Gündelik Hayat ve İktidar İlişkilerini Güllerin Savaşı Üzerinden Okumak (original) (raw)

16. Yüzyildaki̇ Bazi Di̇van Şai̇rleri̇ni̇n Türkçe Di̇vanlarinda Gül Ve Anlam İlgi̇leri̇

Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2014

Muhibbî divanlarından hareketle çiçeklerin sultanı ve en seçkini olarak kabul edilen gülün, söz konusu divanlarda nasıl ve hangi anlam ilgileriyle kullanıldığı örnek beyitler aktararak ortaya konulmaya çalışılmıştır. Çalışmada daha önce bir çalışmada ele alınan konu burada geliştirilerek makale boyutları içinde özetlenmiştir. Ayrıca kimi örnekler seçilip azaltılarak önem derecesine göre gülün mana ilgisi olduğu düşünülen tasavvur ve kullanımlar 44 alt başlık altında ele alınmıştır. Bu şekilde çalışmadan yararlanma ve görme imkânı olmayanlar için bir özet çalışma ve kılavuz hazırlanmış, ulaşılan sonuçları bilim dünyasıyla paylaşma amacı hedeflenmiş, çalışmanın sonuna ilave olarak konunun boyutlarının genişliğini göstermek adına "taranan divanlara göre gül ile ilgili tasavvur ve kullanımlar" bir tablo haline getirilerek dikkatlere sunulmuştur.

Gülün Adı Adlı Romanın Toplumsal Dil Bilimi Bağlamında İncelenmesi

Söylem Filoloji Dergisi, 2019

Dilsel ögelerin gücü, toplumsal kurumların ve hegemonyanın anlamsal bütünlüğünü sağlayan vesayet odakları ile yakın bir ilişki içerisindedir. Asırlarca bireyin hayal gücünün yetmediği sınırlar; kutsal doktrinler yoluyla, ontolojik ve ezoterik sırlarla çevrili tehlikeli bölgeler olarak addedilmiştir. Bu kanıksanmışlığın doğurduğu dogmalar, Orta Çağ’da skolastik düşünceyi beslemiş; kutsal sayılan kelama sorgusuz bir masumiyet yüklemiştir. Böylelikle kilise, kendi kurguladığı masumiyet oyununun saç ayakları üzerinde yükselmiştir. Oysaki masumiyetin altında yatan paradigma, hâlihazırda var olan söylemin dinsel ve araçsal olan söz dizimiyle sınırlandırılması, böylelikle bireylere ait katıksız düşüncenin belirli kalıpların içerisine hapsedilmesidir. Umberto Eco'nun Gülün Adı adlı romanı, Orta Çağ'ın karanlığını temsil eden, söz dizimsel reflekslere duyarlı ve aydınlanma yolundaki zihinsel kodlar karşısında özenle korunan bir kütüphanede, çağın zihniyetine dayanan göstergelerle yüklüdür. Skolastik düşüncenin dil bilimsel açıdan irdelendiği bu makalede ele alınan göstergelerin çözümlenmesi, anlatıya ait derin yapıdaki semiyotik ağın görünür kılınmasıyla mümkündür. Buradan yola çıkarak, makale boyunca bahsedilen roman ile toplumsal dil bilimi arasındaki yakın ilişki hermenötik teknikle incelenecektir. Kısacası, çalışma boyunca, anlatıya ait derin yapıdaki göstergesel kodlar söylem bazında çözümlenecek, metindeki dil bilimsel unsurlar, anlatının geneline hâkim olan postmodern yaklaşım ve üretici dil bilgisiyle uyumlu bir şekilde analiz edilecektir. THE INVESTIGATION OF THE NOVEL THE NAME OF THE ROSE IN THE CONTEXT OF SOCIAL LINGUISTICS Abstract The power of linguistic elements is closely linked to the tutelage focal points that provide the semantic integrity of social institutions and hegemony. For centuries, the borders that the imagination of individual cannot reach, are considered by the sacred doctrines as dangerous areas surrounded by ontological and esoteric secrets. The dogmas caused by this unconditional acceptance nurtured the scholastic darkness of the Middle Ages; it attributed an unquestioned innocence to sacred words. Hence, the church was raised on the trivet of the game of innocence, which it created. However, the underlying paradigm is to limit the existing discourse via religious and instrumental syntax, thereby pure individual ideas are confined into set boundaries. Umberto Eco's novel titled "The Name of the Rose" is loaded with the indicators based on the mentality of the era in a library that represents the darkness of the Middle Ages, sensitive to the syntactic reflexes and carefully protected against the mental codes in the path of enlightenment. In this article that scholastic thought is examined based on linguistics, the analysis of the mentioned indicators is possible by making the semiotic network in the deep structure of the narrative visible. In the light of this information, in this article, the close relationship between the novel and social linguistics will be examined with the hermeneutic tecnique. In brief, during this study, the indicative codes in the deep structure of the narrative will be examined on the basis of discourse and the linguistic elements in the text will be harmoniously analyzed through the postmodern approach and generative grammar that dominates the narrative.

