Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları Ve Türkiye (original) (raw)
Related papers
Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları ve Türkiye [Foreign Direct Investments and Turkey]
Özet 2000-2007 döneminde Türkiye'ye giren ve Türkiye'den çıkan doğrudan sermaye yatırımları bölgesel ve sektörel olarak analiz edilmiştir. Bölgesel olarak Türkiye'nin yoğun olarak Avurpa kıtası ile doğrudan sermaye ithali ve ihracı ilişkisinde olduğu gözlenmektedir. Sektörel olarak yurtdışından gelen doğrudan yatırımlar hizmetler sektöründe yoğunlaşırken, yurtdışına yapılan doğrudan sermaye yatırımlarının sanayi ve hizmetler sektörün arasında dağıldığı görülmektedir. 2000-2006 döneminde doğrudan sermaye yatırımlarını Türkiye'ye yönelmesindeki en önemli faktörler analiz edilerek, bu faktörlerin doğrudan yabancı sermaye çekmedeki önemleri 2007-2011 dönemi için değerlendirilmiştir. Bu analizlere göre, 2007-2011 arasında Türkiye'ye yılda ortalama 20 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermaye girişi olacağı öngörülmektedir.
Türkiye Ekonomisi Açısından Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımlarına İlişkin Bir Değerlendirme
İktisat İşletme ve Finans, 2003
Sosyal sermayenin daha üretken ve kapsayıcı bir ekonomik yapı geliştirmek isteyen uygulayıcılar ve politika yapıcılar için önemli bir alan olduğu düşüncesinden hareketle çalışmada sosyal sermayeye duyulan ilginin nedeni, kavramın gelişimi ve özellikleri ele alınmıştır. Sosyal sermaye düzeyi ve ekonomik büyüme ve refah üzerinde sosyal sermaye teorisinin etkileri incelenmiştir. Teorinin genel özellikleri kapsamında Türkiye için değerlendirmelerde bulunulmuş ve seçilmiş ülkeler ile Türkiye, güven düzeyi üzerinden çeşitli ekonomik göstergelerle karşılaştırılmıştır. Türkiye, ailenin çok güçlü olduğu ve toplumsal katmanlar genişledikçe güvenin oldukça azaldığı bir toplum görünümündedir. Din ve hemşehrilik gibi toplumsal gruplara üyelik de oldukça önemli olmasına karşın diğer gruplarla ilişkilerdeki karşılıklı empati ve güvenin düşük olması, sosyal sermaye düzeyinin düşük olarak tanımlanmasına neden olmaktadır. Aile ve devlet arasındaki sosyal örgütlenme eksikliğinin varlığı, sosyal sermayenin ve ekonomik gelişmenin sağlanmasında devlet müdahalesini önemli hale getirmektedir.
Doğrudan Yabancı Yatırımların Belirleyicileri Üzerine Bir Analiz: Türkiye Örneği
1. Giriş Çok uluslu şirketlerin dünya ticaretine yön veren önemli aktörlerden biri haline gelmeye başladığı 20. y.y.’ın ikinci yarısından itibaren, doğrudan yabancı yatırımlar, gelişmekte olan birçok ülkenin kalkınma stratejilerinin omurgasını oluşturmaktadırlar. Takip ettikleri istikrarlı politikalar sonucunda doğrudan yabancı yatırımları çekmeyi başaran ülkelerin, kısa zaman içinde güçlü ekonomiler haline geldikleri görülmüştür. Bir diğer ifadeyle, doğrudan yabancı yatırımlar, gelişmekte olan ülkelerdeki sermaye eksikliğinin giderilmesini sağlamış ve ayrıca ev sahibi ülkede iş olanaklarını artırarak üretim düzeyinin yükselmesini sağlayabilmişlerdir. Dolayısıyla doğrudan yabancı yatırımlar, ülkelerin ekonomik büyümelerine katkıda bulunmaktadırlar. Bu doğrultuda özellikle gelişmekte olan ülkeler, doğrudan yabancı yatırımların kendilerini tercih etmesini istemektedirler. Doğrudan yabancı yatırımların, ev sahibi ülkeyi tercih etmesinde yalnızca istikrarlı politikaların varlığının yeterli olmadığı bilinen bir gerçektir. Zira çok uluslu şirketler, ev sahibi ülkedeki ekonomik, politik ve yatırım ortamlarına ilişkin faktörleri bir bütün olarak değerlendirdikten sonra o ülkeye yatırım yapıp yapmama kararını vermektedirler. Bu nedenle küreselleşen dünyada doğrudan yabancı yatırım kararları üzerinde belirleyici rol oynayan faktörlerin tespit edilmesi gelişmekte olan ülkeler açısından son derece önemli hale gelmiştir. Tasarruf oranları düşük olduğundan dolayı doğrudan yabancı yatırımlara fazlasıyla ihtiyaç duyan Türkiye, incelenmesi gereken gelişmekte olan ülkelerden bir tanesidir. Bu sayede doğrudan yabancı yatırımların, Türkiye’ye gelişini hangi faktörlerin belirlediği ve bu faktörlerin doğrudan yabancı yatırımlar üzerinde ne ölçüde etkiye sahip olduğunun tespit edilmesi mümkün olabilmektedir. Elde edilen sayısal veriler ile Türkiye’nin doğrudan yabancı yatırım çekme stratejilerinin ve takip ettiği politikaların eksik yanlarının görülmesine