USER PERCEPTIONS ABOUT FOOD RECIPES IN VIDEOS SHARED ON SOCIAL MEDIA SOSYAL MEDYADA PAYLAŞILAN VİDEOLARDAKİ YEMEK TARİFLERİ İLE İLGİLİ KULLANICI ALGILAMALARI (original) (raw)
Sosyal Medyanın Geleneksel Yemek Kültürüne Etkisi
3. ULUSLARARASI EL RUHA SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ, 2018
Web 2.0 teknolojisinin kullanıcıların hayatına kattığı güncel kavramlardan birisi “Sosyal Medya” dır. Sosyal medya sayesinde kullanıcılar düşüncelerini, fotoğraflarını, videolarını diğer kullanıcılar ile paylaşabilmektedir. Bunun yanında işletmeler de bu değişime ayak uydurarak, sosyal medyayı aktif şekilde kullanmakta ve hedefledikleri kitleye ulaşmak için işletmeleriyle ilgili paylaşımlarda bulunmaktadır. Günümüzde bu paylaşımlar sosyal medya araçlarını farklı alanlarda bilgiye erişim kaynağı haline getirmiştir. Kültürün küreselleşmesi üzerinde de önemli bir etkiye sahip olan sosyal medya özellikle son yıllarda gastronomi alanında insanların paylaşım yapmalarını arttırmış, yapılan paylaşımlar insanların bu alana olan ilgisini artırmış hatta yeni alışkanlıkların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Ortaya çıkan bu yeni alışkanlıkların geleneksel yemek kültürünü nasıl etkilediğini bulmaya yönelik olarak bu çalışmada kullanıcılarla nitel görüşme gerçekleştirilmiştir. Yapılan çalışma sonucunda sosyal medya platformlarının kullanımlarının geleneksel yemek kültürü üzerinde etkisi olduğu tespit edilmiştir.
Journal of Business Research - Turk, 2022
Amaç –Günümüzde bilgi teknolojilerinin sağladığı imkanlarla sınırsız bilgiye ve kullanıcı tecrübesine erişebilen tüketiciler satın alma tercihlerini sosyal medya üzerinden yapmaktadır. Bu çalışmada teknoloji kullanımları ve tüketim davranışları üzerindeki farklılıklar doğrultusunda Baby Boomer, X, Y ve Z kuşakları içerisinde yer alan tüketicilerin sosyal medya kullanım durumlarının yiyecek içecek işletmesi tercihlerinde yarattığı farklılığın ortaya konması amaçlanmaktadır. Yöntem –Nicel araştırma yöntemi kullanılarak ele alınan çalışmada Baby Boomer, X, Y ve Z kuşaklarına yönelik kolayda örneklem yöntemiyle çevrimiçi ve yüzyüze anket uygulaması gerçekleştirilmiştir. Evrenitemsil edecek örneklem sayısını belirlemek adına tabakalı örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Toplamda 426 katılımcıdan toplanan veri SPSS 22.0 ile analiz edilmiştir. Araştırma hipotezlerinin test edilmesinde T Testi, Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA), gruplar arası farklılıkların hangi gruplardan kaynaklandığını bel...
Youtube Yemek Kanallarının Tatma Davranışsal Niyeti Üzerine Etkisi
Kırklareli Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2021
Sosyal medyanin, modern dunyanin vazgecilmez bir parcasi haline gelmesiyle birlikte insan yasamina giren ve her gecen gun takipci sayisinin arttigi Youtube kanallarinin gastronomik anlamda takipcilerinin davranislarini ne derecede etkiledigi onemlidir. Bu calismanin amaci, Youtube yemek kanallarinin kisilerin tatma davranissal niyetini nasil etkiledigini saptamaktir. Bu amaca ulasmak icin bir anket hazirlanmis ve bu anket cevrimici platformda 391 Youtube yemek kanali takipcisine uygulanmistir. Calismada, Wang (2011) tarafindan farkli kaynaklardan yararlanilarak gelistirilen ve 31 ifadeden olusan olcek kullanilmistir. Ayrica arastirma modeli Youtube yemek kanallari icin yeniden duzenlenmistir. Arastirma modeli tatma davranisina tesvik etme (deneyim sunma ve empati olusturma), tat farkindaligi olusturma (goruntu saglama, bilgi verme ve kilavuz saglama) ve kisilerarasi etkilesimi kolaylastirmak (sosyal etki ve siber topluluk etkisi) seklinde uc ana degisken uzerine kurulmustur. Elde ed...