Gülsün Karamustafa’nın Sanatında Gündelik Nesneye Odaklı Anlatılar

Art-Sanat, 2022

Daily Object-Oriented Narratives in the Point of Art of Gülsün Karamustafa Öz 1980'li yıllarda, Türk sanatının tanımı, sınırları ve amacı değişim sürecine girmiş, farklı yaklaşımlarla belirginliğini daha da arttırmıştır. Nitekim bu yıllardan sonra Türk sanatında başlayan yerleştirme odaklı anlayışlarla eserlerde kavramsallaştırma, farklı biçim ve içerik oluşturma ve alternatif nesne vurgusu yaygın hâle gelmiştir. Bu doğrultuda Türk sanatçıların eser üzerine düşünsel ve kavramsal sorgulamaları artmış, nesneye yaklaşım biçimleri eserin oluşmasında etkili olmuştur. Özellikle gündelik nesneden hareketle göç, bellek, kimlik, kültürel ifade, kitsch, popüler kültür imgeleri, cinsiyet gibi başlıkları kendine has anlatımlarıyla sergileyen Gülsün Karamustafa'nın çalışmaları dikkat çekmektedir. Bu makalede Gülsün Karamustafa'nın çalışmalarında yer alan gündelik nesneye odaklı yerleştirmeler ele alınmış ve bu yerleştirmelerde nesnelerin sanat nesnelerine dönüşümü incelenmiştir. Bu bağlamda nesneye odaklı anlatılardan hareketle makale; Gülsün Karamustafa'nın sanat anlayışı, göç odaklı işlerinde kullanılan gündelik nesneler, kimlik/kitsch odaklı işlerinde kullanılan gündelik nesneler ve cinsiyet odaklı işlerinde kullanılan gündelik nesneler olmak üzere dört alt başlık içermektedir. Makalede incelemeye konu olan veriler, tarama yöntemiyle elde edilmiş, Gülsün Karamustafa'nın 1980 sonrası gündelik nesneye odaklı bazı çalışmaları mercek altına alınmıştır.

Gül ile Ali Şir Hikâyesi Üzerine Bir Tahlil Denemesi

Türk Kültürü, 2013

Kapak ve Sayfa T:ısanmı SEMETE\"HA.N [B. GOL) Genel Ağ Sorumlusu isı SARl 'trii,fc. J(;if.l:i<ıiO, ulusbr aası hakeınli süteli J1-yuıdtt. V • .1 J<on.;,.' nde y:ıpm.l:uıın mak:ıleleıin ı:am:ımı ,•eya bit kısmı yayunanın yazılı izni olımd:uı berlwıgi bir yoll:ı ç~ııb.m:ız. Y :wl:ınıı 6kxi sorumluluğu .-e imli te.ıcihi p:u.d.:ı.ı::ııı airıit.

