Ermeni Meselesinin Uluslararası Boyutuna Bir Örnek -Brazzaffoli Meselesi- (original) (raw)

Ermeni Meselesinin Enternasyonalizasyon

Turkish studies, 2013

Armenian issue, as a problem which had effected the last fifty years of Ottoman State has been handled by many academic and individual works. This issue has a potential of being effected by politic and conjunctural tendencies. In this report, diplomatic aspects of Armenian Issue have been exposed by analysing the records on foreign affairs of Ottoman Archieve without attending the traditional debates on population, mutual slaughters or reforms etc. It's believed that existence of translations of some newspapers which challenge the Ottoman formal discourse, make contributions to objectivity of this work. It has been possible to look at the issue from windows of Ottoman foreign bureaucracy, foreign newspapers, presidents and ambassadors of the other states. Also some important data about the will of Ottoman power as well as processes of diplomatic affairs, language and style of communication have emerged. It is believed that these will be more meaningful in today's Turkey where minority discussions are proceeded. By the various translations of newspapers of different states, their approach has been determined through the Armenian issue. Otherwise rivalry among themselves has been clearly exposed. Focusing on Ottoman Foreign Affairs documents gets possible to be able to see the Ottoman reflexes against the attempts of the states about the issue. Also with these records it could be identified how Ottoman diplomacy looks like from abroad. These diplomatic affairs has closely effected the efforts of Ottoman Empire on the reforms. Some neglects and mistakes during this process has caused the irreversible results in the name of Ottoman and Turks.

Ermeni Meselesinin Hukuki Boyutu

Ermeni Meselesinin Hukuki Boyutu, 2018

Büyük Savaş sürecinde idari bir tedbir olarak alınan Ermeni sevk ve iskân kararı ve bu kararın bir uzantısı olan emval-i metruke tasfiyesinden doğan, mülkiyet hakkı ve soykırım suçu iddiaları zemininde geliştirilen Ermeni meselesi, tarihî, siyasi, hukuki yönleriyle çok boyutlu bir sorun olarak günümüze ulaşmıştır. Tez’de, Ermeni meselesinin, başta anayasa ve insan hakları hukuku olmak üzere, milletlerarası hukuk, hukuk tarihi, karşılaştırmalı hukuk, medeni hukuk, ceza hukuku gibi bilim dallarına temas eden yönleri geniş bir perspektif ve bütüncül bir yaklaşımla incelenmiştir. Kamu hukuku alanında bir kararın yetki-şekil-sebep-konu-maksat yönleriyle hukuka uygunluk değerlendirmesine paralel bir değerlendirme, Ermeni sevk ve iskân kararı için yapılmıştır. Bu kararın, döneminin ve günümüzün hukuk anlayışı ile uyumu incelenmiş; kararın döneminin hukuk anlayışına uygun olduğu görülmüş; günümüzün hukuk anlayışı ışığında yapılan incelemede, 1982 Anayasası ve AİHS ölçütlerinden hareketle, eşitlik ilkesinin, yerleşme ve seyahat hürriyetinin ve olağanüstü hâl rejiminin kümülatif değerlendirmesi yapılmış; uygulamanın ayrımcı karakteri, AİHS 4 No.lu Protokol m. 2 ile beraber okunan m. 14 ve Anayasa m. 23 ile birlikte okunan m. 10 ışığında değerlendirilmiştir. Ermenilerin geride bıraktığı aktif ve pasif mal varlığına ilişkin yapılan düzenlemelerle doğan emval-i metruke rejimi hakkındaki incelemede, emval-i metruke mevzuatının kişi, yer ve zaman bakımından uygulama alanı; mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin döneminin ve günümüzün hukuk anlayışına -1982 Anayasası ve AİHS- uygunluğu değerlendirilmiş; emval-i metruke üzerinde iddia edilen hakların, idari yargıda görülecek iptal davalarının, adli yargıda görülecek aynen iade ve/veya tazminat davalarının, AİHM’e yapılacak başvuruların, emval-i metruke mevzuatının Anayasa’ya aykırılığı iddiası kapsamında yapılacak somut norm denetiminin, yabancı devlet mahkemelerinde açılan davaların hukuki tahlili ve muhtemel sonuçları incelenmiştir. Soykırım iddiaları kapsamında beş basamaklı bir araştırma yapılmış, ilk olarak soykırım suçu hakkında hüküm vermeye yetkili merciler; ikinci olarak bu mercilerin zaman bakımından yetkisi; üçüncü olarak bu mercilerin yargılamalarında esas alacağı hukuk normlarının 1915-1918 tarihlerinde gerçekleşen olaylara uygulanıp uygulanmayacağı belirlenmiş; dördüncü olarak usuli bir engelin bulunmadığı varsayımıyla esas incelemesine geçilerek, sevk ve iskân uygulamalarının soykırım suçu oluşturup oluşturmadığı değerlendirilmiş; son olarak Türkiye Devleti’nin Osmanlı Devleti tarafından yapılan sevk uygulaması bakımından sorumluluğa halefiyeti incelenmiştir.

