Tuvacada Bitiş-Dönüşümlü Yapıların Tipolojisi Hakkında (On the Typology of Finitransformativity in Tuvan) (original) (raw)

Tuvacada Sözlükselleşmiş Zarf-fiilli Yapılar (Lexicalized converb forms in Tuvan)

Özet: Bu makalede, Güney Sibirya Türk dillerinden biri olan Tuvacada sözlükselleşmiş zarf-fiilli yapılar betimlenmektedir. Eşzamanlı bakış açısına göre sözlükselleşme, ögelerin olağan bir oluşum sonucunda dilin söz varlığına girmesini ifade etmektedir. Diğer birçok Türk dilinde olduğu gibi Tuvacada da birçok zarf-fiilli yapı zamanla sözlükselleşerek yeni sözlükbirimlere dönüşmüştür. Ayrıca bu sözlükbirimler, daha sonra sontakılar, zarflar, nitelemelikler, sıralama bağlayıcıları, bağlaşık cümle bağlayıcıları ve bağımsız cümle bağlayıcıları gibi değişik gramatikal işlevler de üstlenmiştir. Bu makale bağlamında zarf-fiili yapıların leksikalleşmesi, sadece Standart Tuvaca bağlamında değil, aynı zamanda diğer Tuvaca diyalekler (Altay Tuvacası gibi) de dikkate alınarak irdelenmektedir. Anahtar Kelimeler: Türk dilleri, Güney Sibirya Türkçesi, Tuvaca, Zarf-fiiller, Leksikalleşme Lexicalized Converbs in Tuvan Abstract: This article is a descriptive study of lexicalized converbs in Tuvan, one of South Siberian Turkic. Lexicalization is the process of adding elements in the lexicon of a language. As in other Turkic languages, there are also many lexicalized converb forms in Tuvan functioning as grammatical units such as verbal lexemes, postpositions, adverbs, attributes and various types of conjunctions. In this article, mainly lexicalized converbs are investigated in Standard Tuvan and Tuvan dialects (e.g. Altai Tuvan).

Sıfat Fiillerle Oluşmuş Dönüşümlü Tipolojik Yapılarda Özne-Yüklem Bağıntıları

Uşak üniversitesi sosyal bilimler dergisi, 2016

Öz Doğal dillerde "temel cümle"ler çeşitli dönüşümleri geçirir ve belli dizimsel kuralları olan yeni ve farklı dilbilgisel yapılar kurabilirler. Türkçe, doğal ve büyük dillerin (Farsça çe, ke; Fransızca qui, que; Almanca der, dass; İngilizce Who, which'..ile) "Ki" bağlacı tabanında gerçekleştirdiği "participle biçimindeki dönüşümleri gerçekleştirdiği gibi "parasentem" sayılan tek kelimelik dönüşümleri de doğrudan alabilir ve dönüşümlü yapı oluşturabilir. Türkçenin, somut biçimde ve kurallı ve bir düzenek içerisinde işleyen bu düzgüsel özelliği, onu diğer dillerden ayırır ve üstün kılar. Türkçede doğrudan dönüşümlü yapılar oluşturan veya dönüşmüş yapılar kuran sıfat fiilli bu yapılar, Hint-Avrupa dillerindeki yan cümleler "subordinate cluse, nebensatz"'in işlevlerine benzer bir işlevsellik taşırlar. Bir alt/yan cümleyi, bir üst/temel cümleye bağlar; üst cümlenin ögesi veya ögesinin bir unsuru yapar. Arap ve Osmanlı nahvinde olduğu gibi manası bir başka cümle tarafından tamamlanan ve "tam cümle"lerdeki "aslî cümle"yi itmam eden bu yapılar, sıfat-fiille oluş(turul)dukları için"cümle-i vasfiyye" sınıfından bir "mütemmim cümle" sayılırlar. Bu çalışmada, dönüşümlerinde alomorflu /-An/ sıfat fiilini veren K'li yapıların, yapısal ve anlamsal kullanılışları incelenmiş; cümlelerdeki "sıfat(laşma) dönüşümleri Türkçedeki cümle çeşitleri bağlamında ve özne yüklem bağıntısı içinde irdelenmiş ve değerlendirilmiştir.

