Atipik yüz ağrısıyla seyreden ektopik diş: iki olgu sunumu (original) (raw)

Maksiller sinüste ektopik üçüncü molar diş: Bir olgu sunumu

Selcuk Dental Journal, 2014

Ectopic third molar tooth in the maxillary sinus: A case report Ectopic teeth are defined as the teeth that erupt outside of the alveolar arch or impacted in unusual location. The incidence of ectopic teeth is between 0.1 and 1%. Developmental disorders, infection, trauma, and idiopathic causes are presented in the etiology. Mandibular condyle, coronoid process, nasal cavity, hard palate and maxillary sinus are the most frequent anatomical regions. In this case, 24-year-old female patient with ectopic third molar localized in the posterior wall of the left maxillary sinus is presented. The ectopic tooth was diagnosed by panoramic radiography accidentally and later treated with Caldwell-Luc method.

Atipik Bir Covid-19 Olgusu; Spontan Subkutan Amfizem ve Spontan Pnömomediastinum

Anatolian Journal of Emergency Medicine, 2021

Aim: Covid-19 pandemic is a new disease that shook the world. Its distinct clinical pictures that cannot be sharply limited may illuminate the pathogenesis of the disease and lead to new treatment studies. We aimed to present a Covid-19 patient with rare spontaneous pneumomediastinum and subcutaneous emphysema. Case: A 40-year-old male patient was admitted to our hospital with respiratory distress. On his arrival he was cyanotic, confused, cold sweaty. Vital signs; blood pressure: 145/85 pulse: 142 respiratory rate: 40 fever: 37.8 unsupported oxygen saturation: 65. There was crepitation with palpation on both sides of the neck. In the computed tomography imaging of the patient; There were subcutaneous emphysema and pneumomediastinum accompanying peripherally located ground glass images. The patient whose respiratory distress persisted was intubated and taken to the intensive care unit. The patient who developed cardiopulmonary arrest on the second day of intensive care treatment was accepted as exitus. Conclusion: Covid-19 also causes mortality in young patients. Covid-19 can contain different clinical pictures. Physicians working in the pandemic unit should be prepared for atypical applications; different examination findings should be kept in mind in terms of Covid-19.

Yaygın Vezikülobüllöz Lezyonlarla Seyreden Atipik El Ayak Ağız Hastalığı: Üç Olgu Sunumu

Online Türk Sağlık Bilimleri Dergisi, 2019

El ayak ağız hastalığı; Enterovirüs ailesinden virüslerin neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. En sık görülen etkenler "Coxsackievirus" A16 ve "Enterovirüs 71" dir. Son yıllarda Coxsakievirus A6' nın neden olduğu atipik el-ayak-ağız hastalığı tanımlanmıştır. Klasik formun aksine, atipik el-ayak-ağız hastalığında; yaygın vezikülobüllöz lezyonlar el, ayak, boyun ve gövdede bulunur. Bu lezyonlar kabuklanır ve soyulur. Burada benzer bulgulara ve atipik el-ayak-ağız hastalığına sahip üç olgu sunuldu. Büllöz lezyonlu olguların ayırıcı tanısında el-ayak-ağız hastalığı düşünülmeli ve multidisipliner yaklaşımla takip edilmelidir.

Atipik Kawasaki Hastalığı: Bir Olgu Sunumu

Zeynep Kamil Tıp Bülteni, 2015

Kawasaki hastalığı uzun süren ateş, pürülan olmayan konjunktivit, ağız mukozasında inflamasyon, servikal lenfadenopati, el ve ayaklarda eritem, yaygın polimorf deri döküntüsü ile karakterize bir vaskülittir. En sık 6 ay-5 yaş arasında görülür. Kawasaki hastalığının % 7-10'u atipik seyirli olmaktadır. Tedavi edilmeyen olgularda %15-25 oranında koroner arter anevrizmaları, miyokard infarktüsü ve ani ölüm gibi kardiyak komplikasyonlar gelişebilir. Bu nedenle hastalığın erken teşhis edilmesi, intravenöz immünglobülin(IVIG) ve asetilsalisilik asit(ASA) ile tedaviye başlanması bu tür komplikasyonların gelişimini önlemek açısından önemlidir. Burada atipik Kawasaki hastalığı tanısı alan ve tedaviye cevap veren olgu sunulmuştur.

