Birincil Sağlık Hizmeti İçinde Ruh Sağlığı (original) (raw)

COVID-19 Pandemi̇ Süreci̇nde Ai̇lede Ruh Sağliği

2020

Cin’de 2019 yilinin sonlarinda baslayan ve tum dunyaya yayilan koronavirus enfeksiyonu, Dunya Saglik Orgutu tarafindan pandemi olarak tanimlanmistir. Icinde bulundugumuz COVID-19 pandemi surecinde, halk sagligini koruyabilmek icin hukumetlerce uygulanan, sokaga cikma yasagi, sosyal mesafe kurali, sosyal izolasyon, karantina, seyahat kisitlamalari, calisma saatlerinde esneklik, uzaktan egitim ve evden calisma uygulamasi hayatimizda degisiklere sebep olmustur. Aliskin oldugumuz hayat akisinin pandemi surecinde farklilasmasiyla birlikte, bireylerin ve ailelerin ruh sagligi etkilenmistir. Karantina ve sosyal izolasyon suresi uzadikca kaygi bozukluklari oncelikli olmak uzere, depresyon, akut stres bozuklugu, travma sonrasi stres bozuklugu, somatik belirtili bozukluklarin daha sik gorulmesi soz konusu olabilir. Bu arastirmanin amaci pandemi surecinin aile ruh sagligina etkisinin arastirilmasidir. Arastirmada geriye donuk literatur bilgileri taranmistir ve son olarak COVID-19 pandemi surec...

Vardi̇yali Çalişma Ve Algilanan Çalişma Ortaminin Hemşi̇releri̇n Ruh Sağliği Durumlari Üzeri̇ne Etki̇si̇

DergiPark (Istanbul University), 2016

Tıbbi hata oranlarını, şiddet olaylarını ve iş kazalarını etkilemesi nedeniyle hemşirelerin ruh sağlığı durumları, yönetici hemşirelerin dikkatini gerektiren önemli konulardan biridir. Bu düşünceden yola çıkılarak yapılan araştırmada, hemşirelerin ruh sağlığı durumları ve etkileyen faktörlerin incelenmesi amaçlanmıştır. Tanımlayıcı-kesitsel nitelikteki araştırma, bir eğitim araştırma hastanesinde çalışan 144 hemşire ile gerçekleştirilmiştir. Kişisel Bilgi Formu, Çalışma Ortamı Ölçeği (ÇOÖ) ve Genel Sağlık Anketi-28 (GSA-28)'den oluşan anket formu ile veriler toplanmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı testler, ki-kare testi, Pearson korelasyon analizi ve ikili lojistik regresyon analizi kullanılmıştır. Hemşirelerin yarısından fazlasının ruh sağlığı açısından riskli grupta olduğu görülmüştür (%54,9). GSA-28 ile ÇOÖ arasında orta derecede negatif ilişki saptanmıştır (r=0,545; p<0,01). Dönüşümlü vardiyada çalışan hemşirelerin, iş doyumu alt boyutuna yönelik algıları istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p<0,01). Son 12 aydaki nöbet sayısı 51-100 arasında olan hemşirelerin 4,5 kat daha fazla riskli grupta bulunduğu görülmüştür (p<0,05). Hemşirelerin kurum kalite yönetimi, personel korkuları ve mesleki ilişkiler alt boyutlarına yönelik aldıkları puanlar arttıkça normal grupta bulunma olasılıklarının yaklaşık 0,8 kat arttığı saptanmıştır (p<0,05). Araştırmanın bulguları, dönüşümlü vardiyada çalışan ve kurum kalite yönetimini, personel korkularını ve mesleki ilişkileri daha olumsuz algılayan hemşirelerde ruh sağlığı sorunlarının görülme sıklığının daha yüksek olduğunu göstermektedir. Hemşirelerde görülen ruh sağlığı sorunlarının azaltılmasında, kurumda belli aralıklarla değişen gece ve gündüz vardiya sistemlerinin tercih edilmesi ve psikolojik ve sosyal koşulların iyileştirilmesi etkili olabilir.

