DOĞALTAŞLARDA ESKİTME YÖNTEMİNİ ETKİLEYEN PARAMETRELERİN İNCELENMESİ (original) (raw)

BATILI PARADİGMALARIN DÖNÜŞTÜRÜCÜLÜĞÜ BAĞLAMINDA TANZİMAT ŞİİRİNDE DEİST ETKİLER

HUMANITAS İnternational Journal of Social Sciences, 2019

Öz Genelde edebiyatın, özelde şiirin felsefeyle ilişkisinin kadim zamanlara dayandığı bilinmektedir. Bu ilişki, felsefede meydana gelen paradigma değişimlerinin şair personasını ve şiirin içeriğini nasıl dönüştürdüğünü gözlemlemeyi mümkün kılmaktadır. Rönesans'la artan ve Aydınlanma ile devam eden bilimsel ve düşünsel gelişmeler Batı'da bireysel ve toplumsal pek çok alanda paradigma değişimlerine sebep olmuştur. Aydınlanma ile bu süreç gelişerek din merkezli toplumsal yapıyı akıl merkezli hâle getirmiştir. Batı'daki gelişmelerin Osmanlı toplumunda da geleneksel yaşayış ve düşünüş tarzlarını dönüştürmeye başladığı görülür. Tanzimat'ın ilanı ile hız kazanan bu süreçle birlikte bireyin varlıkla, toplumla ve kendisiyle ilişkisini konumlandırmasında önemli ölçülerde farklılaşmalar meydana gelir. Değişimin Osmanlı edebiyat sahasındaki etkileri, ilk olarak yüzyıllar boyu en önemli ifade aracı olan şiirde kendini göstermiştir. Bu bağlamda Tanzimat Dönemi Türk şiirinde dikkat çeken farklılaşmalardan biri de deist düşüncenin şiirin içeriğindeki yansımalarıdır. Bu çalışma, Batı felsefesinin Osmanlı düşünce dünyasında meydana getirdiği paradigma değişimleri bağlamında Tanzimat şiirindeki deist etkileri tespit etmeyi amaçlamaktadır. Anahtar Sözcükler: paradigma, şiir, deizm, Batı felsefesi, Tanzimat dönemi. THE DEIST INFLUENCES ON TANZIMAT POETRY IN THE CONTEXT OF TRANSFORMATIVE WESTERN PARADIGMS Abstract The relationship between literature, especially poetry, and philosophy dates back to archaic times. It is a key to observe how the paradigm shifts in philosophy can transform the poet's persona and the content of the poems. Scientific and philosophical developments in the West induced individual and social paradigms to reshape. This transformation, with the declaration of Tanzimat, has changed the way of individuals' 1

DELME KAZIKLARIN YATAY YÜKLER ALTINDA DAVRANIŞI ÜZERİNDE İNŞAAT YÖNTEMLERİNİN MUHTEMEL ETKİLERİ

5. Geoteknik Sempozyumu - Adana - 5-7 Aralık 2013

Bir derin temelin yatay yük altında tasarımında kullanılan zemin özellikleri, temelin inşası esnasında oluşan etkiler nedeniyle değişebilir. Bu nedenle, tasarlanan ve inşa edilen derin temelin yatay yük altındaki davranışları farklılık gösterebilir. Bu değişimler, mühendisçe bir algı içerisinde öngörülerek tasarıma aktarılmalıdır. Bu çalışma kapsamında, New York Şehri’nde gerçekleşen bir delme kazık inşaatı projesinde gözlenen bir inşaat yönteminin, kazıkların yapı-zemin etkileşimleri üzerine etkileri irdelenecektir. Ardından, uygulama sahasında irdelenen bu duruma bir örnek olarak kuramsal bir derin temel üzerinden, temel inşası esnasında değişebilen zemin özelliklerinin temelin yatay yük altındaki davranışına etkileri irdelenecektir.