Atipik Nöroleptikler

ÖZET Atipik nöroleptikler, 1960 y ılında klozapinin bulunmas ıyla gündeme girmişlerdir. Tipik nöroleptiklerden farklı olarak daha az yan etkiye yol açarlar ve negatif belirtilere daha fazla etki gösterirler. Böylece tedaviye dirençli hastalara ve yan etkiler nedeni ile ulaşılamayan hastalara yeni bir kapı aralanmışur. Bu yaz ım ızda, atipik nö-roleptik kavram ını , günümüzde kullan ım ına başlanmış ve henüz araştırma safhasında olan ilaçları , konuyla son yay ınlar ışığında yeniden gözden geçirmeyi amaçlad ık. SUMMARY After synthesis of clozapin in 1960, atypic neuroleptics have begun to be used in clinical practice are dated. Their differences from clinical practice are having less side effects and more effective on negative symptoms. So that treatment resistant patients and the patients that cannot use classical antipsychotics because of their side effects can be reached. This article reviews the concept and clinical practice of atypical neuroleptic.

Atipik Prezentasyonlu İki Çocukluk Çağı Brusellozis Olgusu-Olgu Sunumu

Brusellozis ülkemizde hala s›k görülmekte, zaman zaman seyrek görülen klinik bulgularla prezente olabilmektedir. Olgu 1: On yafl›nda erkek hasta halsizlik, kilo kayb›, difleti kanamas› nedeniyle klini¤imize baflvurdu. Fizik muayenesinde servikal bölgede lenfadenopati, hepatosplenomegali tespit edilen olgunun tam kan say›m›nda pansitopenisinin oldu¤u gözlendi. Kemik ili¤i aspirasyonu incelemesinde, kemik ili¤i elemanlar›n›n hiposellüler oldu¤u görüldü. Brusella aglütinasyon titresi 1:1280 olan olgunun kan kültüründe Brusella mellitensis üredi. Pansitopeninin brusellaya yönelik antibiyotik tedavisinden sonra düzeldi¤i gözlendi. Olgu 2: Dokuz yafl›ndaki k›z olgu acil servisimize birkaç gündür süren çarp›nt› nedeniyle baflvurdu. Kalp h›z› dakikada 136 say›lan olgunun elektrokardiyografisi sinüzal taflikardiyle uyumlu bulundu. Ekokardiyografik incelemesi tamamen normal olan olgunun öyküsünde son 1 ayd›r kilo kayb› ve kolay yorulma olmas› üzerine bak›lan brusella aglütinasyon titresi 1:1280 bulundu. Kan kültüründe mikroorganizma üremeyen olgunun brusella için bafllan›lan antiyoterapiye iyi yan›t verdi¤i, 1 hafta sonra kalp h›z›n›n normale döndü¤ü gözlendi. Tek bafl›na taflikardinin bulunmas› brusella hastal›¤› için daha önce bildirilmemifl erken bir bulgu olarak dikkatimizi çekmifltir. Tart›flma: Brusella pansitopeninin nadir nedenlerinden biridir; bu nedenle pansitopeninin ay›r›c› tan›s›nda akla getirilmelidir. Brusella kardiyovasküler sistemi tutabilen bir hastal›k olarak bilinse de daha önce tek bulgunun atefle ba¤l› olmayan taflikardi oldu-¤u ve tedaviyle taflikardinin geriledi¤i bir olgu bildirilmemifl olmas› olgumuzu ilginç k›l-maktad›r. (Güncel Pediatri 2010; 8: 39-43) Anahtar kelimeler: Brusellozis, pansitopeni, çocuk, taflikardi SUMMARY Introduction: Brucellozis is still a common infectious disease in our country and sometimes it may be presented with uncommon clinical manifestations. Case 1: A ten years old male was presented to our clinic with complaints of malaise, weight loss, petechia, and bleeding of gums. On physical examination cervical lymphadenopathy and hepatosplenomegaly had been detected and in complete blood count pancytopenia was found.admitted to our clinic. In bone marrow aspiration hypocellular bone marrow was seen. His Brucella agglutination test was positive at 1:1280 titer and the blood culture was positive for Brucella mellitensis. The pancytopenia was resolved after the antibiotherapy. Case 2: A nine-year-old female was referred to our clinic with tachycardia, who had the cardiac rate of 136/min. The electrocardiography showed sinusal tachycardia and echocardiography was normal, no endocarditis or pericarditis was present. She had complaints of fatigue and lassitude for the last month. Her brucella agglutination test was positive at 1:1280 titer and blood culture was negative. After antibiotherapy her symptoms regressed, cardiac rate decreased to 80-100/min. Isolated tachycardia may be the early manifestaion of brucellosis in children which has not been reported previously. Conclusion: Brucellosis is a rare cause of pancytopenia, it should be considered in differential diagnosis with pancytopenia of children. Brucellosis was known to be involved cardiovascular system, but tachycardia which was not due to fever as the only sign of disease has not been reported previously made our case very interesting.

