ULUSLARARASI SİYASET TEORİSİ NEDİR? (original) (raw)

ULUSLARARASI İLİŞKİLER DİSİPLİNİNDE TEORİLER

ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE TEORİLER VE YAKLAŞIMLAR, 2022

Bu çalışma uluslararası ilişkiler disiplini içinde teorilerin nasıl yer bulduğunu ortaya koymayı ve büyük teorik tartışmaların uluslararası ilişkiler disiplinine nasıl yön verdiğini açıklamayı amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda ,çalışmada öncelikle Uluslararası ilişkiler kavramı tanımlanacak ve kavramın içeriği açıklanacaktır. Sonrasında uluslararası ilişkilerin karmaşık yapısını basitleştirmek için kullanılan en önemli araç olarak kabul edilen teorilerin uluslararası ilişkiler disiplinine nasıl katkı verdiği üzerinde durulacaktır. Çalışmanın son bölümünde ise Uluslararası İlişkiler disiplini içerisinde büyük tartışmalar adı verilen teorik tartışmalara yer verilecektir.

PLOTİNUS SİYASET TEORİSİ

Neoplatonism is a philosophical movement that was born in Rome, where Stoic philosophical thought was dominant. Plotinus, the founding philosopher of the Neoplatonic philosophical movement, profoundly influenced both the Christian and Islamic worlds with his emanation theory. The Plotinus, who explained the creation within the framework of The One, The Intellect-Principle and The Soul (Nefs) hypostasis and based the perceptible cosmos on this creation, wrote mainly about the Metaphysics. While Plotinus put forth in-depth philosophical theories in Plato's footsteps in the field of metaphysics, it is noteworthy that he did not follow Plato regarding the ideal state design and did not produce a profound work or works in this field. In this sense, Plotinus, who spent a significant portion of his life in Rome, the capital of the Roman Empire, is open to discussion on what his thoughts on political philosophy are, how his perspective is and whether he produces a theory. This article addresses Plotinus' general view of political philosophy within the framework of the Enneads.

ULUSLARARASI TİCARETTE TAHKİM PROSEDÜRÜ

basılı nüsha) Bu Çalışma Devlet Planlama Teşkilatının görüşlerini yansıtmaz. Sorumluluğu yazarına aittir. Yayın ve referans olarak kullanılması Devlet Planlama Teşkilatının iznini gerektirmez; İnternet adresi belirtilerek yayın ve referans olarak kullanılabilir. Bu e-kitap, http://ekutup.dpt.gov.tr/ adresindedir. Bu yayın 500 adet basılmıştır. Elektronik olarak, 1 adet pdf dosyası üretilmiştir.

YEŞİL TEORİ

Yeşil teori diğer eleştirel teorilerin de genel özelliği olan kurtuluşu (emancipation) sağlama çabası içindedir. Feminist teori, kadınların erkek egemenliği ve baskısından kurtulmasını ana amacı olarak alıyorsa, yeşil teori de doğanın insan egemenliği ve sömürüsünden kurtulmasını temel sorunsalı olarak almaktadır. Diğer eleştirel teorilerle ortak amaç gütmekte, kısacası mevcut sistemi eleştirerek sistemde köklü bir değişiklik yapılması ihtiyacını gündeme getirmektedir.

ULUSLARARASI TİCARETTE NİŞ PAZARLAMA STRATEJİLERİ

Dora Yayınevi

Şartlarında belirttiği tanıma göre "Tanınmış Uluslararası Yayınevi" statüsündedir. ÜAK söz konusu tanımı şu şekilde yapmıştır: "Tanınmış Uluslararası Yayınevi: En az beş yıl uluslararası düzeyde düzenli faaliyet yürüten, yayımladığı kitaplar dünyanın bilinen üniversitelerinin kataloglarında yer alan ve aynı alanda farklı yazarlara ait en az 20 kitap yayımlamış olan yayınevi"dir. "Dora Yayınevi" 2008 yılında kurulmuş olup, kuruluşundan bu yana düzenli faaliyet yürütmektedir. Yayınevimiz 450 adet üzerinde kitap yayımlamıştır. Dora Yayınevi tarafından yayımlanan kitaplar Türkiye ve dünyanın bilinen üniversite kütüphanelerinin kataloglarında yer almaktadır. Daha detaylı bilgi almak için www.dorayayincilik.com.tr web sitesinden ulaşabilirsiniz.

ULUSLARARASI TURİZM VE SEYAHAT ENDÜSTRİSİ

Her hakkı saklıdır. Yazarından ve yayınevinden yazılı izin alınmaksızın bu kitabın fotokopi veya diğer yollarla kısmen veya tamamen çoğaltılması, basılması ve yayınlanması yasaktır. Aksine davranış, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince, 5 yıla kadar hapis ve adli para cezaları ile fotokopi ve basım aletlerine el konulmasını gerektirir.

