Karelerde Saklı Hüzün: Fotoğraf Sanatında Melankolinin Büyülü Dünyası (original) (raw)

Sinema ve Sanat İlişkisi Bağlamında "Melankoli" Filminin İkonolojisi

The Iconology of the Film 'Melancholia' in the Context of the Relationship Cinema and Art ÖZ Melankoli, felsefeden resme, tiyatrodan edebiyata ve plastik sanatlara değin, çok farklı disiplinlerde serimlenmiş ve daha sonra çağdaş bir sanat olan sinemanın önemli teması haline gelmiştir. Bu çalışma Lars Von Trier'in Melankoli filminde geçen ve melankolik duygularla ilişkilendirilen; elemin, kibrin, dehanın, yıkımın, coşkunluğun, çöküntünün, gülüşün, inzivanın ve günahın, yaratıcı sezginin, hastalığın ve sağlığın, toplumdan tecrit edilmenin, narsisizmin ve gündelik yaşamın, modernliğin ve geleneğin, sanat ve sanatın ikonografisi üzerinedir. Bilim kurgu türü içerisinde değerlendirilen Melankoli filmi; Lars Von Trier kendisine ait bir üslup ile filmin anlatısını oluşturarak ticari popüler sinema klişelerinin dışına çıkmaktadır. Trier, Melankoli filminde Justine karakterine sezgisel bir kâhin/dahi payını vererek melankoli olgusunu, kadim felsefedeki melankoli ile ilişkilendirerek tarihsel geleneğe ve mitolojiye göndermede bulunur. Bu makale çalışmasında Melankoli filminde doğa ve kültür diyalektiğinin ikonolojik analizine odaklanmaktadır. Filmde yer verilen resimlerin ve kullanılan müziğin sanat tarihinde birtakım eserler ile ilişkisi ortaya konulmuş ve bunların arasındaki ilişkinin analizi için de Ervin Panofsky'nin "ikonoloji" yöntemine başvurulmuştur.

Nalan Barbarosoğlu'nun Hikâyelerinde Biçim Olarak Melankoli

Öz Modernizm ile birlikte Türkiye'nin kuruluşundan bugüne yaşanan toplumsal ve siyasî olaylar insanlar üzerinde büyük travmalar oluşturur. Geçmişle bağını kopartan ancak yeni duruma ayak uyduramayan bireyler, derin bir acı ve hüzün içerisinde içe kapanırlar. Bu hâlin süreklilik göstermesi ise melankoliyi oluşturur. İnsan ve insana ait her şeyi kendisine konu edinen edebiyat, insanların melankolik hâlinden uzak kalamaz. Türk edebiyatı bu melankolinin canlı bir şahididir. Bu çalışmada Nalan Barbarosoğlu'nun hikâyelerinde ağırlıklı olarak üzerinde durulan melankolik hâl incelenmektedir. Yazar, hikâye kurgusunda melankoliyi özellikle bir biçim olarak tercih eder. Kişi, zaman ve mekân kurgusunda, hikâye atmosferi oluşturmada melankolik hâli belirginleştiren imgeler, ifadeler tercih edilir. Diyalogdan uzak hikâyelerde kişiler iç dünyalarına yönelir. Acılarını ve hüzünlerini iç monologlarla ifade ederler. Bulunulan mekânı terk etmek, ölmek, intihar etmek hikâye kişilerinin temel amaçlarıdır. Mekân olarak da hastaneler en belirgin yerlerdir. Mekân her şeyi ile bu melankolik hâli destekler, yoğunlaştırır. Sürekli yağmurun yağması, karanlık mekânların karakteristik özelliğidir. Zaman da durağandır. Acı içinde kıvranan kahramanlar için zaman geçmek bilmez. Bu çalışmada kurguyu oluşturan unsurların melankoli etrafında oluşturduğu biçimsel tercih irdelenmektedir. Abstract With modernism, many societal and political events from foundation of Turkey up until now have resulted in severe trauma on people. People who sever ties with their past but lag behind the present become withdrawn with sorrow and sadness. The continuity of this state of being ends up with melancholy. The literature focusing on human beings and all their relations cannot keep away from melancholic people, as well. Turkish literature witnesses such melancholy. In the present study, the state of melancholy that generally prevails Nalan Barbarosoğlu's short stories is investigated. The author prefers melancholy as a style. Images and statements indicating melancholy in narrations are favored in setting up character, time and space discourse. In stories, people focus on their inner worlds. They state their sorrow and sadness by monologues. The primary purposes of main characters are committing suicide, dying and walking away. Hospitals are the most distinct places. The space supports and intensifies the state of melancholy. Continuous rainfall and darkness are the characteristics of spaces. Time is stable. For the characters feeling sorrow, time doesn't pass. In the current study, melancholy as a style is investigated. Giriş İnsan, yaratılışından itibaren maddi özellikleri ile beraber manevi özellikleri de bünyesinde barındıran bir yapıya sahiptir. Hz. Âdem fiziki olarak yaratıldığında kıskançlık, bencillik, şefkat, merhamet, korku, kaygı gibi duygu dünyasına ait ne varsa bunlara da sahiptir. Bu 1 Dr., Dumlupınar Üniversitesi, Türk Dili Bölümü, ahmet.uslu@dpu.edu.tr

