Uluslararası Ceza Mahkemesinin Gelişimi (original) (raw)

Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Türkiye

Güncel Hukuk, 2018

International Criminal Court is a court of last resort for the prosecution and judgment of the crimes within the scope of the Rome Statute. 18 years after its establishment, there are currently 123 states having recognized its judicial power. Although Turkey was one of the states which had an active role in the drafting phase, it has still not yet ratified the Statute. The author of this article will argue the probable reasons in order for Turkey to not to maintain its determination in favor of an international court against the most serious crimes of concern to the international community as a whole.

Uluslararasi Ceza Yargisinin Geli̇şi̇mi̇nde Uluslararasi Ceza Mahkemesi̇ni̇n Rolü

2019

Uluslararası Ceza Mahkemesi, genel amaçlarına uygun biçimde, uluslararası toplumu bir bütün olarak etki altında bırakan belirli ve çok ciddî suçları işleyen bireylerin cezasız kalmaması için güvence oluşturulması, bu suçların işlenmesine engel olacak çabalara katkı sağlanması ve uluslararası barış ve güvenliği bozan veya tehdit eden suçların belirlenmesi hedeflerine bağlı olarak, esas itibariyle, bir uluslararası ceza adaleti sistemi meydana getirmek üzere kurulmuştur. Uluslararası Ceza Mahkemesinin, geride kalan on beş yılı aşkın süre içinde uluslararası ceza adaleti sistemine yaptığı katkılar ve evrensel hukuk ilkeleri ışığında bir yargılama düzeni oluşturmasının doğurduğu sonuçlar göz önüne alındığında; oldukça başarılı bir karneye sahip olduğu söylenebilir. Buna karşın, özellikle yargılama usulüne ilişkin olarak, mağdurların yargı sürecine katılmasında karşılaşılan zorluklar, hızlı ve etkin bir yargılama yapıl(a)maması, tanık ifadeleri için harcanan zaman israfı ve delil toplama konusundaki eksiklikler nedeniyle mahkeme sıkça eleştirilmektedir. Ayrıca mahkemenin kendine bağlı bir adlî kolluk teşkilatına sahip olmaması ve uluslararası ilişkiler bakımından güçlü kimi devletlerce mahkemeye karşı önyargılar bulunması da mahkemenin başarısını olumsuz etkilemektedir. Bu çalışmada, kuruluşundan günümüze kadar geçen sürede, Mahkemenin uluslararası ceza yargısının gelişimine yaptığı katkı yanında, beklentileri boşa çıkartan uygulamalarına da işaret edilecek; uluslararası ceza adaleti sistemi bakımından doğan sonuçlar, olumlu ve olumsuz yönleriyle ele alınıp en genel çerçevede inceleme konusu yapılacaktır.

Uluslararası Ceza Mahkemesi

2008

Bu kitap parayla satılamaz. İnsan haklarının yaygınlaştırılması amacıyla yapılan ve ticari olmayan etkinliklerde serbestçe kullanılabilir. Kitapta yer alan metinlerin yeniden basımı konusunda lütfen İnsan Hakları Gündemi Derneğine danışınız.

Hukukun Üstünlüğü Perspekti̇fi̇nden Uluslararasi Ceza Yargisinin Tari̇hsel Geli̇şi̇mi̇

DergiPark (Istanbul University), 2023

Uluslararası ceza yargısının tarihsel gelişimi bağlamında kurulan mahkemelerin ve yapılan yargılamaların eleştirileri, sorunları ve bunlara yönelik yorumlar, uluslararası ceza adaletinin sağlanması açısından çok önemli bir yere sahiptir. Dolayısıyla Nürnberg yargılamaları ile başlayan sürecin devamında Eski Yugoslavya Mahkemesi ile Ruanda Mahkemesi'nin özelliklerinin ve içtihatlarının da değerlendirilmesi ve bu mahkemelere yönelik doktrin görüşlerinin de ortaya konulması, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin gelişimi bakımından önemli bir ihtiyaçtır. İlk olarak Nürnberg yargılamalarına yönelik, "galiplerin adaleti" ve "kanunsuz suç ve ceza olmaz" eleştirilerinin göz önünde bulundurularak UCM'nin şekillendirilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla uluslararası suç olarak UCM yargısına tabi tutulacak suçların tanımlarının, unsurlarının ve içeriklerinin düzgün bir şekilde düzenlenerek "kanunsuz suç ve ceza olmaz" ilkesine uygun şekilde yargılama yapılması sağlanmalıdır. Buna ek olarak, uluslararası topluma zarar verecek olan her muhtemel suçun uluslararası suçların düzenlenmesinde dikkate alınması ve böylelikle hiçbir uluslararası suçun cezasız kalmaması teminat altına alınmalıdır. Özellikle UCM'yi kuran Roma Statüsü'ne mümkün olduğunca çok devletin taraf olmasının sağlanması, uluslararası ceza yargısının meşruiyetinin arttırılması bakımından son derece önemlidir.

