BURSA'DA YAŞAYAN ARNAVUT GÖÇMENLERDE KÜLTÜREL AKTARIM PRATİKLERİ: ZAFER MAHALLESİ ÖRNEĞİ YÜKSEK LİSANS TEZİ (original) (raw)

BURSA AKTOPRAKLIK HÖYÜK’TE KÜLTÜR SEKTÖRÜNÜN OLUŞTURULMASI: ÇOK YÖNLÜ BİR PROJE

Anahtar Sözcükler -Keywords: Bursa, Aktopraklık, kültürel miras, kültür sektörü, tarihöncesi dönem Bursa, Aktopraklık, cultural heritage, the cultural sector, prehistory Aktopraklık Kültürel Miras Yönetim Planı, İstanbul Üniversitesi Prehistorya Anabilim Dalı tarafından yürütülen Güney Marmara Arkeoloji Projesi kapsamında sürdürülmektedir. Yönetim planının esasını tarihöncesi döneme tarihlenen Aktopraklık Höyük kazılarından elde edilen veriler oluşturur. Katılımcı yönü ile öne çıkan proje, arkeolojik alanların konservasyonu ve teşhirinin yanı sıra tarihöncesi ve geleneksel köy canlandırmaları ile deneysel uygulama alanlarının bulunduğu etkileşime açık bir yapıya sahiptir.

BÜROKRATİK REFORM ÇAĞINDA BİR ARNAVUT MAHALLÎ HÂNEDÂNI: LİBOHOVA-ASLAN PAŞALILARIN ÜÇ KUŞAĞININ TARİHİ

Istranca Tarih Araştırmaları Dergisi, 2024

Osmanlı İmparatorluğu'nun pek çok bölgesinde olduğu gibi tarihî süreç içinde Arnavutluk'ta da âyan aileleri vücuda gelmiştir. Güney Arnavutluk'taki Ergiri (Gjirokastër) kazâsının önde gelen ailelerinden Libohova-Aslan Paşalılar da bu tür mahallî hanedanların bir örneğini oluşturur. Yanyalı Aslan Paşa soyundan gelen bu aile, Osmanlı İmparatorluğu'nun sonuna değin Güney Arnavutluk ve Tesalya'daki nüfuzunu muhafaza etmeyi başarmıştır. Bu çalışmada Yanyalı Aslan Paşa sülâlesinin 19. yüzyılda dünyaya gelmiş üç kuşağı üzerinden, mahallî Arnavut hanedanlarının Osmanlı bürokratik reformu sonrasındaki tarihleri incelenmektedir. Bu tarihî sürecin şekillenmesinde Osmanlı Devleti'nde mülkiye kariyerinin yükselişi ve bir memur tipinin oluşumunun göz ardı edilemeyecek bir etkisi olduğu iddiası makalenin ana savını oluşturur. Bu sav, esas olarak Arnavut yerel beyleri ve onların sosyal çevreleri bağlamında gözlemlenen dönüşümlerin incelenmesi ve birbirini takip eden üç Aslan Paşalı neslinin biyografik analiziyle desteklenerek doğrulanmaktadır.

URFA BÖLGESİNDE YAŞAYAN KARAKEÇİLİ AŞİRETİ

TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI, 2021

Oğuzlar Anadolu’ya Moğolların baskılarıyla gelmişlerdir. Karakeçililer Ertuğrul Gazi önderliğinde Anadolu’ya göç ederek gelip konargöçer yaşamaya başlamışlardır. Özellikle Ankara, Balıkesir, Kütahya, Konya, Antalya, Eskişehir, Kastamonu, Aydın, Adapazarı, Bilecik, Bursa, Çorum, Kırıkkale ve Urfa gibi Anadolu’nun dört bucağındaki Kayı Boyu Aşireti’nin mensupları mevcuttur. Doğudan Batıya yayılan aşiretin çeşitli kolları ortaya çıkmıştır. Bunlar; Urfa, Siverek ve Suruç Karakeçililerinin varlıkları XV. ve XVI. yüzyıllardan beri varlıklarını sürdürmektedirler. Siverek Karakeçilileri, Şanlıurfa’nın Siverek ile Viranşehir ilçeleri arasındaki kırsal bölgede yoğun olarak yaşamaktadırlar. Urfa ve havalisindeki milli faaliyetlere ve özellikle yörenin Fransız işgalinden kurtarılması ile bazı iç isyanların bastırılmasında Siverek kuvvetleri içinde yer alan Karakeçililer ve diğer Türkmen aşiretleri gibi üzerlerine düşeni yapmaktan kaçınmayıp ilk saflarda yerlerini almışlardır. Bunlar Kürt lehçesini de konuşsalar öz be öz Türk olduklarına şüphe yoktur. Yapılan saha çalışmasıyla da bu desteklenmektedir. Sadece yerleştikleri coğrafya da dönemi şartlarına göre öyle konuşmak zorunda kalmışlardır. Yapılan saha çalışmasında; Şanlıurfa Siverek ilçesine bağlı Karakeçili köylerinde yaşayanların büyük bir çoğunluğu Kürtçe konuşsalar da Şanlıurfa Karakeçilileri buna rağmen kendileri de Türkmen olduklarını, dedelerinin de böyle anlattıklarını dile getirerek, Türkmen olduklarını, adet, gelenek ve göreneklerini yaşatmaya çalıştıklarını ifade etmişlerdir.

