Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Türkiye (original) (raw)

Uluslararası Ceza Mahkemesi

2008

Bu kitap parayla satılamaz. İnsan haklarının yaygınlaştırılması amacıyla yapılan ve ticari olmayan etkinliklerde serbestçe kullanılabilir. Kitapta yer alan metinlerin yeniden basımı konusunda lütfen İnsan Hakları Gündemi Derneğine danışınız.

Uluslararası Ceza Mahkemesinin Gelişimi

ULUSLARARASI CEZA ADALETİNİN GELİŞİMİ (1870-1997) 1. GİRİŞ Uluslararası hukukta devletler dışında bireylerin de ortaya çıkan yeni suçlarla beraber cezai sorumlulukları ortaya çıkmaya başlamıştır. Devletlerarası yaşanan gelişmeler uluslararası arenada düzeni sağlamak amacıyla yeni arayışlar ortaya çıkarmıştır. Yaşanan savaş ve insanlık suçları uluslararası bir konsensüs ihtiyacı doğurmuştur ve devletler bu hususta bir araya gelerek uluslararası konferanslar düzenleyerek işlenen suçları ve sorumlularını ortaya çıkartıp cezai yargılamalarını yerine getirmeye çalışmışlardır. Gerek konferanslar gerekse geçici mahkemelerle yürütülen süreçler uluslararası ceza hukukunun gelişmesi bakımından önemli yere sahiptir.

Uluslararasi Ceza Mahkemesi̇ni̇n Kuruluşu

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2000

yüz yirmi ülkenin desteğiyle kabul edilmiştir. Böylelikle, soykırım, insanlık aleyhine suçlar ve savaş suçları işleyen bireylerin bir uluslararası ceza mahkemesince yargılanıp, cezalandırılmaları gereği ortaya konmuştur.

Uluslararasi Ceza Yargisinin Geli̇şi̇mi̇nde Uluslararasi Ceza Mahkemesi̇ni̇n Rolü

2019

Uluslararası Ceza Mahkemesi, genel amaçlarına uygun biçimde, uluslararası toplumu bir bütün olarak etki altında bırakan belirli ve çok ciddî suçları işleyen bireylerin cezasız kalmaması için güvence oluşturulması, bu suçların işlenmesine engel olacak çabalara katkı sağlanması ve uluslararası barış ve güvenliği bozan veya tehdit eden suçların belirlenmesi hedeflerine bağlı olarak, esas itibariyle, bir uluslararası ceza adaleti sistemi meydana getirmek üzere kurulmuştur. Uluslararası Ceza Mahkemesinin, geride kalan on beş yılı aşkın süre içinde uluslararası ceza adaleti sistemine yaptığı katkılar ve evrensel hukuk ilkeleri ışığında bir yargılama düzeni oluşturmasının doğurduğu sonuçlar göz önüne alındığında; oldukça başarılı bir karneye sahip olduğu söylenebilir. Buna karşın, özellikle yargılama usulüne ilişkin olarak, mağdurların yargı sürecine katılmasında karşılaşılan zorluklar, hızlı ve etkin bir yargılama yapıl(a)maması, tanık ifadeleri için harcanan zaman israfı ve delil toplama konusundaki eksiklikler nedeniyle mahkeme sıkça eleştirilmektedir. Ayrıca mahkemenin kendine bağlı bir adlî kolluk teşkilatına sahip olmaması ve uluslararası ilişkiler bakımından güçlü kimi devletlerce mahkemeye karşı önyargılar bulunması da mahkemenin başarısını olumsuz etkilemektedir. Bu çalışmada, kuruluşundan günümüze kadar geçen sürede, Mahkemenin uluslararası ceza yargısının gelişimine yaptığı katkı yanında, beklentileri boşa çıkartan uygulamalarına da işaret edilecek; uluslararası ceza adaleti sistemi bakımından doğan sonuçlar, olumlu ve olumsuz yönleriyle ele alınıp en genel çerçevede inceleme konusu yapılacaktır.

