Uluslararası Göstergeler Işığında Türk Eğitim Sistemine Genel Bir Bakış (original) (raw)
Related papers
Küresel Eğitim Raporu ve Türkiye Analizi
Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), Küresel Eğitim İzleme Raporu (Global Education Monitoring Report – GEM Raporu) 24 Ekim’de yayımlandı. Raporda Türkiye’ye dair de çarpıcı sonuçlar var. Eğitim Reformu Girişimi (ERG), Küresel Eğitim İzleme Raporunu inceledi ve Türkiye’yle ilgili önemli tespitleri bir araya getirdi.
MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2022
Bu çalışmada İngiltere, Japonya, Norveç, Finlandiya, Singapur, Rusya ve Türkiye"deki mevcut eğitim sistemlerinin karşılaştırmalı olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada kullanılan genel karşılaştırma ölçütleri; eğitim felsefesi, eğitim sisteminin genel yapısı, öğrenme-öğretme ortamları ve eğitimde ölçme değerlendirme uygulamaları boyutlarıdır. Araştırmada Türkiye ile birlikte uluslararası TIMSS ve PISA sınav sonuçlarına göre başarılı olan ülkelerin (İngiltere, Japonya, Norveç, Finlandiya, Singapur ve Rusya) eğitim sistemleri incelenmiştir. Araştırma da nitel araştırma yönteminden bütüncül çoklu durum araştırması desenine uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Verilerin elde edilmesinde nitel veri toplama yöntemlerinden doküman incelemesi kullanılmış ve veriler betimsel analiz yöntemiyle çözümlenmiştir. Araştırmadan elde edilen veriler doğrultusunda Türkiye, İngiltere, Japonya, Norveç, Finlandiya, Singapur ve Rusya eğitim sistemleri incelenerek ulaşılabilen veriler eğitim felsefesi, eğitim sisteminin genel yapısı, öğrenme-öğretme ortamları ve eğitimde ölçme değerlendirme uygulamaları boyutlarında karşılaştırılmış, benzerlikler ve farklılıklar ortaya konulmuştur. Türkiye"nin PISA sınavındaki durumu tartışılarak İngiltere, Finlandiya, Japonya, Norveç, Singapur ve Rusya örneğiyle ilgili olarak önerilerde bulunulmuştur.
Eğitime Giriş, 2024
Sistem, belirli bir amacı gerçekleştirmek için bir araya getirilmiş ve birbiriyle etkileşim içinde olan bileşenler bütünüdür. Eğitim sistemi ise bir ülkenin veya toplumun eğitim faaliyetlerini düzenlemek, yürütmek ve denetlemek için oluşturduğu yapı ve süreçlerin tamamını kapsamaktadır. Eğitim sistemleri; öğrencilerin bilgi, beceri ve değerler kazanmasını sağlamak amacıyla tasarlanır ve genellikle devlet, özel kurumlar ve sivil toplum kuruluşları tarafından yönetilir. Toplumun kültürel, ekonomik ve sosyal gereksinimlerine göre şekillenen eğitim sistemlerinin kalitesi ve etkinliği, ülkelerin sosyal ve ekonomik kalkınmasında önemli bir rol oynar. Türkiye’de eğitim hizmeti Anayasal teminat altında olup devletin denetimi ve gözetiminde, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından merkez, taşra ve yurt dışı örgütleri aracılığıyla, örgün ve yaygın eğitim kurumlarında yürütülmektedir. Millî Eğitim Bakanlığı, Türkiye’de en büyük ve en önemli kamu kurumlarından birisi olup eğitim-öğretim hizmetlerini planlamak, yürütmek ve denetlemekle sorumludur. Dolayısıyla MEB çerçevesinde Türk eğitim sisteminin güncel yapısı ve özelliklerinin bilinmesi önem arz etmektedir. Türk eğitim sisteminin amaç ve ilkeleri ile genel ve örgüt yapısının ele alındığı bu bölümün amacı, öğretmen ve öğretmen adayları başta olmak üzere okuyucuların Türk eğitim sisteminin yapısı ve işleyişi hakkında bilgilenmesini sağlamaktır.
Uluslararası Yükseköğretim Alanında Daha Görünür Olabilmek
Turkish Studies, 2021
Globalization, a concept which has been shaping the world for several years, has manifested itself in the field of higher education in the form of "internationalization." As a concept that has gradually increased in significance in higher education both in the world and Turkey, internationalization as a process should be considered together with quality. The concept of "quality" is highly debated and evaluated in terms of various dimensions, and it has the potential to make universities more competitive in the field of international higher education, thus increasing their market share. Even though asserting that a university is of high quality sounds like perception, there are concrete indicators on which this perception is actually based upon. University ranking systems that share these indicators with the public have been developed. The most essential criterion in these systems is the research performance of a university. Therefore, in terms of a country's higher education field, enhanced research performance and improved position in the world ranking systems might make it more visible on a global scale. If the research performance of a university is improved, its position in the ranking systems improves as well, which, in turn, enhances perceptions about its quality and its recognition. Consequently, this provides the country with a stronger image in the field of higher education, making it more visible in the arena of higher education internationally. Structured Abstract: The concept of internationalization in the field of higher education is the expression of a process that includes activities such as student, faculty, program and project mobility and the presence of universities providing services outside their country. International student mobility, which is one of the essential activities within this concept, has reached an important level in the world. Many countries, especially developed countries, are trying to gain their share of student mobility and increase this share. Since 1975, the number of international students in circulation has been on a general upward trend. It is expected that the number of international students, which was around 800 thousand in 1975 and increased from 2.