Tuvacada Olumsuzluğun Tipolojisi Hakkında (On the Typology of Negation in Tuvan)

Türkbilig, 2024

In this article, negation in Tuvan will be examined from a typological perspective. As a linguistic term, negation is a grammatical category that expresses that a proposition is not true or is not the case, e.g. Ali gelmedi ‘Ali did not come' [It is not true that Ali came], Ali öğretmen değil ‘Ali is not a teacher' [It is not the case that Ali is a teacher]. Tuvan, which belongs to the Siberian (Northeastern) group of the Turkic language family, is spoken today in Southern Siberia (Tuvan Autonomous Republic of the Russian Federation), Mongolia (Khovd, Bayan Ulgii and Khövsgöl provinces) and China (Xinjiang Uyghur Autonomous Region). In this article besides Standard Tuvan, other Tuvan dialects (Tsengel Tuvan (or Altay Tuvan), Dukhan and Jungar Tuvan) are also investigated. In this study, negation will be primarily examined as standard negation (negation of verbal declarative sentences). Moreover, non-standard negation (negation of noun sentences and existential sentences) will also be analyzed. As in other Turkic languages, negation in Tuvan is coded generally by means of the negation suffix -BA- and negation particles (e.g. emes~eves). In addition, there is a different negator in Tuvan that does not exist in other modern Turkic languages: the postverbial construction -Vp čada- ‘unable to do' (<Mongolian yada- ‘unable to do [something]'). This construction, which contains the negative auxiliary verb čada- ‘unable to do', expresses absolutely inability in Tuvan.

Alacahan-Çeti̇nkaya (Kangal-Si̇vas) Yöresi̇ndeki̇ Metamorfi̇tleri̇n Tektonostrati̇grafi̇k Özelli̇kleri̇

Bulletin of the mineral research and exploration, 2013

The study area is surrounded by Alacahan, Cetinkaya, Kangal and their vicinity where there are allocthonous and autocthonous rock types. As a result of this study, the metamorphic units studied have been classified as formation and member, and so incorporated into Bolkardagi nappe. Bolkardagi nappe, which passed metamorphism as greenschist facies was deposited between the Late Devonian and the Late Cretaceous. From bottom to top, it is discriminated as the Late Devonian Duzce formation, the Carboniferous Kinalar formation, the Late Permian Cayderesi formation, (?)the Middle-Late Triassic-Cretaceous Kayakoy formation and the Late Cretaceous Karabogurtlen formation. Meta-quartzites at the base of Kinalar formation were identified as Bakirtepe member and meta-conglomerates at the base of Karabogurtlen formation were identified as metacakiltasi member. Bolkardagi nappe which shows imbricated structures within are tectonically overlied by Munzur nappe and Gunes Ophiolite. On the other ha...

Kıta Felsefesinde Yapısöküm Yaklaşımının Çeviri Olgusuna Etkisi

Journal of International Social Research, 2015

Öz Avrupa kıta felsefesi, fenomenolojiden yapısalcılı a, yapısökümden postmodernizme kadar 20.yy'da ortayan çe itli dü ünce akımlarını kapsamaktadır. Bu ele tiri kuramları, sosyolojiden siyaset bilimine, edebiyattan sanat tarihine çok çe itli alanlarda büyük etkisi olmu tur. Kıta felsefesi, genelde toplum ve özelde ise metin anlamlandırmaya yönelik farklı okumaların mümkün olabilece ini göstermi tir ve dü ünce temellerini sorgulamı tır. Anlam, metafizik bir öz olmaktan ziyade metinlerarası ili kiler ile olu maktadır. Yapısalcılıktan post-modernizme kadar ideoloji, kimlik, ve güç kavramları, toplumsal duyarlık gerektiren kavramlardır. Bu kavramlar, toplumsal bir ileti im eylemi olarak tanımlanan çeviriye müdahale olarak ortaya çıkabilmektedir. Çeviri metnin üretilmesinden alımlanmasına kadar çeviri sürecine katılan payda ların duyarlıkları, çıkarları ve konumları, çeviri metne yansımaktadır. Yapısöküm, bir metin okumadır. Yapısöküm okuma yöntemi, metnin içindeki çeli kileri ortaya çıkaran bir okumadır. Bu çalı manın amacı, yapısökümcü dü ünce yakla ımını anlamada genesis, söz/yazı ikili i ve çeli kili (aporetic) okuma temel kavramlar üzerinden bir (kaynak) metnin farklı okuma yöntemini betimlemek ve çevirinin temel kavramlarına yönelik çıkarımlarda bulunmaktır. Çalı ma, gerekçelendirilebilen müdahale (justified intervention)" kavramına vurgu yapmaktadır.

