ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ BALIKESİR SPOR TARİHİNE İLİŞKİN TESPİTLER (original) (raw)
Related papers
ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİNDE İZMİR’DE KÜLTÜR ETKİNLİKLERİ
Tüm yazı ve görsel malzemelerin sorumluluğu yazarlara aittir. Nisan 2013 tarihinde İmaj Basım Yayın Reklamcılık ve Ticaret Ltd. Şti. tesislerinde bas›lm›flt›r. Bunlar dışında İzmir Halkevini ziyaret edenler arasında konsoloslar ve yazarlarda yer almış, 1932 yılında Sovyet ikinci konsolosu ziyarette bulunurken 1933 yılında ise Rus yazarlardan M. Nikolin'e Halkevi'nde çay ziyafeti verilmiştir.
DİRİJİZM VE ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK TİYATROSU ELEŞTİRİSİ
DİRİJİZM VE ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK TİYATROSU ELEŞTİRİSİ
...devletin / erkin yeniden inşası ve toplumun dönüştürülmesinde sanat ve özellikle tiyatro en sağlam ve en güvenilir araçlardan biridir. Zira sanatın ve tiyatronun manipülatif gücü tartışmasızdır. Bu açıdan bakıldığında sanatın resmileştirilmesi ya da onun konjonktüre eklemlenme çabaları olağan olarak değerlendirilebilir.
ERKEN CUMHURİYETTE BEDEN EĞİTİMİ VE SPORUN İDEOLOJİK TEMELLERİ
Osmanlı İmparatorluğunun çöküşünü takip eden süreçte, Türkiye Cumhuriyetini kuran lider kadro, milli eğitim sistemine özel önem vermiş; savaşlarda yenilmiş olmasına rağmen galip devletlerce sömürgeleştirilememiş olan Türk toplumunun sağlam temeller üzerinde yeniden yükselmesi için, etkin eğitim politikaları uygulanmaya çalışılmış ve yaygın eğitim niteliği taşıyan çeşitli uygulamalar denenmiştir. Türkiye Cumhuriyetinin kurucu önderi Mustafa Kemal, henüz Cumhuriyet yönetimi oluşturulmadan eğitimle ilgili görüşlerini ortaya koymuş ve eğitimin her türlü yabancı etkiden uzak, geçmişin karanlık hurafelerinden arındırılmış, tamamıyla milli karakterli ve yerli bir eğitim olması gerektiğinin altını çizmiştir. Ancak dönemin ekonomik ve siyasi gelişmelerine bağlı olarak, Cumhuriyetin yönetici kadrosunun eğitim alanındaki uygulamaları da zamanla daha totaliter ve ideolojik bir niteliğe bürünmüştür. Eğitim sisteminin en görünür veçhelerinden birisini teşkil eden beden eğitimi ve spor politikaları da aynı bağlamda ele alınmış ve ideolojik eğitimin etkin bir aracı kılınmaya çalışılmıştır. Dönemin yükselen totaliter rejimlerinin örnek alındığı bu yıllarda, kurulan beden eğitimi ve spor teşkilatları ve uygulanan programlar, özellikle Alman ve Sovyet sistemlerinden etkilenmiştir. Bu çerçevede beden eğitimi ve spor uygulamaları, 1930’lu yıllarda her yaştaki vatandaşın eğitilmesi için yasal düzenlemeyle zorunlu kılınmışsa da, bu düzenleme rejimin beklentilerine cevap verecek düzeyde etkin olmamıştır. Bu nitel araştırmada yapılan yazın taraması çerçevesinde, erken Cumhuriyet döneminde milli eğitim sistemi ve beden eğitimi ve spor anlayışının ideolojik temelleri ortaya konulmaya çalışılmıştır.
ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ SANATINDAN BİR ÖRNEK: TEKİRDAĞ ESKİ VALİ KONAĞI VE SÜSLEMELERİ
Tekirdağ Ertuğrul Mahallesi’nde günümüzde Arkeoloji ve Etnoğrafya Müzesi olarak kullanılan eski Vali Konağı, 1927 yılında sahile hâkim bir konumda inşa edilmiştir. Yapının Latin alfabesi ile yazılı yapım ve mimar kitabelerinden, banisinin Tekirdağ’da 1926-1929 yılları arasında valilik yapan Arif Hikmet Bey, mimarının ise Kâzım Tahsin olduğu öğrenilir. Konağın cephelerindeki çiniler Kütahya’da üretilmiş; çinilerin desenleri ise Stepan Vartanyan olabileceğini savladığımız sanatçı tarafından hazırlanmıştır. Yapının inşası Cumhuriyetin kuruluşunun ilk yıllarına denk gelir ve bu dönem Türk Mimarlık tarihinde “I. Ulusal Mimari”, “Birinci Millî Üslup”, “Millî Mimari Rönesansı” “Yeni Osmanlı” ve “Yeni Klasik Üslup” gibi değişik adlarla bilinir. İstanbul ve Ankara’nın yanında Edirne, İzmir, Bursa, Kastamonu, Konya, Niğde, Balıkesir, Erzurum, Sivas, Kayseri gibi şehirlerde de en görkemli örneklerin inşa edildiği Erken Cumhuriyet Döneminde, Tekirdağ Eski Vali Konağı daha çok arazinin biçimine uydurularak, dönemin simetrik plan anlayışının dışında ancak üslubun ana prensiplerini koruyarak bir taşra örneği olarak tasarlanmıştır. Konak, cephelerindeki Kütahya çinileri ve taş süslemeleriyle şehrin en dikkat çekici ve anıtsal yapılarındandır. Boyutları, planı, cephe düzenlemesi, malzemesi, çini ve taş süslemeleriyle döneminin sosyoekonomik ve sanat anlayışını temsil eden bu yapı, I. Ulusal Mimarlık Dönemi anlayışının Tekirdağ’daki uygulaması olarak karşımıza çıkar.
AVUSTURYA VE MACARİSTAN DEVLET ARŞİVLERİNDE ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ'NE İLİŞKİN KATALOGLAR
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, 2024
Political and diplomatic relations between the Ottoman Empire and Austria-Hungary, which fought as allies in the First World War, were severed in accordance with the Armistice of Mudros signed on October 30, 1918. Diplomatic relations with both countries resumed in 1924. This study aims to provide a catalogue-based information on the documents kept in Austrian and Hungarian state archives concerning early Republican period in Türkiye in the course when Austria and Hungary established bilateral relations with the Republic of Türkiye. The author asserts that documents in the state archives of both countries, which are two primary sources rarely used in studies of the aforementioned period have serious potential for researchers. The documents sent from Austria’s representatives in Türkiye can be found in the New Political Archive (1918-1938) (Neues Politisches Archiv (1918-1938)) where the relevant Hungarian documents from the same period are classified under the fond of Foreign Ministry under the State Archive of Hungarian National Archives. In the article, in addition to the introduction of the catalogues, basic information about the relevant archives of the both countries and basic requirements for a possible research are also debated. In the general evaluation part, a short assessment was made on topics that would open the horizon for new research. Keywords: Diplomatic Reports, Hungarian National Archives, Neues Politisches Archiv, State Archives of Austria. --- Birinci Dünya Savaşı’nda müttefik olarak çarpışan Osmanlı Devleti ile Avusturya-Macaristan arasındaki siyasi ve diplomatik ilişkiler 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi uyarınca kesilmiştir. Her iki ülkeyle de diplomatik ilişkiler 1924 yılı itibarıyla yeniden başlamıştır. Bu çalışmada 1920-1945 yıllarını kapsayan ve Avusturya ve Macaristan’ın Türkiye