Beylikler Devri Ciltlerinin Gizemli Estetiği: Rûmî Tezyinatlı Kapak İçleri (original) (raw)

Beylikler Dönemi'ne Ait Sgraffito Teknikli ve Tek Renk Sırlı Kaplar

Özet 2007 yılında Manisa Gülgün Hatun Hamamı'nda, Yard. Doç. Dr. Yekta Demiralp danışmanlığında gerçekleştirilen temizlik çalışmaları esnasında, hamamın halvet kubbeleri ile su deposu tonozunun arasında kalan boşlukta seramikler bulunmuştur. Dolgu malzemesi olarak kullanıldığı anlaşılan, büyük çoğunluğu sırsız, bir bölümü ise sırlı seramiklerden oluşan 150'si tam ve tama yakın yaklaşık 200 parça seramik ortaya çıkarılmıştır. Bu büyük seramik grubu içerisinde sgraffito ve tek renk sırlı kaplarda (kase/çanak) bulunmaktadır. Özellikle bugüne kadar örneğini görmediğimiz balık ve tavşan figürlerinin birlikte yer aldığı sgraffito teknikli bir tabak oldukça ilgi çekicidir. Ayrıca, yeşil ve firuze tek renk sırlı örnekler Beylikler Dönemi seramikleri için önemli veriler sunmaktadır. Anahtar Kelimeler: Manisa Gülgün Hatun Hamamı, sgraffito, tek renk sırlı örnekler, balık ve tavşan. Abstract During the cleaning activities carried out in Gülgün Hatun Hammam (Manisa) in 2007 under the supervision of Associated Professor Yekta Demiralp, ceramic fragments were found between halvet cupola and water tank vault. 200 pieces of ceramics were recovered of which 150 were complete or almost complete. Major part of the ceramics were unglazed whereby there were some glazed samples. Within this group we find sgraffito and monochrome glazed vessels. Among those, one sgraffito plate with fish and rabbit figures is quite interesting. Moreover green and turquoise monochrome glazed samples represent interesting examples from Emirates' Period. Anahtar Kelimeler: Manisa Gülgün Hatun Hamamı, sgraffito, monochrome glazed vessels, rabbit and fish.  Öğr. Gör. Dr. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü, Bornova / İzmir

Eratna Beyliği Taçkapılarında Geometrik Süsleme

XVIII. Türk Tarih Kongresi, 2022

Uygur Türkü Sultan Alaeddin Eratna tarafından kurulan Eratna Beyliği 1327-1381 tarihleri arasında Orta Anadolu bölgesinde hüküm sürmüştür. Başta İlhanlılara bağlı olarak oluşum sürecine giren beylik, daha sonra bağımsızlığını ilan etmiştir. Eratna Beyliği; Sivas, Kayseri, Niğde, Nevşehir, Çorum, Tokat, Kırşehir ve Amasya gibi egemenliği altındaki şehirlerde pek çok eser bırakmıştır. Günümüzde Eratna Beyliği’nden özgünlüğünü koruyan kırk yedi mimari eser kalmıştır. Ana cepheyi meydana getiren taçkapılar, Türk-İslam mimarisinin her döneminde en önemli mimari eleman olmuştur. Ekseriyetle cephelerin merkezinde karşımıza çıkan taçkapılar, cephe mimarisinin egemen unsurudur. Bundan dolayı yapıların taçkapıları ayrı değerlendirilmelidir. Eratna Beyliği yapılarının sadece yirmi bir adetinin giriş kapısı, taçkapı özelliği göstermektedir. Taçkapılar, diğer beyliklerdeki gibi Selçuklu mimarisi etkisi altında yapılmıştır. Ancak bir takım tezyini ve tasarım olarak yeniliğe girişmişlerdir. Taçkapılarda geometrik, bitkisel, figürlü, yazılı ve mukarnas süslemeler görülmektedir. Kırık ve düz çizgiler, yıldız, çokgen ve diğer formların bir araya gelmesiyle oluşan geometrik kompozisyon taçkapının çeşitli yerlerinin bezemesinde kullanılmıştır. Eratna taçkapılarında yer alan bu kompozisyonlar ve motifler tek tek değerlendirerek Türk-İslam sanatı içerisindeki yeri tartışılacaktır. Selçuklu süsleme anlayışının devamı şeklinde görülse de kendine özgü motif ve kompozisyonlarının varlığı ortaya konmaya çalışılacaktır. The Eratna dynasty, founded by Uighur Turks Sultan Alaeddin Eratna, had ruled in Central Anatolia between 1327-1381. The dynasty which entered into the process of formation depending on the Ilkhanids, had declared its independence later. Eratna Dynasty; had left many works in the cities under its sovereignty such as Sivas, Kayseri, Niğde, Nevşehir, Corum, Tokat, Kırşehir and Amasya. Today, forty-seven architectural works from the Eratna Dynasty have remained originality. The portals that created the main facade have become the most important architectural element in every period of Turkish-Islamic architecture. Portals, mostly located at the center of the facades, are the dominant element of the facade architecture. Therefore, the portals of the constructions must be evaluated separately. The entrance gate of only twenty-one of the Eratna Dynasty constructions have shown the portal features. The portals were built under the influence of Seljuk architecture as in other dynasties. However, they had attempted to some of innovation in ornament and design. In portals, geometric, vegetal, figurative, inscription and muqarnas ornament are seen. The geometric composition formed by the combination of broken and straight lines, stars, polygons and other forms was used in the decoration of various places of portals. These compositions and motifs in Eratna portals will be evaluated one by one and the place in Turk-Islamic art will be discussed. Although decoration is seen as a continuation of the Seljuk ornamentation concept, but the existence of unique motifs and compositions will be tried to be revealed.

