Enerji Güvenliği Perspektifinden Türkiye'ye Bakış (original) (raw)

Nükleer Enerji Ülke Perspektifi: Türkiye

Nükleer Enerjinin Sonu mu? Fukuşima’dan Sonra Alternatif Enerji Politikalarına Uluslararası Bir Bakış, Editörler: Nina Netzer and Jochen Steinhilber, 2012

Friedrich-Ebert-Stiftung (FES) 1925'ten bu yana sosyal demokrasi ilkelerine bağlı kalarak Almanya'da ve Almanya dışındaki ülkelerde yürüttüğü siyaset, eğitim ve danışmanlık alanlarındaki çalışmalarıyla demokrasiyi ve kalkınmayı dünya çapında teşvik etmeyi, barışa ve güvenliğe katkıda bulunmayı, küreselleşmeyi dayanışma içerisinde şekillendirmeyi, Avrupa Birliği'nin genişlemesini ve kökleşmesini desteklemeyi amaçlamaktadır. FES, Türkiye'deki temsilciliği aracılığıyla yirmi yıldan uzun süredir Türkiye ve Almanya'da kendilerini toplumsal bir amaca adamış bireylerin ve sivil toplum kuruluşlarının diyaloğunu ve işbirliğini teşvik etmektedir.

Türkiye’nin Güvenliği: Türkiye’nin Enerji Stratejisinin Yeniden Değerlendirilmesi

Enerji, bir ülkenin güvenliğini ve dış politikasını etkileyen ve uzun vadeli kararların alınmasını gerektiren en stratejik sektördür. Bir ülkenin enerji kaynaklarına ulaşabilme yeteneği, çevre politikalarını da belirlemektedir. Hidrokarbon çağının devam ediyor olması, uluslararası aktörlerin stratejilerini belirlemektedir. Türkiye, bir enerji merkezi olmayı hedeflemektedir. Petrol ve doğal gaz ihtiyacı açısından, Orta Doğu ülkelerine ve Rusya’ya bağımlılığından kurtulmayı hedeflemektedir. Dışişleri Bakanlığı’nın Resmi Web Sitesi’nde de (2013) belirtildiği gibi, Türkiye’nin enerji stratejisinin dayandığı 4 temel unsur bulunmaktadır. Bunlar; kaynak ülke ve güzergâh çeşitliliğine gidilmesi, enerji ihtiyacının karşılanmasında yenilenebilir enerjinin payının arttırılması, nükleer enerjiden yararlanılmaya başlanılması, enerji verimliliğinin arttırılması ve Avrupa’nın enerji güvenliğine katkıda bulunulması olarak sıralanmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’nin enerji stratejisini yeniden değerlendirmektir. Çalışmanın ilk kısmında, nükleer enerji ve yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi amacı üzerinde durulacaktır. Çalışmanın ikinci kısmında ise, boru hatları politikaları konusu değerlendirilerek, Türkiye’nin enerji merkezi olma amacı üzerinde durulacaktır. Bu çalışma, enerji politikalarının, dış politika karar alma sürecinin ve milli güvenlik politikasının, etkili bir unsuru olduğu gerçeği üzerinde temellendirilmektedir.

Küresel Ölçekte Türkiye'nin Enerji Arz ve Talep Güvenliği

Journal of Turkish Studies, 2019

Enerji, insanlığın varoluşundan günümüze kadar, insan hayatı için önemi artarak devam eden temel bir yaşam kaynağıdır. Dünyada sanayileşmenin hız kazanması ve teknolojinin hızla gelişmesinden dolayı, enerji merkezli savaşların sayısı da artmıştır. Enerji, ülkelerin sürdürülebilir büyüme ve kalkınma sağlayabilmeleri yolunda kesin bir gereksinimdir. Bu nedenle, bir ülke için enerji tedariki, güvenli kaynak ve güzergâhlardan, kesintisiz ve makul fiyata temin edilmelidir. * Bu çalışma, Viyana Üniversitesinde yazarın yazmış olduğu "Die türkische Energieversorgungssicherheit-Die Türkei als Energietransitland zwischen Europa und dem Kaspischen Becken bzw. Zentralasien" başlıklı, Almanca doktora tezinden türetilmiştir.