Türk Turizm Araştırmaları Dergisi, 2020
Öz Sosyal medya mecralarının gösterişçi tüketime uygun ortamlar haline gelmeleriyle birlikte gösteriş üç temel özellik olan fotoğraf, video ve yer bildirimi etrafında toplanmıştır. Dolayısıyla bu çalışmada, sosyal medyada paylaşılan yemek temalı fotoğrafların, gösterişçi tüketim boyutu ile incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amacı gerçekleştirmek için daha önce geliştirilen ölçeklerden yararlanılarak veriler anket yardımıyla toplanmış ve analize tabi tutulmuştur. Araştırma kapsamında yüzde, frekans, aritmetik ortalama, t-testi ve tek yönlü varyans analizi yapılmıştır. Araştırma sonuçları katılımcıların büyük çoğunluğunun yemek temalı paylaşımlar üzerinden sosyal medyayı gösterişçi tüketim amacıyla kullanmadıklarını göstermiştir. Bununla beraber erkeklerin kadınlara nazaran gösterişçi tüketimlerini sosyal medyada daha fazla sergiledikleri ve 1000 TL üzerinde geliri olan katılımcıların sosyal medyayı gösterişçi tüketim aracı olarak kullandıkları tespit edilmiştir. Ayrıca fotoğraf, video, yer bildirimi gibi içeriklerin paylaşılmasına olanak sağlayan Instagram'ın gösterişçi tüketim amaçlı kullanımda en fazla tercih edilen mecra olduğu bulgulanmıştır.
Journal of Tourism and Gastronomy Studies, 2019
Sağladığı kolaylıklar bakımından gerek tüketiciler gerekse işletmeler tarafından kullanımı ve kullanıcı sayısı ciddi bir şekilde hızla artan sosyal medya, insanların etkileşimde bulundukları, bilgi paylaşımları yaptıkları, eğlendikleri ve birbirleriyle iletişim kurdukları sanal ortamlar olup, bu ortamları etkin bir biçimde kullanan işletmelere de rekabet avantajları sağlamaktadır. Bu araştırma; üniversite öğrencilerinin yöresel yemek tercihleri üzerine sosyal medyanın etkisini tespit etmek amacıyla yürütülmüştür. Araştırmada, nicel çözümleme tekniği ve anket tekniği uygulanmıştır. Daha önceki benzer çalışmaların sorularından derlenerek hazırlanan anket formları araştırmaya katılmaya gönüllü 476 üniversite öğrencisine araştırmacılar tarafından yüz yüze uygulanmıştır. Araştırma kapsamında; öğrencilerin sıklıkla sosyal medyayı kullandıkları, evlerinde ve restoranlarda yöresel yemekleri tercih ettikleri, mutfak eğitimi alan öğrencilerin mutfak eğitimi almayanlara göre yöresel gıdaların işletmeler açısından fark oluşturduğunu, yöresel yiyeceklerin daha sağlıklı ve lezzetli olduğunu, damak tadını zenginleştirdiğini düşündükleri, mutfak eğitimi alan öğrencilerin mutfak eğitimi almayanlara göre yöresel yiyecek içecek işletmelerini tercih ettikleri, özellikle mutfak eğitimi alan öğrencilerin sosyal medyadan yöresel yiyecek sayfalarını takip ettikleri ve sosyal medyada gördükleri yöresel yemekleri denemek için restorana gittikleri belirlenmiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda; gençlerin yöresel gıda ve mutfak konusunda daha fazla bilgilendirilmesi, sosyal medyada yöresel gıda ve yemeklere daha fazla yer verilmesi, sosyal medyayı yöresel mutfak kültürünü tanıtıcı ve gençler arasında yöresel yemeklerin tüketimini teşvik edici bir araç olarak kullanılması önerilebilir.
Bireylerin Hedonik Tüketim Davranışlarına Sosyal Medyanın Etkisi
TURKISH JOURNAL OF MARKETING, 2018
Günümüzde bireylerin ekonomik davranışlarından, iletişim şekillerine kadar hayatlarına etki eden teknoloji, internet, sosyal medya gibi faktörler, bireylerin tüketim davranışlarında da değişimlere neden olmuş, tüketim kavramı farklı şekillerde yorumlanmaya başlanmıştır. Bu kavramlardan biri olan hedonik tüketim, fiziksel ihtiyaçları karşılamak için yapılan tüketimin aksine duyguları doyurmak, haz almak amacıyla yapılan tüketimi, tüketimden zevk almayı ifade etmektedir. Günümüzde bireylerin duygusal tatminini sağlayan bir başka faktör sosyal medyadır. Sosyal medya aracılığıyla kendini rahat ifade edebilen bireyler giderek zamanlarını daha fazla sosyal medyada geçirmeye başlamış, bu durum tüketime bakış açılarını etkilemiştir. Bu durumda çalışmanın amacı, sosyal medyanın hedonik tüketim davranışlarına etkisinin olup olmadığını saptamaktır. Araştırmada kolayda örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Hedonik tüketim ve sosyal medya ile ilgili iki ölçek kullanılarak oluşturulan anket Muğla ili...