Yükseköğretimde Uluslararasılaşma: Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Örneği
Hatay Araştırmaları VII, 2022
Bugünün dünyasında uluslararasılaşma, ticaret hacmini ve turizm gelirlerini artırmak, sağlık, kültür gibi birçok alanda modern dünyaya ayak uydurmak gibi bazı amaçlar taşıyan ve son derece önemli olarak mülahaza edilen bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Uluslararasılaşmanın son zamanlarda öneminin yoğun bir biçimde hissedildiği ve özellikle yükseköğretim bağlamında ehemmiyet kazandığı bir alan da eğitimdir. Bu nedenledir ki Yükseköğretim Kurulu’nun da öncelikli hedeflerinden biri haline gelmiştir. Yükseköğretimde uluslararasılaşmayı; yükseköğretim kurumlarının, uluslararası boyutu, sistematik bir şekilde eğitim, araştırma ve kamu hizmeti işlevine dahil etme süreci olarak tanımlamak mümkündür. 2020 yılı rakamlarına göre dünya genelinde; yaklaşık 4.4 milyon yükseköğretim öğrencisi kendi ülkesi dışında başka bir ülkede öğrenim görmüştür ve bu rakam her yıl artmaktadır. Dünyadaki gelişmelere paralel olarak Türkiye’de öğrenim gören uluslararası öğrenci sayısı da yıldan yıla artmaktadır. 2018 yılında Türkiye’de 125.138 uluslararası öğrenci öğrenim görürken, bu sayı 2020 yılında 185 bine yükselmiştir. 2021-2022 akademik yılı YÖK verilerine göre ise yaklaşık 260 bin yabancı öğrenci Türkiye’de yüksek öğrenimlerine devam etmektedir. Uluslararası eğitim, bu olanaktan yararlanan öğrencilere, üniversitelere, ev sahibi şehirlere ve ülkelere farklı yönlerden önemli katkılar sağlamaktadır. Bu çalışmada, yükseköğretimde uluslararasılaşmaya genel bir çerçeveden bakılarak Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi özelinde uluslararasılaşma analiz edilmiştir. Analiz neticesinde veriler istatistiki tablolar ve grafikler halinde sunulmuştur.
DergiPark (Istanbul University), 2013
Küreselleşme dünyada tüm sektör ve kuruluşlarda olduğu gibi eğitim kurumlarında da ortak bir düzen ve bir örneklilik getirme zorunluluğu doğurmuştur. Türkiye, küreselleşen dünyaya alanında küresel standart becerilere sahip bireyler yetiştirebilecek ve uluslararası paydaşlarınla rekabet edebilecek bir yükseköğretim sistemine sahip olarak uyum sağlayabilecektir. Küreselleşen dünyada, yükseköğretimde elde edilen ulusal yeterliliklerin küresel yeterliliklerle uyum içinde olması gerekmektedir. Türkiye'de ilk olarak meslek liselerinde Mesleki Eğitimi Geliştirme Projesi (MEGEP) ve "İnsan Kaynaklarının Mesleki Eğitim Yoluyla Gerçekleştirilmesi Projesi (İKMEP)" ile gerçekleştirilen ve daha sonra yükseköğretimde meslek yüksekokullarına adapte edilen İKMEP küresel eğitim anlayışına bir başlangıç adımıdır. Bu çalışma, İKMEP'in meslek yüksekokullarına uygulanmasında dikkat edilmesi gereken noktaları, önerileri ve yükseköğretimin diğer tüm seviyelerinde küresel eğitim anlayışının ve standardizasyonunun sağlanabilmesi için iki örnek ülke modelinin incelenmesini sunmayı amaçlamaktadır. Çalışma, İKMEP'e dahil bir önlisans programı ile internet üzerinden özellikle Singapur ve İngiltere Birleşik Krallığı'ndaki aynı seviyedeki yüksekokul programları karşılaştırılarak gerçekleştirilmiştir. Yapılan araştırmada, İKMEP'in küresel eğitim anlayışına ve Bologna sürecine uygun olduğu ve farklılıklar olmakla beraber model olarak Singapur eğitim sistemine çok yakın olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Türk İşaret Dili ve Eğitime Yansımaları
SELJUK 6th INTERNATIONAL CONFERENCE ON SOCIAL SCIENCES, 2022