Bir Buzağıda Konjenital Rektovajinal Fistül

2009

Holstein irki, 5 gunluk disi bir buzagi dogustan kuyruk ve anusun olmamasi ve vajinal yoldan diskilama sikayetleriyle getirildi. Klinik muayenede vital parametrelerin normal, anusun regio perinealiste yoklugu ve vajinal diskilama gerceklestigi goruldu. Vajinal sondalamada, vajinanin dorsal duvarinda servikse yakin sekillenmis 2 cm’lik bir fistul deligi saptandi. Abdominal ultrasonografide; sol bobregin yoklugu, perineal ultrasonografide ise rektumun varligi ve rectovaginal fistul deligi tanindi. Radyolojik muayenede; coccygeal vertebralarin olusmadigi belirlendi. Tani olarak sol bobrek ve coccygeal vertebralarin agenezisi, atresia ani ve rektovajinal fistul olgusu belirlendi. Genel anestezi altinda rektovajinal fistulun onarilmasi ve anusun olusturulmasi gerceklestirildi

Kapi̇tali̇zmi̇n İç Yüzü

ASYA STUDIES

KAPİTALİZMİN İÇ YÜZÜ THE OTHER SIDE OF CAPITALISM Öz Bu çalışmada yer kürede doğal kaynaklar üzerinde önemli ölçüde baskı oluşturan kapitalistlere karşı toplumda çevre bilinci oluşturmak adına çeşitli kavramlarla farkındalık uyandırmak ve kapitalizmin yapısının, iç yüzünün ne olduğunu üzerinde durulmuştur. Kapitalist sistemin doğasının hırslı ve dengesiz olduğu yönüne dikkat çekilmiştir. Değerlerin dejenere olmasıyla kapitalizmin durdurulamaz bir hale geldiğini, burada kültürel değerlerin önemi azalmıştır. İnsan tabiatının hem fen ilimlerine hem de kültürel değer yüklü ilimlerle büyüyeceği realitesine parmak basılmıştır. Kapitalistler tarafından yapılan üretimin, dünya popülasyonuna eşit bir dağılımın yapılmadığı hususuna açıklık getirilmiştir. Toplumda "sınırsız özgürlük" gibi düşüncelerin sonucunda bozulan bir düzenin olabileceği… Sınırsız istek ve arzuların olduğu bir dünyada sınırlı doğal kaynaklarla olamayacağından kapitalizmin hızını düşürmesi gerektiğini… Bu sistemin, beşerin hırsını tahrik etmesiyle tabiata aykırı davrandığı gibi düşüncelerle irdelenmiştir. Toplumsal hareketler aslında kapitalizmin şiddetli hırsının ve dehşetli talebine olan isteğine karşı bir tepki mahiyetindedir. İnsanın tabiatı ve doğası medeni olmasından, her daim kapitalizm gibi doymak bilmeyen yapıları reddedecektir. Sonuç olarak maddeleşen 21. yüzyıl dünyasında materyalistlerin görünmeyen yönü üzerinde durularak, çevreye yönelik olumsuz etkilerine vurgu yapılmıştır. İstek ve arzuların şiddetle tahrik edildiği bir dönemde beşeriyet hızlı bir şekilde maddeci bir konuma gelmiştir. Gayrı zarurinin zorla zaruret konumuna getirildiği bir dünyada, gelecek nesiller için yeraltı kaynakların ne kadar uzun ömürlü olacağı gibi konular irdelenmiştir.

