Karşılıksız Yararlanma Suçu (original) (raw)
Related papers
Karşılıksız Yararlanma Suçları
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, 2019
Ekonomik faaliyetlerin tarihin son dönemlerinde karmaşıklaşarak gelişmesi ile malvarlığı değerlerini tehdit eden fiillerin niteliği de değişmiştir. Bu hal, birçok ülke hukukunda olduğu gibi Türk Hukukunda da karşılıksız yararlanma suçlarının düzenlenmesine neden olmuştur. Bu doğrultuda, karşılıksız yararlanma başlığı altında üç ayrı suç düzenlemesine yer veren Türk Ceza Kanunu’nun m.163 hükmünün birinci fıkrasında hizmet otomatlarından; ikinci fıkrasında telefon hatlarından veya elektromanyetik yayınlardan; üçüncü fıkrasında ise elektrik, su ve doğal gazdan bedel ödemeksizin yararlanma fiili cezai yaptırıma bağlamıştır. Çalışmanın birinci bölümünde suçun tarihi gelişimi ve cezalandırma gereği irdelenmiş; ikinci bölümde Yargıtay içtihatları ışığında suç incelemesi yapılmış; üçüncü bölümde ise muhakeme aşaması anlatılmıştır.
Elverişsiz Teşebbüs ve Mefruz Suç Ayrımı
2020
Karsilastirmali hukukta teorik tartismalarin odak noktasini olusturan bir konu olarak elverissiz tesebbus, Turk Ceza Kanunu’nun tesebbus konusunda benimsedigi objektif anlayis nedeniyle, Turk ceza hukuku doktrininde fazla irdelenmemis bir konu olarak karsimiza cikmaktadir. Konunun cezalandirilabilirlik sorununun ardindan en cok tartisilan yonu, mefruz suc ile ayriminin nasil yapilacagidir. Bu cercevede, bu calismada elverissiz tesebbus kurumunun kendisiyle benzerlik arz eden mefruz suc kurumu ile karsilastirilmasi yapilmaktadir. Ayrica, zorluk teskil eden elverissiz tesebbus-mefruz suc ayriminin nasil yapilacagi ve buna iliskin Alman ceza hukuku doktrininde ortaya atilan “tersine sonuc cikarma teorisi” ve teorinin bu ayrimdaki islevselligi calismada irdelenen konulardandir.
Prof. Dr. Nevzat Toroslu'ya Armağan, AÜHF Yayınları, 2015
Ceza hukukunda işlenemez suç
Haksız Fiil Sorumluluğu İle Sözleşmeden Doğan Sorumluluğun Karşılaştırılması
Bilindiği gibi, mevcut bir hukuki ilişkiden ve özellikle sözleşmeden doğan bir ilişkinin taraflarından biri bu hukuki ilişkinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmezse bundan doğacak zararları tazmin etmek zorundadır. Örneğin; kiraya veren, kiralananı kullanıma elverişli bir hâlde bulundurmazsa (TBK m. 301) veya satıcı satılan şeyi teslim etmez ya da geç teslim ederse (TBK m. 212, 213) bundan doğacak zararları tazmin etmek zorundadır. İşte, bir sözleşme ilişkisinin taraflarından biri bu ilişkiden doğan yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçınırsa ya da gereği gibi yerine getirmezse sözleşmeye aykırı davranmış olur. Sözleşmeye aykırı davranan bir kimsenin tazminat ödemekle yükümlü tutulmasına da "sözleşmeden doğan sorumluluk" adı verilir (TBK m. 112 vd.) 1 . Buna karşılık, kişiler arasında önceden bir sözleşme ilişkisi bulunmaksızın veya bulunsa bile bu ilişki ihlal edilmeksizin söz konusu ilişkiden tamamen bağımsız olarak ortaya çıkan hukuka aykırı bir davranışla başkasına zarar verilmesi hâlinde de tazminat borcu doğabilir. Bu durumda, sözleşmeden doğan sorumluluk değil, "haksız fiil sorumluluğu" söz konusu olur (TBK m. 49 vd.) 2 . Mesela, otomobil kullanan bir kişi yoldan geçen bir kişiyi yaralarsa, bu yaralama fiili kişinin vücut bütünlüğüne zarar verilmemesi hususunda herkese düşen ödevin ihlali niteliğinde olduğundan haksız fiil sorumluluğunu doğurur. Bunun gibi, bir kimsenin başkasının evini yakması, bir avcının yanlışlıkla bir köylünün ineğini öldürmesi, bir gazetenin gerçeğe aykırı yayın yaparak bir kimsenin haysiyetini zedelemesi de haksız fiil oluşturan hâllere verilebilecek diğer örneklerdir 3 .