Türkiye'nin Enerji Görünümü

Enerji ekonomik büyüme ve kalkınmanın en önemli faktörlerinden biridir. Stratejik öneme sahip olan enerji faktörü; ülkelerin uluslararası politik ekonomideki konumlarını, politikalarını ve uygulamalarını etkilemektedir.

Türkiye İçin Enerji ve Kalkınmada Perspektifler

AKSARAY ÜNİVERSİTESİ İİBF DERGİSİ, 2014

Öz Bu çalışmada, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için sürdürülebilir kalkınma açısından enerji sektörünün önemi üzerinde durulmuştur. Çalışma, gelişmekte olan ülkelerle gelişmiş ülkeler arasında enerji ekonomisine ilişkin karşılaştırmalı istatistiksel örneklerle AB sürecindeki Türkiye'nin mevcut sürdürülebilir enerji politikalarının ve kalkınma perspektifinin bir analizini yapmaktadır. Anahtar Kelimeler Sürdürülebilir Kalkınma; Enerji; Enerji Ekonomisi İnsanoğlu yaşamını kolaylaştırmak ve devam ettirmek için enerjiyihayatın her alanında kullanmıştır. Her bilim alanı enerji tanımını kendine göre yapsa da enerji; "Her hangi bir hareketi (aksiyonu) yapan ya da yapmaya hazır olan kabiliyete" verilen genel bir addır. Kısaca enerji, "iş yapma yeteneği" olarak da tanımlanabilir (NükTe,2007:1). Sınırsız insan ihtiyaçlarının karşılanması için kaynak yaratmadaki çözüm sürecinde enerji büyük rol oynamaktadır. Bu amaçla enerji, çok değişik miktar ve yöntemlerle her an üretilmekte ve tüketilmektedir; Üretimde girdi olarak, tüketimde ise bir maliyet unsuru olarak yer alır. Bu yönüyle ekonomide bir değer haline gelen enerji ülkelerin gelişmişlik düzeyinin göstergesi ve kalkınmayı doğrudan etkileyen bir faktör olarak kabul edilmektedir. Büyüme ve kalkınma her ne kadar eş anlamda düşünülse de, büyüme her zaman kalkınma anlamına gelmez. Çünkü büyüme sadece ekonomik verilerde artış gösterdiği için oluşsa da, kalkınma sosyal refah, ülkenin potansiyelini genişleten yapısal, kurumsal ve niteleyici değişimleri de ifade etmektedir (Gönel, 2010: 10). Bu bağlamda günümüzde kalkınmanın ve refahın eriştiği derecenin ölçütlerinin en önemlilerinden biri de a Funda Râna ADAÇAY, Doç.Dr., Anadolu Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü, frozbey@anadolu.edu.tr toplumların kişi başına ürettiği ve tükettiği enerji miktarıdır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşmak, gelişmiş ülkelerin ise gelişimleri sürdürülebilir kılmak için enerji ihtiyaçları doğmaktadır. Enerji fiyatlarındaki dalgalanmaların kırılgan birçok ekonomiyi nasıl etkilediği, dolayısıyla enflasyon, işsizlik ve durgunluk gibi çeşitli ekonomik sorunların doğduğu sıklıkla görülmektedir. Ayrıca başka bir açıdan, çevre sorunlarının başında enerji kullanıma bağlı olarak doğan sera etkisi, küresel ısınma ve iklim değişikliği gelmektedir. Enerji kaynaklarının sınırlı oluşu, ülkelerienerjide dışa bağımlılıklarını azaltmaya veya tamamen ortadan kaldırmaya yönlendirmektedir. Tüm bu amaçlara ulaşmak ve sorunları çözmek "sürdürülebilir enerji politikaları" ile mümkün olabilmektedir. Tartışma: Bu çalışmanın amacı, enerji ve sürdürülebilir büyüme ilişkisi çerçevesinde AB tam üyelik sürecindeki Türkiye'nin enerji stratejilerinin karşılaştırmalı analizinin yapılmasıdır.