Türk Dünyasında Ortak Bir Tema: Gül ile Bülbül

Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi, 2015

Gül ile bülbül arasında yaşandığı hayal edilen alegorik aşk, Doğu ve Batı edebiyatlarında karşılaşılan ortak bir temadır. Türk edebiyatında ise Fars edebiyatının etkisiyle XIII. yüzyıldan itibaren müstakil olarak görülmeye başlanan bu tema, Türk dünyası ve kültürü için son derece önemli olan Doğu Türkçesi (Çağatay Türkçesi) ve Batı Türkçesi (Osmanlı Türkçesi) gibi iki ayrı yazı dilinin etkin olduğu Orta Asya ve Anadolu coğrafyalarında ortak bir edebî motif olarak işlenmiştir. Mevlana, Rifâî, Kara Fazlî, İznikli Bekâyî, Ömer Fuadî, Birrî Mehmed Dede Batı Türkçesiyle; Niyazî, Gazi Giray Han, Molla Gurbetî, Hırkatî, Muhammed Ebu Salâhî, Molla Elem Şehryarî, Abdurrahim Otuz İmenî gibi şair ve yazarlar ise Doğu Türkçesiyle gül ile bülbül temalı eserler kaleme almışlardır. Ancak her iki Türklük sahasında da karşımıza çıkan bu ortak tema olay örgüsü, kahramanlar, konunun işlenişi bakımından önemli farklılıklar göstermektedir. Bu makalede öncelikle şimdiye kadar üzerinde çok fazla durulmaya...

Gündelik Yaşam ve Siyasal Mücadele

Devrimcinin ortaya koyduğu fiil, esasen, emeğine dayanan sınıf adına savunduğu temel özgürlüklerden ifade özgürlüğüne başvurmasının ve düşüncelerini belirli bir insan topluluğuyla paylaşmasının bir örneğidir.

Gülün Yaratilişi Ve Hz. Peygamber’Le İli̇şki̇si̇ Özeli̇nde Uydurma Ri̇vayet Algisi

2018

Bazi uydurma rivayetlerde gulun veya kirmizi gulun Hz. Peygamber’in terinden yaratildigi, Resul-i Ekrem’in kokusunu koklamak isteyenlern gul koklamalari gerektigi ve gul koklayinca Resulullah’a salavât getirmeyenlerin ise onu uzmus olacaklari bildirilmistir. Bu rivayetlerin bir kismi Şii kaynaklarda da yer almistir. Sunni ve Şii kaynaklarda gul disinda diger bazi cicekler hakkinda da musterek veya benzer uydurma rivayetler mevcuttur. Bununla birlikte gulle irtibat kurulmaksizin Resulullah’in teri ve kokusundan bahseden bircok sahih hadis bulunmaktadir. Diger taraftan tasavvuf, edebiyat ve sanatta yaygin olarak Resul-i Ekrem gule veya gul Hz. Peygamber’e benzetilmis ve bu hususta cok sayida eser kaleme alinmistir. Toplumda gul, Resulullah’in sembolu olarak gorulmektedir. Bu makalede, Sunni ve Şii kaynaklardaki konuyla ilgili mevzu hadisler, bunlari uyduran kisiler ve bu rivayetlerin uydurulma sebepleri arastirilacaktir.

Göstergebililmsel Bir Okuma Denemesi: Solgun Bir Gül Dokununca

ÖZET Modern edebiyat teorileri, bilhassa metin tahlili hususunda, metinleri farklı şekillerde okuma imkânı sağlamışlardır. Bu kuramlar metne belli teorik kabul ve veriler ışığında yaklaşmayı esas alırlar. Eleştiri ve edebiyat kuramlarının bir kısmı eseri haricî unsurlar ile ele almayı esas kabul ederken, diğer bir kısmı merkeze metni almak suretiyle bir okuma gerçekleştirme gayreti içine girer. Göstergebilimsel eleştiri de metin merkezli bir tahlil ve okuma metodudur. Göstergelerden hareket etmek suretiyle, göstergelerin meydana getirdikleri bağlama göre anlamlandırılmasını hedef alarak metnin manalandırılması çabası bu teorinin temel ilkesidir. Bu makalede Behçet Necatigil'in " Solgun Bir Gül Dokununca " başlıklı şiirine göstergebilimsel eleştirinin ışığında bakılmaya çalışılmış; kapalı bir metin olan bu şiirin anlaşılır kılınması yönünde göstergebilimsel bir okuma denemesinde bulunulmuştur. Göstergeler (kelimeler), bağlamlar, dizgeler, vs. metin unsurlarının oluşturduğu kontekstler, birlikler hesaba katılarak metinde açığa çıkan " anlam haritaları " gösterilmeye çalışılmıştır.