GAZZİZÂDE ABDÜLLATİF EFENDİ’NİN KALEMİNDEN BURSA MAHALLELERİ (BURSA NEIGHBORHOODS IN THE WRITINGS OF GAZZIZÂDE ABDULLATIF EFENDI)

International Journal of Languages’ Education and Teaching (IJLET), 2015

Osmanlı Devleti’nde şehirler; merkezî gücün, otoritenin ve hâkimiyetin varlığını temsil eden idarî birimlerdi. Nüfuz bölgeleri dâhilinde çeşitli faaliyet ve hizmetleri kendinde toplar ve alt birimleriyle birlikte idarî ve mülkî bakımından bir bütün teşkil ederlerdi. Şehrin gelişmesi, bünyesinde barındırdığı mahallelerin fizikî ve ekonomik gelişimine bağlıydı. Mahalleye merkezli bu yapı, Osmanlı şehircilik anlayışının temelini oluşturmaktaydı. Başta Bursa, Edirne ve İstanbul olmak üzere Anadolu şehirlerinde bu yapıyı görmek mümkündü. Özellikle Bursa, fetihten sonraki iki asırlık dönemde hızla büyüyerek şehirleşmenin güzel bir örneğini sergilemiş; şehirdeki atıl araziler kullanılır hâle getirilmiş, ortak yerleşim alanı olarak Türk boylarına tahsis edilmiş, yeni yeni mahalleler oluşturulmuş; mahalle sayısı artırılmıştır. Bu fizikî gelişmenin yanında yeni kurulan mahallelere Türkçe adlar verilirken eski mahallelerin adları da Türkçeleştirilmiştir. Yeni bir kimlik kazanan mahallelerle şehir, bir tarih ve kültür merkezi olmuştur. Bursa’nın yerlileştirilmesinde bir mahallenin oluşumu kadar ona verilen ad da önemlidir. Çünkü yer adları, bir milletin yerleşme (iskân) tarihi için yaşayan belgelerdir. Mahalle adları üzerinde yapılacak çalışmalar, sosyoloji ve antropoloji gibi çeşitli sosyal bilimlerin yanı sıra dil bilimine de katkıda bulunacaktır. Yer adlarının tespiti, o yerin sakinleri hakkında bilgi vermekle birlikte bu adların fonetik ve morfolojik açıdan incelenmesi dil tarihine ışık tutacaktır. Bu çalışmada, Bursa vefeyât-nâmeleri arasında şehir monografisi özelliği taşıyan Gazzizâde Abdüllatif Efendi’nin Hulâsatü’l-Vefeyât adlı eserindeki mahalle adları incelenmiştir. İnceleme, Süleymaniye Kütüphanesi Esad Efendi 2257 numarada kayıtlı müellif nüshası üzerinde yapılmıştır. Önce Bursa’nın mahalleleri hakkında bilgi verilmiş, sonra eserdeki mahalle adları tespit edilmiş, bunlar fizikî ve beşerî özelliklerine göre sınıflandırılmış sonra da tablo şeklinde sunulmuştur. ******** During the Ottoman period, cities were administrative units representing the existence of central authority and hegemony. It collected several activities and services within the domain and constituted a whole with its sub units in terms of administrative and civil duties. The development of city was dependent on the development of common life areas, which are neighborhoods. It was possible to see this structure, which is the basis of Ottoman urbanism, in Bursa, Edirne, Istanbul and some other Anatolian cities. Particularly Bursa has rapidly grown within the two centuries following the conquest and displayed a fine example of urbanization as a historical and cultural center. The idle fields in the city were allocated to Turkish tribes, new neighborhoods were established and the nearby villages were transformed into neighborhoods, increasing the total number of neighborhoods in the city. Beside this physical development, the newly established neighborhoods were given Turkish names as the old neighborhoods’ names were also made Turkish. Within this context, it was important to create a neighborhood in the localization of Bursa and the names given to those neighborhoods were also important. Because the names of places are the living documents for the habitation (settlement) history of a nation. Studies to be conducted on neighborhood names are the research subjects of several social sciences such as sociology and anthropology and also the linguistics. Evaluation of the names of places phonetically and morphologically will contribute to the development of toponomy, which is an important branch of linguistics. This study has reviewed the neighborhood names in Hulâsatü’l-Vefeyât, a work of Gazzizâde Abdüllatif Effendi, which is considered as an urban monograph among the monographs on Bursa. The review was conducted on the copy of the author which was registered in Süleymaniye Library Assad Effendi, numbers 2257. First, information is provided about the neighborhoods of Bursa, then the neighborhood names in the work are detected, they are classified according to their physical and humane characteristics and presented in a table.

