YENİ MEDYA VE DİJİTAL DEMOKRASİ: SİYASAL YAŞAMDAKİ GÖRÜNÜMLERİ OLARAK A.B.D. ÖRNEĞİ (original) (raw)
Related papers
YENİ MEDYA ORTAMLARINDA İÇERİK OLUŞTURMA ARACI OLARAK DİJİTAL/GÖRSEL HİKAYECİLİK ANLATIMI
INTERNATIONAL CONGRESS ON MEDIA STUDIES 2016 PROCEEDINGS BOOKS
Yeni medya teknolojilerinin hızına yetişilemeyen günümüzde sosyal medya bireylerin gündelik yaşantısında en önemli ritüellerin başında gelmektedir. Bireyler artık günün büyük bir kısmını bu mecralarda harcamaktadır. Dolayısıyla vaktini bu mecrada harcayan bireyleri bu mecrada yakalayabilmek, mesajları iletebilmek, yayılmasını sağlayıp daha çok etkileşim kurabilmek önemli amaç haline gelmiştir. Kitle iletişim araçlarından özellikle geleneksel medyadan tek yönlü bilgi akışın olduğu bireyler pasif birer tüketici iken sosyal medyalar sayesinde tükettiği içeriği üreten kişiler konumuna gelmişlerdir. Bu durum içerik oluşturmanın önemini ortaya koymaktadır. Bu noktada görselleri kullanarak içerik oluşturulan dijital hikayecilik kavramı ortaya çıkmaktadır. Bu çalışma ise sosyal ağlarda dijital hikaye içerik oluşturma araçları olan görsel (fotoğraf, video ve infografik) kullanımının gerek eğitimde, gerek pazarlamada gerekse sosyal ağlarda nasıl kullanıldığı doküman incelemesi yöntemiyle ele alınacaktır. Anahtar Kelimeler: Sosyal Medya, İçerik Oluşturma, Dijital Hikayecilik, Fotoğraf, Video, İnfografik
ORTADOĞU’DA DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİNDE YENİ MEDYANIN YERİ
2010 yılı sonrasında Ortadoğu’daki toplumsal dönüşümlerde yeni medyanın yerinin anlaşılması bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Yeni medya teknolojilerinin gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla tüm dünyada büyük dönüşümler yaşanmıştır. Özellikle sosyal medyayla birlikte iletişim süreci daha özgür, katılımcı, karşılıklı ve zaman ve mekândan bağımsız hale gelmiştir. Ortadoğu Arap coğrafyasında baskıcı ve totaliter rejimlerin halkı önemsemeyen, antidemokratik uygulamaları söz konusudur. Bunun sonucunda birikmiş halk öfkeleri tepkisel hareketlere dönüşmüş, yeni medya ise halkın kendini ifade etmesinde, bilgi sahibi olmasında ve aynı amaç için birlikte hareket etmesinde önemli bir araç rolünü üstlenmiştir. Uzun yıllardır hüküm süren baskıcı yönetimler kısa sürede devrilmiştir. Tüm bunlar demokratikleşme süreci açısından dikkate değerdir.
YENİ MEDYA EKOLOJİSİNİN DİJİTAL AKTİVİZME ETKİSİ
Dijital Aktivizm Üzerine, 2019
Gününün büyük bir çoğunluğunu yeni medya karşısında geçiren siber-gezginler veya siber-göçebeler yeni medyanın hiperlink özelliğinden kaynaklı aşırı enformasyon aktarımıyla karşı karşıyadırlar. Dolayısıyla bu kişilerden bir olaya odaklanması veya takip etmesi beklenemez. Kısa süreli odaklanma ve çoklu görev bilinciyle internette paylaşılan hiçbir şeyi kaçırmaması gerektiği yanılgısıyla hareket eden siber-gezginler, fark edilmek ve meşgul görünmek kaygısıyla hareket ederler. Bütün bu karma- şada herhangi bir aktivist eyleme denk gelirse beğenmeden veya tıklamadan geçmezler. Ama siber-gezgin çoğu zaman aktivizmi sadece bir beğenme ve tıklama olarak görür. Çünkü eylemle ilgili ayrıntılı bilgi almaya veya eylemin amacı üzerine düşünmeye zamanı yoktur. Bağlantıda olduğu diğer siber-gezginlerden aldığı bilgiler varsa onlarla yetinir. Bu nedenle dijital aktivizmin karakterine bakacak olursak; çok hızlı bir biçimde gelişir, örgütlenme, bilgilendirme, destek toplama, eylemi gerçekleştirme kısa süre içerisinde gerçekleşir ve eylemcilerin birbiriyle olan bağlantısı aynı hızla son bulur.
