Semîn el-Halebî’nin ed-Dürrü’l-Masûn fî ʻUlûmi’l-Kitâbi’l-Meknûn İsimli Eserinde Züheyr b. Ebî Sülmâ’nın Muallakasından Yapılan İstişhadlar Üzerine Bir İnceleme (original) (raw)

Semîn el-Halebî'nin ed-Durru'l-Masûn Adlı Eserinde Mefʻûlün Lehe Dair Tartışmalar

Öz: Hicrî VIII. yüzyılda yaşamış olan Semîn el-Halebî, Halep'te doğmuş ve uzun yıllar Mısır'da yaşamıştır. Nahiv, tefsir, kırâat, fıkıh vb. alanlarda uzmanlaşmış ve faydalı eserler telif etmiştir. Bu eserlerden bir tanesi de Kur'ân'ın iʻrâb vecihlerini ele alarak değerlendirdiği ed-Durru'l-masûn fi ulûmi'l-Kitâbi'l-meknûn adlı eseridir. Bu eserinde müellifin daha çok "eş-Şeyh" olarak nitelediği Ebû Hayyân ve Zemahşerî arasında bir hakemlik yaptığı söylenebilir. Bununla beraber eser bu hakemlik ile sınırlı bir çalışma da değildir. Zira eserde mütekaddim ve müteahhir birçok âlimin görüşü ele alınmıştır. Çalışmamızda bu tartışma ve ihtilaflardan mefʻûlün leh ile alakalı olanlardan önemli olduklarını düşündüklerimiz ele alınmış ve nahiv ve tefsir literatürü esas alınarak bu tartışmalar hakkında çeşitli değerlendirmelerde bulunulmuştur.

İbnü’s-Salâh’a Nispet Edilen Müsnedü’l-Hâfız Osmân b. es-Salâh el-Eserî Fîmâ Verede Mine’l-Ehâdîs Fî Fazli’l-İskenderiyye ve Askalân İsimli Eser Üzerine Bir Değerlendirme

2021

Ibn al-Salāh Shahrazurī (d. 643/1245) had an important place in the history of hadith with his works and his students. In this article, the work named Musnad al-Hāfiz Othmân b. al-Salāh al-Asarī fīmā warada min al-Ahādīs fī fadl al-Iskandariya va ʿAskalān attributed to him has been examined and evaluated. This work is in the Berlin State Library. The book has twenty leaves and each leaf consists of fifteen lines. Although it is not certain, there is a case of belonging to Ibn al- Salāh. Because, apart from the cover, the name of Ibn al-Salah was not found in any part of the work, and a date record was not included. The narrations it contained in it, were delivered to him by the way of inscription. There is also no information that Ibn al-Salah gave these narrations to someone else, make them read or gave permission. In addition to the narrations about the virtue of Alexandria and Askalān, the hadiths about the values of being in ribat (ribāṭ) in the way of Allah were narrated in thi...

İbnü’s Salâh’a Nispet Edilen Müsnedü’l Hâfız Osmân b. es Salâh el Eserî fîmâ verede mine’l ehâdîs fî fazli’l-İskenderiyye ve ʿAskalân İsimli Eser Üzerine Bir Değerlendirme

An Evaluation on the Work Titled Musnad al-Hāfiz Othmān b. al-Salāh al-Asar fīmā warada min alahādīs fī fadl al-Iskandariya va ʿAskalān Attributed to Ibn al-Salāh, 2021