Urganli (Mani̇sa) Travertenleri̇ni̇n Morfoloji̇k Özelli̇kleri̇ Ve Tektoni̇zma İle İli̇şki̇si̇

DergiPark (Istanbul University), 2022

Bu çalışmada Urganlı (Manisa) yöresinde çökelmeye devam eden termojen kökenli traverten çökelleri morfolojik özelliklerine göre ayırtlanmış ve tektonizma ile olan ilişkisi ortaya konulmuştur. Urganlı termojen kökenli traverten çökelleri morfolojik özellikleri dikkate alınarak; tabakalı, fay önü, damar tipi, tümsek-teras tipi, sırt tipi ve kanal tipi travertenler olarak altı sınıfa ayrılmıştır. Bölgedeki tüm traverten morfolojileri fayların kontrolünde gelişmiştir. Saha gözlemlerinden elde edilen veriler sahanın traverten oluşum başlangıcında Kuzey-Güney yönlü bir genleşmenin varlığını ortaya koymaktadır. Sonraki dönemde bu genleşme Doğu-Batı yönlü gelişerek Kuzey-Güney doğrultulu traverten damarlarının çökelimine neden olmuştur. Yakın geçmişte ise Kuzey-Güney yönlü genleşme etkisini sürdürdüğünü Doğu-Batı doğrultulu sırt tipi travertenlerin gelişimiyle anlaşılmaktadır. Derin elektrik sondaj ve mekanik sondaj verileri ile temelin (Paleozoyik-Mesozoyik) Paleo-morfolojisi incelendiğinde yine Kuzey-Güney ve Doğu-Batı faylarının etkisinde çalışma alanının kuzey batısına doğru yükseldiği, güneydoğusuna doğru düştüğü saptanmıştır.

Köktürkçenin Sıfat Fiilli Yapı Tipolojisi

Özet: Dünyada konuşulan dillerin temelde tek bir sisteme dayandığını, söz dizimindeki farklılıkların dönüşümler sonucunda meydana geldiğini ileri süren Amerikalı dilbilimci Noam Chomsky, Derin Yapı ve Yüzey Yapı kavramları ile dillerin gizli kalan yönlerini aydınlatmaya çalışmıştır. Bu makalede, Chomsky’nin 1950’lerde geliştirdiği Üretken- Dönüşümlü Dilbilgisi Kuramı ve 1980’lerde geliştirdiği Yönetim ve Bağlama Kuramı ana hatlarıyla tanıtılacak ve sıfat fiil tipolojisi Köktürkçe bağlamında analiz edilecektir. Bilindiği üzere, Türkiye’de, sıfat fiil konusu genelde bir morfolojik olgu olarak değerlendirilmekte ve şekil bilgisi başlığı altında incelenmektedir. Bu çalışmada sıfat fiil bir yapı olarak ele alınacak ve şekil-söz dizimi- anlam (morfosentaktik-semantik) boyutuyla incelenecektir. Yani sıfat fiil, sadece bir kelime olarak değil, hem kendi yönetim alanında (alt cümle) hem de üst cümlenin yönetim alanında rol üstlenen morfolojiksöz dizimsel bir unsur olarak ele alınacaktır. Derin yapıdan yüzey yapıya taşınan başadın (nitelenen ad), alt cümledeki görevi ve taşınma sonucunda geride bıraktığı boşluğun pozisyonu tespit edilecek ve ortaya çıkan sıfat fiilli yapının çeşidi belirlenecektir. Anahtar Kelimeler: Sıfat fiilli yapı, Köktürkçe, derin yapı, yüzey yapı, dönüşüm, Türkçe, yönetim, bağlama.

Tuva Türkçesinin Şekil Bilgisi

Türk dili, dünya dilleri arasında önemli bir yere sahiptir. Bu dil, Kuzeydoğu Sibirya’dan Avrupa’nın iç bölgelerine kadar uzanan çok geniş bir coğrafyada anadil olarak konuşulmaktadır. Bu kadar geniş bir coğrafyada konuşulan bir dilin birtakım lehçelere ayrılması kaçınılmazdır. Tuva Türkçesi de, Türk dilinin Güney Sibirya’da konuşulan bir lehçesidir. Bu tezin amacı, Tuva Türkçesinin şekil bilgisi özelliklerini incelemektir. Bu özellikler Türk dilinin tarihi dönemleri ve çağdaş Türk lehçeleri ile kıyaslanmıştır. Tez, “Giriş”, “İsimler”, “Sıfatlar”, “Zamirler”, “Zarflar”, “Fiiller”, “Edatlar”, “Sonuç” ve “Kaynakça” bölümlerinden oluşmaktadır.