HAVA KAYNAKLI LAZER TARAMA NOKTA BULUTLARI KULLANILARAK 3B MEŞCERE YÜKSEKLİK HARİTASI ÜRETİMİ, HOUSTON ÖRNEĞİ

Son yıllarda, üç boyutlu (3B) yeryüzü konum bilgisi sağlayan uzaktan algılama teknolojilerinin kullanımı, özellikle yer yüzeyi ve bileşenlerini inceleyen meslek disiplinleri için vazgeçilmez hale gelmiştir. Bu meslek disiplinleri arasında ormancılık oldukça önemli bir konumda bulunmaktadır. Ülkemizde, ağaç tipleri ve dağılımları, tepe çapı ve sıklığı, kapalılık, yükseklik ve göğüs yüzeyi gibi meşcere parametrelerinin tespitine yönelik orman envanteri çalışmalarının yersel ölçümler temelinde zaman, işgücü ve maliyet bakımından olumsuz nitelikte yürütülmesi, ormancılıkta uzaktan algılama teknolojilerinin gün geçtikçe daha yoğun şekilde kullanılması gereğini doğurmaktadır. Bu çalışmada, Houston, ABD'de seçilmiş orman-yoğun bir test alanında, hava kaynaklı lazer tarama nokta bulutları kullanılarak normalleştirilmiş dijital yüzey modeli temelinde 3B meşcere yükseklik haritası üretimi hedeflenmiştir. Üretim aşamalarında karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri sunulmuştur. Üretilen haritanın yatay ve düşey mutlak konum doğruluğu, test alanında gerçekleştirilen 3-5mm rölatif doğruluğa sahip yersel lazer tarama ölçümlerinden elde edilen referans harita ile model bazlı kıyaslama tekniği kullanılarak değerlendirilmiştir. Yapılan analizler neticesinde, hava kaynaklı lazer tarama verileriyle elde edilen 3B meşcere yükseklik haritasının 1/1000 ölçekli topoğrafik haritalardan beklenen mutlak konum doğruluğunu sağladığı sonucuna varılmıştır. KEY WORDS: Stand height map, Airborne laser scanning, terrain laser scanning, forest inventory, accuracy. ABSTRACT: In recent years, the usage of remote sensing techniques that offer three dimensional (3D) geo-information became indispensable for particularly land-related professions which analyze earth surface along with its components. Forestry has a quite significant position in these professions. In our Country, the forest inventory studies, realized for the detection of forest stand parameters such as the types and distribution of the trees, diameter of crown and intensity, closeness, height and timber volume are conducted with time consuming, labor needed and costly ground measurements. This situation increases the requirement on more intensively usage of remote sensing technologies day by day. In this study, based on normalized digital surface model (nDSM) technique, the production of a forest stand height map using airborne laser scanning (ALS) point clouds is aimed in a forest-dominant study area in Houston, USA. The challenges and recommendations on production steps are presented. The horizontal and vertical absolute geolocation accuracy of produced map was evaluated by model-to-model based comparison with a reference map created with terrestrial laser scanning measurements that have 3-5mm relative accuracy. The results show that the forest stand height map produced from ALS data preciously provides the required absolute geolocation accuracy of 1/1000 scaled topographic maps. 1. GİRİŞ Günümüzde gelişmiş çok sayıda teknikle sağlanan uzaktan algılama verileri tıptan arkeolojiye, meteorolojiden peyzaja kadar bilimin hemen hemen her alanında yoğun şekilde kullanılmaktadır. İstendiğinde kilometrekarelerce geniş alanlarda bile saniyeler içerisinde elde edilmesi ve kolay işlenilebilir olmaları uzaktan algılama verilerinin her geçen gün cazibesini artırmakta ve buna bağlı olarak kullanım sahalarını genişletmektedir. Dünyada ve Ülkemizde, uzaktan algılama teknolojileri ile elde edilen verilere en çok ihtiyaç duyan meslek disiplinlerinden biri ormancılıktır. Ülkemizde, yoğun orman envanteri çalışmalarının büyük kısmı halen zaman, işgücü ve yüksek maliyetler gerektiren yersel ölçmelerle gerçekleştirilmektedir. Yersel ölçmelerde meşcereyi temsil edecek rastgele örneklem alanları seçilmektedir. Her bir test alanına ait meşcere parametrelerine yönelik yersel çalışmalar istatistiki olarak genel alana yayılarak tüm alan için sonuçlara ulaşılmaktadır. Bu yöntem özelikle işgücü ve maliyet kalemlerini olumsuz etkilemektedir. Bu yöntemler gerçeğe yakın modellemede önemli ölçüde doğruluk kaybına da sebep olmaktadır. Yersel ölçmelerin yukarıda belirtilen negatif yanları ve az örneklemle geneli yorumlama nedeniyle düşük seviyelerdeki doğrulukları, son yıllarda ormancılığa ilgi duyan bilim insanlarını uzaktan algılama verilerini araştırmaya ve kullanmaya yöneltmiştir. İşte bu noktada önemli bir soru akla gelmektedir; hangi uzaktan algılama yöntemi hangi doğrulukları sağlar ve buna bağlı olarak hangi tip orman envanter çalışmasında hangi tip uzaktan algılama verisi kullanılmalıdır? Bu çalışmada, hava kaynaklı lazer tarama (ALS) verileri kullanılarak orman meşcere haritası üretimi ve üretilen haritanın potansiyelinin belirlenmesi hedeflenmiştir. Uzaktan algılama verileri ile orman ağaç yüksekliklerinin belirlenmesi, yoğun orman alanlarında orman altı topoğrafyanın modellenmesinde karşılaşılan sorunlar nedeniyle herzaman sıkıntılı bir konu 89