olanak sağlamaktadır. Bu çalışmada, Türkiye’de doğrudan yabancı yatırımların belirleyicilerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, 2002-2015 yılları arasında çeyrek dönemlik veriler kullanılarak doğrudan yabancı yatırımlar ile büyüme oranı, cari açık, ihracatın ithalatı karşılama oranı, işsizlik oranı, toplam kamu borcu, enflasyon oranı, dolar kuru oynaklığı, hisse senedi piyasa oynaklığı ve terör olayları arasındaki ilişki regresyon analizi aracılığıyla araştırılmıştır. Çalışmanın bundan sonraki kısmı ise şu şekilde organize edilmiştir; ikinci bölümde doğrudan yabancı yatırımlardan genel olarak bahsedilirken üçüncü bölümde belirleyicileri, dördüncü bölümde teorik çerçeve, beşinci bölümde konuyla ilgili olarak yapılmış ampirik çalışmaların genel bir özeti, altıncı bölümde kullanılan veri seti ve yöntemler açıklanmış ve ardından yedinci bölümde elde edilen ampirik bulgulara yer verilmiştir. Çalışmanın son kısmında ise ulaşılan ampirik bulgular ışığında sonuçlar ve değerlendirmeler yapılmıştır.
Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımlarının Ekonomik Büyümeye Etkisi Türkiye Örneği
Maliye Araştırmaları-4, 2021
Bu çalışmanın amacı; doğrudan yabancı sermaye yatırımları ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi ekonometrik olarak açıklamaktır. Bu amaçla Türkiye’ye ait yabancı sermaye yatırımları (FDI) ile ekonomik büyüme (GDP) verileri 1974-2019 dönemi için analiz edilmiştir. İki bölümden oluşan çalışmanın birinci bölümünde vergi rekabetinin 1986-2020 dönemi için Türkiye’deki Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi gibi temel vergiler üzerindeki etkisinin boyutlarını ortaya koymak ve elde edilen sonuçları değerlendirmektir. Uluslararası karşılaştırmalı analiz yönteminin kullanıldığı bu çalışmada ülkelerdeki Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisinin yıllar itibariyle değişim seyri tablolar ve grafikler yardımıyla incelenmiştir. Daha sonra Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisindeki değişmelerin doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını nasıl etkilediği ve bunun sonucunda da uluslararası anlamda nasıl bir vergi rekabeti ortaya çıkardığı açıklanmıştır.
Doğrudan Yabancı Yatırımlar Üzerine Bir Değerlendirme
Uygulanmakta olan Makroekonomik Programın ve ekonomide sağlanacak iyileşmenin etkisiyle, DYY'ların dönem boyunca artarak 2005 yılında 2,7 milyar dolara ulaşması beklenmektedir." (Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı 2001-2005, Madde 311) "Yabancı yatırımcı için arzu edilen ortamın yaratılması ile, Türkiye'nin 2001 yılında 5 milyar dolarla başlanarak, 2005 yılında bugünün kriterleri ile 30 milyar dolar seviyesinde DYY çekme potansiyeli mevcut bulunmaktadır." (Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, DYY ÖİK Raporu, 2000, s.19) I.GİRİŞ Yıllardır yapılan analizler Türkiye'nin kalkınması yolunda gerekli yatırımların gerçekleştirilebilmesi için yerel tasarruf ve kaynakların yeterli olmadığını göstermektedir. Yıllardır kronik enflasyon, son 2 yılda iki önemli finansal kriz yaşayan ve ciddi bir borç yüküyle karşı karşıya bulunan Türkiye ekonomisinin şu anda içinde bulunduğu problem sadece son birkaç yıldır yeterli büyüklükte yeni yatırım yapılmamış olması değildir. Bunun yanısıra ve asıl ürkütücü olan sorun, önümüzdeki dönemde de önemli hacimde yeni yatırım yapılamama riskinin ciddi olasılık olarak mevcut olmasıdır. Öte yandan yıllardır yapılan analizler, Türkiye'nin kalkınması yolunda gerekli yatırımların gerçekleştirilebilmesi için yerel tasarruf ve kaynakların yeterli olmadığını göstermektedir. Sürdürülebilir kalkınma için Türkiye'nin iç dinamiklerinin harekete geçirilmesi dışında, "kaliteli" DYY'ların da ülkeye çekilmesi büyük önem taşımaktadır. Ekonomik kalkınmanın finansmanında karşılaşılan yapısal darboğazların ve sermaye yetersizliğinin aşılmasında Türkiye'nin iç dinamiklerinin harekete geçirilmesi dışında, kalkınma öncelikleri doğrultusunda "kaliteli" doğrudan yabancı yatırımların ülkeye çekilmesi büyük önem taşımaktadır. "Kaliteli yabancı yatırım" kavramından anlatılmak istenen, uzun vadeli, ihracata dönük, ulusal ekonomi ile bütünleşen, çevre ve sosyal standartları yükselten, ileri teknoloji getiren, ar-ge'ye yatırım yapan ve ülkenin rekabet gücünü ve verimliliğini arttıran yatırımlardır (Öğütçü, 2002:59 ve World Bank, 2002:9).