Kitap Kapağı Tasarımında Kadın Portresinin Kullanımı

Kitap kapakları, yazınsal bir ürün olan kitapların içeriğini görsel tasarım yoluyla okuyucuya yansıtan grafik tasarım ürünleridir. Kitabın türü ve içeriği, kapak tasarımı ile izleyiciye ön bilgi verilmektedir. Kitapta önem taşıyan olgular, figürler grafik tasarım ilkeleri ve elemanları doğrultusunda kapak tasarımına aktarılmaktadır. Kitap kapak tasarımlarında, yazarın ve kitabın adı, yayınevi adı ve/veya logosu, baskı adedi gibi bilgiler bulunmaktadır. Bunun yanında kitap kapağı düzenlemelerinin bazısında, kitabın içeriğini özetleyen alt başlık slogan gibi açıklamalara da yer verilmektedir. Kitap kapak tasarımlarındaki görsel imgeler olarak kitabın içeriğindeki karakterleri yansıtma işlevini taşıyan portreler, kapaktaki diğer öğeler ile etkileşim halindedir. Araştırmada, Türk kadın roman yazarlarından Ayşe Kulin, Erendiz Atasü, Ece Temelkuran’ın yanında, 2013’te ilk romanı yayınlanan Elvan Ebinç, blogger ve kitap yazarı Pucca takma adını kullanan Selen Işık’ın kitaplarının kapak tasarımları ele alınmıştır. Bu kadın yazarlar, kitaplarında Türkiye’deki kadına, kadınların yaşantılarındaki olumlu ve olumsuz durumlara, zorluklara, direnişlere farklı açılardan bakmaları ve yorumlamaları bakımından tercih edilmiştir. Türk kadın yazarların 2013 yılında yayınlanan kitaplarının seçiminde, kapak tasarımlarında kadın portreleri içermeleri dikkate alınmıştır. Araştırma, Türk kadın yazarların 2013 yılında yayınlanan romanlarının kitap kapak tasarımları ve kapak tasarımlarında yer alan kadın portreleri ile sınırlandırılmıştır. Kitap kapak tasarımlarının biçim ve içerik yönünden işlevselliğinin inceleneceği araştırmada, kitap kapak tasarımlarında yer alan kadın portreleri, göstergebilimsel analiz yöntemiyle çözümlenecektir.

Üstten Akişli Kapak Akiminin Sayisal Modellemesi̇

Mühendislik Bilimleri ve Tasarım Dergisi, 2020

Pivot savak olarak adlandırılan üstten akışlı kapaklar, açık kanal akımlarında akımı kontrol etmek ve düzenlemek için oldukça sık kullanılmaktadır. Pivot savaklar, istenilen seviyede su alma imkânı ve seviye kontrolü sağlamasından dolayı diğer savak türlerine göre daha avantajlıdır. Bu çalışmada, kanal tabanına farklı açılarda yerleştirilmiş üstten akışlı kapak üzerinden geçen akım sayısal olarak modellenmiştir. Sayısal modellemede akımı idare eden temel denklemler, sonlu hacimler yöntemine dayalı çözüm yapan ANSYS- Fluent paket programı yardımıyla, Reynolds Gerilme Modeli (Reynolds Stress Model-RSM) kullanılarak çözülmüştür. Su-hava arakesitinin belirlenmesinde ise akışkan hacimleri yöntemi kullanılmıştır. 6 farklı kapak açısında, RSM türbülans modeli kullanılarak elde edilen sayısal su yüzü profilleri, vena kontratta noktasının özellikleri ve daralma katsayıları, deneysel sonuçlarla karşılaştırılmıştır. Karşılaştırma sonucunda, akım çizgilerinde eğriselliğin bulunduğu akımlarda ba...

Heykel Sanatında Kybele Temsilleri Bağlamında Kadın Bedeninin Dönüşümü

İstanbul Üniversitesi Kadın Araştırmaları Dergisi / Istanbul University Journal of Women’s Studies