Uluslararası Ceza Hukukunda Karma Mahkemeler

Astana 1. Uluslararası Hukuk ve Sosyal Bilimler Sempozyumu Tam Bildiri Kitabı, 2021

Uluslararası ceza hukukunun ve uluslararası insancıl hukukun ağır ihlallerini oluşturan suçların işlenmesiyle birlikte, bu tip suçların faillerinin cezalandırılabilmesi için ulusal hukuk çerçevesinde yargılama yapılabildiği gibi uluslararası nitelikte mahkemeler de kurulmaktadır. Bu biçimde kurulan uluslararası nitelikteki mahkemeler daimi veya geçici mahkemelerdir. Daimi bir uluslararası mahkeme olan Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden farklı olarak, geçici mahkemeler olaydan sonra kurulmakta ve görevleri sona erdiğinde ise kapanmaktadır. Eski Yugoslavya, Ruanda mahkemeleri gibi geçici nitelikteki uluslararası ceza mahkemeleri Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kararlarına dayanılarak kurulmuştur. Ancak son zamanlarda, geçici uluslararası ceza mahkemelerinin kuruluşuyla ilgili çeşitli nedenlerle farklı bir yöntemin uygulandığı görülmektedir. Karma / hibrit ya da uluslararasılaştırılmış mahkemeler olarak isimlendirilen bu tür mahkemeler yukarıda bahsi geçenler gibi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararıyla değil, Birleşmiş Milletler’in ilgili suçların işlendiği devletle yaptığı bir andlaşma çerçevesinde farklı bir yöntemle kurulmaktadır. Karma mahkemeler ile Eski Yugoslavya ve Ruanda mahkemeleri gibi yine geçici nitelikte olan mahkemelerin farkı sadece kuruluş yöntemi değildir. Bu mahkemelerde görev yapacak olan hakimlerin bir kısmı, yargılamaya konu suçların işlendiği ülkeden seçilir. Bu durumda karma mahkemelerin kompozisyonu da uluslararası nitelikteki ceza mahkemelerinden farklıdır. Diğer yandan uluslararası ceza mahkemelerinde yargılama daha önceden hazırlanmış bir statüye dayanırken karma mahkemelerde uygulanan hukuk çoğu zaman iç hukuktur. Uluslararası nitelikte bir ceza mahkemesi kurmak yerine karma modelin tercih edilmesinde diğer geçici nitelikteki mahkemelerin kuruluşunda yaşanan deneyimlerin etkili olduğu söylenebilir. Zira Kamboçya, Doğu Timor, Kosova gibi karma mahkemelerin kurulması geçici nitelikteki uluslararası ceza mahkemelerine nazaran daha kolaydır ve yargılama süreleri de dikkate alındığında mali anlamda ortaya çıkacak yük daha azdır. Uygulamada cezasızlık olgusuyla mücadele konusunda her ne kadar soru işaretleri barındırsa da karma mahkemelerin önümüzdeki yıllarda ciddi uluslararası suçların yargılanmasında bir seçenek olarak kullanılacağını söylemek yanlış olmayacaktır.

İnşacilik Yaklaşimi Ve Kavramsal Tartişmalar Çerçevesi̇nde Uluslararasi Ceza Mahkemesi̇

Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2021

Bu çalışma uluslararası hukuk ve uluslararası ilişkiler disiplinlerinin etkileşimi içerisinde şekillenen Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) sınırlarını ve yaşadığı zorlukları, teorik bir yaklaşımla ve kavramlarla ele alma amacıyla hazırlanmıştır. Uluslararası Ceza Mahkemesi, çoğunlukla istikrarsız şekilde ve tartışmalara konu olarak son yıllarda kayda değer bir biçimde gelişse de uygulamada tam anlamıyla adil olmayı başaramamış uluslararası bir ceza kurumudur. Uluslararası normların aşamalı gelişimi (normların hayat döngüsü) ve çeşitli uluslararası ceza yargılamaları ile günümüzde birçok ihtilaflı kuram ve kavramla tartışılan bu uluslararası ceza kurumu her iki disiplininin akademik yazınında da kendine yer bulmayı başarmıştır. Uluslararası hukukun devletleri bağlayacak bir zorlama mekanizmasından yoksun oluşu ve devlet egemenliğinin sarsılmaz doğasına olan inanç, savaş suçu, insanlığa karşı işlenen suçlar ve en önemlisi soykırım suçu işleyen faillerin yargılamasını da zorlu bir ...