Enerji Güvenliği ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Türk Dünyası Ülke Panelinden Kanıtlar /

bilig, 2022

Modern dünya ekonomisinin en stratejik girdisi konumunda olan enerji, uluslararası politik rekabetin de önemli bir unsurudur. Ampirik literatürde enerjinin ekonomik büyümedeki rolüne yönelik birçok çalışma bulunmasına rağmen, enerji güvenliği konusunda çok az sayıda çalışma mevcuttur. Bu bağlamda, Türk Dünyası ülkeleri arasında yer alan Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan’dan oluşan panel veri setiyle 1992-2016 yılları arasında enerji güvenliği ve büyüme arasındaki ilişkiyi inceleyen bu çalışmayla literatüre önemli bir katkı yapılması hedeflenmiştir. Çalışmada kullanılan veri setinde yatay kesit bağımlılığı tespit edilmiş olup, bu duruma uygun ekonometrik yöntemlerden CIPS testi ile değişkenlerin farkında durağan olduğu; Panel Durbin-Hausman Eşbütünleşme testi ile değişkenler arasında eşbütünleşme ilişkisinin varlığı tespit edilmiştir. AMG tahmincisinden elde edilen sonuçlara göre, enerji güvenliği risk seviyesinde %1 artış Türk Dünyası ülkelerinde ekonomik büyümeyi yaklaşık %0,95 azaltmaktadır. Elde edilen bu sonuçlar, enerji güvenliği konusunun Türk Dünyası ülkeleri için önemli bir politika meselesi olduğunu göstermekte, bu yönde uygulanacak politikaların önemini vurgulamaktadır.

Türkiye'nin Enerjide Gelecek Vizyonu

Türkiye'nin Enerjide Gelecek Vizyonu, 2019

- 2020’ye girerken Türkiye’nin enerji profili nasıl şekillenmektedir? - Yeni döneme dair enerji alanında hangi başlıklar öne çıkmaktadır? - Enerji alanında gerçekleştirilmesi planlanan hedefler nelerdir?