Taras Shevchenko 6th International Congress on Social Sciences, 2021
It has been observed that democratic broadcasting principles started to adapt to the new structure in post-Soviet countries where democratic system tried to be established later than the Western European countries. The Republic of Azerbaijan, like many other post-USSR countries, could not transition to a fully democratic system long after gaining independence; and therefore, this situation reflected to the media. However, there have been some significant changes in the media of the Republic of Azerbaijan that entered a new era with the declaration of independence in 1991 along with the country’s general politics after its acceptance to the Council of Europe in 2001. In line with the demands of the Council, public television station called “İctimai TV” was established and a talk-discussion show called “3D” where freedom of speech and critical thinking came to the forefront significantly within the said television was broadcasted, which are quite important in this sense. 3D is also an example to the first show with “android host” which currently continues its broadcast in Asia and Middle East, Arabian and Muslim-Turkish geography. In this study, 8 episodes of “3D” show have been analyzed with the descriptive analysis method using a purposeful sampling approach. As a result, it has been determined that in the program with android server, the server asks the topics that require public interest to its interlocutors without hesitation and with great saltiness. Keywords: Azerbaijan, Media, Critical Thinking, İctimai TV, 3D Show.
DİJİTAL ŞİDDET, SİBER ZORBALIK VE YENİ MEDYA OKURYAZARLIĞI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi / The Journal of International Social Research, 2018
Siber zorbalık yeni iletişim teknolojileri diğer deyişle dijital medya teknolojileri aracılığıyla, kişileri sıkıntıya düşürecek, utandıracak mesajların yayılması olarak ifade edilmekte ve yeni medyanın yanlış kullanımından kaynaklanan sorunları içermektedir. Yeni iletişim teknolojilerinin özellikle de mobil teknolojilerin çok küçük yaştan itibaren herkesin erişiminde ve kullanımında olması dolayısıyla ve internette geçirilen sürenin artmasıyla her yaştan ve her cinsiyetten kişiler siber zorbalık sorunuyla karşı karşıya kalabilmektedir. Siber zorbalıkla karşı karşıya kalan kişiler önce bunun bir dijital şiddet yani siber zorbalık olduğunu anlamamaktadır. Karşılaştıkları durumu bir şaka veya eğlence olarak algılamaktadırlar. Mesajın internette yayılmasıyla şaka veya eğlence olarak adlandırılan durumun yarattığı zararlar kendini göstermektedir. Okul çağındaki öğrencilerde bu durum daha vahim sonuçlara da yol açmaktadır. Bu çalışmada siber zorbalığın kavramsal çerçevesi, dijital şiddettin artış nedenleri (internete erişim kolaylığı, internetin anonim yapısı ve kişilerin kimliğini gizlemesi, paylaşımlarının beğeni sayısının artırmak isteği vb.), siber zorbalığa ilişkin farkındalık (medyada siber zorbalığın sunumu, ailelerin öğretmenlerin görüşleri) siber zorbalığı önlemede yeni medya okuryazarlığının önemi ve siber zorbalığın nasıl engellenebileceğine ilişkin öneriler sunulmuştur.
