ANA DİLİ VE YABANCI DİL OLARAK TÜRKÇE ÖĞRETİMİ BAĞLAMINDA TÜRKÇE ÖĞRETMEN ADAYLARININ DİL BİLGİSİ ÖĞRETİMİNE YÖNELİK ÖZ YETERLİK ALGILARI (original) (raw)
Related papers
TÜRKÇENİN YABANCI DİL OLARAK ÖĞRETİMİNDE DİL BİLGİSİ ÖĞRETİMİ HAKKINDA ÖĞRETİCİ GÖRÜŞLERİ
Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde tartışılan temel konulardan biri dil bilgisi öğretimidir. Dil bilgisi öğretiminin gerekli olup olmadığı ve nasıl olması gerektiği yönünde alanda ciddi tartışmalar bulunmaktadır. Bu durumun öğretim programlarına ve öğretim süreçlerinde kullanılan öğretim setlerine yansıdığı görülebilmektedir. Öğretim setleri dil bilgisi öğretimi bakımından incelendiğinde hem öğretim yöntemleri hem öğretim sıralaması açısından ciddi farklılıklar göstermektedir. Bazı öğretim setlerinde dil bilgisi öğretiminde tercümelere yer verildiği ve öğretimin çok detaylı bir şekilde ele alındığı görülürken bazı öğretim setlerinde tercümeye hiç yer verilmediği ve öğretimin yüzeysel bir şekilde gerçekleştirildiği görülebilmektedir. Benzer şekilde öğretim merkezlerinin dil bilgisi öğretimi hususuna yaklaşımlarında da büyük farklılıklar bulunmaktadır. Bazı öğretim merkezleri ders programları içerisinde müstakil dil bilgisi derslerine yer verirken bazı öğretim merkezleri dört temel dil becerisinin içerisinde dil bilgisi öğretimini gerçekleştirmekte ve ders programlarında müstakil dil bilgisi derslerine yer vermemektedir. Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde görülen bu farklılıklardan yola çıkılarak çalışmada dil bilgisi öğretimine dair öğretici görüşlerinin yansıtılması amaçlanmıştır. Bu kapsamda araştırmada öğreticilere; Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde dil bilgisi öğretiminin ne düzeyde gerekli olduğu, dil bilgisi öğretiminin nasıl olması gerektiği, öğretim setlerinde dil bilgisi öğretimine dair görülen başlıca hataların neler olduğu, sınavlarda dil bilgisi sorularının bulunup bulunmaması gerektiği ve ders programlarında dil bilgisinin ayrı bir ders olarak yer alıp almaması gerektiği hakkında sorular sorulmuştur. Çalışma nitel bir araştırma olarak tasarlanmış bir durum çalışmasıdır. Araştırmada amaçlı örneklem alma yoluna gidilerek en az beş yıldır üniversiteler bünyesinde yabancılara Türkçe öğretimi alanında ders verme deneyimine sahip ve alanın en sık kullanılan Gazi, Yeni Hitit, İstanbul ve Yedi İklim öğretim setlerini kullanmış 8 öğretim elemanı ile odak grup görüşmesi yapılmıştır. Odak grup görüşmesi neticesinde veriler bilgisayar ortamına aktarılmış ve verilerin çözümlenmesi için içerik analizi kullanılmıştır.