Motif Akademi Halkbilimi Dergisi, 2021
Mutfak kültürü, toplumların geçirdiği değişimlerin bir sonucu olarak tarihî süreç içerisinde gelişim göstermektedir. İnternet teknolojilerinde yaşanan ilerlemeler sonucunda ortaya çıkan sosyal medya kavramı, 2000'li yılların başından itibaren toplumların sosyal ve kültürel yapılarında izler bırakmaktadır. Çok geniş bir kullanıcı ağına sahip olan sosyal medyada yemek konusu büyük bir ilgi görmektedir. Türkiye'nin Ege, Güneydoğu Anadolu, Antakya, Adana gibi farklı şehir ve bölgelerinin yöresel yemek örneklerine kadar kapsamlı bir görsel ve yazılı içerik sosyal medyada yer almaktadır. Ancak her yemek, övgü ve beğenmeyi içeren yorumlar almamaktadır. Özellikle Twitter'da, Karadeniz mutfağı genel anlamda beğenilmemekte; kullanılan malzemeler, servis vb. noktalar üzerinden eleştirilmektedir. Bu eleştirilerin bir kısmı mizah çerçevesinde kalırken bir kısmı ise argo ifadeleri içermektedir. Çalışmamızda örneklem olarak seçilen tweetlerden, Karadeniz mutfağı yemeklerinin sosyal medya kullanıcıları tarafından bilinirliği, farklı yörelerde yapılan benzer yemeklerle kıyası ve beğenilmeme nedenleri anlaşılmaktadır. Karadeniz mutfağına ait "çay maması", "melevcen/dikenucu kavurması", "karalahana sarması", "zeytinli hamsi", "balıklı dondurma" ve "karalahana tatlısı" gibi yöresel yemeklerle ilgili atılan eleştirel tweetler üzerinden yöre mutfağının tanıtımı, sorunları ve sürdürülebilirliğine ilişkin çözüm önerilerinin bulunması amaçlanmaktadır.
YOUTUBE’DAKİ AŞILARLA İLGİLİ TÜRKÇE VİDEOLAR NELER SÖYLÜYOR? BİR İÇERİK ANALİZİ
3. Uluslararası 21. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi Antalya, 2019
Giriş ve Amaç İnternet ve sosyal medya birçok kişi için tıbbi bilgilerin birincil kaynağı haline gelmiştir. 2016 yılı TÜİK verilerine göre Türkiye’de, internet kullanan kişilerin %65,9’unun sağlıkla ilgili konularda internette bilgi aradığı belirtilmektedir. 2018 yılı TÜİK verilerine göre internet kullanan kişilerin %78,1’i interneti video izlemek amacıyla kullanmaktadır ve Türkiye’de sosyal medya kullanan kişilerin %92’si video izleme sitesi olan Youtube kullanmaktadır. 2016 yılı Türkiye YouTube Kullanıcı Profili Araştırmasına göre kullanıcıların %69’u YouTube’u öğrenme ve bilgi edinme amaçlı olarak kullanmaktadır. Yapılan çalışmalar çocuklarına aşı yaptırmayı reddeden ailelerin, aşı ile ilgili bilgileri çoğunlukla internetten edindiğini ortaya koymuştur. Yapılan çalışmalarda, Youtube’un yanlış ve yanıltıcı bilgilerin yayılmasında diğer sosyal medya platformlarından daha fazla etkisinin olduğu ve aşı karşıtı gruplar arasında Youtube’un daha popüler olduğu gösterilmiştir. Bu çalışma ile Youtube’daki aşı ile ilgili Türkçe videoların özellikleri ve içeriklerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem Nitel araştırma tipindeki bu çalışmada doküman analizi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın verileri 5 Mart 2019 tarihinde toplanmıştır. Youtube sitesinde “aşı” ve “bağışıklama” anahtar kelimeleri kullanılarak arama yapılmıştır. Hayvan aşıları ve ağaç/bitki aşıları ile ilgili olan videoların yanı sıra “kanser aşısı, gençlik aşısı, doğurganlık aşısı” gibi başlıkları olan bulaşıcı olmayan hastalıklarla ilgili videolar çalışma dışı bırakılmıştır. Sonuç olarak 7’si Türkçe altyazılı olmak üzere toplam 268 video değerlendirmeye alınmıştır. Videonun uzunluğu, izlenme sayısı, beğeni ve beğenmeme sayısı, videoya yapılan yorum sayısı, videonun yayınlandığı