YENİ MEDYAYLA BİRLİKTE EKONOMİNİN DİJİTALLEŞMESİ: EKONOMİ POLİTİK BİR ELEŞTİRİ
GİRİŞ İnsanın doğayla, çevresiyle verdiği yaşam mücadelesi sonucunda beraberinde yeni dinamikler ortaya çıkmaktadır. Bu dinamikler zamanla insanın değişmez birer parçası olmayı başarmıştır. Teknik ve teknoloji olguları da bu dinamiklerin bir göstergesidir. Gereksinimlerin karşılanabilmesi için deneme-yanılma yöntemiyle üretilen enformasyonlar günümüzde teknik, bunun uzantısı da teknoloji olarak belirtilmektedir. Atabek'in de aktardığı gibi teknik " bir şey elde etmenin bilgisi " , teknoloji ise " ürettiğimiz, elde ettiğimiz bu bilginin toplumsallaşması, toplumsal değer bulması " dır. İletişimsel olayların içinde teknikler fiziksel olarak kalıcı yer edinirler. Bu var olma savaşında teknik kavramı önce bireylerin sonra toplumun ve beraberinde küresel yapının demirbaşı olmayı başarmıştır. Toplumun kültürleriyle var olan teknik günümüzün yaşam tarzının vazgeçilmezidir. Teknoloji; kültürle geçen, üretim ile ifade bulan ve kullanılan bir organdır. (Eriksen, 2015, s.313) Teknik ve ekonomi arasındaki ilişkiyle birlikte teknoloji dinamik ve kalıcı bir yapı oluşturmuştur. Teknoloji, insanın doğayla mücadele tarzını, hayatını sürdürdüğü üretim sürecini açığa çıkarır ve dolayısıyla insanın toplumsal ilişkilerinin ve bunlardan doğan zihinsel tasarımlarının oluşum tarzını da ortaya koyar. (Mosco ve Fuchs, 2014, s.152) Bu noktada ekonomiyi, ekonomi politiği doğru tanımlamak ve kapitalizm sistemini değerlendirmek önem kazanmıştır. Alan hesap borçlu, veren hesap alacaklı mantığına dayanan ekonomi olgusuyla herşeyin bir değerinin olduğu bir yapıdan bahsetmekteyiz. Bu değer, o ürünün adedine göre kısaca kıtlığa bağlı olarak belirlenmektedir. Talep arz dengesi de bu bağlamda ortaya çıkmaktadır. Ekonomi bilimi ismi bugün geleneksel ekonomi politik isminin yerini almıştır. Ekonomi politik meta ve hizmetler alanında üretimi, dağılımı ve tüketimi inceleyen bilim olarak; "servet bilimi" olarak tanımlanmıştır. (Duverger, 1973, s.54) Üretim ve tüketim ilişkisine bağlı olarak ekonomik yapı günümüzün kapitalist sistemini oluşturmaktadır. Üretim ve tüketim anlayışının yerleşebilmesi teknoloji olgusunun da bu sisteme dahil olmasıyla daha da belirginleşmiştir. Bu çalışmada da ekonomide bir araç olarak kullanılan teknoloji olgusu günümüz kapitalist yapı ve bunun ekonomi politiği incelenerek seçilmiş örneklem doğrultusunda eleştirel olarak değerlendirilmekte ve gelecekle ilgili öneriler tartışılmaktadır. Ekonomi politik adi ilk kez 1615 yılında Antoine de Montchrestien (Paranın Bulunuşu Üzerine bir İnceleme) tarafindan kullanılmıştır. Ekonomi politik tarihsel ve sınıfsal bir bilimdir. Ekonomi politik insan davranışını amaçlarla kıt olanaklar arasındaki ilişkiler açısından inceleyen bilimdir. Engels'ten aktaran Yaylagül'e göre ekonomi politik; " tarihseldir, çünkü üretim ve değişim ilişkileri ülkelere ve tarihsel dönemlere göre farklılaşır. Sınıfsaldır, çünkü üretim ve bölüşüm tarihsel olarak, incelenen dönemin üretim ve güç ilişkilerine dayanır. " (Yaylagül, 2010, s.139) Ekonominin kelime anlamı, " evin içindeki düzen " demektir. Politik ise sitenin ve ulusun yönetimine ilişkin her şeyi anlatır. Buna göre, ekonomi politik, bir ulus için yürürlükte olan düzenin ilkelerinin incelenmesi anlamına gelir. (Yaylagül, 2010, s.142) İktisadi süreci yöneten toplumsal kanunları inceleyen ekonomi politik bilimi; ekonomik kanunların birbirleriyle olan ilişkilerini ve çeşitli toplumsal formasyon tiplerinin temel hareket yasalarını ve diğer toplumsal formasyonlara geçiş koşullarını araştırır. Ekonomi politiğin konusu toplumdur. Mosco'ya göre de, dar anlamıyla ekonomi politik, iletişim kaynaklarının da dahil olduğu, toplumsal kaynakların üretim, dağıtım ve tüketimini yaratan toplumsal ve iktidar ilişkilerinin incelenmesidir. Eleştirel bir tavır takınarak üretim sürecindeki nesnelerin üretimini değil üretim sürecinde sınıflar arasında kurulan toplumsal ilişkileri inceler. (Yaylagül, 2010, s.146) Başaran'a göre ise ekonomi politik; ekonomik örgütlenme ile politik, toplumsal ve kültürel yaşam arasındaki etkileşim ile ilgilenmek olarak belirginleştirmektedir. Ekonomi politik yaklaşım, ekonomik örgütlenme ve politik, toplumsal, kültürel yaşam arasındaki etkileşimle ilgilenirken, kurumsal