Mevdûdî'Ni̇n Hadîsle İlgi̇li̇ Görüşleri̇ Ve Hadîs Tahli̇lleri̇ Üzeri̇ne (II) (original) (raw)

İbn Haldun'Un Mukaddi̇me Adli Eseri̇nde Hadîs İli̇mleri̇ Ve Hadîs-Sosyoloji̇ İli̇şki̇si̇

eskieserler.com

Anahtar kelimeler: İbn Haldun, Mukaddime, tarih ve sosyoloji, metodoloji, anlama ve yorumlama. ÖZET İbn Haldun, gerek İslâm dünyasında gerekse dünya düşünce tarihinde önemli bir yeri bulunan büyük bir düşünürdür. İbn Haldun esas itibariyle çok yönlü bir ilim adamıdır. Mukaddime adlı eseri bunu açıkça ortaya koymaktadır. O, tarih ve sosyoloji alanında meşhur olmuştur, ancak İslâmî ilimlerde de vukufiyet kesbetmiştir. Bunun önemli şahitlerinden biri hadîs alanındaki derin bilgisidir. İbn Haldun, hem bir hoca olarak hadîs okutmuş hem de-Mukaddime adlı eserinde görüldüğü gibi hadîsleri anlamaya ve yorumlamaya çalışmıştır. Onun hadîslere getirdiği yaklaşım bizlere önemli yorum zenginliği sunmaktadır. Hatta bunun ötesinde hadîsleri anlama ve yorumlama imkanı veren bir metodoloji de takdim etmiştir. Bu metodolojide en önemli unsur, hadîslerin sosyolojik gerçeklikler dikkate alınarak yorumlanmasıdır.

AYNU’L-KUDÂT el-HEMEDÂNÎ’NİN İDAM SAVUNMASINDA TEFSİR UYGULAMALARI VE TASAVVUFÎ YORUMLARI

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (ÇÜİFD)

alanlarında yüksek düzeyli eserler vermiştir. Genç yaşta fetva verecek seviyeye ulaşarak Hemedan kadılığına ve aynı yerde mevcut medresenin müderrisliğine tayin edilmiştir. Hemedânî, meşgul olduğu ilmi faaliyetlerinin, arayışlarına ve zihnini kurcalayan sorularına cevap verememesi üzerine bir buhran geçirir. İmam-ı Gazzalî'nin eserleri vesilesiyle bu sıkıntıyı atlatır. Ahmed Gazzalî ile tanışması ise hayatında bir dönüm noktası olur. Ahmed Gazzalî'yi kendisine rehber olarak seçer ve ondan almış olduğu tasavvufi eğitim ile hayatının sonuna kadar etrafındaki insanları irşad eder. Özellikle yirmili yaşlarında fikirlerini özgürce dile getirmesi ve şatahat türü sözler söylemesi, aleyhinde faaliyet gösteren bir topluluğun oluşmasına neden olur. Bununla beraber üstün hitabet yeteneği ve etkili vaazları sayesinde aralarında devlet adamlarının da bulunduğu çok sayıda mürid edinmiştir. Hemedânî'nin tasavvuf yolu, Ahmed Gazzalî'den kendisine intikal eden aşk, cezbe ve fenadır. Ona göre din bir sosyal alışkanlık değildir. Tasavvuf, Allah'ı görmeyi ve O'na kavuşmayı hedefleyen bir yolculuktur. Otuz üç yaşında, Hemedân'da, zındıklık suçlamasıyla, Selçuklu veziri Kıvâmüddin Dergezînî'nin emriyle öldürülmüş/şehit edilmiştir. Şekve'l-Garîb adlı risalesi, ölümünden kısa bir müddet önce Bağdat'ta zindanda tutulduğu esnada, kendisini savunmak için dönemin ilim ve tasavvuf erbabına yazmış olduğu son eseri ve bir tür idam savunmasıdır. Yaşadığı dönemin âlimlerinden ve mutasavvıflarından yakınmalarını hüzünlü bir üslupla dile getiren bu eser, onun fikri sürecinin son halkasını teşkil etmesi bakımından önemlidir. Öte taraftan eser, tarihe iz bırakmış bir müellifin nasıl anlaşılması gerektiğine dair önemli metodik veriler sunmaktadır. Risalede tasavvuf, akâid, kelam ilimlerinin yanı sıra tefsir ilmine dair kıymetli veriler bulunmaktadır. Elinizdeki çalışma, Hemedânî'nin idam savunmasını yaptığı Şekve'l-garîb adlı eserinde yer alan tefsir uygulamalarını ve bunların tasavvufî yorumlarını tespit etmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda Hemedâni'nin dini ve edebi metinleri anlamlandırırken kullandığı metodun "kelâmın tamamından edinilmiş bilgi ve algı" ekseninde seyrettiğini söylemek mümkündür.

Tâhiru’l-Mevlevî’nin “Gece Namazı” Adlı Makalesi ve Teheccüd Namazının Hükmüne Dair Görüşlerin Değerlendirilmesi

2020

Teheccud, yani yatsi namazi kilindiktan sonra bir sure uyuyup, sonrasinda tekrar kalkilarak gece namazi kilmak, Islam dininde tesvik edilen ibadetlerdendir. Fikih, hadis ve tefsir eserlerinde bu namazin onemi ve faziletine dair bircok bilgiler mevcuttur. Muslumanlar arasinda, teheccud namazinin ummet icin nafile; Hz. Peygamber icin ise vacib/farz oldugu yonunde genel bir kanaat mevcuttur. Bunun yaninda teheccud namazi bircok kaynakta Hz. Peygambere has vacib hukumler (hasâis) kapsaminda zikredilmektedir. Ancak bu konuda yapilacak genel bir literatur taramasinda, ulemânin buyuk bir kisminin bu namazin hem ummet hem de Hz. Peygamber icin nafile/tatavvu‘ oldugu gorusunu dile getirdikleri gorulecektir. Yine bu namazin hukmu hakkinda, bunlarin disinda farkli goruslerin de ileri suruldugunu gormekteyiz. Bu makalede teheccud namazinin hem ummet ve hem de Hz. Peygamber icin hukmu konusunda ortaya konan gorusler incelenecektir.