tarih, videoyu yayınlayan kanal gibi özellikler kayıt altına alındıktan sonra içerik analizi yapılmak için videolar indirilmiştir. Videonun kaynağı sağlık profesyoneli ve sağlık dışı profesyonel (bireysel kullanıcı, haber kanalı, aşı karşıtı hareket…) olarak 2 kategoride gruplandırılmıştır. Olası uyumsuzlukları önlemek için her iki araştırmacı videoların tamamını birlikte izleyerek gruplandırma yapmışlardır. Aşılarla ilgili olumlu mesajlar veren videolar (insanları aşılamaya teşvik eden, aşıların güvenli ve etkili olduğunu, topluma fayda sağladığını, her yıl binlerce çocuğun hayatını kurtardığını belirtmek gibi) “aşıyı destekleyen”; aşılarla ilgili olumsuz mesajlar veren (aşıların etkili olmadığı, olumsuz yan etkileri olduğu, otizm, Alzheimer gibi hastalıklarla bağlantısı olduğu, aşılamanın gereksiz olduğu gibi) “aşı karşıtı”; aşılarla ilgili belirsiz veya tarafsız tutumun sergilendiği videolar ve tartışma içeren videolar ise “nötr/tarafsız/kararsız/belirsiz” olarak sınıflandırılmıştır. Ayrıca videoda kısmi karşıtlık olup olmadığı, bahsedilen aşı ve videoda konuşan kişi değişkenleri de not edilmiştir. Videoların izlenmesi sonrasında elde edilen verilerin çözümlenmesinde, tematik içerik analizi kullanılmıştır. Tematik analiz sürecinde; verilerin kodlanması, temaların oluşturulması, temaların düzenlenmesi, bulguların tanımlanması ve yorumlanması aşamaları izlenmiştir. Öncelikle videoda geçen tüm konuşmalar yazılı hale getirilmiş ve öncelikle bütün olarak ve sonrasında parçalara ayrılarak okunmuştur. İki araştırmacı birlikte metin üzerinde elle kodlama yapmış ve tüm metin tekrar okunarak kodlar gözden geçirilip yeni kod olup olmadığı kontrol edilmiştir. Bir kod listesi ve ardından temalar oluşturulmuştur. Tüm videoları iki araştırmacı birlikte kodlamışlar, görüş farklılıkları olduğunda ise birlikte tartışarak nihai karara varılmıştır. Verilerin niceliksel kısmının istatistiksel analizinde R istatistik programının 3.4.3 versiyonu kullanılmıştır. Veriler değerlendirilirken sayı, yüzde dağılımları, ortanca, minimum ve maximum değerler gibi tanımlayıcı ölçüler hesaplanmış, videoların niceliksel özellikleri (izlenme sayısı, beğeni sayısı vb.) ile videonun genel içeriği arasındaki ilişkiler Kruskal Wallis testi ile incelenmiştir. İstatistiksel analizlerde p<0,05 anlamlılık düzeyi olarak kabul edilmiştir. Bulgular Çalışmaya dahil edilen 268 videonun yayınlanma tarihleri 14.11.2007-04.03.2019 tarihleri arasında değişmekteydi. Videoların %78,4’ü (n=210) sağlık profesyoneli olmayanlarca yüklenmiş olup, bunların da %19,8’i (n=53) bireysel kullanıcılar tarafından, %19,0’u (n=40) TV kanalından, %9,0’u (n=24) ise aşı karşıtı hareketle ilgili bir kaynaktan paylaşılmıştı. Videoların %48,1’inde sağlık profesyoneli olmayan kişi konuşmaktaydı. Videoların genel içeriği değerlendirildiğinde %61,9’unun (n=166) aşıyı desteklediği, %22,4’ünün (n=60) aşı karşıtı olduğu ve %15,7’sinin (n=42) ise “nötr/kararsız” olduğu saptanmıştır. Aşıyı destekleyen videoların %34,3’ü bir sağlık profesyoneli, hastane ya da uzmanlık derneği kanalından, %13,9’u TV kanalından yayınlanmıştı.Aşı karşıtı videoların ise %40,0’ı aşı karşıtı hareketle ilgili bir kaynaktan, %21,7’si bireysel youtube kullanıcısından, %15,0’i ise TV kanalı tarafından paylaşılmıştı. Spesifik bir aşıya odaklanan videolar tüm videoların %36,6’sını, genel olarak aşılardan bahsedilen ya da aşı ismi verilmeyen videolar ise %63,4’ünü oluşturmaktaydı. Spesifik bir aşıya