TÜRKÇE ÖĞRETMEN ADAYLARININ DİLSEL DEĞER KAVRAMINA İLİŞKİN YETERLİK DÜZEYLERİ (original) (raw)

TÜRKÇE ÖĞRETMENİ ADAYLARININ DİLBİLİM VE DİLBİLGİSİ KAVRAMLARINA İLİŞKİN ALGILARI

Bu araştırmanın problem tümcesi, “Türkçe öğretmeni adaylarının dilbilim ve dilbilgisi kavramlarına ilişkin algıları nedir?” biçiminde oluşturulmuştur. Araştırma nitel bir çalışmadır. Araştırmada “durum çalışması” temel alınmış ve “iç içe geçmiş çoklu durum deseni” kullanılmıştır. Katılımcılar “amaçlı örnekleme” yöntemine göre belirlenmiş ve “kolay ulaşılabilir durum örnekleme”si temel alınmıştır. Böylelikle araştırmanın örneklemi, 2011 Bahar döneminde Abant İzzet Baysal ve Kocaeli Üniversitesi’nde Türkçe Öğretmenliği Bölümlerinde öğrenim gören toplam 20 öğrenci olarak belirlenmiştir. Veri toplama yöntemi olarak, “yarı yapılandırılmış görüşme” tekniği kullanılmış ve araştırmanın problemi doğrultusunda 7 alt probleme yanıt aranmıştır. Veriler, “betimsel analiz” yoluyla değerlendirilmiştir. Araştırma sonuçları üç başlıkta özetlenebilir: (i). Araştırmaya katılan öğretmen adayları dilbilimin bir bilim olduğuna vurgu yapmışlar, dilbilgisi olmadığının altını çizmişler ve dilbilimi,“kapsamlı”, “değişime açık”, “sistemli”, “aydınlatıcı” ve “çözümleyici” bir bilim olarak yansıtmışlardır. Öğretmen adaylarının dilbilime yönelik olumlu tutumlar içinde oldukları ve dilbilimi dilbilgisinin önüne koydukları söylenebilir; ancak olumlu tutumlarına karşın dilbilim tanımları incelendiğinde birçoğunun eksik, tutarsız ve yanlış bilgiye sahip olduğu gözlenmiştir. (ii). Öğretmen adaylarının dilbilgisi tanımlarında ise, yoğun bir biçimde “kural” sözcüğünü kullandıkları görülmüş ve dilbilgisi kurallarını önemsedikleri ve kabullendikleri ortaya çıkmıştır. Adayların, tıpkı dilbilim kavramı gibi, dilbilgisini de yanlış, eksik ve tutarsız bir biçimde tanımladıkları görülmüş, öznel yargılara yer verdikleri belirlenmiş ve özellikle yapıya odaklanıp dilin anlam boyutunu eksik bıraktıkları gözlenmiştir. (iii). Son olarak, iki kavramın benzerlik ve farklılıkları bağlamında bulgular incelendiğinde ise, katılımcıların özellikle dilbilimle ilgili Türkçe yazılmış alanyazından haberdar olmadıkları, dilbilim ve dilbilgisi farkını içselleştiremedikleri ve dilbilim alanıyla ilgili önemli ölçüde bilgi eksikliklerinin olduğu ortaya çıkmıştır.

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENLERİNİN ETKİLEŞİMLİ TAHTA İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ

Özet: Araştırma, Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenlerinin FATİH projesi ile gerçekleştirilen etkileşimli tahta uygulaması ve kullanımına ilişkin görüşlerini belirlemek amacı ile yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini FATİH projesi kapsamında etkileşimli tahtanın amaçlarına ve kullanımına dair hizmet içi eğitimi almış ve sınıflarında etkileşimli tahta bulunan, Konya ili merkezinde yer alan bir meslek lisesinde görev yapan Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenlerinin tamamı oluşturmuştur. Nitel bir çalışma olan araştırmada görüşme yöntemi kullanılmış, elde edilen veriler " betimsel analiz " den yararlanılarak analiz edilmiş ve yorumlanmıştır. Araştırma verilerine göre Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenlerinin etkileşimli tahta donanımını internet bağlantısı ve elektrik kesintileri dışında yeterli; ancak etkileşimli tahta kullanımına yönelik verilen hizmet içi eğitimi genel olarak yetersiz bulduklarını ifade ettikleri görülmüştür. Öğretmenler etkileşimli tahtayı derslerde çoğunlukla video izleme, müzik dinleme amacıyla; dersin de özellikle gelişme ve sonuç bölümlerinde kullandıklarını belirtmişlerdir. Öğretmenlerden etkileşimli tahtanın öğrencinin kavramasını kolaylaştırdığı, derse dikkat çektiği, dersin daha kısa sürede işlenmesini sağladığı gibi olumlu görüşlerin yanı sıra etkileşimli tahta kullanma becerisi zaman aldığı için öğrencinin dikkatini dağıttığı ve dersi olumsuz etkilediği görüşünü belirtenler de olmuştur. Sonuç olarak, Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenleri bazı eksiklerine ve çoğunlukla bilgisayar görevinde kullanılmasına rağmen etkileşimli tahta uygulamasından memnun olduklarını ifade etmişlerdir, diyebiliriz. Anahtar Sözcükler: Etkileşimli Tahta, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenleri, FATİH Projesi.

