XX. Yüzyıl Başlarında Menteşe Sancağı Hapishaneleri (original) (raw)
Related papers
XX. Yüzyılın Başlarında Menteşe Sancağı’nın İdari ve Nüfus Yapısı
Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, 2006
Osmanli Devleti’nde nufus sayimlarinin en onemli amaci asker ve vergi mukelleflerini tespit etmek oldugundan sadece erkek nufus sayima tâbi tutulmustur. Ancak XIX. yuzyilin sonlarinda nufusun devletler tarafindan propaganda araci olarak kullanilmaya baslamasi Osmanli Devleti’ni daha profesyonel, insanlarin genelini kapsayan nufus sayimlari yapmaya yoneltmistir. 1884, 1904, 1914 genel nufus sayimlari bu dogrultuda gerceklestirilmistir. Nufus sayimi, her idari birim nahiye ve koylerine kadar dikkatli bir sekilde tespit edildikten sonra yapilmistir. Bu nedenle nufus sayimi ile idari yapilanma arasinda dogrudan bir bag soz konusudur. Bu calismada Mentese Sancagi’nin 1914 yili ve sonrasi idari yapisi, nufusu ve bu nufusun dinamigini olusturan etnik unsurlarin yerlesim yerleri arsiv belgeleri isiginda degerlendirilmistir
20. Yüzyılın Başlarında Devrek Hapishanesi
20. Yüzyılın Başlarında Devrek Hapishanesi, 2019
İnsanoğlunun farklı nedenlerle özgürlüklerinin kısıtlanması çok eskilere dayanmaktadır. Modern anlamda ise hapishane sanayi devrimi ile beraber Avrupa’da ortaya çıkmıştır. Osmanlı Devleti’nde hapishane, Tanzimat Fermanı sonrası tüm alanlarda olduğu gibi Avrupalılaşmanın sonucu teşkilatlanmıştır. Osmanlı’da Tanzimat Dönemi öncesinde suçluların cezasının infazı öncesinde bekletildikleri mahbesler vardı. Tanzimat sonrasında bu yerler suçluların ıslah edildiği hapishanelere dönüştürülmüştür. 20. yüzyılın başlarında Devrek’te de bir hapishane vardır. Devrek’te Hükümet Konağı’nın yanında bulunan hapishanede erkek mahkûm ve tutuklular tutulmuştur. Kadınlar için ayrı bir bina kiralanarak nisa hapishanesi teşkil edilmiştir. İstatistiki bilgilere bakıldığı zaman Devrek hapishanesinde dönemin ortalamalarının altında hükümlü ve tutuklu sayısı olduğu dikkat çekmektedir. Bunun temel nedeni Devrek’te cinayet suçu işlemiş olanların doğrudan Bartın’a sevk edilmesi ve burada yargılanıp Bartın Hapishanesi’ne gönderilmeleridir. Devrek Hapishanesi, dönemin diğer hapishanelerine göre gayet iyi sıhhi koşullara sahiptir. Bunun temel nedeni ise hapishanenin mevcudunun hiçbir zaman çok fazla yükselmemesi ve hapishane binasının iyi durumda olmasıdır. Aşırı sayıda tutuklu ve hükümlü barındırmayan Devrek Hapishanesi’nde salgın hastalıklar da görülmemiştir. Bu çalışmada 20. yüzyılın başlarında Devrek Hapishanesi’nin fiziki ve sıhhi durumunun yanı sıra hapishane görevlileri ve mahkûmlar da ele alınmıştır. Çalışma ile 20. yüzyıl başlarında Anadolu hapishanelerinin genel durumunu anlatan çalışmalara küçük de olsa katkı sağlamak hedeflenmiştir. Çalışmanın hazırlanmasında arşiv belgeleri ve tetkik eserlerden yararlanılmıştır
"XX. Yüzyıl Başlarında Kütahya Hapisanesinin Genel Durumu"
Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi, 2012
Özet Bu makalede, önce hapishane kavramı üzerinde durulacak, sonra Osmanlı ülkesinde hapishanenin yaygınlamaya balaması ama o günün koullarında fiziki ve sıhhi bakımdan uygun mekanların oluturulamaması üzerine çıkarılan nizamnameler ile ıslah edilmeye çalıılması, bu arada her geçen gün hapishanelere olan ihtiyacın artması üzerine yenilerinin açılması ile ilgili genel bilgiler verilecektir. Ardından 1880 Nizamnamesi'nden bir süre sonra yapılan Kütahya hapishanesi ele alınacaktır. Kütahya hapishanesi hakkındaki bilgileri Babakanlık Osmanlı Arivinde yer alan yoklama cetvelleri, maa cetvelleri, izahat varakası, keif varakaları, tamir ve istenilen tahsisat ile ilgili belgelerden elde etmek mümkündür. Bu vesikalardan hareketle hapishanenin fiziki yapısı, kadın ve erkek hapishanesinde ve tevkifhanesinde bulunan mahkûm ve tutukluların sayısı, ilemi oldukları suç türleri, mahkûmların ekonomik faaliyetleri, hapishane görevlileri, bunların aldıkları maalar, hapishanenin geçirmi olduu tamiratlar, ihtiyaç duyduu ıslahatlar, salık ve temizlik koulları, mahkûmlar arasında görülen salgın hastalıklar ve alınan önlemler ve hapishane hastanesi oluturma çabaları üzerinde durularak bir deerlendirme yapılmaya çalıılacaktır. Abstract In this article, firstly the concept of prison will be emphasized and then general information will be provided about how prisons became