KARŞIT AKIŞLI VORTEKS TÜPÜ SOĞUTMA PERFORMANSINA ETKİ EDEN PARAMETRELERİN HAD YÖNTEMİ KULLANILARAK İNCELENMESİ

KARŞIT AKIŞLI VORTEKS TÜPÜ SOĞUTMA PERFORMANSINA ETKİ EDEN PARAMETRELERİN HAD YÖNTEMİ KULLANILARAK İNCELENMESİ, 2017

Vorteks tüpleri, hareketli aksamı ve basınçlı gaz dışında enerji girdisi olmayan basit bir sıcaklık ayrıştırma cihazı olup, çalışılan gaz sıcak ve soğuk olmak üzere iki farklı sıcaklık profiline ayrılmakta ve tüpten tahliye edilmektedir. Literatürde vorteks tüpü üzerine gerçekleştirilen çalışmalarda genellikle tüp geometrisi ve giriş basıncı gibi proses şartlarının incelenmesine karşın vorteks tüpü yüzeylerinden olan ısı transferinin tüp performansı üzerindeki etkisine yönelik sınırlı sayıda bilgi bulunmaktadır. Bu çalışmada, karşıt akışlı bir vorteks tüpünün soğutma performansı hesaplamalı akışkanlar dinamiği (HAD) yöntemi kullanılarak incelenmiştir. ANSYS FLUENT paket programı ile gerçekleştirilen 3 boyutlu sayısal analizlerde standart k–ε türbülans modeli kullanılmış, literatürde yer alan deneysel çalışmalar ile uyumlu sonuçlar elde edilmiştir. Giriş sıcaklığı, giriş debisi ve soğuk çıkış/tüp çapı (Dc/D) oranının yanı sıra, tüp yüzeyinden olan ısı transferinin soğutma performansı üzerindeki etkisi de incelenmiş; soğuk çıkış sıcaklık farkının yüksek olması için giriş sıcaklığı, debisi ve tüp yüzeyinden çevreye olan ısı transferinin yüksek, Dc/D oranının ise düşük olması gerektiği tespit edilmiştir. Bu çalışma ile elde edilen sonuçlar, gelecek dönemdeki vorteks tüpü araştırmalarında kullanılarak daha verimli vorteks tüplerinin imal edilmesine ve kullanım alanının yaygınlaşmasına katkıda bulunabilir. Daha verimli vorteks tüplerinin geliştirilmesiyle, bu cihazların sanayi uygulamalarında kullanılması daha ekonomik hale gelecektir.

DOMATES FIYATLARI UZERINDE ETKILI OLAN FAKTORLERIN BELIRLENMESI

12. Uluslararası Güncel Araştırmalarla Sosyal Bilimler Kongresi , 2020

Bu çalışma enflasyon sepeti içerisinde önemli bir yer tutan domatesin fiyatları üzerinde etkili olan faktörlerin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışma kapsamında Türkiye’de 2000-2017 yılları arasındaki domates fiyatları ile domates ihracat değeri, pazarlama kayıpları, üretim miktarları arasında uzun dönemli ilişki belirlenmiştir. Uzun dönem ilişkiler belirlenmeden önce değişkenlerin aynı düzeyde durağan olup olmadığını test etmek amacıyla ADF birim kök testi uygulanmıştır. Yapılan ADF testine göre serilerin aynı düzeyde durağan hale geldiği ve seriler arasında koentegresyon olduğu tespit edilmiştir. ADF testi ile serilerin durağanlığı belirlendikten sonra değişkenler arasında uzun dönem ilişkiyi belirlemek amacıyla “Engle Granger Eşbütünleşme” modeli kurulmuştur. Sonuçta modelin açıklama gücü (R2) %54 ve F istatistiği 5.212330 (0.013) olarak hesaplanmıştır. Buna göre kurulan model istatistiki açısından anlamlı olup, Durbin Watson (DW) ve Varyans Büyüme Modeli (VIF) testleri sonucunda modelde çoklu bağlantı ve otokorelasyon problemi olmadığı belirlenmiştir. Sonuç olarak eş bütünleştirme testine göre değişkenler arasında uzun dönemli ilişki olduğu belirlenmiştir. Domates fiyatlarını; domates ihracatı ve pazarlama kayıplarının pozitif yönde, domates üretiminin ise negatif yönde etkilediği belirlenmiştir.