YABANCI DİL OLARAK TÜRKÇE ÖĞRENEN ÖĞRENCİLERİN ANLAMA BECERİLERİNE YÖNELİK ÖZ YETERLİKLERİ
International Journal of Language Academy, 2023
Dil eğitiminde dört temel dil becerisi bulunmaktadır. Bu beceriler dinleme, okuma, konuşma ve yazma becerileridir. Bu dört temel dil becerisi birbirleriyle ilişkilidir ve dilin etkili kullanılması sürecinde oldukça önemlidir. Dinleme, seslere anlam yüklenmesi ile başlayan süreçte öğrencinin yaşam boyu diğer becerilerinin kazanılmasında kilit rol oynamaktadır. Okuma becerisi ise bireyin eğitim hayatına başladığı andan itibaren öğrenmeyi de öğrendiği ilk beceri olmasının yanı sıra hedef dilde ya da günlük yaşantıda görsellerin, sözcüklerin algılanması ve kodların çözülmesi olarak tanımlanabilir. Bu bağlamdan yola çıkarak anlama becerilerinde eğitim-öğretim, ölçme-değerlendirme süreci, bireyin gündelik yaşamında, ana dili eğitiminde ve yabancı dil öğreniminde oldukça önemli rol oynadığı söylenebilir. Ölçme ve değerlendirme süreçlerinde kullanılan klasik test odaklı ölçme yöntemlerinin yanı sıra öğrencilerin de eğitim sonunda kendilerini değerlendirmesi gerekmektedir. Bu da öğrencinin bizzat kendini değerlendirdiği öz yeterlik ölçme yöntemi ile olmaktadır. Öz yeterlik; öğrencinin eğitim aldığı sürecin sonunda o konu hakkında sorulan belirli sorular ile kendisinin ne kadar başarılı olduğunu ifade etmektedir. Buradan amaçla, Yunus Emre Enstitüsünde C1 seviyesinde Türkçe eğitimi alan 75 Kazakistanlı öğrencinin anlama becerilerine yönelik öz yeterlikleri tarama yöntemi ile incelenmiştir. Veriler ise Kişisel Bilgi Formu ve Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğrenenlerin Anlama Becerilerine Yönelik Öz Yeterlikleri Ölçeği kullanılarak çevrim içi şekilde Testmoz uygulaması üzerinden toplanmıştır. Yapılan çalışma sonucunda çalışmaya katılan öğrencilerin öz yeterlik açısından farkındalıklarının yüksek olduğu tespit edilmiştir.
YABANCI DİL OLARAK TÜRKÇE ÖĞRENENLERİN TÜRKÇE DİL BİLGİSİNE YÖNELİK ALGILARININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLERE GÖRE İNCELENMESİ, 2020
Yabancı dil olarak bir dili öğrenen bireylerin öğrendikleri dil ile ilgili algıları, öğrenim sürecinin verimli geçebilmesi ve başarıya ulaşılabilmesi açısından önemlidir. Çünkü dilin kurallarını, inceliklerini sezme ve keşfetme amacı taşıyan öğrenicilerin algıları zaman zaman öğrenim sürecini olumsuz etkileyebilmektedir. Bu doğrultuda çalışmada, yabancı dil olarak Türkçe öğrenenlerin Türkçe dil bilgisine yönelik metaforik algılarını belirlemek ve çeşitli değişkenlere göre incelemek amaçlanmıştır. Nitel araştırmalardan olgu bilim desenine göre tasarlanan çalışmada, İstanbul Sağlık Bilimleri Üniversitesi ve Üsküdar Üniversitesi TÖMER’de B2 düzeyinde öğrenim gören 31 öğrenciden veri toplanmıştır. Katılımcılara “Türkçe dil bilgisi… gibidir. Çünkü…” cümlesinin yazılı olduğu form verilerek bu cümleyi tamamlamaları istenmiştir. Verilerin analizinde, nitel veri çözümleme tekniklerinden içerik analizi kullanılmıştır. Analiz sürecinde öğrenicilerin ürettikleri metaforların ve gerekçelerin incelenmesinde, kategorilendirilmesinde uzman görüşüne başvurulmuştur. Elde edilen verilerin analiz edilmesi sonucunda öğreniciler tarafından daha çok dil yapısı, diller arası ilişki ve olumlu his temalarına yönelik metaforların üretildiği belirlenmiştir. Bununla birlikte, cinsiyet değişkeni bağlamında kadınların diller arası ilişki, erkeklerinse ihtiyaç temasında yoğunlaştığı; Türkiye’de bulunma süresine göre özellikle ilk yıllarda dil yapısı üzerinde durulduğu; Türk dillerine mensup öğrenicilerin dil yapısı, diller arası ilişki ve iletişime dönük algılara odaklandığı, Türkçe ile aralarında alfabe farkı bulunan Arapça ve Rusça dillerine mensup öğrenicilerin ise rahatsızlık kategorisine yönelik metaforlar ürettiği sonucuna ulaşılmıştır.