Atipik Göğüs Ağrısı ve Torakal Kompresyon Fraktürü: Olgu Sunumu

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2012

Kompresyon kırıkları oldukça yaygın görülen bir klinik durumdur. Sıklıkla semptomatiktir ve önemli fonksiyonel kısıtlılıklara neden olmaktadır. Tipik olarak anteroposterior ya da lateral omurga grafilerinde görülebilmektedirler ancak gerekli durumlarda MRG ve Tomografi ile değerlendirmeler yapılmalıdır. Bizim olgumuz 37 yaşında atipik göğüs ağrısı tarif eden bir erkek hasta idi. Daha önce bu yakınması ile gittiği çeşitli polikliniklerden fayda görmeyen hastada detaylı anamnez ve görüntüleme yöntemleri ile T 5 vertebrada kompresyon kırığı olduğu saptandı. Tedavisi yapılan hasta yakınmalarında belirgin azalma saptandı. Sonuç olarak atipik göğüs ağrısı ile gelen vakalarda travma hikayesi mevcut ise torakal kompresyon kırığı akla gelmelidir. Anahtar kelimeler: Torakal kompresyon kırığı, atipik göğüs ağrısı, tedavi Abstract Compression fractures are quiete a common clinic case. They are frequently symptomatic and cause serious functional restrictions. Typically, they can be seen in anterior-posterior or lateral spine radiographies, but evaluation must be done through MRG and Tomography in necessary conditions. A 38 year-old male patient who describes an atypical chest pain was the subject of our case study. In case, who previously visited several clinics due to this complaint but failed to recover, compression fracture in T-5 vertabrea was detected through detailed medical history and imaging techniques. A significant reduction of symptoms in patients undergoing treatment has been shown. As a result, in cases with atypical chest pain thoracic compression fracture should be considered first if there is a history of trauma.

Kuzey Kıbrıs Lapta Bölgesindeki Erişkinlerde Ağız Diş Sağlığı Profilinin Belirlenmesi

Kuzey Kıbrıs Lapta bölgesindeki erişkinlerde ağız diş sağlığı profilinin belirlenmesi Amaç: Bu çalışmada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) Lapta bölgesinde ağız ve diş sağlığı profilinin çıkarılması, beslenme, ağız sağlığı ve bazı sosyo-demografik özellikler ile çürük ve periodontal sorun gibi bazı klinik durumların arasında var olabilecek ilişkileri ve tedavi gereksinimlerinin araştırılması amaçlanmıştır.