İbnü’s-Salâh eş-Şehrezûrî (öl. 643/1245) kaleme aldığı eserler ve yetiştirdiği öğrencileri ile hadîs tarihinde önemli bir yere sahip olmuştur. Bu makalede, ona nispet edilen Müsnedü’l-hâfız Osmân b. es-Salâh el-Eserî fîmâ verede mine’l-ehâdîs fî fadli’l-İskenderiyye ve ʿAskalân isimli eser incelenip değerlendirilmeye çalışılmıştır. Bu eser, Berlin Devlet Kütüphanesinde bulunmaktadır. Kitap yirmi varaktır ve her bir varak on beş satırdan oluşmaktadır. Kesin olmamakla birlikte, İbnü’s-Salâh’a ait olma durumu söz konusudur. Zira kapak dışında İbnü’s-Salâh’ın ismine eserin herhangi bir yerinde değinilmemiş ve bir tarih kaydı da düşülmemiştir. İçerdiği rivâyetler, kitâbet yolu ona iletilmiştir. İbnü’s-Salâh’ın bu rivâyetleri başka birine verdiği, okuttuğu veya icazet verdiğine dair bir malumata da ulaşılamamıştır. Bu eserde İskenderiye ve Askalân’ın fazileti ile ilgili rivâyetlerin yanı sıra Allah yolunda ribâtta bulunmanın değerleri ile ilgili hadîsler de nakledilmiştir. İskenderiye, Akdeniz kıyısında bulunmakta olup Mısır’ın ikinci büyük şehridir. Askalân ise Filistin’in önde gelen şehirlerinden biri olup bugün İsrail’in işgali altında bulunmaktadır. Gazze’nin kuzeyinde bir Akdeniz şehridir. Askerî, dinî, ilmî, ticarî ve sosyal faaliyetlerin önemli merkezlerinden olan bu iki şehir, tarihi süreç içerisinde çok sayıda kültür ve medeniyete ev sahipliği etmiştir. Ribât ise düşman saldırılarına karşı sınır boylarında nöbet tutmak, cihad için hazırlık yapmak, İslâm topraklarını muhafaza etmeye çalışmak gibi anlamlara gelmektedir. Bu eserde altmış altı rivâyet nakledilmiştir. Rivâyetlerin yarısı, kaynağı açısından merfûdur. Geriye kalan rivâyetler ise mevkûf ve maktûdur. Muhteva açısından rivâyetlerin büyük çoğunluğu ribâtta bulunmanın sevabı ve İskenderiye’nin fazileti ile ilgilidir. Allah yolunda ribâtta bulunmanın kıymeti ile ilgili rivâyetlerin, temel hadîs kaynaklarında nakledildiği görülmüştür. İskenderiye ve şehirlerin fazileti ile ilgili olanların ise kaynağı tespit edilememiştir.Merfu olmayan rivâyetlerin de içeriği ağırlıklı olarak ribât ve İskenderiye’nin faziletine dairdir. İskenderiye ile ilgili rivâyetlerde dahî ribâta vurgu yapılmış ve bununla bağlantılı olarak bu şehirde ribâtta bulunmanın çok daha makbul olduğu belirtilmiştir. Senedlerde bulunan râvî sayısı iki ile on iki arasında değişmektedir. İlk ve son râvisi açısından bakıldığında bu rivâyetlerin ağırlıklı olarak birkaç râvî tarafından nakledildiğini söylemek mümkündür. Bunun yanı sıra her ne kadar ilk ve son râvî olmasa da Hânî b. Müvekkil gibi bazı râvilerin birçok rivâyetin senedinde bulunduğu görülmektedir. Bu kişilerin İskenderiye ile ilgili bâtıl rivâyetler naklettikleri bilgisi, söz konusu eserde yer alan hadîslerin sahih olmadığı hatta uydurulduğu sonucuna ulaştırmaktadır. Ribât ile ilgili genel manadaki rivâyetlerin, sırf şehrin elde tutulması ve korunması amacıyla İskenderiye ile ilişkilendirildiği izlenimi verdiği söylenebilir. Zira ilk dönemlerde kaynaklarında bulunmayan böyle rivâyetlerin sonradan ortaya çıktığı ve nispeten geç dönem eserlerinde yer aldığı görülmektedir. İbnü’s-Salah gibi usûlde uzman olan birinin -mevcut verilere göre- uydurma özelliğine sahip rivâyetlere eserinde yer vermesi, hadîslerin sıhhati ile ilgili hiçbir açıklama ve değerlendirmede de bulunmaması bir eksiklik olarak görülebilir. Ancak buradan İbnü’s-Salâh’ın uydurma hadîsler konusunda özensiz veya mütesahil davrandığını söylemek de zorlama bir yorum ve niyet okuma olur. Zira o, bu eserde nakledilen rivâyetleri kitâbet ve icâzet yoluyla tahammül etmiştir. Ayrıca kendisinden sonra bu rivâyetleri talebeleri aracılığı ile nakledildiğine dair bir bilgi de bulunmamaktadır. Yani rivâyet silsilesi tespit edilebildiği kadarıyla İbnü’s-Salâh ile son bulmuştur. Dolayısıyla onun uydurma hadîslerin yaygınlaşmasına imkân verdiği ve bu konuda titiz davranmadığını söylemek mümkün değildir. Bu çalışma vesilesiyle İbnü’s-Salâh’a nispet edilen bir eser, farklı boyutlarıyla tetkik edilerek ilim dünyasının istifadesine sunulmuştur. Abstract Ibn al-Salāh Shahrazûrī (d. 643/1245) had an important place in the history of hadith with his works and his students. In this article, the work named Musnad al-Hāfiz Othmân b. al-Salāh al-Asarī fīmā warada min al-Ahādīs fī fadl al-Iskandariya va ʿAskalān attributed to him has been examined and evaluated. This work is in the Berlin State Library. The book has twenty leaves