İÇ VE DIŞ ORTAM HAVA ÖRNEKLERİNDE POLİAROMATİK HİDROKARBONLARIN (PAH’ların) İNCELENMESİ: BURSA ÖRNEĞİ

Uludağ University Journal of The Faculty of Engineering, 2017

Bu çalışmada, Kocaeli İli Alikahya bölgesinden toprak numuneleri alınarak, organik kirleticilerden PoliklorluBifeniller (PCB) ve Poliaromatik Hidrokarbonlar (PAH) incelenmiştir. Bölgede örnekleme yaklaşık 2,5 km yarıçaplı dairesel bir alanda, koordinatları önceden belirlenen 6 farklı noktada yapılmıştır. Bu yarıçaplı alanın çevresinde yerleşim yerleri, endüstriyel tesisler, TEM otoyolu, E-5 karayolu ve atık yakma tesisi bulunmaktadır. Belirlenen noktalar, atık yakma tesisinin kuzey, güney, doğu ve batı yönlerinde yani her bir yöndeki durumu temsil edecek şekilde seçilmiştir. 5 ve 30 cm derinliklerden alınan numunelerde öncelikle ekstraksiyon işlemi yapılmıştır. PCB ve PAH konsantrasyonları Gaz Kromatografi/Kütle Spektrometresi kullanılarak belirlenmiştir. Konsantrasyonlar "Toprak Kirliliği Kontrolü ve Noktasal Kaynaklı Kirlenmiş Sahalara Dair Yönetmeliği" (TKKY)' ndeki sınır değerler ile karşılaştırılmıştır. Alınan numunelerde Yönetmeliğe göre sınır değerlerini aşan PCB türevlerinden bazılarının tesisin kuzey ve doğu yönünde olduğu belirlenmiştir. PAH türevleri arasında, Benzo(a)antrasen ve Benzo(a)piren'in numunelerin alındığı tüm yönlerde, Benzo(k)florantenveBenzo(b)floranten'in kuzey, doğu ve batı yönlerinde, Dibenz(a.h)antrasen'in kuzey ve batı yönlerinde, İnden(1.2.3-cd) piren'in ise batı yönünde sınır değerleri aştığı belirlenmiştir.