Bilişim Sistemi Aracılığıyla Haksız Yarar Sağlama Suçu (TCK m. 244/4)
Bilişim Sistemi Aracılığıyla Haksız Yarar Sağlama Suçu, 2020
Dijital teknolojideki baş döndürücü gelişme ve yenilikler, bilişim sistemlerinde de gerek nitelik gerekse nicelik boyutlarında kapsamlı değişim ve dönüşümlere yol açmış; bu gelişmelerin bir yan ürünü, deyim yerindeyse komplikasyonu ve yeni bir suç türü olarak bilişim suçları ortaya çıkmıştır. Elinizdeki çalışmada, söz konusu suçlardan, bilişim sistemi aracılığıyla haksız yarar sağlama suçu incelenmektedir. Bilişim sistemlerinin oluşturduğu siber dünya, klasik olarak ifade edebileceğimiz hırsızlık, dolandırıcılık, hakaret, tehdit gibi suçların işlenmesini kolaylaştırmanın yanı sıra bu dünyaya özgü, haksızlık teşkil eden yeni davranışlar da ortaya çıkarmış ve bu davranışlardan bazıları, hukuk düzenlerince cezai yaptırım altına alınmıştır. Bu yeni haksızlık türlerinden biri de bir yandan bireylerin malvarlığı hukuki değerini, diğer yandan toplumun bilişim sistemlerinin sağlıklı işleyeceğine dair güvenini koruyan, Türk Ceza Kanunu’nun 244. maddesinin 4. fıkrasında düzenlenen “bilişim sistemi aracılığıyla haksız yarar sağlama” suçudur. Söz konusu suç, kanun koyucu tarafından, bilişim sistemleri aracılığıyla elde edilen haksız yararın başka bir suça vücut vermemesi durumunda uygulanacak şekilde düzenlenmiştir. Bu çalışmada hedeflenen de bu özellikli durum çerçevesinde suçun uygulama alanını belirlemek; doktrine ve uygulamaya inceleme konusu suç türü bakımından bütüncül bir bakış açısı getirmektir. Çalışmamız üç bölümden oluşmaktadır: Birinci bölümde; inceleme konumuz olan suç açısından önem arz eden bilişim sistemi kavramı ve bununla bağlantılı kavramlar açıklanmaya çalışılmış, genel olarak bilişim suçları ulusal ve uluslararası boyutuyla ele alınmıştır. İkinci bölümde; bilişim sistemi aracılığıyla haksız yarar sağlama suçuyla korunan hukuki değer, suçun unsurları, suçun nitelikli hali ve kusurluluk hususları ele alınmıştır. Üçüncü bölümde, teşebbüs ve iştirak hususları ile tali norm özelliği dikkate alınarak, suçun uygulama alanının belirlenmesi amacıyla, içtima bahsi, Yargıtay kararlarından örneklerle detaylıca incelenmeye çalışılmıştır. Son olarak, inceleme konumuz olan suçun, bir bilişim suçu olmasına bağlı olarak, ceza muhakemesi sürecinde ortaya çıkan özellikli durumlar ve yaptırım hususu ele alınmıştır.
Spor Faaliyetleri Sırasında İşlenen Kasten Yaralama Suçu
Suç ve Ceza Dergisi, 2018
Spor faaliyetleri sırasında, sporcuların birbirlerine ve sporun diğer süjelerine karşı, oyun kuralları dışında eylemlerde bulunmalarına sık-lıkla rastlanmaktadır. Sporcular, spor faaliyeti esnasında ve o sporun doğası gereği maruz kaldıkları hareketler nedeniyle meydana gelen ya-ralanma ve hatta ölüm gibi sonuçları baştan kabul etmişlerdir. Bu gibi davranışlar nedeniyle, eylemi gerçekleştiren sporcunun herhangi bir ceza sorumluluğu doğmaz. Zira, burada spor faaliyeti artık bir "hukuka uygunluk nedeni" haline gelmiştir. Ancak, oyun kurallarının dışında ve rakibe karşı kasten gerçekleştirilen saldırılarda, saldırıyı gerçekleştiren sporcunun ceza hukukunun genel hükümlerine göre ceza sorumluluğu doğacaktır. Bu sorumluluk belirlenirken, maddi cebir kullanılan dövüş sporları ile maddi cebir kullanılmaksızın yapılan spor branşlarını ayrı başlıklarda incelemek gerekir. Ne var ki, hangi spor branşı olursa olsun, oyunun icrasının gerektirdiğinin dışında ve kasıtlı olarak gerçekleşti-rilen saldırıların ceza hukukunun konusu olacağı ve kasten yaralama suçuna vücut vereceği tartışmasızdır.
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi , 2019
Kanun koyucunun ekonomiye yön verme ya da ekonomik sıkıntıları aşma amacıyla getirdiği bazı hukukî düzenlemeler, ceza hukuku alanında da önemli sonuçlar doğurabilmektedir. Konkordatoya ilişkin İcra ve İfl âs Kanunu’nda yer alan düzenlemeler de bu tür bir etkiye sahiptir. Kural olarak, konkordato mühleti içinde borçlunun borçlarına ilişkin icra takibi yapılamamaktadır. Üstelik bu borçlarla ilgili olarak faiz de işlememektedir. Bu çalışmada, konkordato süreci öncesinde veya süreç içerisinde vadesi gelen çeklerinin durumu ve çeki ödeyemediği için konkordato sürecinde olan borçlu hakkında, “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçundan cezaî sorumluluğu değerlendirilmeye çalışılacaktır. Makalenin temel amacı, konkordatoya ilişkin hükümlerin çekle ilgili “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçundan doğacak cezaî sorumluluğa etkilerini irdelemektir.
Israrlı Takip Suçu, 2023
Israrlı Takip Suçu * The Crime of Stalking (TPC 123/A) ÖZ Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) 2022 yılı Mart ayı içerisinde sunulan "Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" ile Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) "Hürriyete Karşı Suçlar" başlıklı yedinci bölümüne "Israrlı takip" başlıklı 123/A maddesi eklenmesi önerilmiştir. Teklif TBMM genel kurulu tarafından 12.05.2022 tarihinde 7406 sayılı Kanun'un 8. maddesinde kabul edilerek yasalaşmıştır. TCK m. 123/A olarak düzenlenen söz konusu düzenleme 31848 sayılı ve 27.05.2022 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yayımlandığı tarih itibariyle yürürlüğe girmiştir.