YENİ MEDYA ORTAMLARINDA İÇERİK OLUŞTURMA ARACI OLARAK DİJİTAL/GÖRSEL HİKAYECİLİK ANLATIMI (original) (raw)

MEDYA VE İLETİŞİM EĞİTİMİNDE YENİ NESİL KİTLESEL AÇIK ÇEVRİMİÇİ DERSLERİN ANALİZİ: TEMEL YETKİNLİKLERİ BELİRLEMEYE YÖNELİK BİR YAKLAŞIM

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, 2017

Öz Çağdaş eğitim gereksinimleri, bilgi ve iletişim teknolojileri doğrultusunda, yeni eğitim ortamları meyda-na getirmektedir. Kitlesel Açık Çevrimiçi Dersler (KAÇD) alt yapısı ve sağladığı olanaklarla yeni nesil eği-tim sistemleri içerisinde ön plana çıkmaktadır. Günümüzde bir milyondan fazla öğrenci KAÇD sitelerinde çeşitli disiplinlerde ders almaktadır. Bu çalışmada KAÇD'de yer alan 16 medya ve iletişim bilimleriyle ilgili dersler analiz edilmiştir. Ocak-Ağustos 2016 tarihleri arasında sekiz aylık bir dönemde iki bağımsız kişi derslere katılarak, deneyimlerini "Ders Tarama" ve "Genişletilmiş Pebble-in-the-Pond Öğretin Tasarlama Kontrol Listesi" ne göre kodlamıştır. KAÇD'lerin kalitesinin değerlendirilmesinde kullanılmak üzere hazır-lanan bu ölçekler David Merrill'in (2002) temel beş öğretim prensiplerine (problem, aktivasyon, sunum, uygulama ve entegrasyon) göre uygulanmıştır. Ülkemizdeki iletişim fakültelerinin eğitim programlarında yer alan birçok ders KAÇD'lerde yer almaktadır. Bu çalışma ülkemizdeki medya eğitiminde kullanılan ma-teryallerin çeşitlendirilmesi ve geliştirilmesi için önemli bir kaynak sunacaktır. Araştırma sonuçlarına göre KAÇD'lerdeki medya programlarının öğrenciler için daha kaliteli olabilmesi beklenmektedir. Abstract Modern education requirements tend to bring about new educational environments, in accordance with information and communication technologies. In this regard, massive open online courses (MOOCs) have come into prominence as part of the new generation of educational systems, due to its infrastructure and facilities. Currently, there are more than one million students taking courses on MOOC sites across a variety of disciplines. Therefore, this study analyzed 16 courses in media and communication science offered through MOOCs. The data was collected from January to August 2016 through 22 different MOOC platforms. The quality of the MOOCs was determined by using course surveys, based on David Merrill's (2002) five first principles of instructional design (i.e., problems, activated, demonstrated, applied, integrated). The results showed that media education offered through MOOC platforms are better suited for high-quality learners. Since several courses in communication are provided through such platforms in Turkey, the findings of this study can contribute to the diversification and development of media education materials in the country.

DİJİTAL ÇAĞDA MEDYA OKURYAZARLIĞINI YENİDEN TANIMLAMAK

2011

Özet Bu çalışma, medya okuryazarlığı eğitiminin, gençlerin dijital medya ve yeni iletişim teknolojileri deneyimlerinin değişen doğasına uyum sağlaması için nasıl adapte edilmek zorunda olduğunu ortaya koymaktadır.