Cumhuriyeti ile ilişki kurarak bunu geliştirmeye gayret gösterdikleri dönemde dış temsilciliklerinde ürettikleri evrak üzerine katalog esaslı olarak okuyucuya bilgi verilmeye çalışılmıştır. Türkiye’de Erken Cumhuriyet Dönemi çalışmalarında nadir olarak başvurulan iki birincil kaynak durumundaki bahsi geçen her iki ülkenin de Devlet Arşivlerinde yer alan evrakın araştırmacılar için ciddi bir potansiyel taşıdığı düşünülmektedir. Avusturya’nın Türkiye’deki temsilciliklerinden gönderilmiş olan belgeler Dış Meseleler (Auswärtige Angelegenheiten) başlıklı tasnifin altında yer alan Bundeskanzleramt, Auswärtige Angelegenheiten (Başbakanlık, Dış Meseleler) fonunda bulunabilecek Yeni Siyasi Arşiv (1918-1938) (Neues Politisches Archiv (1918-1938)) başlıklı fonda tasnif edilmiştir. Yine aynı döneme ait Macaristan Elçiliği belgeleri ise Macar Millî Arşivi Devlet Arşivi Dışişleri Bakanlığı Arşivi altında tasnif edilmiştir. Makalede her iki arşivde Türkiye ile ilgili döneme ilişkin inceleme yapmak isteyen araştırmacıların bakmaları gereken katalogların tanıtımının yanı sıra ülkenin ilgili arşivlerine ve kullanıcıların dikkat etmeleri gerekenlere dair temel bilgiler de okuyuculara sunulmuştur. Genel değerlendirme kısmında ise yeni araştırmalara ufuk açacak konular üzerine kısa bir değerlendirme yapılmıştır.
İSTANBUL’DA ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ İLKOKUL BİNALARI (1923-1945)
The Republic of Turkey, which was established after the National Struggle, made breakthroughs to bring innovations in every field. The main innovations that are tried to be implemented are; made in areas such as economy, social life, law and education. Steps were taken to ensure unity in the field of education, the Ministry of Education was viii
ERKEN-ORTA CUMHURİYET DÖNEMLERİNDE TÜRKİYE'DE POLİTİK TİYATRO
International Euroasian Conference on Education & Social Studies, 2021
Türkiye'de ideolojik tiyatroyu dört bölümde incelemek mümkündür. Osmanlı devleti ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki geçişlilik, "kopuş içinde süreklilik" diyalektiği bağlamında ele alındığında, söz konusu bölümler, Geç Osmanlı, Erken Cumhuriyet-Orta Cumhuriyet ve Günümüz Türk tiyatrosu olarak adlandırılabilir. Bu bildiride Osmanlı dönemi Türk ideolojik tiyatrosu üzerine durulmayacak onun yerine erken-orta dönem ideolojik tiyatronun gelişimine odaklanacaktır. Bilindiği gibi Türkiye'de ideolojik tiyatronun ilk örneği olarak, "Ortaoyunu" gösterilmektedir.
Harsiyât, 2018
Gazetelerin toplumların yaşamındaki önemi geçmişten günümüze sürmektedir. Liberal yaklaşıma göre yayımladığı haberlerle toplumu haberdar eden ve bilgilendiren gazetelerin; bireylerin ne hakkında düşünecekleri, siyasi, ekonomik tutum ve davranışlarından kültürel yaşamlarına varıncaya kadar etkileri çeşitli olabilmektedir. Gazetelerin toplumlar üzerindeki siyasi etkileri yaygın bir düşünceyi, ideolojiyi veya bir siyasi partiyi destekleme yönünde olabileceği gibi muhalefet etme yönünde de olabilir. Bu çalışma, erken Cumhuriyet döneminde yayın hayatına başlayan ve daha sonra kapatılan Yarın Gazetesi üzerinden, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarındaki muhalefetin boyutlarını ve iktidar eleştirisinin sınırlarını ortaya koyarak, basın iktidar ilişkisini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışmada Cumhuriyet öncesi ve Milli Mücadele sonrası Türkiye’de basın faaliyetleri incelenmiştir. Erken Cumhuriyet dönemi basın faaliyetleri bu çalışmanın odaklandığı kısım olmuştur. Çalışmada amaçlı örneklem yoluyla, nitel betimleyici yöntem benimsenip, elde edilen veriler betimsel analiz yöntemi ile çözümlenmiştir.