widespread in the Ottoman country; the reform efforts through regulations (nizamname) because they were neither sanitary places nor physically appropriate; and how new ones had to be opened due to necessity. Afterwards, the Kütahya Prison, built in after 1880 Regulation, will be addressed. Information about the Kütahya prison can be acquired from such documents at the Prime Ministry Archives as attendance registers, payroll sheets, explanation document, exploration documents, documents of renovation and appropriation. Based on such information in these documents as the physical situation in the prison, the number of inmates in both male and female prisons and jails, types of their crimes, economic activities of the inmates, prison officers and their wages, restoration works on the prison, the necessary reforms, health and sanitary conditions, epidemic illnesses and precautions against them and attempts to set up a prison hospital, an evaluation will be presented.
XX. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Hapishaneleri (Ereğli Hapishanesi Örneği)
Turkish Studies - Historical Analysis
Prisons have existed since the earliest known times. However, the method of incarceration was not often the punishment itself. Therefore, the prisons were used as the place where the suspect was held until the actual penalty was determined. In the 18th century it became increasingly common that the restriction of freedom in Europe began to be used as a punishment method. Thus, the concept of punishment, which was previously based on the suffering of the human body, was replaced by the restriction of one's freedom. This transformation in the understanding of prison in Europe also affected the Ottoman Empire. In addition to the perceptions of human rights and freedoms that began to develop and become widespread, diplomatic pressures of European states influenced the understanding of prison in the Ottoman Empire. For this reason, after the second half of the 19th century, necessary legal infrastructure was tried to be established. At the end of the century, it was tried to open prisons in the province, county and districts of the Ottoman Empire. During this period, the prison understanding in the Ottoman Empire made a distinction between male and female prisons. In addition, the fact that the distinction between prisoners and convicts has been made indicates that modern prison understanding has developed. At the beginning of the 20th century, the financial difficulties of the state made it difficult to meet the needs of the prisons. In this study, a sample of Eregli district prison which is an Ottoman district was examined. The study was conducted with document review method. The main source of the study is the records of the Presidential Ottoman Archive on Eregli prison. In addition, the current literature on the concept of prison and Ottoman prisons has been utilized in the study.
Menteşe Bölgesinde Eşkıyalık Olayları ve Nizama Aykırı Suçlar (1789-1808
Menteşe Bölgesinde Eşkıyalık Olayları ve Nizama Aykırı Suçlar (1789-1808), 2022
1789-1808 yıllarında Osmanlı Devleti'nin birçok bölgesinde eşkıyalık olaylarına rastlanmaktadır. Devlet otoritesinin zayıflaması nedeniyle bazı yerel idareciler veya bölgesinde nüfuz sahibi kişiler kendi çıkarları doğrultusunda kanunlara aykırı davranışlara yönelmiştir. Toplum içerisinde huzursuzluğa neden olan bu tür olaylar Menteşe Sancağı'nda da görülmektedir. Menteşe Sancağı'nda incelenen dönemde meydana gelen eşkıyalık olaylarının genellikle bölgede bulunan nüfuzlu ailelerin hâkimiyet mücadelesi neticesinde ortaya çıktığı görülmektedir. Sancağın farklı kazalarında ikamet eden bu aileler çeşitli dönemlerde idari görevler de üstlenerek bölgede söz sahibi olmuştur. Devlet imkânlarını kendi çıkarları doğrultusunda kullanan aileler, yanlarına topladıkları adamlarla beraber hareket ederek eşkıyalık yapmış ya da kendisi doğrudan eşkıyalık faaliyetlerinde bulunmuştur. Ayrıca bu ailelerin dışında yine bölgede güç devşirip eşkıyalık yapan kişilere de rastlanmaktadır. İnsanların mallarını yağmalayan, canlarına kasteden, ırz ve namuslarına el uzatan eşkıyalar, bölgede huzursuzluğa neden olmuştur. Eşkıyalık faaliyetlerine kesinlikle müsaade etmeyen Osmanlı Devleti, bu tür olayları engellemek amacıyla sorumluların yakalanmasını ve cezalanmasını sağlamıştır.