SOSYAL MEDYADA SİYASİ İÇERİKLİ GÖRSELLERİN GÖSTERGEBİLİMSEL ANALİZİ

Sosyal medya ağları, siyasal iletişim uygulamalarını yeni bir boyuta taşımıştır. Web 2.0, siyasal iletişimin geleneksel ikna ve motivasyon tekniklerini, kendi doğasına uygun olarak dönüştürmüştür. Bu dönüşüm, siyasal iletişimde kullanılan eski bilgi ve enformasyon tekniklerini de önemli ölçüde etkilemiştir. Demokratik katılım kültürüne katkı sağlayan alanlar olarak sosyal medyanın politik uyarlamaları, adayların sosyal medyada kendilerini sergilemeleri, seçim kazandıran stratejiler ve bu uygulamalarda sosyal medyanın rolü son dönemdeki seçimlerde oldukça ilgi uyandırmıştır. ABD’de 8 Kasım 2016’da yapılan başkanlık seçimlerden galip olarak çıkan Donald Trump, söylemleri kadar, sosyal medya kullanımı ve Twitter üzerinden yapmış olduğu paylaşımlarla da siyasal iletişimde sosyal medya döneminin etkilerini tüm dünyaya göstermiştir. Tüm bu tartışmalar ışığında çalışmada, Twitter’ın siyasi seçimlerindeki rolü ele alınmış, bu amaçla, Donald Trump’ın başkan adayı olduğu dönemde Twitter’da paylaşmış olduğu görsellerin göstergebilimsel analizi yapılarak, çevrimiçi siyasetin düz ve yan anlamları irdelenmiştir.

YENİ MEDYA İLE DEĞİŞEN TELEVİZYON YAYINCILIĞINDA İÇERİK ÜRETİMİ: KÜRESEL VE YEREL ÖLÇEKLİ PLATFORMLAR

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2019

Teknolojik gelişmeler, beraberinde birçok aracın birbiri ile olan ilişkisini arttırmıştır. Kitle iletişim araçları da diğer araçlar gibi internet ile yakınsamaya başladı ve geleneksel olan yayıncılık biçimleri; yeni medya olarak adlandırılan ve her zaman gelişimi ve değişimi işaret eden bir sürece girmiş oldular. Bu sebeple televizyonun internet ile olan yakınsaması, genel yapısında köklü değişikliklerin yaşanmasına neden olmaktadır. Yeni medyanın işaret ettiği sürekli değişim ile televizyon oturma odasından çıkmaya başladı ve her yerdeliği ile izleyiciler artık daha bireysel ve aktif şekilde birer kullanıcıya dönüşmüş oldular. İzleyicilerin beklentileri değiştikçe; bu değişen beklentilere karşılık içerik de dönüşüm geçirmeye başladı. İçeriğin önemi gün geçtikçe artarken; şebekeler üstü hizmet veren platformlar olan Netflix ve Türkiye’deki muadilleri BluTV ile Puhutv orijinal içerik üreterek, Türkiye’de çevrimiçi içerik sunan en popüler platformlar haline geldiler. Kullanıcılar belli bir abone ücreti karşılığında BluTV ve Netflix içerik arşivindeki yapımları izlerken; Puhutv ücretsiz bir şekilde sunduğu orijinal içeriğin yanı sıra catch-up servisi ile televizyon dizilerini sansürsüz bir şekilde sunmaktadır. Platformların gün geçtikçe kullanıcı sayıları artarken; bu artışı korumak için içeriklerini hem niceliksel hem de niteliksel bir şekilde geliştirmektedirler.

ETİK AÇISINDAN MEDYADA İDEOLOJİK DİLİN KULLANIMI ZAMAN

Özet Siyasal iletişime yazılı ve görsel medyada yer alan siyasi haberler ile siyasetçilerin siyasal kampanya yürütmeleri ya da yaptıkları rutin konuşmaların medya aracılığıyla verilmesi veya televizyon kanallarında çok popüler olan siyasal konular üzerinde yapılan