odaklanan videolarda %31,6 ile en çok bahsi geçen aşı influenza aşısı, ikinci olarak %12,2 ile HPV aşısıydı. Tüm videoların %4,5’inde kısmi karşıtlık söz konusu olup, bunların %41,6’sı influenza aşısına karşıt olduğunu belirtmekteydi. Nötr/kararsız videoların izlenme sayısı, beğeni, beğenmeme ve yorum sayıları (sırasıyla ortancalar: 43531,5; 71; 23; 9); aşıyı destekleyen (sırasıyla ortancalar: 1512,5; 4; 1; 0) ve aşı karşıtı (sırasıyla ortancalar: 1178,5; 13,5; 1; 0) videolardan istatistiksel anlamlı olarak daha fazlaydı (p<0,001). Aşı karşıtı videoların uzunluğu (ortanca: 296,5 sn), aşıyı destekleyen (ortanca: 149,0 sn) ve nötr/kararsız (ortanca: 110,5 sn) videoların uzunluğundan istatistiksel anlamlı olarak daha uzundu (p<0,001). Videoların ne zamandır yayında oldukları incelendiğinde (5 Mart 2019 tarihi baz alınmıştır); en eski aşı karşıtı videonun 18 Ağustos 2010 tarihinde yüklendiği görülmüştür. Ancak aşı karşıtı videoların %80’i 2016 yılı ve sonrasında yüklenmiş olup, aşı karşıtı videolar ortanca 16,3 aydır (min:0,07 ay–max:104 ay) yayındadır. Aşıyı destekleyen (ortanca:24 ay, min:0,03 ay – max:137,63 ay ) ve nötr/kararsız videolar (ortanca:23,4 ay, min:3,60–max:137,07) daha uzun süredir Youtube’da yayınlanmaktadır (p=0,118). Aşıyı destekleyen videolarda en fazla tekrar edilen kodlar; etkili ve yararlı (%41,6), hayat kurtarıcı (%28,3), hafif yan etkiler (%19,3), iğne korkusu (%10,8), otizmle ilişkili değil (%12,0), tüm toplum için yararlı (%9,0), civa kullanımı (%8,4), alüminyum kullanımı (%7,2), aşı olmazsa görülecek olumsuzluklar (%5,4), aşısı yapılan hastalıklar günümüzde yok (%4,2), otizmle ilişkili (%4,2) ve aynı anda bir çok aşı (%3,6) kodları idi. Aşı karşıtı olan videolarda en fazla tekrar edilen kodlar ise; ilaç/aşı şirketlerinin çıkarları (%41,7), aşının zekayı etkilemesi (%40,0), aşı içeriğinde hayvan (domuz, maymun) ve fetüs ürünlerinin kullanımı (%40,0), otizmle ilişkili (%36,7), gizli anlaşmalar (%33,3), yararı kesin değil (%30,0), kısırlık (%30,0), alüminyum kullanımı (%30,0), civa kullanımı (%30,0), diğer nörolojik tıbbi durumlarla ilişkili (%28,3), aşının ölüme neden olması (%26,7), aşı zorunluluğunu eleştiren (%23,3), tam anlaşılamayan riskler (%21,7), doktora güvenmeme (%21,7), kamu kurumlarının çıkarları (%20,0), alzheimerla ilişkili (%20,0), karşıt dini argüman (%16,7), aşıyla ilgili davalar ve sonuçları (%15,0), yan etki riski hastalık riskinden ağır (%13,3), aşı yaptırılmadığında doktorun olumsuz tavrı (%10,0) ve aynı anda bir çok aşı (%6,7) kodlarıydı. Kodlardan yola çıkılarak oluşturulan temalar; aşı bilimine güvensizlik, karar vericilere güvensizlik, aşıya ve uygulama sürecine güven olarak adlandırılmıştır. Sonuç ve Öneriler Aşı ile ilgili Youtube’daki Türkçe videoların büyük çoğunluğu sağlık profesyoneli olmayan kişiler tarafından yüklenmiş ve videoların yaklaşık yarısında sağlık profesyoneli olmayan kişiler konuşmaktadır. Aşı karşıtı videoların sayısı azımsanamayacak düzeyde olup, özellikle son 3 senede artmıştır ve süre olarak diğer videolardan daha uzun videolardır. Aşı karşıtı videoların içerik analizi sonucunda güvensizlik ön plana çıkmaktadır. Sağlık profesyonelleri aşı karşıtlığı ile ilgili sosyal medyada yayılan bilgilerin farkında olmalı, doğru ve güvenilir bilgiler içeren içeriklerin üretilerek Youtube ve diğer sosyal mecralarda daha fazla kişiye ulaşmasını sağlamalıdır. Anahtar Kelimeler: Aşı, Youtube, Türkçe, video, aşı karşıtlığı, nitel araştırma.