OKULÖNCESİ ÖĞRETMENLERİNİN TÜRKÇE DİL ETKİNLİKLERİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ: LEFKOŞA ÖRNEĞİ

Bu araştırmada, Kıbrıs'ın kuzeyinde Lefkoşa ilçesinde görev yapan okul öncesi öğretmenlerinin Türkçe dil etkinliklerine ilişkin görüşlerini belirlemek amaçlanmıştır. Araştırma, betimsel niteliktedir. Araştırmada genel tarama modeline uygun olarak araştırmacılar tarafından hazırlanan anket aracılığıyla veri toplanmıştır. Araştırmada uygun örnekleme temel alınarak Kuzey Kıbrıs'ın Lefkoşa ilçesinde 9 okuldaki toplam 96 okul öncesi öğretmene ulaşılmıştır. Verileri çözümlemek için frekans, yüzdelik, aritmetik ortalama ve standart sapma gibi betimsel istatistiklerden yararlanılmıştır. Araştırmanın bulgularına göre okul öncesi öğretmenlerinin çocukların en çok konuşma becerisini geliştirdikleri ve günde ortalama 16-30 dakika Türkçe dil etkinliklerine ayırdıkları görülmüştür. Öğretmenler Türkçe dil etkinliklerini planlarken kaynak olarak kendilerini göstermişlerdir. Öğretmenlerin Türkçe dil etkinliklerinde; en çok kitap köşesini kullandıkları, konu olarak " okul " u seçtikleri, düz-anlatım yöntemini kullandıkları, en sık kullandıkları aracın kitap olduğu, tekerlemeleri sıklıkla kullandıkları ve değerlendirme tekniği olarak gözlemi tercih ettikleri görülmüştür. Bunlara ek olarak araştırmaya katılan okul öncesi öğretmenlerinin neredeyse yarısının Türkçe dil etkinliği özelinde bir hizmet içi kursa katılmadığı ortaya çıkmıştır. This study is aiming at evaluating the preschool teachers perceptions in North Cyprus regarding their Turkish language activities. Quantitative and descriptive research method were used. Questionnaires were used for data collection.The participants of the study included a population of 96 preschool teachers from 9 schools in Nicosia. The data collected by the questionnaries was analyzed SPSS program. The results of the research show that preschool teachers give most importance to speaking activities and they spend 16-30 minutes to improve students' speaking skills. They like personalization while planning their activities. They carry out language activities especially in the book corners. They usually choose 'my school' as a topic and 'books' are the most popular teaching materials that they use. They like using rhymes and they prefer observation as an evaluation. It has also been revealed that most of the teachers haven't even attended to an in service training regarding Turkish language activities.

ÖĞRETMEN ADAYLARININ, DEĞERLERİN KAZANDIRILMASINA YÖNELİK GÖRÜŞLERİ İLE DEĞERLER EĞİTİMİNE İLİŞKİN ALGILARINDA DEĞERLER EĞİTİMİ DERSİNİN ROLÜ