Picasso’nun mavi dönem resimlerinde melankoli kavramının yeri

Journal of arts, 2022

Bu çalışmada İspanyol ressam Pablo Picasso'nun Mavi Dönem resimleri ile melankoli kavramını birbirine bağlayan unsurlar araştırılmıştır. Tarih içerisinde sürekli anlam değişimlerine uğrayan melankoli kavramının çeşitli tanımlamaları üzerinde durulmuştur. Mavi rengin kullanımı, mavi dönem ile melankoli kavramını birbirine bağlayan unsurların başında gelir. Batı kültüründe ve Hıristiyan inancında mavi rengin melankoliyi ifade ediyor oluşundan ve rengin tarihteki simgesel anlamlarından yola çıkılarak sanatçının mavi rengi baskın olarak kullandığı bu sanat dönemi; konu, üslup ve biçimsel özellikleri açısından incelenmiştir. Bu bağlamda "Yaşam", "Kör Adamın Kahvaltısı", "Yaşlı Gitarist", "Trajedi", "İhtiyar Yahudi ve Erkek Çocuk" adlı eserler, plastik dil ile içerik açılarından incelenerek çözümlemeleri yapılmış ve melankoli kavramı ile bağdaşan noktaları tespit edilmiştir. Ortaya çıkan bağlayıcı unsurlar açısından bakıldığında dönemin gelişimde melankoli kavramının yeri ve etkisi araştırılmıştır.

Güzide Sabri’nin İlk Dönem Romanlarında Melankolinin Psikanalitik İncelemesi

Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi (TUDED), 2024

Melankoli, tıbbi ve psikolojik araştırmalarda öne çıkan bir konudur ve kişinin iç dünyasında derin izler bırakan bu ruh hâlinin incelenmesi önemlidir. Psikiyatride depresif bozuklukların bir alt türü olarak ele alınan melankoli; Sigmund Freud, Melanie Klein, Julia Kristeva gibi psikanalistlerin çalışmalarıyla psikodinamik açıdan analiz edilir. Edebiyat dünyasında melankoli, karakterlerin içsel çatışmalarını ifade etmek için sıklıkla kullanılan güçlü bir temadır. Bu çalışma, Güzide Sabri Aygün’ün Münevver ve Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi adlı romanlarında aşk, kayıp ve melankoli temalarını psikanalitik kuram çerçevesinde incelemektedir. İncelenen eserlerdeki karakterler, sevdiklerinin kaybıyla derin bir üzüntü yaşar; hem ruhsal hem de bedensel işleyişi olumsuz etkileyen bir durum olan melankolinin tesiriyle fiziksel ve duygusal acı çekerler. Bunun yanı sıra karakterlerin mekân ve zamandan kaçma arzusu içinde oldukları görülür. Karakterler, mevcut gerçeklikten duydukları memnuniyetsizlik nedeniyle hayalî dünyalara, farklı mekân ve zamanlara sığınma eğilimindedirler. Çalışmada edebî eserlerdeki melankoli temalarının incelenmesinin, bireylerin iç dünyalarını anlamada ve insan psikolojisini derinlemesine kavramadaki önemi ve edebiyat ile psikoloji arasındaki etkileşim vurgulanır. Güzide Sabri’nin ilk dönem romanları, kayıp duygusu ile ondan kaynaklanan melankoliyi edebî bir dille işleyerek okuyuculara insanın içsel çatışmalarını ve kaygılarını anlama fırsatı sunar.

İtalyan Resminden Bir Kirke Portresi: Büyücü, Cadı ve Melankolik

SDÜ ART-E, 2022

Erken modern dönem Avrupa'sında başlayan cadı avı süreci, cadılık atfedilen kadınların etkinliklerini görselleştiren bir ikonografi yarattığı gibi bir yandan da Antikçağ'ın büyü ile ilişkilendirilen kadın karakterlerini "cadının arketipleri" olarak gündeme getirmiştir. Pagan dünyanın söz konusu karakterlerinden, hayvana dönüştürme büyüsünü gerçekleştirmesi bağlamında özellikle Kirke, cadı çılgınlığının yaşandığı bu süreçte İtalyan literatüründe sıklıkla ele alınan bir kadın figürü olarak dikkati çekmektedir. 16. yüzyıl İtalyan resmindeki Kirke temalı yapıtlar üzerine odaklanan bu çalışma, resimlerdeki Kirke imgesi, görsel motifler ve anlatı örgüsü ile dönemin literatürü arasındaki etkileşimin izini sürmeyi amaçlamaktadır. Öte yandan başta Malleus Maleficarum olmak üzere cadılık üzerine kaleme alınan metinlerde ve dönemin sembol kitaplarında "cadının selefleri" kabul edilen Antikçağ'ın büyücü kadınlarına yapılan göndermeler, Rönesans hümanizmasının büyü odaklı ezoterik söylemleri, bu araştırmanın referans aldığı kaynaklardır. Barok dönemin ruhunu yansıtması ve Kirke imgesi açısından ünik bir örnek sunmasından hareketle, Castiglione'nin Kirke serisi de melankoli ve memento mori temalarıyla yakın teması nedeniyle çalışmanın kapsamına alınmıştır.

Aleviliğin Kolektif Melankolisi

It is about Alevism's melancholia which is in Iran culture predominately that about being in painting and gravure on Shiite.