PEDİATRİK DÖNEMDE BEYİN VENTRİKÜLLERİNE AİT PARAMETRELERİN YAŞA VE CİNSİYETE BAĞLI DEĞİŞİMİ

Araştırmanın amacı pediatrik dönem beyin ventriküllerinin yaşa ve cinsiyete bağlı değişimini incelemektir. Çalışma Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Picture Archiving and Communication System (PACS) arşiv görüntülerinden 0-18 yaş arası 200 sağlıklı bireyin MRI beyin görüntüleri incelenerek yapılmıştır. Çalışmada yer alan bireyler yaşa göre dört gruba ayrılmıştır. 1. grup 0-2 yaş arasındaki bireyler, 2. grup 3-6 yaş arasındaki bireyler, 3. grup 7-11 yaş arasındaki bireyler, 4. grup 12-18 yaş arasındaki bireyler olarak belirlenmiştir. Çalışmada üçüncü ventrikülün axial ölçümü (ÜVAÖ), cornu frontalis’in anterior genişliği (CFAG), cornu frontalis’in posterior genişliği (CFPG), cornu frontalis’in genişliği (CFG), cornu frontalis’in oblik çapı (CFOÇ), kafatasının maksimum transvers çapı (KMTÇ), kafatasının vertikal çapı (KVÇ), sağ cornu temporalis’in anterioposterior genişliği (SACTAG), sol cornu temporalis’in anterioposterior genişliği (SOCTAG), dördüncü ventrikülün anterioposterior genişliği (DVAG), dördüncü ventrikülün transvers genişliği (DVTG), evans indeksi (EI) ölçülmüştür. Çalışmanın sonucunda 1. grup için CFAG, CFPG, SACTAG, SOCTAG değişkenlerinin, 2. grup için CFAG, CFPG değişkenlerinin, 3. grup için KMTÇ değişkeninin, 4. grup için CFAG, CFPG, CFG, SACTAG, KMTÇ, KVÇ, DVTG değişkenlerinin cinsiyetler arası anlamlı bir farklılık bulunduğu tespit edilmiştir. İncelenen değişkenlerde CFG değişkeni yaş ile değişiklik göstermezken CFAG, DVAG, DVTG, CFOÇ, SOCTAG, KVÇ, KMTÇ değişkenlerinin boyutları yaş ile artış göstermekte EI ve ÜVAÖ değişkenleri yaş büyüdükçe azalmakta ve SACTAG değişkeninin boyutları de yaş ile birlikte önce artıp sonra azalmaktadır. Çalışmanın sonucu literatür ile paralellik göstermektedir.

YARI ENTANSİF ŞARTLARDA YETİŞTİRİLEN ESMER ve SİYAH ALACA BUZAĞILARIN DOĞUM AĞIRLIĞINA AİT FENOTİPİK ve GENETİK PARAMETRE TAHMİNLERİ

2001

Bu calismada, Ataturk Universitesi Ziraat Fakultesi Tarim Isletmesinde yetistirilen Esmer ve Siyah Alaca irkindan buzagilarin dogum agirligina etki eden cevresel faktorler incelenmis, fenotipik ve genetik parametre tahminleri yapilmistir. Dogum agirligi ortalamasi Esmer erkek ve disi buzagilarda sirasiyla 38.8±0.32 kg ve 36.5 ± 0.34 kg, Siyah Alaca buzagilarda ayni sirayla 37.6 ± 0.37 kg ve 36.3 ± 0.40 kg olarak tespit edilmistir. Dogum agirligina cinsiyet, buzagilama yili, buzagilama ayi ve ana yasinin etkisi cok onemli bulunmustur (p<0.01). Ayrica yil ve buzagilama ayindan kaynaklanan sartlara her iki irkin farkli reaksiyon gosterdigi tespit edilmistir. Diger bir ifade ile bu iki faktor bakimindan genotip-cevre interaksiyonu onemli bulunmustur. Dogum agirligina ait kalitim derecesi (h2 ), Esmer irkta 0.36 ± 0.131 Siyah Alacada 0.24 ± 0.177 olarak tahmin edilmistir.