Öz Bu araştırma, 2014-2015 eğitim öğretim yılı bahar döneminde, Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalında eğitim gören öğretmen adaylarının, sosyal bilgiler öğretim programında yer alan değerlerin kazandırılmasına yönelik görüşleri ile değerler eğitimine yönelik algılarında, ilgili anabilim dalı programında seçmeli ders olarak bulunan, değerler eğitimi dersinin rolünü belirlemek amacıyla yapılmıştır. Nitel araştırma yönteminde tasarlanan ve tek grup öntest-sontest kontrol grupsuz zayıf deneysel desenin kullanıldığı çalışmada veriler; metaforlar yoluyla veri toplama formu ve yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Elde edilen verilerin analizinde içerik analizi ve betimsel analiz tekniklerinden faydalanılmıştır. Sonuç olarak, katılımcıların değerler eğitimine yönelik algılarında, işlem öncesinde ve sonrasında farklılaşmanın olduğu görülmüştür. Araştırmaya ait bir diğer sonuç ise işlem öncesinde katılımcılar; " etkinlik temelli öğretimle " , " model olarak öğretimle " , " drama ve oyunla " , " örnekler üzerinden öğretimle " ve " ödev vererek " gibi etkinlikler yoluyla değerin kazandırılacağını savunurken, işlem sonrasında " değer eğitim yaklaşımlarıyla " , " etkinlik temelli öğretimle " ve " model olarak öğretimle " değerin kazandırılacağını dile getirmişlerdir. Araştırmanın sonuçlardan yola çıkarak önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler, öğretmen adayları, Değerler eğitimi, Değerler Eğitimi Dersi, Algı. Abstract This study was conducted in the spring semester of the 2014-2015 academic year to determine the effect of the values education course, which is an elective course given at Gazi University Gazi Faculty of Education Department of Social Studies Education, on the views of pre-service teachers attending this department about introducing values, which are part of the social studies curriculum, to students and their perceptions regarding the values education. Qualitative research method and single-group pretest posttest weak experimental design without control group were used. Data were collected via the form for collecting data through metaphors and semi-structured interview form. The obtained data were analyzed through content analysis and descriptive analysis techniques. A difference was observed in the participants' views regarding the values education from the pre-experiment period to the post-experiment period. In addition, while the participants argued before the experiment that values can be introduced to students through " activity-based teaching " , " teaching by acting as a model " , " teaching through drama and play " , " teaching through examples " , and " teaching by giving homework " , they stated after the experiment that values can be introduced through " values education approaches " , " activity-based teaching " , and " teaching by acting as a model ". Recommendations were put forward based on the research results. GİRİŞ İnsanın sosyal bir varlık olmasından dolayı zaman zaman diğer insanlarla ortak bir yaşam alanı kullanmak zorundadır. Kullanılan bu ortak yaşam alanında bir takım toplumsal, siyasi, ahlaki ve kültürel ilke ve kuralların oluşmuş olduğu bilinmektedir. Bu ilke ve kurallar toplum üyelerinin birçoğu tarafından benimsenerek oluşmuştur ve öyle de yaşatılır. Toplum tarafından benimsetilerek yaşatılan bu ilke ve kuralların büyük bir bölümünü değerler oluşturur (Kılcan, 2013). Değerler, Erdem (2003: 56) tarafından belirli bir durumu bir diğerine tercih etme eğilimi, davranışlara kaynaklık eden ve onları yargılamaya yarayan anlayışlar, ayrıca, bireyin neyi önemli gördüklerini tanımlayarak, istenen, arzulanan, ilgi ve ihtiyaç duyulan şeyler hakkında bilgi veren kavramlar olarak tanımlanırken, çeşitli araştırmacılar (Aslan, 2007; Özensel, 2003; 2007; Theodorson & Theodorson, 1979: 455) değeri, özel eylemleri ve amaçları yargılamada temel bir standart sağlayan ve bir grubun üyelerinin güçlü duygusal bağlılıklarıyla oluşmuş, soyut, genelleştirilmiş davranış prensipleri; iyiyi-kötüyü, doğruyu yanlışı açığa çıkaran soyut düşünceler, idealler (Esmer, 1999); her toplumun sahip veya bağlı olduğu kültürünü meydana getiren inançlar, fikirler ve normlar (Ülken, 1969: 73); genel olarak davranışlara rehberlik eden ilkeler ve temel inançlar, eylemlerin iyi ya da istenilen olarak yargılandığı standartlar (Halstead & Taylor, 2000); toplumsal hayatta, insanların ortak olarak önemsedikleri görgül (ampirik) içerikli olgular (Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği [TÜSİAD], 1991: 3) olarak tanımlamışlardır.