TÜRKÇENİN YABANCI DİL OLARAK ÖĞRETİMİNDE ANA DİLİNİN ETKİSİ
Bu çalışmanın amacı Suriyeli öğrencilerin sahip oldukları ana dilinin yabancı dil olarak Türkçe öğrenme süreçlerine etkisini belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda Türkçe öğrenen öğrencilerin öğrenme sürecinde ana dili kullanımının derslerde ve ders dışındaki durumları, ana dili kullanım durumunda yaşanan değişiklikler, derslere giren okutmanların bu durumla ilgili uygulamaları, ana diliyle ilgili ögelerin Türkçe dil becerilerine nasıl yansıdığı vb. ile ilgili bazı hususlar araştırılmıştır. Çalışmada nitel araştırma desenlerinden durum çalışması kullanılmıştır. Bu araştırmada Suriyeli öğrencilerin Türkçe öğrenme sürecinde ana dillerinin etkisine yönelik öğrenci ve okutman görüşleri ile dersler tutulan araştırmacı günlüklerinin bütüncül değerlendirilmesi dolayısıyla nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu Kilis 7 Aralık Üniversitesinde Türkçe öğrenen 23 Suriyeli öğrenci ve bu öğrencilerin derslerine giren 5 okutman oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri araştırmacı tarafından geliştirilen öğrenciler için görüşme formu, okutmanlar için görüşme formu ve araştırmacı günlüğü gibi veri toplama araçlarıyla toplanmıştır. Toplanan veriler içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Araştırma soruları çerçevesinde hazırlanan bulgular örneklerle desteklenmiştir. Veriler analiz edilirken iki puanlayıcı kullanılmıştır. Çalışma sonucunda ana dilinin öğrenciler tarafından ihtiyaç duyulan durumlarda kullanıldığı ve okutmanların da bu konuda esnek davrandıkları belirlenmiştir. Ana dilinin tamamen yasaklamalar ve engellemelerle önüne geçilmesinden ziyade yeri geldikçe bir öğretim aracı olarak yararlanılması gerektiği anlaşılmaktadır. Türkçe öğretiminde ana dilinin kullanımı konusunda katı kurallar yerine olumlu etkilerinden de yararlanılması gerektiği söylenebilir.
TÜRKÇE ÖĞRETMEN ADAYLARININ DİLSEL DEĞER KAVRAMINA İLİŞKİN YETERLİK DÜZEYLERİ
Bu çalışmada Türkçe öğretmen adaylarının sözcüklerin bir boyutu olan değer kavramına ilişkin yeterlik düzeyleri araştırılmıştır. Değer, sözcüklerin anlamlarının dışında kalan, onların kullanım özelliklerine göndermede bulunan bir terimdir. tarafından ortaya atılan bu terim, aynı anlama gelen sözcüklerin arasındaki küçük farkları öne çıkarır. Türkçe öğretmen adaylarının değer konusunda duyarlılık düzeylerinin gelişmiş olması beklenir. Betimsel nitelikli bu araştırmanın katılımcılarını üç farklı üniversitede Türkçe Öğretmenliği Anabilim Dalında öğrenimlerini sürdüren 370 öğretmen adayı oluşturmuştur. Veriler araştırmacılar tarafından geliştirilen Sözcüklerin Değerlerine İlişkin Farkındalık Düzeyi Testi ile toplanmıştır. Elde edilen veriler istatistik programında çözümlenmiştir. Araştırmada katılımcıların sözcüklerin değerine ilişkin farkındalıkları düşük düzeyde bulunmuştur. Buna ek olarak katılımcıların sözcüklerin değerine ilişkin duyarlılıklarının cinsiyetlerine ve sınıflarına göre anlamlı bir farklılık göstermediği, ancak öğrenim gördükleri kuruma göre bir farklılık olduğu saptanmıştır. Gaziantep Üniversitesi katılımcıları Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi ve Niğde Üniversitesi katılımcılarına oranla daha başarılı bulunmuştur. Araştırmadan elde edilen sonuçlara dayanarak Türkçe Öğretmenliği Anabilim Dallarında sözcüklerin değerine odaklanan çalışmalar yapılması önerilmiştir. Anahtar Sözcükler: Dilsel değer, sözcük öğretimi, dil duyarlılığı, Türkçe öğretmen adayları.