and each leaf consists of fifteen lines. Although it is not certain, there is a case of belonging to Ibn al- Salāh. Because, apart from the cover, the name of Ibn al-Salah was not found in any part of the work, and a date record was not included. The narrations it contained in it, were delivered to him by the way of inscription. There is also no information that Ibn al-Salah gave these narrations to someone else, make them read or gave permission. In addition to the narrations about the virtue of Alexandria and Askalān, the hadiths about the values of being in ribat (ribāṭ) in the way of Allah were narrated in this work. Alexandria is located on the Mediterranean coast and is the second largest city in Egypt. Askalān, which is a Mediterranean city in the north of Gaza, is one of the leading cities of Palestine and is today under Israeli occupation. It is. These two cities, which are important centers of military, religious, scientific, commercial, and social activities, have been hosted many cultures and civilizations in the historical process. Ribât, means keeping watch across borders against enemy attacks, preparing for jihad, and trying to protect Islamic lands. In this work sixty-six narrations were reported. About half of the narrations are marfû’ (traceable) in terms of their source. The remaining narrations are mawqûf (untraceable) and maqtu’ (disconnected). In terms of content, most of the narrations are about the reward of being in the ribat and the virtue of Alexandria. It has been observed that the narrations about the value of doing ribat inthe way of Allah are narrated in the primary hadith resources. The source of those concerning the virtue of Alexandria and the cities has not been determined. The content of the narrations that are not marfu’ is mainly about the virtue of the ribat and Alexandria. Even in the narrations about Alexandria, ribat was emphasized and in connection with this, it was stated that it was much more acceptable to have Ribat in this city. The number of narrators in the sanads (chain) varies between two and twelve. When viewed in terms of his first and last narrators, it is possible to say that these narrations were mainly reported by several narrators. In addition to this, although it is not the first and the last narrator, it is seen that some narrators such as Hānī b. Muwakkil are included in many narrations. The information that these people reported false narrations about Alexandria leads to the conclusion that the hadiths in this work are not valid and even fabricated. It can be said that the general narrations about ribat give the impression that they are associated with Alexandria just for the purpose of keeping and protecting the city. It is seen that such narrations, which were not found in the sources in the early periods, appeared later and took place in relatively late period works. According to the available data, the fact that someone who is an expert in the methodology, such as Ibn al-Salāh, has fabricated narrations in his work, and that there is no explanation or assessment of the validity of the hadiths, can be seen as a deficiency. However, it would also be a forced interpretation or intention reading to say that Ibn al-Salāh acted carelessly and negligently about fabricated hadiths. For, he obtained the narrations reported in this work through inscription and permission. In addition, there is no information stating that these narrations were transmitted through his students after him. In other words, the sequence of narrations ended with Ibn al-Salāh as far as it can be determined. Therefore, it is not possible to say that he allowed fabricated hadiths to become widespread and that he was not meticulous about this issue. On the occasion of this study, a work attributed to Ibn al-Salāh was examined in different dimensions and presented to the benefit of the world of science.

İbnü’l-Havrânî ve Eseri Kitâbu’l-İşârât ilâ Emâkini’z-Ziyârât’ı Üzerine Bir Değerlendirme

Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2023

tanıtımını yapmak ve halkın onlara atfettiği değerleri tespit etmeye çalışmaktır. Ayrıca, ziyaret kültürü bağlamında bu tür mekânların o dönemde halk nezdinde taşıdıkları anlamlarını ve önemlerini ortaya koymaktır. Diğer bir amacı da genelde insanın ve özelde de Müslüman toplumun kutsalla nasıl bir ilişki kurduğunu ve bu ilişkinin muhtelif yönlerini tespit etmektir.