Ermeni Meselesi’nin Ortaya Çıkışında Batılı Bir El: Fransa

YENİ TÜRKİYE /60, 2014

Özet 2015 yılı yaklaşırken Türkiye Cumhuriyeti'ni bekleyen en mühim sorunlardan biri şüphesiz ki Ermeni soykırımı iddialarının yeniden ve çok daha güçlü bir şekilde ortaya atılmasıdır. Ancak bu kez 100. yıla izafen farklı bir hazırlık yapıldığı da kulislerde konuşulan bir gerçektir. Ermeni Meselesi gibi sorunların çözümlük sarmalına saplanmasının en mühim sebebi şüphesiz ki ortaya çıkaran saiklerinin kolay tespit edilemeyişidir. Zira 19. yüzyıl ile birlikte oryantalistik düşüncenin doğuya hükmediş sürecinde gizli bir el her daim kendini hissettirdi. Ama bu elin sahibi hiçbir zaman ortaya çıkmadı. Ermeni meselesi söz konusu olduğunda bahsi geçen el sayısı düşünülenden de fazlaydı. Öncelikli yapılması gereken de bunların tespiti idi. Ki en başında Avrupalı devletlerin konuya müdahalelerinin anlaşılması önemliydi. Bu çalışma bir çok faili bulunan konuya dair önemli etkenlerden biri olan Fransa'nın, meseleye dahil oluşunu ortaya koymaya çalışacaktır. Bu sayede doğru çözüm önerileri için doğru teşhisler gerekir anlayışının gereği ortaya konacaktır.

Bati Dünyasinin Çi̇fte Standartli Yaklaşimlarina Bi̇r Örnek: "Ermeni̇leri̇n Tehci̇ri̇ Ve Bulgari̇stan Türkleri̇ Kiyaslamasi

2007

Osmanli devleti icinde Ermeni ve Bulgar gibi azinliklari barindirmistir. Azinliklarin ekonomik, siyasi, dini ve kulturel yasamlarini guvence altina almis ve maddi ve manevi olarak desteklemistir. Ancak azinliklar, Osmanliya karsi, yayilmaci, paylasimci Bati devletleri ile isbirligi yapmislardir. Buna karsin, Bulgaristan’daki Turkler, iyi bir Bulgaristan vatandasi olmalarina ragmen siyasi, dini, ekonomik ve kulturel yasamlarinda hep asimilasyona tabi tutulmuslardir. Bati ise bu durum karsisinda susmustur; insan haklarini degil dini birlikteligi gozetmislerdir. Bu arastirma, bu cifte standardi ortaya koymaktadir

"Ermeni Sorunu"na Tarihsel Yaklaşım

Öz 4. yüzyılın sonlarında Ermeni-Gregoryen Kilisesi devletini kaybederek dünyanın dörd yanına dağılmış Ermenileri etrafına toplayarak kaybettikleri kurumu yeniden oluşturmak amacıyla bölgede Osmanlı etkeninin bölgede egemen bir güce dönüşmesinden rahatsız olan Osmanlı karşıtı koaliasyonun başkanı Roma Papası'ndan 1547 ve 1562 yıllarında yardım istemiştir. 18.ci yüzyılın başlarında Rusya'nın devletçilik çıkarları Ermeni meselesinin ana hattları ile uzlaşdığından dolayı Ermeni-Gregoryen Kilisesi umutlarını Rusya'ya bağlamıştır. İ.Ori Ermeni Devletinin kurulması projesiyle I. Petro'ya başvuruda bulunmuştur. İ.Ori'ye ait projenin gerçekleşmemesine rağmen Ermeniler pes etmemiştir. Bu zaman Ermeniliyin ağırlık merkezi gibi Hindistan'daki Madras Birliyi devreye girmiştir. E.Osipov, Ş.Şaamiryan Ermeni sorununa çözüm getirmek için projeler yapmıştır. Aynı zamanda Yekaterina Rusya'sında Ermeni sorununa ilişkin Argutinski-Lazarev, Suvorov-Potyomkin projeleri dikkat çekmiştir. 19. yüzyılın sonlarında Ermeni sorununu uluslararası ilişkiler sistemine taşıyan Ermenilik daha sonra kendi belirgin isteklerini Ermeni Sendromuna dönüştürerek tarih için ayrılıkçılık sergilemiştir.

Ermeni Sorunu ile İlgili Bir İngiliz Kaynağı Üzerine Eleştirel Değerlendirme

İddiacıların bütün kaynakları bir kişi üzerinde toplanıyor. Hem Bulgar, hem de Ermeni olaylarında olayların ajite edilmesi ve kara propagandaya dönüştürülmesinde ilginç bir isim çıkıyor karşımıza. Sir Edwin Pears. Çalışma Edwin Pears'in anlattıkları ile gerçek olayları karşı karşıya getiriyor. Ermenilerin referans olarak gösterdikleri bu ismin aslında tam bir sahtekar olduğu ortaya çıkıyor. Abartılar, yalanlar arasında bir tarih yazımı..