YENİ MEDYAYLA BİRLİKTE EKONOMİNİN DİJİTALLEŞMESİ: EKONOMİ POLİTİK BİR ELEŞTİRİ

GİRİŞ İnsanın doğayla, çevresiyle verdiği yaşam mücadelesi sonucunda beraberinde yeni dinamikler ortaya çıkmaktadır. Bu dinamikler zamanla insanın değişmez birer parçası olmayı başarmıştır. Teknik ve teknoloji olguları da bu dinamiklerin bir göstergesidir. Gereksinimlerin karşılanabilmesi için deneme-yanılma yöntemiyle üretilen enformasyonlar günümüzde teknik, bunun uzantısı da teknoloji olarak belirtilmektedir. Atabek'in de aktardığı gibi teknik " bir şey elde etmenin bilgisi " , teknoloji ise " ürettiğimiz, elde ettiğimiz bu bilginin toplumsallaşması, toplumsal değer bulması " dır. İletişimsel olayların içinde teknikler fiziksel olarak kalıcı yer edinirler. Bu var olma savaşında teknik kavramı önce bireylerin sonra toplumun ve beraberinde küresel yapının demirbaşı olmayı başarmıştır. Toplumun kültürleriyle var olan teknik günümüzün yaşam tarzının vazgeçilmezidir. Teknoloji; kültürle geçen, üretim ile ifade bulan ve kullanılan bir organdır. (Eriksen, 2015, s.313) Teknik ve ekonomi arasındaki ilişkiyle birlikte teknoloji dinamik ve kalıcı bir yapı oluşturmuştur. Teknoloji, insanın doğayla mücadele tarzını, hayatını sürdürdüğü üretim sürecini açığa çıkarır ve dolayısıyla insanın toplumsal ilişkilerinin ve bunlardan doğan zihinsel tasarımlarının oluşum tarzını da ortaya koyar. (Mosco ve Fuchs, 2014, s.152) Bu noktada ekonomiyi, ekonomi politiği doğru tanımlamak ve kapitalizm sistemini değerlendirmek önem kazanmıştır. Alan hesap borçlu, veren hesap alacaklı mantığına dayanan ekonomi olgusuyla herşeyin bir değerinin olduğu bir yapıdan bahsetmekteyiz. Bu değer, o ürünün adedine göre kısaca kıtlığa bağlı olarak belirlenmektedir. Talep arz dengesi de bu bağlamda ortaya çıkmaktadır. Ekonomi bilimi ismi bugün geleneksel ekonomi politik isminin yerini almıştır. Ekonomi politik meta ve hizmetler alanında üretimi, dağılımı ve tüketimi inceleyen bilim olarak; "servet bilimi" olarak tanımlanmıştır. (Duverger, 1973, s.54) Üretim ve tüketim ilişkisine bağlı olarak ekonomik yapı günümüzün kapitalist sistemini oluşturmaktadır. Üretim ve tüketim anlayışının yerleşebilmesi teknoloji olgusunun da bu sisteme dahil olmasıyla daha da belirginleşmiştir. Bu çalışmada da ekonomide bir araç olarak kullanılan teknoloji olgusu günümüz kapitalist yapı ve bunun ekonomi politiği incelenerek seçilmiş örneklem doğrultusunda eleştirel olarak değerlendirilmekte ve gelecekle ilgili öneriler tartışılmaktadır. Ekonomi politik adi ilk kez 1615 yılında Antoine de Montchrestien (Paranın Bulunuşu Üzerine bir İnceleme) tarafindan kullanılmıştır. Ekonomi politik tarihsel ve sınıfsal bir bilimdir. Ekonomi politik insan davranışını amaçlarla kıt olanaklar arasındaki ilişkiler açısından inceleyen bilimdir. Engels'ten aktaran Yaylagül'e göre ekonomi politik; " tarihseldir, çünkü üretim ve değişim ilişkileri ülkelere ve tarihsel dönemlere göre farklılaşır. Sınıfsaldır, çünkü üretim ve bölüşüm tarihsel olarak, incelenen dönemin üretim ve güç ilişkilerine dayanır. " (Yaylagül, 2010, s.139) Ekonominin kelime anlamı, " evin içindeki düzen " demektir. Politik ise sitenin ve ulusun yönetimine ilişkin her şeyi anlatır. Buna göre, ekonomi politik, bir ulus için yürürlükte olan düzenin ilkelerinin incelenmesi anlamına gelir. (Yaylagül, 2010, s.142) İktisadi süreci yöneten toplumsal kanunları inceleyen ekonomi politik bilimi; ekonomik kanunların birbirleriyle olan ilişkilerini ve çeşitli toplumsal formasyon tiplerinin temel hareket yasalarını ve diğer toplumsal formasyonlara geçiş koşullarını araştırır. Ekonomi politiğin konusu toplumdur. Mosco'ya göre de, dar anlamıyla ekonomi politik, iletişim kaynaklarının da dahil olduğu, toplumsal kaynakların üretim, dağıtım ve tüketimini yaratan toplumsal ve iktidar ilişkilerinin incelenmesidir. Eleştirel bir tavır takınarak üretim sürecindeki nesnelerin üretimini değil üretim sürecinde sınıflar arasında kurulan toplumsal ilişkileri inceler. (Yaylagül, 2010, s.146) Başaran'a göre ise ekonomi politik; ekonomik örgütlenme ile politik, toplumsal ve kültürel yaşam arasındaki etkileşim ile ilgilenmek olarak belirginleştirmektedir. Ekonomi politik yaklaşım, ekonomik örgütlenme ve politik, toplumsal, kültürel yaşam arasındaki etkileşimle ilgilenirken, kurumsal ve teknolojik engellerin piyasayı nasıl şekillendirdiği, bu engelleri kontrol eden şirket ve hükümetler, ekonomi ve uluslararası ticari ilişkilerin dinamikleri, gelişme ve az gelişme kavramları, ülkeler arasındaki enformasyon üretme, dağıtma ve paylaşma konusundaki eşitsizlikler, uluslararası tekeller gibi, iletişim kurumlarının toplumsal düzeyi diye tanımlayabileceğimiz çözümleme birimlerine başvurmaktadır. (Başaran, 2010, s.89) Uzun Dalgalar Kuramı, Marx'ın gelişme ve teknolojiyi ele alış biçiminden yola çıkılarak geliştirilen bir kuramdır. Marx, 1859 tarihli Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı isimli yapıtında Ekonomi Politiğin Yöntemi başlığı altında, toplumsal gelişme kavramını şu şekilde ifade etmektedir:

DİJİTAL İLETİŞİM VE YENİ MEDYA

ii Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Üniversitesine aittir. "Uzaktan Öğretim" tekniğine uygun olarak hazırlanan bu kitabın bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan izin almadan kitabın tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt veya başka şekillerde çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz. 1. Baskı Bu kitap ANADOLU ÜNİVERSİTESİ Web-Ofset Tesislerinde 2.000 adet basılmıştır. ESKİŞEHİR, Ocak 2013 Uydu Teknolojileri 1960'lı yıllara kadar haberleşme ve yayıncılık, radyo dalgalarının atmosferdeki yansımasıyla gerçekleşiyordu. Hat sayısının sınırlı olması, atmosferik değişimler, haberleşme ve yayın kalitesini etkilemekteydi. Daha yüksek nitelikli, kesintisiz yayın ve haberleşme isteği uydu düşüncesinin geliştirilmesine yol açmıştır. Dünyanın çevresinde yörüngeye yerleştirilecek olan bir uydu ile dünyanın büyük bir kısmına sinyal gönderilebilir ve pek çok istasyon arasında bağlantı sağlanabilirdi. Bu düşünce zaman içinde gerçeğe dönüştürüldü. Günümüzde yörüngede gözlem, gözetleme, navigasyon, astronomi, meteorolojik, askeri ve haberleşme v.b. amaçlarla kullanılan pek çok uydu bulunmaktadır. Çok uzak mesafelerle, yüksek kalitede, kesintisiz veri alışverişi yapmamıza izin veren uydulardan fazlasıyla yararlanmaktayız. Cep telefonu görüşmeleri, radyo-televizyon yayınları, aracımızla seyehat ederken yol tarifi almak için kullandığımız navigasyon cihazları uydu teknolojisinden yararlanarak bilgi iletimi gerçekleştiren cihazlardır. Uydular genel görünüş ve nitelikleri açısından benzerlik göstemektedir. Ancak sahip oldukları donanımlardaki farklılıklar farklı amaçlarla uydulardan yararlanılmasını sağlamaktadır. Kullanım amaçlarına göre uyduları dört grupta inceleyebilmekteyiz (Özçağlayan, 1998,s.117):