Öz Kadın bedeninin temsilinin sanatta önemli bir yeri vardır; Güzellik kavramının kadın bedeninde kişileşmesinin göstergesi olan tanrıça Afrodit heykelleri yerine bu yazıda Ana tanrıça kültü bağlamında kadın bedeninin, heykel sanatında, Kybele'nin seçilmiş yapıtlarında nasıl evrildiği üzerinde durulacaktır. Kadının Kaostan-karanlıktan doğması bir metafordur. Kybele-Gaia'nın en büyük özelliği ise "Partenogenesis" (Döllenmeden,-kız oğlan-kız doğurabilmek) yeteneğidir. Bu yeteneği nedeniyle Toprak Ana-Kybele betimlerinde doğurgan öğelerin abartılarak kullanıldığı görülür. "Partenogenesis" özelliği daha sonra Meryem Ana için de geçerli olmuştur ve Meryem Ana'nın kutsal bakireliğini temsil eden zambak örneğinde olduğu gibi kadınlar sanatta çiçeklerle ve genellikle güzel, narin ve kırılgan varlıkların sembolü olan kuş türleriyle özdeş tutulmuştur. Sanatta, atribüsü olduğu tanrı ya da tanrıçanın tanınırlığını sağlayan, temsil görevi taşıyan hayvanlar içinde kuş, aynı zamanda kadın ve erkek arasındaki güç mücadelesini gösteren birçok metafordan biridir; ana tanrıçanın atribüsü olarak anaerkil dönemde şahin ve kartal gösterilebilirken, anaerkil düzenden ataerkilliğe geçildiğinde kartal gibi güçlü ve yırtıcı bir kuş, sadece Zeus-baş tanrı ile birlikte gösterilmektedir. Kybele'nin bir diğer önemli atribüsü ise aslandır. Kybele ile özdeş olarak kabul edilen, Apollon'un kardeşi Artemis ise "phoebe" ışıktır. Karanlığı aydınlığa dönüştüren Kybele-Gaia'nın, iri-doğurgan kadın görünümünden zarif, asil ve ciddi yüzlü bir tanrısal bakireye-Artemis-nasıl dönüştüğünü gösteren ana tanrıça betimleri yanında çağdaş Kybele yorumlarını da içeren bir seçki göstergebilim aracılığıyla sunulacaktır.

II. Abdülhamid Dönemi İstanbul İbadethanelerinde Bir Tavan Süslemesi Modası: Gök Mavisi Üzerine Altın Renginde Yıldızlı Kalemişi Bezeme

Sanat Tarihi Yıllığı Journal of Art History, 2024

Gök mavisi üzerine altın renginde yıldızlı kalemişi bezeme, antik Mısır mimarisinden başlayarak antik Roma, Bizans, gotik ve Rönesans gibi farklı dönemlerde birçok anıtsal yapının tavan yüzeyinde uygulanmıştır. Bu yapılardan başlıcaları Thebes’teki XIX. Hanedan Kral Mezarları, Ravenna’daki Galla Placidia Mozolesi ve San Vitale Kilisesi, Venedik’teki San Marco Kilisesi, Vatikan’daki Sistine Şapeli ve Paris’te bulunan Sainte-Chapelle’dir. Bahsedilen bezeme Mısır’dan Konstantinopolis başkentli Roma’ya uzanmış ve Konstantinopolis başkentli Bizans coğrafyası etkileşimi ile Avrupa’ya yayılmıştır. 19. yüzyılda öne çıkan yeniden canlandırmacı mimari üsluplar ile dekorasyon, Batı dünyasında neogotik başta olmak üzere, neoklasik ve eklektik üslupların önemli bir bileşeni haline gelmiştir. 19. yüzyıl, Avrupa’da olduğu gibi yeniden canlandırmacı üslupların ve eklektisizmin Osmanlı mimarisinde de ağırlık kazandığı dönemdir. Ele alınan tavan dekorasyonu, 19. yüzyılda İstanbul’da inşa edilmiş Rum Ortodoks kiliseleri ve Latin Katolik kiliseleri başta olmak üzere birçok kilisede görülmektedir. Dekorasyonun tüm semavi dinlere ait ibadethanelerde kullanıldığı zaman aralığı ise Sultan II. Abdülhamid dönemine (1876-1909) denk gelmektedir. 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başında Osmanlı başkentinde inşa edilmiş önde gelen cami ve sinagoglarda aynı tavan süslemesi ile karşılaşılmaktadır. Bunların arasında özellikle Yıldız Hamidiye Camisi ve Galata Aşkenaz Sinagogu kubbeleriyle öne çıkmaktadır. II. Abdülhamid dönemi tezyinatı hakkındaki çalışmalar ele alınan bezemeyi oryantalizm ve İslam sanatı içinde yorumlamaktadır. Bu çalışma ile bezemenin kökeni, farklı kültürlerdeki izi takip edilmiş ve II. Abdülhamid döneminde imparatorluğu temsil eden bir simge olarak kullanıldığı görülmüştür. Yazının asıl amacı bezemenin bu dönemde başkent ve yakın çevresindeki ibadethanelerde din farkı gözetmeksizin bir moda haline geldiğini ortaya koymaktır.

Divan Şiirinde Gazel Redifli Gazeller

Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları …, 2005

Divan şiirinde redif ahengi sağlama ve anlatımı güçlendirme özellikleri ile önem taşır. Aynı redifin kullanıldığı çok sayıda gazel mevcuttur. Bu makalede araştırmalarımız sonunda divan ve şiir mecmualarında tespit ettiğimiz "gazel" redifli on bir gazelin metni ve muhtevaları hakkında bilgi verilmektedir.