ANA DİLİ VE YABANCI DİL OLARAK TÜRKÇE ÖĞRETİMİ BAĞLAMINDA TÜRKÇE ÖĞRETMEN ADAYLARININ DİL BİLGİSİ ÖĞRETİMİNE YÖNELİK ÖZ YETERLİK ALGILARI

Journal of History School, 2020

Bu çalışmanın amacı, ana dili ve yabancı dil olarak Türkçe öğretimi bağlamında, Türkçe öğretmen adaylarının dil bilgisi öğretimine yönelik öz yeterlik algılarını belirlemektir. Betimsel nitelikteki çalışmada veriler, nitel veri toplama tekniklerinden görüşme yardımıyla toplanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, 2018-2019 eğitim-öğretim yılında Ege ve Akdeniz Bölgelerinden iki devlet üniversitesinin, Türkçe öğretmenliği lisans programına devam etmekte olan 80 Türkçe öğretmen adayı oluşturmaktadır. Çalışmada veriler, amaçlı örneklem bağlamında belirlenen 80 öğretmen adayından yapılandırılmış yazılı görüşme formuyla toplanmıştır. Toplanan veriler, araştırmacılar tarafından içerik analizi yoluyla incelenerek Türkçe öğretmen adaylarının, ana dili ve yabancı dil olarak Türkçe dil bilgisi öğretimi süreçlerine yönelik öz yeterlik algıları bağlamında karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Elde edilen veriler sonucunda öğretmen adayları, Türkçe dil bilgisi hakimiyetine yönelik kendilerini büyük oranda yeterli hissettiklerini ve lisans düzeyindeki Türkçe dil bilgisi derslerinin dil bilgisi hakimiyetlerine katkı sağladığını belirtmiştir. Adayların Türkçe dil bilgisi hâkimiyetlerine 3. ve 4. sınıf düzeyinde karşılaştırmalı olarak bakıldığında ise her iki sınıf düzeyinde de kendilerini yeterli hissettikleri görülmüştür. Diğer yandan öğretmen adaylarının, ana dili olarak Türkçe dil bilgisi öğretiminde kullanılan/kullanılabilecek yaklaşım, yöntem ve teknik bilgisi ve bunları uygulama bağlamında ana dilinde kendilerini yeterli görürken Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde yeterli görmedikleri saptanmıştır.

ÖĞRETMENLERİN YEŞİL ÖRGÜTSEL DAVRANIŞLARININ SÜRDÜRÜLEBİLİR TÜKETİM DAVRANIŞI ÜZERİNE ETKİSİ

Bu araştırma, öğretmenlerin yeşil örgütsel davranış düzeylerinin sürdürülebilir tüketim davranışı üzerindeki etkisini ortaya koyma amacını içermektedir. Bu araştırmada nicel araştırma modeli ve bağımlı-bağımsız değişken arasındaki ilişki test edilmiştir. Araştırmanın kapsamı; Balıkesir ili Bandırma İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bağlı ortaokullarda çalışan öğretmenlerdir. Örneklem olarak sistematik örneklem modeli tercih edilmiş olup Bandırma İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesindeki tüm ortaokullardan öğretmenler tercih edilmiştir. Araştırmada, 161 öğretmene "Yeşil Örgütsel Davranış Ölçeği" ve "Sürdürülebilir Tüketim Davranışı Ölçeği" anket formu üzerinden uygulanmış ve bu formlardan güvenirlik ve geçerliği yüksek olan 129 tanesi analize dâhil edilmiştir. Araştırma, nicel yöntemle ve anket formu bağlamında yöneltilen sorulara verilen yanıtların içerik analiziyle sınırlıdır. Çalışmada, öğretmenlerin yeşil örgütsel davranış düzeylerinin sürdürülebilir tüketim davranışları üzerinde etkili ve aralarında anlamlı bir ilişki olduğu sonucuna varılmıştır. Araştırma sonunda; öğretmenlerin sürdürülebilir tüketim davranışlarının yeşil örgütsel davranışın tüm boyutlarıyla anlamlı bir ilişki olduğu ve okullarda "yeşil enerji, tasarruf, sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği" konularında müfredat içeriklerinin zenginleştirilmesinin bu ilişkiyi güçlendireceği sonucu vurgulanmıştır.