GAZETECİLİK BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN “YENİ MEDYA” ALGISINA YÖNELİK BİR ANALİZ

SOSYAL MEDYA PSİKOLOJİSİ, 2020

“Yeni medya” hayatımızın her alanında kendine yer edinmektedir. Kullandığımız akıllı telefonlar, akıllı saatler, etkileşimli televizyonlar, bilgisayarlar, tabletler vb. her cihaz yeni medya teknolojilerini bize daha çok yakınlaştırmakta ve onlarla bağ kurmamızı sağlamaktadır. Bu çalışmada, Gaziantep İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde okuyan “Yeni Medya Uygulamaları” dersini alan öğrencilere “Yeni medya kavramı sizin için ne ifade ediliyor?” sorusu sorulmuş ve öğrencilerden 41’i söz konusu soruyu yazılı olarak yanıtlamıştır. Öğrencilerin verdiği yanıtlar betimsel analiz ve içerik analizi ile ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Çalışmanın bulgularına göre öğrenciler arasında yeni medyaya ilişkin olumsuz tutuma sahip olan yoktur. Ağırlıklı olarak hem olumlu hem olumsuz tutum belirten öğrenciler bulunmaktadır (%70,7). Tamamen olumlu tutum bildiren, hiçbir olumsuzluğa değinmeyen öğrencilerin oranı %29,3’tür. Cinsiyetler arasında tutum konusunda herhangi bir fark bulunmamaktadır. Öğrenciler, yeni medyaya ilişkin avantajlar arasında ilk sırada “yenilik, hızlılık, uzakları yakın etme, etkileşim” özelliklerine değinmiştir. Eleştiriler arasında ilk sırada “bilgi kirliliği, sanal toplumsallaşma, bilginin metalaşması, sanallık, etik değerlerin ihlali” yer almaktadır. Yeni medyanın sağladığı iş olanakları konusunda “içerik üretimi, çevrim içi gazetecilik yapma, yaratıcı etkinliklerde tasarım/grafik vb. kullanma” ifadelerine yer vermişlerdir. Yeni medya konusunda en çok dile getirdikleri temalar ise “hayatın tamamını şekillendirmesi, geleneksel gazeteciliğin yok olması, yeni iş seçeneklerinin oluşması, kamusal alanın kültürel normlarının değişmesi” şeklindedir. Sonuç olarak Gazetecilik Bölümü öğrencilerinde genel olarak yeni medyanın hayatlarını kolaylaştırdığı, iletişim seçeneklerini çeşitlendirdiği, onlara pek çok olanak sağladığı düşüncesinin varlığı söylenebilir. Ancak öğrenciler yeni medyanın hayatın tamamını ele geçirdiğinin, bilgi kirliliğinin, internetin siber suçlara neden olabileceğinin de farkındadır. İnternetteki sosyalleşmenin sanal olabileceğine, yabancılaşma, bireyselleşme ve yalnızlığa neden olabileceğine işaret eden öğrenciler, bilinçli kullanımının önemine sıklıkla değinmişlerdir. Meslekleri ile ilgili olarak özellikle sosyal medyanın haber paylaşımında ya da haber almada etkin olduğuna değinen öğrenciler gazetecilik mesleğinin gidişatının tamamen değiştiğine, çevrim içi boyuta kaydığına yönelik farkındalık içindedir ve kendilerinin de bu yeni mecrada iş bulabileceklerine dair olumlu bir tutum içindedir.