ve teknolojik engellerin piyasayı nasıl şekillendirdiği, bu engelleri kontrol eden şirket ve hükümetler, ekonomi ve uluslararası ticari ilişkilerin dinamikleri, gelişme ve az gelişme kavramları, ülkeler arasındaki enformasyon üretme, dağıtma ve paylaşma konusundaki eşitsizlikler, uluslararası tekeller gibi, iletişim kurumlarının toplumsal düzeyi diye tanımlayabileceğimiz çözümleme birimlerine başvurmaktadır. (Başaran, 2010, s.89) Uzun Dalgalar Kuramı, Marx'ın gelişme ve teknolojiyi ele alış biçiminden yola çıkılarak geliştirilen bir kuramdır. Marx, 1859 tarihli Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı isimli yapıtında Ekonomi Politiğin Yöntemi başlığı altında, toplumsal gelişme kavramını şu şekilde ifade etmektedir:
DEMOKRATİK VE YENİ BİR KAMUSAL ALAN OLARAK SOSYAL MEDYA
Özet Günümüzde küreselleşme ile birlikte gelişen iletişim teknolojileri temelinde geleneksel kitle iletişim araçlarının önüne geçen internet, sosyal ağlar boyutu ile iletişim kurmadan çok; özgür, katılımcı, herkes için ve kolay erişilebilir oluşu ile sosyal bir kimlik inşasına aracılık etmektedir. Sivil toplum için kültürel, siyasal, küresel ve hatta ekonomik bir payda olarak varsayılan internetteki sosyal ortamların, sanal ama yeni ve demokratik bir kamu-sal alan olup olmadığı sıkça tartışılmaktır. Çünkü sosyal medya kamusal bir alan olmakla birlikte demokratik ise, herhangi bir otoriteden uzak olması gerekecek iken, bir müdahale olarak " sansüre " takılmaktadır. Bu durumdan farklı olarak, özgürlükler bağlamında sosyal medyanın denetlenebilirlik noktasında da önemli sorunları vardır. Demokrasinin mihenk taşı olarak kamusal alanın sosyal medyada hangi sınırlar ile oluştuğunun/oluşturulduğunun incelenmesi gerekecektir. Bu çalışmada, internet temelinde demokratikleşme sağladığı var-sayılan sosyal medyanın demokratik olup olmadığı incelenecek, böylelikle sosyal medya-nın sanal bir kamusal alan olup olmadığı varsayımları ele alınacaktır. Anahtar Sözcükler: İnternet, sosyal ağ, kamusal alan, demokrasi, sivil toplum. Abstract Today, devoloping within the globalization communication technologies into the traditional mass media, the internet social network, except communicating it is free, partici-patory, and easily accessible for anyone who acts as an intermediary with the fact that the construction of social identity. For civil society, cultural, political, economic, global, and even as a denominator, the default internet social media, whether it is virtual, but often debated a new and democratic public space. Although a public space because social media democratic the authority of any away when need be, as a response " censored " are mounted. In contrast to this situation, there are important issues at the point of controllability of * Arş. Gör., Muş Alparslan Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Basın-Yayın Tekniği Anabilim Dalı, e-posta: c.yegen@alparslan.edu.tr.
BİR SOSYAL KONTROL ARACI OLARAK DİN ve YENİ MEDYA
Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2023
Sosyal kontrol, bireylerin sosyal değerlere uygun biçimde davranmasını sağlayarak sosyal değerlerin ve normların gelecek nesillere aktarılmasını ve zamanın şartlarına uygun olarak yeniden üretilmesini sağlayan bir mekanizmadır. Geçmişten günümüze bakıldığı zaman din toplumların en önemli sosyal kontrol araçlarından birisi olmuştur. Din, toplum vasıtasıyla bireyleri kontrol etmektedir. Bu sayede dinin en önemli işlevi olan sosyal kontrol gerçekleştirilmiş olur. Günümüze gelindiğinde ise dinin yanı sıra yeni medya da önemli sosyal kontrol araçlarından birisi haline gelmiştir. Din ve yeni medya günümüz toplumların da önemini koruyan sosyal kontrol araçları olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Özellikle dinin mahrem olarak nitelendirdiği konularda yeni medya araçlarında paylaşımlar yapılması sosyal kontrolün din ve yeni medya bağlamında ele alınması gerektiğini gözler önüne sermektedir. Bu bağlamda yeni medya ile yeniden üretime tabi tutulan hayatımıza yansımaları ele alınırken dindarlık anlayışının ve mahremiyet algısının değişime uğradığı görülmektedir. Literatür taraması şeklinde gerçekleştirilen bu çalışmanın kapsamı, sosyal kontrolde baskın rol oynayan yeni medya ve dinin gündelik yaşamımız üzerindeki etkilerini izah etmektir.