Ruh Sağliği Alaninda Kanita Dayali Sosyal Hi̇zmet Uygulamalari

Journal of International Social Research, 2016

Öz Bu çalışma, ruh sağlığı alanındaki sosyal hizmet uygulamalarının önemine dikkat çekmek ve bu uygulamaları kanıta dayalı sosyal hizmet kapsamında değerlendirmek amacıyla tasarlanmıştır. Çalışmada öncelikle sosyal hizmet uzmanının psikiyatri kliniğindeki yeri, işlevleri ve müdahale yöntemleri açıklanmış, ardından ruh sağlığı alanında kanıta dayalı sosyal hizmet uygulamalarına olan ihtiyaç ortaya konulmuştur. Bu çerçevede psikiyatrik sosyal hizmet alanında kanıta dayalı uygulamaların nasıl geliştirilebileceği tartışılmıştır. Çalışmanın sonucunda, sosyal hizmet uzmanlarının, psikiyatri ekibi içerisindeki hizmetlerinin kalitesi ve görünürlüğünün artması için uygulama, teori ve araştırma alanlarında kanıta dayalı uygulamaları yaygınlaştırmalarının gerekliliği sonucuna varılmıştır. Bu doğrultuda araştırmaların yaygınlaştırılması, uygulama kılavuzlarının ve kanıt merkezlerinin oluşturulması ve sosyal hizmet eğitim programlarının içerisinde kanıta dayalı uygulamalara yer verilmesi önerilmektedir.

BM Ruhsal Hastalığı Olan Kişilerin Korunması ve Ruh Sağlığı Hizmetlerinin Geliştirilmesi İçin İlkeler

BM Ruhsal Hastalığı Olan Kişilerin Korunması ve Ruh Sağlığı Hizmetlerinin Geliştirilmesi İçin İlkeler Çevirisi, 2019

BM Genel Kurul tarafından 1991 yılında kabul edilen ve ruhsal hastalığı olan kişilerin insan haklarının korunması için ilkeleri ortaya koyan "Principles for the Protection of Persons with Mental Illness and the Improvement of Mental Health Care (A/RES/46/119)" gayri resmi Türkçe çevirisi. İlkeler, tıbbi modeli yansıtmasına ve BM Engelli Hakları Sözleşmesi'nin kabul edilmesiyle beraber geçerliliğini yitirmesine rağmen ruh sağlığı alanında insan haklarının korunması için önemli bir yol gösterici olmaya devam etmektedir.

Ruh Sağlığı Alanında İyileşme Yaklaşımı ve Psikiyatrik Sosyal Hizmet

Toplum ve Sosyal Hizmet , 2019

Bu makalede iyileşme yaklaşımının kısa tarihsel ve düşünsel arka planı sunulmakta ve yaklaşımın temel unsurları sosyal hizmet ile ilişkisi bağlamında değerlendirilmektedir. İyileşme yaklaşımını temel alarak ortaya konmuş bir uygulama modeli ele alınarak, yaklaşımın psikiyatrik sosyal hizmet uygulamaları, sosyal hizmet eğitimi ve araştırması için önemi ortaya konmaktadır. Psikiyatrik sosyal hizmet alanında özelleşmiş sosyal hizmet uzmanları psikiyatrik tedavi sürecinin tüm aşamalarında yer alabilir, ruh sağlığı sistemlerini ve politikalarını yönetebilir ve yönlendirebilirler. Sosyal hizmet disiplini patoloji odaklı modern psikiyatriye yaptığı eleştiri ile engellilik hareketi, kadın hareketi, hizmet alan hareketi gibi hareketlerle birlikte eleştirel psikiyatri akımının doğmasına zemin hazırlayan kaynaklar arasındadır. Söz konusu modern psikiyatri eleştirileri ruh sağlığı alanında iyileşme yaklaşımını ortaya çıkarmıştır. Son yıllarda ruh sağlığı alanındaki uygulamaları ve ülkelerin ruh sağlığı politikalarını dönüştüren iyileşme yaklaşımı, sosyal hizmet mesleğinin temel ilke ve değerleri ile örtüşmektedir. Bu nedenlerle iyileşme yaklaşımı hem psikiyatrik sosyal hizmet alanındaki sosyal hizmet uygulamalarına yön verebilir, hem de ruh sağlığı sistemlerinin sosyal hizmet bakış açısına uyumlu şekilde dönüştürülmesine öncülük edebilir.