DİJİTAL HİKAYE ANLATIMI: İÇERİK ÜRETİCİLERİNİN YOUTUBE VİDEOLARI ÜZERİNDEN BİR ANALİZ
ÖZ Dijital hikaye anlatımı bilgi ve iletişim teknolojileri çağında özellikle tüketim kültürü açısından önemli bir pazarlama yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmanın amacı dijital hikaye anlatımının çevrimiçi tüketici davranışlarını etkileme prensiplerini belirleyebilmektir. Farklı bir deyişle tüketici davranışlarını yönlendirmede hangi hikaye içerikleri ve özellikleri ön plana çıkmaktadır bunu açıklayabilmektir. Dijital hikaye anlatımı tüketicinin kendisini hikaye anlatıcının rolüne kaptırdığı ve hikayelerini aldığı aracılı iletişim pratiği olarak da yorumlanabilir. Bu çalışma, nitel çoklu metod yaklaşımına dayanmaktadır ve video hikayelerinin içinde taşıdığı anlama odaklanmakta ve bunun yanı sıra ilişkisel deneyimle olan bağı araştırmaktadır. Araştırma kapsamında dört ayrı içerik üreticilerinin (youtuber/influencer)'ın 2019 yılının haziran-temmuz-ağustos ayları içerisinde çektikleri videolar sistematik boyutlu nitel araştırma (Basıc IDS) (davranış, etki, his, canlandırma, biliş, kişilerarası ilişkiler, ilaçlar ve sosyokültürel faktörler) kapsamında betimsel analiz yönetemi ile incelenmiştir. Bu analiz sosyal medya gerçekliğinin, hikaye anlatımının rasyonel, duygusal ve ilişkisel deneyimlerini ortaya koymaktadır. Bu yüzyüze ilişkiler yalnızca bilişsel ve duygusal olarak oluşmamakta aynı zamanda rol-model olma süreci ile de hayata geçmektedir. Özellikle, ilişkisellik, paylaşılan sosyo-kültürel arkaplan ve ilaç kategorileri tüketici ilişki deneyimini kavramsallaştırmaktadır. Bu kategoriler * Dr., Ege Üniversitesi,
Instagramdaki Sosyal Medya Fenomenlerinin Tüketicilerin Satın Alma Davranışlarına Etkisi
Günümüz dünyasında işletmeler arasındaki rekabetin her geçen gün artması, işletmeleri pazarlama iletişim aktivitelerinde daha farklı ve etkili yöntemler kullanmaya mecbur bırakmaktadır. Özellikle de çok fazla reklam yığını arasından sıyrılarak, tüketicilerin dikkatini çekebilmek giderek güç bir hale gelmiştir. Bu güçlüğü aşabilmek için reklamlara karşı tüketicilerin dikkatini çekebilmek ve bu dikkati sürdürebilmek için daha etkili araçların kullanılması gerektirmektedir. Ürünlerin tanıtımında sosyal medya fenomenlerinin kullanılması bu yöntemlerden birisidir. Bu çalışmada, sosyal medya aracı olan instagram vasıtasıyla ürünlerin tanıtımı yapan sosyal medya fenomenlerinin tüketicilerin satın alma davranışları üzerindeki etkisi ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Bu etkiyi ölçmek için Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi İ.İ.B.F. öğrencilerine anket uygulanarak veriler toplanmış ve elde edilen veriler SPSS paket programlarından faydalanılarak istatistiki açıdan analiz edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre tüketicilerin satın alma kararları sosyal fenomenlerin bir ürüne ilişkin verdiği tavsiyelerden etkilenmektedir