Doğrudan yabancı sermaye yatırımları ve dış ticaret: Türkiye örneği
İktisat İşletme ve Finans, 2007
Türkiye'ye giren ve Türkiye'den çıkan doğrudan sermaye yatırımları bölgesel ve sektörel olarak analiz edilmiştir. Bölgesel olarak Türkiye'nin yoğun olarak Avurpa kıtası ile doğrudan sermaye ithali ve ihracı ilişkisinde olduğu gözlenmektedir. Sektörel olarak yurtdışından gelen doğrudan yatırımlar hizmetler sektöründe yoğunlaşırken, yurtdışına yapılan doğrudan sermaye yatırımlarının sanayi ve hizmetler sektörün arasında dağıldığı görülmektedir. 2000-2006 döneminde doğrudan sermaye yatırımlarını Türkiye'ye yönelmesindeki en önemli faktörler analiz edilerek, bu faktörlerin doğrudan yabancı sermaye çekmedeki önemleri 2007-2011 dönemi için değerlendirilmiştir. Bu analizlere göre, 2007-2011 arasında Türkiye'ye yılda ortalama 20 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermaye girişi olacağı öngörülmektedir.
Doğrudan yabancı yatırımlar-istihdam ilişkisi: Türkiye örneği
Doğrudan yabancı yatırımlar ile istihdam arasındaki ilişki son otuz yıllık süreçte dış borçlanmanın göreceli olarak önemini yitirmesi ve doğrudan yabancı yatırım kavramının dış finansman kaynakları içinde birincil duruma gelmesi ile Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için önem kazanmıştır. Bu çalışmada da Türkiye'de 1970-2009 dönemine ilişkin doğrudan yabancı yatırım-istihdam ilişkisi incelenmiştir. Bu bağlamda 1970-2009 dönemine ilişkin işgücü talep fonksiyonunun hesaplanmasında; gayrisafi milli harcamalar, gayrisafi ekonomik büyüme ve doğrudan yabancı yatırım değişkenleri açıklayıcı değişken olarak kullanılmıştır. Yapılan ARDL eşbütünleşme testi ve Hata Düzeltme Modelinin sonuçlarına göre bu konudaki literatür ile paralel olarak Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı yatırımlar ile istihdam arasında uzun dönemli ve istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Bu sonuca göre; Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı yatırımların işsizliği düşürücü bir etkisi yoktur. Abstract Over the period of the last 30 years, as external debt has relatively lost ground and foreign investment has become initial in all foreign financing resources, the relationship between foreign direct investment and employment has gain importance for developing countries such as Turkey. In this paper the relationship between foreign direct investment and employment has been analysed. To compute the labour force function demand for 1970-2009 period, the gross national expenditure, gross * Arş.Gör., İnönü Üniversitesi, İİBF, İktisat Bölümü, ozan.saray@inonu.edu.tr Doğrudan Yabancı Yatırımlar-İstihdam İlişkisi: Türkiye Örneği 382 Maliye Dergisi Sayı 161 Temmuz -Aralık 2011 domestic product and foreign direct investment variables were used for explanatory variables. In accordance with the results of ARDL co-integration tests and Error Correction Model, as well as the literature on the relationship between foreign direct investment and employment in Turkey, there is no long term significant relationship found between foreign direct investment and employment in Turkey, too. Thus, our findings show that foreign direct investment did not have any contribution to reduce employment in Turkey.