Ehl-İ Hadîs Ve Mu’Tezi̇le Arasinda Yaşanan Polemi̇kleri̇n Cerh Ve Ta’Dîl İlmi̇ne Dönemi̇n Te’Li̇fâtina Ve Sosyal Ve Beşerî İli̇şki̇lere Yansimasi (Hi̇cri̇ III. Asir)

2017

Bir kelâm ekolu olarak ortaya cikan ve hicri III. asirda tekâmulunu tamamlayip altin devrini yasayan Mu‘tezile, dini hukumleri degerlendirmede ve sistematik hale getirilmesinde akli on planda tutan, entelektuel bilgiye sahip, Islam karsiti fikirlerin cevaplandirilmasi gibi konularla mesgul olan bir mezhep olarak varligini devam ettirmistir. Buna karsin Ehl-i hadis nasslarin zahirine onem veren, rivayetleri on planda tutan, akil ve kiyasi devre disi birakan, degisime kapali ozellikleri ile tarih sahnesindeki yerini almistir. Bu itibarla kaleme aldigimiz bu makale, Islam dusunce tarihinin iki buyuk ekolu olan hadis taraftarlari ile Mu’tezile mezhebi muntesibi olan muhaddisler arasinda yasanan ihtilaf ve cedellerin cerh ve tadil ilmine, hicri III. asirda kaleme alinan eserlere, sosyal ve beseri iliskilere nasil yansidigini ele almaktadir.

Ferrâ’Nin “MEANİ'L-KUR'ÂN” Adli Eseri̇ Üzeri̇ne Bi̇r Değerlendi̇rme (Hadîd Suresi̇ Bağlaminda)

DergiPark (Istanbul University), 2023

Bu çalışmanın amacı Kûfelilerin büyük nahiv, lügat ve edebiyat âlimi olan Arap dilinde zirve yapmış daha çok Arap dili konusundaki eserleriyle tanınan Ebu Zekeriyâ Yahyâ b. Ziyad el-Ferrâ'nın (ö.207/823) hayatını, ilmi kişiliğini, eserlerini ve çok önemli eserlerinden olan Me'âni'l-Kurʾân adlı eserini inceledik. Çalışmada el-Ferrâ'nın yaşamış olduğu çevre, Basra'ya ilim talep etmek için gittiği, orada tanıştığı hocası el-Kisâî'in (ö.189/805) hayatına verdiği katkı, üstün zekasıyla fark yaratan ve yeniden nahiv ilmine yöneliminin sonucunda nahiv ilmine büyük bir etkisinin olduğu saptanmıştır. Son olarak el-Ferrâ'nın Me'âni'l-Kurʾân adlı eserinde yer alan hadîd suresinin tercümesini yaptık. Hadîd suresindeki âyetlerin meali yapılarak dille alakası olan kelimelerin izahı sarf, nahiv ve belâgat açısından açıklaması yapılarak önemine değinildi.

Seyfeddi̇n El-Âmi̇d İ Ni̇n Hz. Muhammed İn (S.A.S.) Nübüvveti̇ni̇n İspati Ve Hi̇ssî Mûci̇zeleri̇ Temellendi̇rmesi̇ Bağlaminda Âhad-Mütevati̇r Görüşü

Journal of International Social Research, 2019

The prophethood is an institution that provides communication between the Creator and the Creator. The miracle is an extraordinary event that supports the people by claiming that the word of God is true, and that people can confirm it. All three parts of the miracle that were divided into senses, senses, and mindsets were transferred from generation to generation in the ancient Islamic tradition of Muhammad. Considering that Muhammad was the last prophet and that his prophecy was universal, the fact that the miracles which were given to him were supported by the first interlocutors in his position and that he was supported by the mental miracles in the following period shows that there is a socio-cultural harmony. While there was no dispute in the minds of intellectuals, the denial of sensual miracles has gained momentum in the modern period, especially because of the contradiction of the positivist approaches in the Western era with the laws of nature. In the science of Kalam, it i...

El-Câhiz’In Sünnet/ Hadi̇s Hakkindaki̇ Görüşleri̇

Hz. Peygamber’in sünnet ve hadisleri, İslam kültürünün daima ilgi odağı olmuştur. Günümüze kadar sünnet ve hadis etrafında gerçekleşen söylemle-rin çoğu, ya bu kaynakların Hz. Peygamber’e aidiyeti meselesi ya da sün-net’in doğru anlaşılması ve uygulanması üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu tar-tışmalarda görülen en önemli husus tarafların birbirlerini sünnet ve hadis münkiri olarak vasıflandırmalarıdır. Şüphesiz bu vasıflandırmada savunma-cılık ve duygusallık ön planda yer almaktadır. Son dönemlerde el-Câhız’ında içerisinde yer aldığı Mu’tezile ekolünün sün-net ve hadis hakkındaki görüşleri üzerine yapılan araştırmalarda “Mu’tezile’nin hadis münkiri” olduğuna dair ezberin bozulduğu görülmüş-tür. İşte bu makalede malumu ilam’dan ziyade bizzat kendi eserlerine da-yanılarak el-Câhız’ın sünnet ve hadis konusundaki görüşleri tespit edilmeye çalışılacaktır.