YENİ MEDYADA DİJİTAL GÖSTERGELER EVRENİNE BAKIŞ

Özet Günümüz modern görsel kültürü içerisinde anlam, imgeler tarafından taşınıp dağıtılmakta ve görsellik evrensel bir dil olarak gündelik hayatın merkezinde yer almaktadır. Görselleştirme teknolojilerinin çeşitli türleri tarafından kuşatılmış durumdaki modern insanın gerçekliği algılayışı Platon'un mağara alegorisinde ortaya koyduğu arketipik yapıdan çok farklı değildir. Modern insana, ait olduğu dünyanın öznel ve nesnel gerçekliği fotoğraf, film, video, dijital grafikler, televizyon, TV programları, reklamlar, anlık görüntüler, filmler, gözetleme kayıtları, gazete fotoğrafları, resimler aracılığıyla gösterilmektedir. Başta televizyon ve internet olmak üzere sinema filmlerinden, video oyunlarına, fotoğraftan animasyonlara uzanan söz konusu dijital imgeler dolaylı ve doğrudan olarak iletişimsel yapıların da ayrılmaz parçası haline gelmiştir. Dijital imgeler ve dijitalleşme süreci geleneksel olandan farklı bir insan ilişkisi ve topluluk biçimi ortaya çıkararak, bir anlamda yeni bir sosyoloji doğurmuştur. Teknolojilerin ve imgelerin tüm bu farklı türleri, dünyanın açık görünümlerini sunarken aslında görsel kodlar aracılığıyla yorumlanmaktadır. İnternet teknolojisine bağlı olarak her gün daha fazla hayatımızda yer almaya başlayan sosyal medya içerisinde kullanılan dil yalnızca harflerden oluşmamaktadır. Dilsel göstergeler ve dil dışı göstergeler sosyal medyada hem tek başlarına hem de birlikte kullanılmaktadırlar. Bu noktada yeni dijital/sayısal, medya ve görsel okuryazarlıklar iletişimin özel ve yeni alanlarını tanımlamaktadır. Yeni dijital/sayısal ve görsel okuryazarlık sürecinin etmenleriyle oluşturulan imgelerin, ikonların anlamını okumayı, onları eleştirel değerlendirmeyi ve yaratım süreçlerini döngüsel bir bütünlük içinde çözümlemeyi gerçekleştirmek, bu ortamının sağladığı kültürel, sosyal ve ideolojik olguları irdelemek açısından faydalı olacaktır. Dijital evrenin göstergebilime etkisi, katkısı gün geçtikçe artmakta ve yeni alanlarda tartışılmaktadır. Bu çalışmayla hem dijital evrene hem de dijital göstergebilime bir giriş yapılırken sosyo-kültürel artalanlara da bir ışık tutulmaya çalışılmaktadır.

YENİ MEDYA VE DİJİTAL DEMOKRASİ: SİYASAL YAŞAMDAKİ GÖRÜNÜMLERİ OLARAK A.B.D. ÖRNEĞİ

Demokrasi gerek gündelik hayatımızda gerekse siyasal, bilimsel ve kültürel hayatımızda en çok kullandığımız ifadelerden birisidir. 2 bin 5 yüzyıldır üzerine düşünülen kavramlardan birisi olması belki de tarihin en uzun ve en tartışmaları kavramlarından biri olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Yine kökenleri 2 bin 7 yüzyıl kadar önceye giden iletişim tarihi pek çok noktada demokrasi kavramı ile kesişmektedir. İletişim tarihinde alfabenin icadı ile başlayan bu dönem siyasal iletişim kanalıyla demokrasi dahil olmak üzere insanoğlunun yönetim biçimi olarak seçtiği çeşitli siyasal sistemlerle etkileşim içinde olmuştur ve geçmişte olduğu gibi günümüzde de yaşantımızı etkilemeye devam etmektedir. Bu makalede bilgisayar dolayımlı iletişimin icadı ile birlikte hayatımızın siyasal yaşam başta olmak üzere sosyo ekonomik ve kültürel pratiklerini derinden ve geri dönülemeyecek şekilde etkileyen yeni medya ve bunun siyasete yansıması olarak kendisini gösteren dijital demokrasi kavramı ele alınacaktır.