Bölgesel Güvenlik Denkleminde Türkiye-Azerbaycan Enerji İlişkisinin Önemi

Bölgesel Güvenlik Denkleminde Türkiye-Azerbaycan Enerji İlişkisinin Önemi, 2016

Özet Basit anlamda güvenlik, korunması gereken değerli bir nesnenin (birey, toplum, devlet, bölge, uluslararası alan gibi) tehdit ve tehlikelerden uzakta olması durumunu ifade etmektedir. Bölgesel güvenlik ise ulusal güvenlik ve uluslararası güvenlik düzeyleri arasında bulunan güvenlik analizini temsil etmekle birlikte, coğrafi yakınlıkları nedeniyle aralarında özgü bir alt sistem oluşturan devletlerin güvenlik ilişkilerini ele almaktadır. Enerji politikası, modern toplumsal yaşamın ve kalkınmanın temelindeki en önemli unsurlardan olan enerji konusuna yönelik devletlerin izledikleri siyaseti tanımlamaktadır. Devletlerin yürüttükleri enerji politikaları zaman zaman çatışabilmekte ve bu doğrultuda güvenlik sorunları meydana gelebilmektedir. Tam tersi şekilde de devletler arasında kurulan enerji işbirliği güvenlik sağlayıcı bir etki yaratabilmektedir. Bu durumu bölgesel bazda daha net şekilde gözlemlemek mümkündür. Aynı bölgeyi paylaşan devletlerin somut projeler bağlamında kazan-kazan mantığına dayanan ilişkiler kurmaları bölgesel güvenliğin güçlenmesini sağlayıcı olumlu bir hava oluşturabilmektedir. Türkiye ve Azerbaycan arasında kurulan enerji ilişkisinin bölgesel güvenlik üzerinde önemli bir etkisinin olduğunu ileri sürmek mümkündür. Kafkasya, donmuş hâlde bekleyen çeşitli sorunları barındıran bir bölge niteliğindedir. Bölge ülkelerini bir araya getiren ve ekonomik canlanmayı sağlayan projeler bölge içi sorun alanlarının yeniden ele alınması ve tarihsel önyargıların yıkılması açısından faydalıdır. Ülkeler arasındaki ekonomik bağımlılığın artması, bölgesel savaşların ve çatışmaların önlenmesinde pek çok örnekte de gözlendiği üzere belirleyici olmaktadır. Fakat diğer yönden de belirtilmelidir ki Türkiye-Azerbaycan ilişkisine benzer şekilde, kurulan enerji yakınlaşmasından duyulan rahatsızlıklar da bölgede yeni güvenlik sorunlarının oluşmasına neden olabilmektedir. Çalışmada öncelikle bölgesel güvenlik, enerji politikaları ve bölgesel güvenlik ile enerji politikalarının arasındaki ilişkiye kavramsal boyutta bakılacaktır. Daha sonra Türkiye ve Azerbaycan arasındaki yakın enerji ilişkisine değinilecek ve bu ilişkinin Kafkasya Bölgesi'nin güvenliğine olumlu

Enerji Kaynaklarının Stratejik Önemi Uluslar arası Güvenliğe ve Türk Dış Politikasına Yansımaları ve Türkiye Açısından Fırsatlar ve Tehditler

Özet Bu çalışmada, öncelikle değişen güç dengesi açıklanmaya çalışılmış olup, artan güvenlik gereksinimi vurgulanmıştır. Enerji kaynakları Avrasya özelinde ele alınmıştır. Avrasya enerji kaynaklarının stratejik önemi anlatıldıktan sonra, Türkiye’nin jeostratejik konumu nedeniyle içinde bulunduğu durum açıklanmaya çalışılmıştır. Değişen uluslararası koşullarda, Türkiye için söz konusu olan tehditler ve fırsatlar ele alınarak, Türkiye’nin izlemesi gereken politikalar konusunda öneriler getirilmeye çalışılmıştır. Ayrıca çalışma, günümüzde enerjinin taşıdığı özellikler, önemi nedeniyle, uluslararası aktörlerin dış politikalarını ve güvenliklerini etkilediği savıyla yapılmıştır. Çalışmanın sorunsalını, enerji kaynaklarının uluslararası güvenlik ve uluslararası aktörlerin dış politikalarını nasıl etkilediği ve bu bağlamda Türkiye’nin izlemesi gereken politikaların da neler olduğunun saptanması oluşmaktadır. Çalışmada, öncelikle değişen güç dengesi açıklanmaya çalışılmış ve artan güvenlik gereksinimi vurgulanmıştır. Avrasya enerji kaynaklarının stratejik önemi anlatıldıktan sonra, devletlerin izlediği politikalar enerji ve güvenlik eksenli olarak saptanmaya çalışılmış ve Türkiye’nin jeostratejik konumu nedeniyle içinde bulunduğu durum ifade edilerek, bu şartlar altında, Türkiye için söz konusu olan tehditler ve fırsatlar, Türkiye’nin izlemesi gereken politikalar analitik bir yöntemle ortaya konmaya çalışılmıştır. Anahtar Kelimler: Avrasya Enerji Kaynakları, Enerji Güvenliği, Uluslararası İlişkiler, Dış Politika, Uluslararası Güvenlik