Arşi̇v Belgeleri̇yle Cebel-İ Bereket Sancaği’Nda 1915 Yilindaki̇ Ermeni̇ Tehci̇ri̇ (original) (raw)
Related papers
1915 Tehci̇ri̇nden 1992 Hocali’Ya Soykirim İddi̇alari Çerçevesi̇nde Ermeni̇ Sorunu
Güvenlik Bilimleri Dergisi, 2016
Ermeni sorununun ortaya çıkışından itibaren iki yüzyıl, sözde soykırım iddialarının dayandırıldığı trajik olayların başlangıcından sonra tam olarak yüzyıl geçmiştir. Ermeni sorunu, Türkiye'nin son elli yılına damgasını vuran, Cumhuriyet Tarihi'nin en uzun soluklu sorunlarından biri olarak gündemin ilk sıralarında yer almıştır. Soykırım iddiaları çerçevesinde gelişen Ermeni sorunu; tarihi ve hukuki yönünden ziyade siyasi yönü ile öne çıkmıştır. Yakın tarihte Hocalı'da bir soykırım veya katliam gerçekleşmiştir. Ancak uluslararası toplum her nedense bu konuya 1915 Tehciri kadar ilgi göstermemiştir. Türkiye'nin siyasi ve/veya hukuki açıdan haklı olduğu bir konuda haksız duruma düşürülmesine, olayları gözardı eden uluslararası toplum kadar, Türkiye'nin de yeteri kadar titiz davranmaması sebep olmuştur. Bu nedenle çalışmada sözde Ermeni soykırım iddialarının hukuki ve tarihi yönünü ortaya koymak ve Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarında ve Hocalı'da yaşananları bütün açıklığı ile anlatmak gerekmektedir.
Cebel-İ Bereket Li̇vasinda Yaşanan Eşkiyalik Olaylari (1914-1918)
Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Birinci Dünya Harbi, bütün Osmanlı ülkesinde ekonomik, toplumsal, siyasal ve askeri alanlarda durdurulamaz bir yıkımın yaşandığı bir süreç olmuştur. Bu çalışmada, Birinci Dünya Harbi yılları ve sonrasında Cebel-i Bereket Livası dâhilinde meydana gelen eşkıyalık olayları ve jandarmanın bu olaylar karşısındaki mücadelesi ele alınıp değerlendirilmiştir. Çalışmada evvela Cebel-i Bereket’in mülki idâri geçmişinden bahsedildikten sonra araştırma dönemi boyunca bölgede yaşanan şekâvetin muhtelif nedenleri, Müslüman ve gayrimüslim çetelerin zararlı faaliyetleri ve bu faaliyetlere karşı alınan tedbirlerin neler olduğu konusu ele alınmıştır. Ayrıca eşkıyalık olaylarına karşı mücadelede seyyar jandarma birliklerinin önemine ve karşı mücadele esnasında ön plana çıkan isimlere değinilmiştir. Çalışmanın ana kaynağını, Osmanlı Arşivi’nin çeşitli tasniflerinden temin edilen belgeler oluşturmaktadır.
Osmanlı Ermenilerinin 1915’teki Tehciri: Bir Değerlendirme
Gazi Akademik Bakış, 2010
Bu makalede 1915 olaylarına dair araştırmalardaki metot eksiklikleri ve olayların yorumlanmasına yönelik sübjektif yaklaşımlar eleştirilmektedir. Yazar, 24 Nisan 1915 tarihinde Ermeni komitelerinin kapatılması ve lider kadrolarının tutuklanmasından itibaren olayların Türk ve Ermeni tezlerini savunan tarihçiler tarafından ele alınışını belgeler ışığında değerlendirmektedir. Yapılan değerlendirmede 24 Nisan 1915 tutuklamalarının Ermenilerin imha operasyonuna hazırlık olduğu iddialarının temelsiz olduğu, tehcir kararının meşru bir güvenlik önlemi olarak uygulandığı ve Ermeni isyanlarının bu süreci hazırladığı belirtilmektedir. Ayrıca tehcir edilen insan sayısı, yolculuk esnasında meydana gelen ölümlerin oranı konusundaki bulguların duyumlara dayandığı, kayıp sayısının ise çok abartıldığı arşiv belgeleri ışığında ortaya konulmaktadır. Yazar, makalesinde belgeler ışığında 1915 olaylarının yeniden ele alınmasının gerekliliğinden hareketle, T.C. Başbakanının Türk-Ermeni tarihçilerinden oluşan bir komisyonun tartışmalı olan bu dönemi birlikte incelemesi çağrısının tutarlı olduğunu belirtmektedir.