TÜRKÇENİN YABANCI DİL OLARAK ÖĞRETİMİNDE OKUMA BECERİSİ ÖĞRETİMİ VE ETKİNLİK ÖRNEKLERİ
TÜRKÇENİN YABANCI DİL OLARAK ÖĞRETİMİ, 2019
1. Giriş 6. BÖLÜM Okuma, seslerin yazıdaki karşılığı olan harflerin, duyu organları tarafından algılanması ile başlayıp bu harflerin meydana getirdiği metnin zihinde anlamlan- dırılması, yorumlanması aşamasına uzanan fiziksel, bilişsel ve duyuşsal bir süreç- tir. Okumaya ilişkin “ruhdbilimsel bir süreç” (Goodman, 1988); “alıcının metin karşısında yaptığı düşünsel bir etkinlik” (Günay, 2003); “öğrencinin öğrenmeye çalıştığı dildeki yazılı bir metni doğru olarak anlaması” (Güzel ve Barın, 2013) şeklinde farklı tanımlar bulunduğu görülmektedir. Tüm tanımların ortak yönüne bakıldığında okumanın nihai amacının metnin özüne, anlamına ulaşmak olduğu dikkat çekmektedir.
İçinde bulunduğumuz bilgi çağında bilgisayar ve genel ağ önemini giderek artırmaktadır. Bilgisayar ve genel ağdaki hızlı gelişim beraberinde pek çok problemi de ortaya çıkarmaktadır. Bu problemlerden biri de yabancı dil kökenli bilgisayar ve genel ağ terimlerinin Türkçeye yerleşmeye başlamasıdır. Bu çalışmada Türkçe öğretmeni adaylarının bilgisayar ve genel ağ terimlerinin Türkçe karşılıklarını bilme yeterlikleri incelenmiştir. Araştırmada tarama yöntemi kullanılmıştır. Çalışmanın örneklemini Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesinde öğrenim gören 240 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Çalışmada veriler, araştırmacı tarafından hazırlanan “Yabancı Kökenli Bilgisayar ve Genel Ağ Terimlerinin Türkçe Karşılıklarını Bilme Yeterlik Ölçeği” aracılığıyla toplanmıştır. Elde edilen verilerin analizinde frekans ve yüzde gibi tanımlayıcı istatistik yöntemlerinden yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda Türkçe öğretmeni adaylarının bilgisayar ve genel ağ terimlerinin Türkçe karşılıklarını yeterli düzeyde bilmedikleri tespit edilmiştir. THE COMPETENCY COGNITIONS OF PRE-SERVICE TURKISH LANGUAGE TEACHERS ABOUT THE TURKISH PROVISIONS OF COMPUTER AND INTERNET TERMS Abstract In today’s information era, computer and internet are getting more and more important. The rapid development of computers and internet brings out many problems with it. One of these problems is that terms of computer and internet start to be adapted into Turkish language. In thıs study, the competence cognitions of the pre-service Turkish Language Teachers about the Turkish provisions of the computer and internet terms are analyzed. Scanning method is used in the study. The sample of the study is formed of 240 pre-service teachers. The data was obtained with “Recognizing Turkish Correspondences of Computers and Internet Terms” scale developed by the researchers. Statistical methods such as frequency and percentage were used in the analysis of the obtained data. According to the results of the study, it was determined that the pre-service Turkish language teachers are not competent about the Turkish provisions of computer and internet terms.