Birinci Basamak Sağlık Hizmetlerinde Hasta Memnuniyeti: İstanbul İlinde Bir Araştırma

Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 2021

Sağlık çalışanlarının hastalara yönelik tutumları hasta memnuniyetini etkileyen önemli bir etmendir. Bu çalışmanın amacı; birinci basamak aile hekimliği merkezlerine hastaların memnuniyet düzeylerini ölçmektir. Çalışmanın evrenini Haziran – Temmuz 2017 tarihleri arasında İstanbul İli Avrupa Yerleşkesi’nde bulunan Gaziosmanpaşa, Eyüp, Fatih ve Anadolu Yerleşkesi’nde bulunan Beykoz, Kadıköy, Üsküdar ilçelerindeki 6 aile hekimliği merkezine başvuran ve araştırmaya katılmayı kabul eden, 18 yaş ve üstü 400 hasta oluşturmuştur. Kesitsel nitelikte olan bu çalışmada yüz yüze anket uygulanmıştır. Araştırmada kullanılan veri toplama aracı European Patients Evaluate General/Family Practice (EUROPEP) ölçeği, European Working Party on Quality in Family Practice (EQuiP) tarafından 1999 yılında geliştirilmiş ve 2002 yılında Aktürk ve arkadaşları tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir. Çalışmada, analitik ve grafiksel yöntemler kullanılarak normal dağılıma uygunluk kontrolü yapıldıktan sonra tanımlayıcı istatistikler, bağımsız örneklem t test ve tek yönlü ANOVA kullanılmıştır. Elde edilen veriler IBM SPSS 22.0 programı ile analiz edilmiş, sonuçlar %5 anlamlılık seviyesinde yorumlanmıştır. Araştırma sonucunda memnuniyet ve memnuniyetsizlik düzeyleri ölçülerek, hastaların aile hekimlerinin iletişiminden beklentileri ve açığa çıkan sorunları saptanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre kayıt ve bilgilerinizi gizli tutması sorusu en yüksek ortalamaya 4,14±0,85 sahip soru olarak bulunurken, en düşük ortalamaya 3,11±1,50 sahip soru doktorunuza telefonla ulaşabilmeniz olarak bulunmuştur. Birinci basamak aile hekimliği merkezlerine başvuran hastaların sosyodemografik özelliklerinden yaş, eğitim ve yerleşke ortalamalarına göre anlamlı bir farklılık olduğu bulunmuştur (p<0,05). Sonuç olarak; Avrupa Yerleşkesi’nde aile hekimliği hizmeti alan hastaların memnuniyet oranının, Anadolu Yerleşkesi’ndeki hasta memnuniyet oranından daha yüksek olduğu saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Aile hekimliği, EUROPEP, Ölçeği, Hasta memnuniyeti Healthcare professionals' attitudes towards patients are important factors affecting patient satisfaction. The aim of this study is; Primary care family medicine centers. The study consists of 400 patients, with the age above 18, who applied to 6 family medicine centers in Beykoz, Kadıköy, Üsküdar districts in Gaziosmanpaşa, Eyüp, Fatih and Anadolu Campus in Istanbul European Campus between June and July 2017 and accepted to participate in the study. This cross-sectional was applied to the face-to-face. The data collection tool used in the study, the European Patients Evaluate General/ Family Practice (EUROPEP) scale, was translated into Turkish by the European Working Party on Quality in Family Practice (EQuiP) in 1999 and 2002 by Aktürk et al. In the study, statistics, independent samples t test and one-way ANOVA were used after analytical and graphical monitor normal distribution was checked. The obtained data were analyzed with IBM SPSS 22.0 program, the results were interpreted as 5% significance. By measuring the satisfaction and dissatisfaction levels of the patients in their experiences, patients' occuring problems and the expectations from their clinicians are determined. According to the results obtained, the question of keeping records and information confidential is found as the question with the highest average of 4.14±0.85, while the question with the lowest average is 3.11±1.50 as you can reach your doctor by phone. The patient who applied to primary care family medicine centers had a history according to his sociodemographic characteristics, age, education and campus averages (p<0.05). As a result; It has been determined that the satisfaction rate of family medicine service providers in the European Campus is higher than the satisfaction rate in the Anatolian Campus. Keywords: Family medicine, EUROPEP Scale, Patient satisfaction