1915 Tehcirinden 1992 Hocalı’ya Soykırım İddiaları Çerçevesinde Ermeni Sorunu
Ermeni sorununun ortaya çıkışından itibaren iki yüzyıl, sözde soykırım iddialarının dayandırıldığı trajik olayların başlangıcından sonra tam olarak yüzyıl geçmiştir. Ermeni sorunu, Türkiye’nin son elli yılına damgasını vuran, Cumhuriyet Tarihi’nin en uzun soluklu sorunlarından biri olarak gündemin ilk sıralarında yer almıştır. Soykırım iddiaları çerçevesinde gelişen Ermeni sorunu; tarihi ve hukuki yönünden ziyade siyasi yönü ile öne çıkmıştır. Yakın tarihte Hocalı’da bir soykırım veya katliam gerçekleşmiştir. Ancak uluslararası toplum her nedense bu konuya 1915 Tehciri kadar ilgi göstermemiştir. Türkiye’nin siyasi ve/veya hukuki açıdan haklı olduğu bir konuda haksız duruma düşürülmesine, olayları göz ardı eden uluslararası toplum kadar, Türkiye’nin de yeteri kadar titiz davranmaması sebep olmuştur. Bu nedenle çalışmada sözde Ermeni soykırım iddialarının hukuki ve tarihi yönünü ortaya koymak ve Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarında ve Hocalı’da yaşananları bütün açıklığı ile anlatmak gerekmektedir.
Maârif Salnâmeleri'ne Göre Cebel-i Bereket Sancağı'nda Eğitim-Öğretim (H.1316-1321/M. 1898-1903)
Journal of Turkish Studies, 2014
One of the major sources taken in time the Ottoman Empire is undoubtedly Yearbooks. "Sal" means year and "name" means letter, book. This derives from the derivation of these two words. The full measure in Turkish is "yearbook". The yearbooks have an indispensable importance for the local history researcher as they give the important information in social, political, cultural, and educational and the other important issues of that place.
Yüzyıllık Ah: Kürtlerin 1915’e Dair Anlatılarında Sembolik Yüzleşme ve Vicdan Hikâyeleri
Ermeni Soykırımı’nda Vicdan ve Sorumluluk: Kurtulanlara Dair Yeni Araştırmalar, Hrant Dink Vakfı Yayınları, Mart 2015, 2015
“Yüzyıllık ah” deyişi, Kürtlerin gündelik yaşamında sıklıkla kullanılan bir tabir. Geçmişte yaşanan bir haksızlığın üzerinden yüz yıl geçmeden vebalinin kalkmayacağını, o haksızlığın yarattığı günahtan kurtulmanın mümkün olmadığını ifade ediyor. Bu deyiş, genellikle 1915’te Ermenilere yönelik katliamlara iştirak eden faillerin, hem suçluluğunu hem de bu suçlulukla yüzleşilmediğini vurgulamak için kullanılıyor. Diyarbakir'da görüşme yaptığımız kişilerin çoğu bu yüzyıllık ahtan payını alanların hikayelerini paylaştılar bizimle. Söz konusu hikâyelerin büyük bir kısmı, soykırıma iştirak eden aktörlerin başlarına gelen musibetlerle ilgili. Soykırıma iştirak ettiği ya da destek olduğu için “ocağı sönen,”, “soyu kuruyan”, “bütün işleri ters giden,” “başına türlü türlü belalar gelen,” “hakkın yerini bulduğu,” “ilahi adaletin gerçekleştiği” söylemini içeren hikâyelerdi bunlar. Ermeni kadın ve çocukları öldüren yerel milislerin (bejik) bulaşıcı hastalıklardan ötürü korkunç bir şekilde ölmesi, Ermeni kirvesini öldürdüğü yerde bir yıl sonra kendi komşusu tarafından öldürülen köylü, yaşlılığında geceleri gördüğü kâbuslar yüzünden uyuyamayan “cellâtlar,” el koyduğu Ermeni mallarından ötürü çocuğu olmayan, “ocağı kör olan” beylerin hikâyelerini dinledik. Bu makale bahsi geçen sembolik yüzleşme anlatilarina odaklanıyor. Çelik, Adnan, and Namık Kemal Dinç. “Yüzyıllık Ah: Kürtlerin 1915’e Dair Anlatılarında Sembolik Yüzleşme ve Vicdan Hikâyeleri.” In Ermeni Soykırımı’nda Vicdan ve Sorumluluk: Kurtulanlara Dair Yeni Araştırmalar, Hrant Dink Vakfı Yayınları., 75–92. Istanbul: collaborator: Altug Yilmaz, 2015.
1915 Ermeni Tehcir Kanunu ve Almanya’nın Etkisi
Özet 1915 yılında çıkarılan Sevk ve İskan Kanunu (Tehcir Kanunu) ile bazı Ermenilerin nakledilmesi sırasında insani kayıplar yaşanmıştır. Yaşanan olaylar Türkler ve Ermeniler arasında cereyan etmiş bir hadise olarak görülse de bu sürece giden yolda başka devletlerin etkisi de söz konusudur. Bu makalede 1915 yılına kadar Osmanlı İmparatorluğu ile Ermeniler arasındaki ilişkilere değinildikten sonra, Almanya'nın Tehcir Kanunu kararı alınması sürecinde ve daha sonrasındaki tutumu ve politikaları incelenecektir. Abstract During the transportation of Armenians according to the Dispatchment and Settlement Law (Tehcir Law) passed in 1915, lots of people lost their life. While it has seen as an issue between the Turks and Armenians, other states have effects on this process also. In this article firstly the relations between the Ottoman Empire and Armenians will be summarized then Germany's policies and attitudes will be analysed before and after the process of Tehcir Law.