BİRLEŞİK ALAN TEORİSİ (1. KİTAP)

KİTAP INGRAM SPARK INC. TARAFINDAN YAYINLANMIŞTIR, EDİNMEK İSTEYENLER E-KİTAP VEYA BASILI OLARAK LİNKLERDEN SATIN ALABİLİR, 2007

BİRLEŞİK ALAN TEORİSİ'NİN BU İLK VERSİYONUNDA KÜTLEÇEKİMİYLE ELEKTROMANYETİZMANIN BİRLEŞTİRİLMESİNE YÖNELİK İLK TEMEL DENKLEMLER OLUŞTURULDU VE TEORİNİN TEMELLERİ ATILDI. Fizik kuramlarının genel bir sınıflandırmasını şu şekilde yapabiliriz: 1- KLASİK FİZİK (NEWTON) 2- GÖRELİ FİZİK (EINSTEIN) 3- KUANTUM MEKANİĞİ (SCHRODINGER, HEISENBERG, BOHR) 4- KUANTUM ALAN TEORİSİ (DIRAC, PAULI, FEYNMAN) Newton fiziğinin yetersiz olduğu geçtiğimiz yüzyılın başlarında anlaşılmıştı. Bu fizik, “Günlük yaşam” deneyimlerine uygundu, fakat yüksek (Işık hızına yakın) hızlarda yanlış sonuçlar veriyordu. Yerini 1905 yılında Einstein’ın “özel görelilik teorisine” bıraktı. Yine, Newton mekaniği çok küçük (Atomik) boyutlarda hatalı oluyor ve yerini 1920’lerde Bohr, Schrödinger, Heisenberg ve diğerlerinin geliştirdiği “kuantum mekaniği” aldı. Hem çok hızlı ve hem de çok küçük cisimler için, hem görelilik ve hem de kuantum ilkelerini birlikte sağlayan bir teori gerekiyordu; kuantum alan teorisi denilen bu teori ana hatlarıyla 1930-40’lı yıllarda geliştirilmesine rağmen, bugün dahi tam olarak yeterli değildir. Fizik (Hikmet) yasaları, bir cisme kuvvet uygulandığında nasıl davranacağını öğretir. Bu doğrultuda yapacağımız bu çalışmanın esas amacı, İSLAM MATEMATİĞİ ve FİZİĞİNİN oluşturularak dinî ve aklî ilimlerde Kur’an ekseninde bir bütünlük ve birleştirme sağlayarak, Modern İslam Medeniyetine katkıda bulunmaktır. Bugün fizikte bilinen dört temel kuvvet vardır: 1. Güçlü Çekirdek Kuvveti, 2. Elektromanyetik Kuvvet, 3. Zayıf Nükleer Kuvvet, 4. Gravitasyon (Yerçekimi) Kuvveti. Başlangıçta (yani evrenin ilk yaratılış anında) tüm bu kuvvetler (ilmî tabirle hepsine birden “câzibe” kuvvetleri de denir) bir tek ana kudretin içindeydi. Literatürde buna “Birleşik Alanlar Kuvveti” veya teoremi de deniyor. Bu tek kudret, ALLAH Vahdâniyyeti ve Ehâdiyyeti ilkeleri uyarınca bitişikken, evrenin genişlemesi ile birlikte bir hikmete binâen fazlara ayrıldı. Fakat ilk zamanlarda bu kuvvetlerde elektromanyetizma ve gravitasyon daha güçlü kuvvet halindeydi. Diğer iki kuvvet olan çekirdek kuvveti ve zayıf nükleer kuvvet daha zayıf haldeydi. Dolayısıyla bu dört kuvvet genel olarak iki grupta toplanabilir: 1. Çekim Kuvvetleri: Gravitasyon ve Elektromanyetizma, 2. Çekirdek Kuvvetleri: Güçlü Çekirdek Kuvveti ve Zayıf Nükleer Kuvvet. Manyetizma gizemli bir olay olup, teorisi iyice bilinen ELEKTRİK ALANIN beşinci boyutla birleşmesi sonucu SINIRDA ortaya çıkmaktadır. Kuantum yüklerin oluşturduğu kütleçekimi olarak da adlandırabileceğimiz bu olgu, Schwarzschild GEOMETRİSİ ve Kaluza RELATİVİTESİ ile birlikte MAXWELL Denklemlerinin; MANYETİZMANIN, bir üst sonucu olduğunu göstermektedir. Bu yapı, açıklanması güç olan KARADELİK TEKİLLİĞİNDEKİ Kuantum Kütleçekimi Teoremini, bir elektromanyetizma yapısı ile açıklar. BEŞİNCİ BOYUT saklıdır. Evrenin büyük patlamayla (BIG BANG) açılması sırasında 4-Boyutun açılmasının tersine beşinci boyut, HELİS (SPİRAL) çizerek burgaç şeklinde yuvarlatılmış olup, açılmamıştır. Dolayısıyla bu burgaç hareketini yapan her cisim, Beşinci Boyutun ve KARADELİK TEKİLLİĞİNİN habercisidir. BİRLEŞİK ALAN TEORİSİ, belirli bir yarıçapta (Schwarzschild Yarıçapında) kütle aktarım diski barındıran ve çökmekte olan Yıldız çiftleri (PULSAR) ve büyük kütleli yıldızların çökmesi sonucu oluşan çok hızlı dönen NÖTRON Yıldızlarının yaydıkları “RADYO SİNYALLERİNİ” açıklamaktadır. İşte bu radyo sinyalleri aslında elektrik alan ve manyetizmanın birleşimi olan Kütleçekimsel Elektromanyetik (Birleşik Alan) dalgalarından başka bir şey değildir. Evreni fizik yasalarıyla (yeni eklenen kuramlarla) daha iyi açıklayan birtakım kuramlar olacaktır. Fakat tüm yapıyı detaylarıyla açıklayabilecek bir her şeyin teorisini elde etmek oldukça zor görünüyor. Çünkü evrendeki varolan (Ölümlü, sınırlı) maddenin ardında, kendisine iman etmeyi gerektiren sonsuz bir güç olduğunu kabul etmeden yapılabilecek tüm girişimler ve deneyimlerimiz bizi daha büyük açmazların ve fiziksel fenomenler zincirinin içine sürükleyecektir. İşte bu sonsuz güç ise, her şeyi yoktan var eden (“KÛN FEYEKÛN” emrinde olduğu gibi) ALLAH (C.C.) ve onun madde üzerindeki sınırsız yaratma gücüdür. Bu kabulü yapmadan yapılacak tüm birleşik teoriler ileride yerini bir başkasına bırakmak zorundadır. Nitekim geçen zamanla üretilen teorilerin çokluğundan bunu anlayabiliriz. Kısaca şöyle diyebiliriz: Bilim artık ALLAH’ın varlığını bilimsel bir gerçeklik olarak da elde etmeli veya bu sonuca götürmelidir. Dolayısıyla buradan yola çıkarak şunu söyleyebiliriz: Kur’an’ın 21. asırdaki modern yorumu, günümüz Biliminin ve Teknolojisinin de dili olan MATEMATİK’le yapılmalıdır. Aksi takdirde teoriler zincirinin sonu gelmeyecek ve ulaşmayı hedeflediğimiz “SON BÜYÜK TEOREME” yaklaşamayacağız. Kimbilir belki de “SON BÜYÜK TEOREM”, evrenin hızlı bir çöküş sürecine girdiği ve “SONSUZLUĞA” doğru akıp giden “SON” dönemini yaşadığı bir tabloyu ortaya koyacaktır..

