmek zorundadır. Herhangi bir değişiklik, başlangıçta tepki karşılaşsa bile, kısa sürede bir alternatif oluşturma potansiyeline sahip olarak kabul görmektedir. Sanatın sürekliliği değişim olgusuna bağlıdır. Sanatın değişim ve dönüşümleri eş zamanlı olmasa bile ayrı zamanlarda kültürleri, bu bağlamda da insanın günlük yaşantılarını ve beğenilerini dönüştürmektedir. Tekstil, teknolojik üretim anlamında da sanayi devriminin ardından, meta değeri yüksek, işlevsel, endüstri tasarımı boyutunda algılanır hale gelmiştir. İşlevsel oluşunun yanı sıra, kültürel kimliklerin, toplumsal statülerin, cinsel yansımaların ve gündelik hayatın beğeni dilini oluşturmuştur. Bu süreçte tekstil tasarımcısı üst başlığı altında yer alan örme tasarımcısı, sanatçı kimliğini benimsemiştir. Örme tasarımı; postmodern yaşam tarzı içinde, artık işlevsel ve ekonomik değer nesnesi olarak ürün vermekle sorumlu değildir; aynı zamanda çağın estetik seçkilerinin arasında yer alabilecek tasarımlar gerçekleştirmektedir. Bu araştırmada postmodern sürecin örme tasarımının üzerindeki etkileri incelenmiştir. Araştırmanın materyalini, 1960'lardan günümüze tartışmalara neden olmuş, postmodernizm kavramı ve örme giysi tasarımı üzerindeki etkileri oluşturmaktadır. Çalışma, veri toplama ve analiz sürecinden oluşmaktadır. Çalışmada, konuya ilişkin kitap, tez, makale bildiri vb. yazılı kaynaklardan yararlanılmıştır.

Gostergebilim Ve Yapibozumdan Postmodern

Despite of Postmodernist Criticism appears as reader centered, it is essentially Structuralist. At the development of "Postmodernist Criticism" the thoughts of "Saussure's-semiotics" and "Derrida'sdeconstruction" are arbiter. Saussure entitles "sign" the combination of sounds or symbols that provides perceiving concepts. He says "signifiant" to the string of audio, text and symbols; "signifié" to the meanings and notions. However Derrida introduces concept named "differance" for draw intention to meaning ties of indicators. He also mentions contrast and dependence of "logocentrisme" and "phonocentrisme". Researcher Structural Postmodernist Criticism which cares to the differences develops its method as stabile hesitations. Postmodernist method pursues hesitations in the text when it wants to mean deep meanings of literary text on the other hand it want to establish new doubts with its critical discourses. It wants to deconstruct the logic center of text which participated its meaning world however it reconstructs the text around the new logic center by a literary and critical discourse. Postmodernist Structural Criticism tries in general to unify in its method text-centered, writer-centered, reader-centered and sociologic criticism that they are four main trends of criticism. That method treats the text collaterally in two steps of criticism. In this method the text are discussed at first stage as "signifiant" and "signifié" at second stage. Critic behaves text and writer-centered at first phase, reader and social environment-centered at second phase. In the first step he analyzes and deconstructs the text at the second reaches to synthesis and reconfigures the text. This type of criticism shows features of anti-article. However the critic attitudes ironically in its language and style. It wants to spread the pleasure of criticism to its readers. In this article we will clarify the Postmodernist Structural Criticism with regard to both its unique aspects and in common with the previous ones.

Yeni̇ Bi̇r Yaşama Ve Düşünme Bi̇çi̇mi̇: Postmodern Kültür

Journal of International Social Research, 2019

Öz 1970'li yıllarla birlikte üretim, ulaşım ve iletişim teknolojilerinde önemli dönüşümler yaşanmıştır. Fordist üretim sisteminde yaşanan tıkanmalar iletişim ve ulaşım teknolojilerindeki gelişmelerle aşılmış ve "küresel üretim sistemi"ne geçilmiştir. Küresel üretim sistemi ve bu sisteme eklenen Endüstri 4.0 ile ürün çeşitliliği artmış, şirketlerin aynı tüketici grubuna satış yapabilmesi mümkün kılınmıştır. Böylece ürünler henüz kullanım ömürlerini tamamlamadan, yenileriyle değiştirilmeye başlanmıştır. Bu durum yeni bir tüketim anlayışının oluşmasına neden olmuştur. Tüketim toplumun temel özelliklerinden biri haline gelmiş, kimlik oluşturma sürecinin önemli bir bileşenine dönüşmüştür. Üretim ve tüketim alanlarında yaşanan dönüşüm yalnızca üretim biçimlerini, çalışma koşullarını ve tüketim biçimlerini etkilememiş, aynı zamanda yeni bir kültür, başka bir ifadeyle "yeni bir yaşam tarzı", "dünyaya bakış açısı", "anlama ve yorumlama biçimi" oluşturmuştur. Bu makale kapsamında, ortaya çıkan yeni kültür biçimi, "postmodern kültür" olarak tanımlanmış ve bu kültürün temel özellikleri olan görme ve gösterinin yükselmesi, hipergerçeklik-simülasyon ve parçalanma, bireyselleşme ve modüler kimlik tartışılmıştır.

Modernite ve Postmodernitede Değişen Ölüm Algısı

Journal of Ibn Haldun Studies, Ibn Haldun University

Bu çalışmada, değişen dünyadaki ölüm algısı irdelenerek ölümden kaçınma, ölümü yok sayma gibi yaklaşımların modern ve postmodern dönem insanı üzerindeki etkileri karşılaştırılmıştır. Bu bağlamda modern ve postmodern dönemin yitiği olan huzur ve mutluluğun, değişen ölüm algısıyla ilişkili olup olmadığı incelenmeye çalışılmıştır. Moderniteyi takip eden postmodernitede modernitenin yıkıma uğratmaya çalıştığı birçok şeye karşı ilgi ve yönelimin artmasıyla ölüme bakışta ve ölümle ilgili tutumlarda da birtakım değişiklikler olmuştur. Postmodernitenin etkisiyle ölüm hakikatinin yerini, gerçeklikten uzaklaşmaya imkân sağlayan gelişmiş tıp ve teknoloji sayesinde, uzun ve sorunsuz yaşama arzusu almıştır. Sonsuzluk hayali ile umutsuzluğa sürüklenerek dengesi bozulan, depresyona giren ve psikiyatristlerin kapısını aşındıran çağın insanına psikiyatrinin öğretmesi gereken şey de kaçınılmaz bir gerçek olan ölümü düşünmesi ve fanilikle yüzleşmesidir.