TÜKETİM KÜLTÜRÜNE ETKİLERİ BAKIMINDAN DENEYİMSEL PAZARLAMA

adlı yüksek lisans tezinin tarafımdan bilimsel, ahlak ve normlara uygun bir şekilde hazırlandığını, tezimde yararlandığım kaynakları bibliyografyada ve dipnotlarda gösterdiğimi onurumla doğrularım. Simge UĞURLUER İmza i ÖNSÖZ Her birey yaşadığı dünyayı özel ve öznel olarak edindiği deneyimler ile algılar. Deneyimler; davranışları, düşünceleri ve tutumları belirler ve kişiden kişiye farklılaşır. Duygusal, entelektüel ve fiziksel olarak birçok alanı çevreleyen ve çevrelediği alan içerisinde kendisine yer bulan deneyim, doğal bir süreçteki karşılaşmadan ibaret olmadığı gibi bir tasarımın sonucu olarak da ortaya çıkabilir ya da inşa edilebilir. Bir sonraki deneyimi önceleyebilecek olan davranışlar, düşünceler ve tutumlar, deneyimlerin eşsizliğini ortaya çıkarırken, tüketim ile ilişkilendirildiğinde nasıl inşa edileceği problemini de ortaya çıkarmaktadır. İnşa edilen deneyimlerin özne ile ilişkisi duyusal, duygusal, düşünsel ve ilişkisel olarak farklılaşır ve deneyim sağlayıcı ile özne arasında duygusal bir bağ kurulur. Bu tasarlanan karşılaşma özneyi, belirli bir nesneyi, durumu, koşulu veya duyguyu deneyimlemeye özendirirken; deneyimleme ve tüketme bütünsel bir eylem olarak gerçekleşir. Bu anlamda deneyim, soyut bir kavram olarak karşımıza çıksa da somut olanın bir izdüşümüne tekabül eder. Satın alınan bir fincan kahve; samimiyet, hoş bir atmosfer ve kişinin kendini ait hissettiği bir sosyal çevre ile birleşince deneyime dönüşür. Gündelik hayatın akışına farkında olarak ya da olmayarak tükettiğimiz ürünler, ürünlere yüklediğimiz sembolik anlamlar, sembolik anlamları tüketirken edindiğimiz deneyimler ve bu deneyimlerin anlamlandırılması ile devam ederiz. Öyle ki ürünün kullanımı ile elde edilen bir deneyim, kişinin yaşam tarzını ve kimliğini şekillendirir. Bu durum yeni gelişen deneyimsel pazarlama çalışmalarının heyecan verici olmasını sağlayan unsurlardan sadece birisidir. Özellikle ülkemizde güncel bir konu olan deneyimsel pazarlama alanında yapılan çalışmaların kısıtlı olması, "Tüketim Kültürüne Etkileri Bakımından Deneyimsel Pazarlama: Alışveriş Merkezlerinde Özel Gün Uygulamaları Üzerine Bir İnceleme" isimli yüksek lisans tezimin konusunu belirlememde önemli bir rol oynamıştır. İZMİR, 2019 SİMGE UĞURLUER ii ÖZET Tüketim Kültürüne Etkileri Bakımından Deneyimsel Pazarlama: Alışveriş Merkezlerinde Özel Gün Uygulamaları Üzerine Bir İnceleme isimli bu tez çalışmasında, deneyimsel pazarlamanın tüketim kültürü üzerindeki etkileri ele alınmaktadır. Çalışmanın konusunun, kapsam ve sınırlılıklarının belirlenmesinin ardından kavramsal ve kuramsal çerçevede tüketim ve postmodern toplumsal yapıdaki sürekliliği toplumsal kuramlar ile ilişkilendirilerek açıklanmış; postmodern pazarlama anlayışı çerçevesinde deneyimsel pazarlama ve tüketim kültürüne etkisi incelenmiş ve deneyimsel pazarlamanın alışveriş merkezlerinde gerçekleştirilen özel gün uygulamalarında kullanımı ve etkilerine ilişkin bir inceleme yapılmıştır. Çalışma kapsamında, nicel araştırma yöntemlerinden anket tekniği tercih edilerek İzmir'de bulunan temalı bir alışveriş merkezinde 338 tüketiciye anket uygulanmış ve elde edilen veriler SPSS programı kullanılarak analiz edilmiştir. Analizler sonucunda, beş stratejik deneyimsel modülü oluşturan duyusal, duygusal, düşünsel, davranışsal ve ilişkisel deneyimlerin duygular; duyguların tatmin; tatminin davranışsal niyet ve son aşamada da davranışsal niyetin tüketicilerin tüketim davranışı üzerindeki etkileri incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Deneyim, deneyimsel pazarlama, tüketim, tüketim kültürü, alışveriş merkezi iii