ALMATI’DA SİYASET YASAĞI MEVZUATI UYGULAMASI

Gobiden Tunaya Türk Dünyası İncelemeleri II, 2024

Kazakistan’da, 1990'lı yılların başında, 14 Nisan 1993 tarihli "Kit lesel siyasî repressiya kurbanlarının iade-i itibarı hakkındaki" kanunun uygulanmasının bir parçası olarak, tarihçiler ve hukuk kurumları, siyasî repressiya mağdurlarının itibarlarını iade etmek için kapsamlı bir çalış ma içine girmişti. Latince kökenli repressio (baskı, eziyet, geri-bastırma) sözünden türetilen repressiya terimi; Sovyet yönetiminin düşmanı oldukları ge rekçesiyle SSCB vatandaşlarına karşı yürütülen Stalin’in baskı rejimine verilen addır. Repressiya, ilki 1928-1934, ikincisi 1937-1939 ve üçün cüsü de 1950’den başlayarak Stalin’in ölümüne kadar devam eden üç aşamada gerçekleşmiştir. Bu süreçte ne kadar insanın öldürüleceği ve ne kadarının sürgüne yollanacağı planlı bir şekilde tatbik edilmişti. Stalin rejiminin gizli polis memuru Nikolay Yejov’un, 30 Temmuz 1937 tarihli ve 00447 numaralı emrinde, 268.950 kişinin tutuklanması ve bunlar dan 75.950’sinin idam ettirilmesinin gerektiği yazılmıştı.

ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE GÜVENLİK ÇALIŞMALARINA İLİŞKİN TEORİK TARTIŞMALAR

GİRİŞ Uluslararası disiplininde aktörler arasındaki ilişkileri düzenleyen en temel faktörlerden biri olan güvenlik, çok boyutlu yapısından dolayı farklı tanımlamalara neden olmuştur. Güvenlik kavramı üzerine uzlaşılmış tüm koşullar için geçerli olabilecek tek bir cevap söz konusu değildir. Bu bağlamda güvenlik bizim ona ne mana yüklediğimizle şekillenmektedir: ki bunlar kişilerin, toplumların siyasi bakışı ve felsefi dünya görüşleri ile paralel doğrularıdır. Güvenlik için yapılan açıklamalardan birkaçı şu şekildedir: çevreden gelebilecek saldırılara karşı kendini savunmaktır. Devlet için güvenlik ise savaş durumunda düşmanı alt etme, barış zamanında ise kendi değerlerini olası tehlikelere karşı korumak denebilir. Başka bir açıklamaya göre güvenlik; düşmanını akıl oyunlarıyla yanlış yönlendirerek dost yapabilmektir.