Tuvacanın biçimsel ses bilimi üzerine

RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, 2021

Biçimsel ses bilimi veya morfofonoloji, biçimbirimlerin ses bilimsel olarak nasıl temsil edildiğini inceleyen bir dil bilim teorisidir. Biçimsel ses bilim, biçim bilim ile ses bilimin etkileşimi sonucunda ortaya çıkmıştır. Ses bilimsel değişmeler biçimbirimlerin eklenmesi sırasında gerçekleşir. Bu sebeple eklenme sırasında oluşan bu değişmeler genellikle eş zamanlı olarak analiz edilir. Bir ses değişimi, söz konusu değişimin hem ses bilimsel hem de biçim bilimsel koşullar altında gerçekleşmesi durumunda biçimsel ses bilim kapsamında değerlendirilir. Türk dilleri üzerine yapılan çalışmalarda biçimsel ses bilim son derece önemlidir. Gerek metin okumalarında gerekse ses bilimsel ve biçim bilimsel analizlerde biçimsel ses bilim kullanılmaktadır. Ayrıca biçimsel ses bilim, sözlük bilimi açısından da değerlidir. Bu sebeple sözlük hazırlanışında veya sözlük kullanımında mutlaka bir dilin biçimsel ses bilim özellikleri bilinmelidir. Bu çalışmada Güney Sibirya Türk dillerinden Tuvacada biçimsel ses bilim durumları ortaya koyulmuştur. Bu anlamda Tuvacada eklenmeye bağlı olarak kök, gövde veya biçimbirimlerde görülen ses değişmeleri incelenmiştir. Söz konusu biçimsel ses bilim değişmeleri, standart Tuvaca ile sınırlı tutulmuş; bu sebeple çalışmanın veri tabanı güncel Tuva edebiyat eserlerinden, ders kitaplarından ve sözlük çalışmalarından oluşturulmuştur. Ayrıca eklenme sırasında Tuvacanın genel ses bilim ve biçim bilim özelliklerinden kaynaklanan ünlü uyumları ve ünsüz benzeşmeleri biçimsel ses bilimi kapsamında değerlendirilmemiştir. Bu çalışmada biçimsel ses değişmeleri, eş zamanlı olduğu kadar art zamanlı olarak da analiz edilmiştir. Bunun sebebi, kimi biçimsel ses değişmelerinin kalıplaşarak yeni sözlük birimler oluşturmasıdır. Böylece Tuvacada biçimsel ses bilim kaynaklı söz yapımının da betimlenmesi amaçlanmıştır.

Eski Türkçe – Tuvaca Karşılaştırmalı Sözvarlığı (W. Radloff’un Çalışmalarına Göre)

International Journal of Old Uyghur Studies, 2023

Tuvan belongs to -d- “adak” group or Northern Siberian subgroups in classification studies on Turkic languages. It was first noticed by the German geographer Anton Friedrich Büsching in the eighteenth century and attracted attention with its similarity to Tofa. Matthias Castrén also visited the Tunka Soyots during his trip to the Buryat Republic in the nineteenth century and noticed the same similarity. Thanks to Wilhelm Radloff's compilation of language examples in Altai and Western Siberia since 1860 and the language materials collected by Katanov during his 1889 trip to Tuva, we have a wide range of folkloric and literature material belonging to Tuvan today. In this study, the vocabulary of Tuvan and Old Turkish was examined and compared by making use of the compilations. / Özet Tuvaca, Türk dilleri üzerine yapılan tasnif çalışmalarında -d- “adak” grubu veya Kuzey Sibirya dilleri arasına girmektedir. İlk olarak 18. yüzyılda Alman coğrafyacı Anton Friedrich Büsching tarafından fark edilmiş ve Tofaca ile benzerliği dikkat çekmiştir. Matthias Castrén de on dokuzuncu yüzyılda Buryat Cumhuriyeti'ne yaptığı bir gezi sırasında Tunka Soyotlarını ziyaret etmiş ve aynı benzerliği fark etmiştir. Wilhelm Radloff’un 1860 yılından itibaren Altay ve Batı Sibirya'da dil örneklerini derlemesi ve N.F. Katanov’un 1889 yılında Tuva’ya yapmış olduğu gezide topladığı dil malzemeleri Tuvacaya ait geniş bir folklorik ve literatür malzemesini bugün elimizde bulundurmaktadır. Bu çalışmada, yapılan derlemelerden yararlanılarak Tuvaca ve Eski Türkçeye ait söz varlığı incelenmiş ve karşılaştırılmıştır.