DÖNÜŞTÜRÜCÜ ÖĞRENME KURAMI BAĞLAMINDA ÖĞRETMENLERİN ETKİLEŞİMLİ TAHTA KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

ÖZET Bu çalışmanın amacı, öğretmenlerin dönüştürücü öğrenme kuramı bağlamında etkileşimli tahta kullanmalarına ilişkin görüşlerini almaktır. Araştırma yöntem olarak nitel araştırma yöntemi kullanılarak şekillendirilmiştir. Bu çalışmada olgubilim deseni kullanılmıştır. Araştırmanın katılımcılarını, 2013-2014 öğretim yılında Elazığ İli Merkez İlçede yer alan ortaöğretim kurumlarında görev yapan 19 öğretmen oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak King (2009) tarafından geliştirilen "Öğrenme Etkinlikleri Görüşme Formu"nun, Feriver Gezer (2010) tarafından Türkçeye uyarlanan hali etkileşimli tahtaya göre uyarlandıktan sonra kullanılmıştır. Görüşme formu ile ilgili çözümlemeler nitel boyutta gerçekleştirilmiştir. Bilgisayar destekli nitel veri analizi yapılmıştır. Öğretmenlerin etkileşimli tahta kullanmadaki dönüşüm göstergeleri ile ilgili olarak öğretmenlerin hepsinin dönüşüm göstergelerinde yer aldığı sonucuna varılmıştır. Öğretmenlerin etkileşimli tahta kullanmadaki boyutlarına bakıldığında, çoğunluğunun başka sebeplerle etkileşimli tahta kullanma dönüşümü yaşadığı, yine yarısına yakınının hizmetiçi eğitim kapsamında dönüşüm yaşadığı sonucuna ulaşılmıştır. Öğretmenlerin dönüştürücü öğrenme deneyimi yaşama potansiyellerine bakıldığında öğretmenlerin çoğunun yansıtıcı öğrenen olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Öğretmenlerin etkileşimli tahta kullanma dönüşümünü kolaylaştıran kişiler arasında öğrenciler, öğretmenin kendisi, eğitmen ve diğer öğretmenler olduğu belirlenmiştir. Öğretmenlerin etkileşimli tahta kullanma dönüşümünü kolaylaştıran görevler arasında eğitim etkinlikleri, eğitimin geleneksel olmayan yapısı ve ölçme ve değerlendirme olduğu belirlenmiştir. Öğretmenlerin etkileşimli tahta kullanma dönüşümleriyle ilgili hislerine dair bulgulara bakıldığında, öğretmenlerin en çok dönüşümle birlikte heyecan duydukları, daha sonra kaygı yaşamama, sürdürülebilirlik, mutluluk, güven, yoğun kullanma, merak, öğrenci tembelliği, korku, olumlu, yenilenme, zorunluluk ve farkındalık olduğu sonucuna varılmıştır. Öğretmenlerin etkileşimli tahta kullanma dönüşümlerini kolaylaştırmak * Arş. Gör. Fırat Üniversitesi Eğitim Programları ve Öğretim, El

TÜRKÇE ÖĞRETMENİ ADAYLARININ DİNLEME EĞİTİMİ DERSİYLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ

Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, 2019

Bu araştırmanın amacı, Türkçe öğretmeni adaylarının lisans eğitimleri sırasında aldıkları „Anlama Teknikleri II: Dinleme Eğitimi‟ dersine ilişkin görüşlerini tespit etmektir. Araştırmada tarama yöntemi kullanılmıştır. Çalışma grubunu Trabzon Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi bölümünde öğrenim gören 24 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri araştırmacı tarafından hazırlanan ve yedi sorudan oluşan yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Elde edilen veriler içerik analizi tekniği ile analiz edilmiştir. Araştırmanın sonucunda, Türkçe öğretmeni adaylarının büyük bir kısmının derslerde teorik bilgiden ziyade meslek yaşamlarında ihtiyaç duyacakları örnek uygulamaların ağırlıkta olmasını istediği ortaya çıkmıştır. Adayların çoğu dinlemeye yönelik teorik açıdan kendilerini oldukça yeterli bulmaktadır ancak öğretmenlik sürecinde yapacakları uygulamalar konusunda endişelerinin olduğu belirlenmiştir. Özellikle son sınıf öğrencileri staj tecrübelerinden kaynaklı olarak kendilerinin uygulama konusunda problem yaşadıklarını ve bu nedenle bu dersin mutlaka uygulama ağırlıklı olması gerektiğini ifade ettikleri tespit edilmiştir.