Uluslararasi Ceza Mahkemesi̇ni̇n Kuruluşu

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2000

yüz yirmi ülkenin desteğiyle kabul edilmiştir. Böylelikle, soykırım, insanlık aleyhine suçlar ve savaş suçları işleyen bireylerin bir uluslararası ceza mahkemesince yargılanıp, cezalandırılmaları gereği ortaya konmuştur.

Uluslararasi Ceza Mahkemesi̇’Ne Yöneli̇k Eleşti̇ri̇leri̇n Değerlendi̇ri̇lmesi̇

DergiPark (Istanbul University), 2017

Bu çalışmada insanlık suçlarını yargılamak üzere kurulmuş olan Uluslararası Ceza Mahkemesine yönelik eleştiriler ele alınmıştır. Özellikle Afrika devletlerinin mahkemeye yönelik eleştirilerinin tartışıldığı bu çalışmada mahkemenin lehindeki ve aleyhindeki argümanlara yer verilmiştir. Afrika devletleri bu mahkemenin kendilerine karşı ön yargılı olduğunu ve Batı tarafından mahkemenin kendilerine karşı araç olarak kullanıldığını ileri sürmektedirler. Taraf oldukları Uluslararası Ceza Mahkemesi statüsünden Afrika devletlerinin çekilmek istemelerini tartışan bu çalışma, mahkemeye yönelik eleştirileri ve karşı eleştirileri dikkate alarak uluslararası ceza yargısının karşı karşıya olduğu probleme yer vermiştir.

İnşacilik Yaklaşimi Ve Kavramsal Tartişmalar Çerçevesi̇nde Uluslararasi Ceza Mahkemesi̇

Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2021

Bu çalışma uluslararası hukuk ve uluslararası ilişkiler disiplinlerinin etkileşimi içerisinde şekillenen Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) sınırlarını ve yaşadığı zorlukları, teorik bir yaklaşımla ve kavramlarla ele alma amacıyla hazırlanmıştır. Uluslararası Ceza Mahkemesi, çoğunlukla istikrarsız şekilde ve tartışmalara konu olarak son yıllarda kayda değer bir biçimde gelişse de uygulamada tam anlamıyla adil olmayı başaramamış uluslararası bir ceza kurumudur. Uluslararası normların aşamalı gelişimi (normların hayat döngüsü) ve çeşitli uluslararası ceza yargılamaları ile günümüzde birçok ihtilaflı kuram ve kavramla tartışılan bu uluslararası ceza kurumu her iki disiplininin akademik yazınında da kendine yer bulmayı başarmıştır. Uluslararası hukukun devletleri bağlayacak bir zorlama mekanizmasından yoksun oluşu ve devlet egemenliğinin sarsılmaz doğasına olan inanç, savaş suçu, insanlığa karşı işlenen suçlar ve en önemlisi soykırım suçu işleyen faillerin yargılamasını da zorlu bir ...

Daha bağımsız, tarafsız ve adil bir Uluslararası Ceza Mahkemesi

Diriliş Postası , 2023

Savcı değişikliğinden sonra mahkemenin sergilediği bu çelişkili tutum, UCM’nin kuruluş felsefesi ve gayesinden uzaklaşıp bazı ülkelerin güdümüne girerek, bağımsızlığını ve tarafsızlığını kaybettiğini düşünmemize sebep olmuştur. Son dönemde yaşanan bir gelişme bize bunun sadece bir hissiyattan ibaret olmadığını bilakis UCM’nin artık sadece Batılı ülkelerin çıkarları doğrultusunda karar alan bir organa dönüştüğünü göstermiştir.