Ülkemizde Türk İşaret Dilinin (TİD) dönem dönem kısıtlı kullanımı hatta kullanılmaması yönünde uygulamalar olmuştur. Kimi zaman sözel dil eğitimine ağırlık verilmiş kimi zaman işaret dili ile eğitime tekrar dönüş yapılmıştır. Günümüzde işitme teknolojilerinin gelişmesiyle sözel dil eğitimine dayalı yaklaşımlar devam etmekle birlikte işaret diline dayalı eğitim de artık açık bir şekilde gerçekleştirilmektedir (Kemaloğlı, 2014; Piştav Akmeşe ve Kayhan, 2016). Tarihsel açıdan bakıldığında ise 1990’lı yıllarda işaret dili ile ilgili sınırlı da olsa çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. 2005 yılı ise TİD’in resmi olarak tanınmasında önemli bir yıl olmuştur (Oral, 2016). Bu gelişmelerden sonra TİD’e yönelik çalışmalar da başlamıştır. Araştırmanın amacı TİD’in eğitim öğretim hayatına geçişini ve yerini, gerçekleştirilen uygulamalar ve oluşturulan platformlar ışığında ortaya koymaktır. Amaç doğrultusunda TİD’e yönelik nasıl gelişmeler yaşanmıştır? ve TİD’in eğitim öğretime yansımaları nasıl olmuştur? sorularına cevap aranarak genel bir bakış sunulmuştur. Böylece farklı hedef kitlelerin ulaşabilecekleri gelişmeler ortaya konarak bir kılavuz oluşturulması ve var olan kaynaklara bakılarak yeni gelişmelere öneriler oluşturulması açısından araştırmanın önemi belirtilebilir. Araştırmada belge incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Ulusal boyutta, herkesin erişimine açık, ulaşılabilir TİD ile ilgili gerçekleştirilen uygulamalar ve oluşturulan platformlar 2005 yılından itibaren yani son 17 yıldır taranmış, incelenmiş ve içerik analizi yoluyla analiz edilmiştir. Uygulamalar ve platformlar; yasal düzenlemeler, çeşitli TİD sözlükleri, TİD dilbilgisi kitabı, TİD eğitim portalı, işitme engelli çocuklar için dijital eğitim platformu ve çeşitli içerikteki TİD kitapları şeklindeki temalar altında detaylandırılmıştır. Ek olarak işaret dili tanıma sistemlerine ilişkin araştırmalara da rastlanmasına rağmen araştırmaların uygulamaya geçirilmesi ve yaygın kullanımı açısından bir veriye ulaşılamadığından araştırma kapsamında bulgulara ilişkin temalarda yer verilmemiştir. İçerikler, yayımlanma yolu ve hedef kitle kategorilerine ayrılarak somutlaştırılmış ve açıklanmıştır. Genel olarak bu uygulama ve platformların basılı kitap, web sitesi ve mobil uygulamalar yoluyla yayımlandığı; işitme engelliler, işitme engelliler öğretmenleri, işaret diline ilgi duyan ya da öğrenmek isteyen işitenlere hitap ettiği görülmüştür. TİD’in yaygınlaşmasında resmi kurumların, sivil toplum kuruluşlarının, uzmanların üstlendikleri sorumlulukların ön planda olmasının yanı sıra bireysel girişimler de söz konusu olmuştur. TİD’in uzun yıllar boyunca yasaklanmasının ardından TİD sisteminin oluşturulması ve uygulanmasına dair yasal düzenleme ile yapılan çalışmaların, uygulamaların ve oluşturulan platformların sayısının git gide arttığı görülmüştür. Özellikle TİD kapsamında çoğunlukla farklı organlar tarafından sözlük çalışmalarının karşımıza çıktığı görülmüştür. Bu durum hem işaretbirliğinin hem de farklılıklarının ortaya konması adına önemli bir adım olarak düşünülebilir. Ayrıca TİD sözlüklerinin, sözlük kriterlerine ne ölçüde uyduğu da tartışma konusudur (Kabakçı Yeşiltepe, 2019). İşitme engellilerin eğitiminde kullanılan iletişim yöntemlerinden biri olan işaret dili ülkemizde son 15 yıldır eğitim öğretime yansımış ve eğitimde yerini almaya başlamıştır. İşitme engelliler okulunda ve üniversitelerde işaret dili dersinin konulması, ders kitaplarının, interaktif çalışma kitaplarının, öğrenci ve öğretmen kılavuzlarının, etkinlik materyallerinin hazırlanması ve kullanıma sunulması bunun göstergesi olabilir. Her ne kadar bu gelişmeler söz konusu olsa da kaynakların daha da yaygınlaştırılmaya gereksinimi olduğu sonucuna varılabilir. Ek olarak tüm derslere ve etkinliklere hitap edecek eğitim öğretim kılavuz ve materyallerinin hazırlanması, uzmanların hem sözel dili hem de işaret dilini öğretecek yeterliliğe sahip olmaları, teknoloji ile işaret dilinin entegre edilerek daha işlevsel platformların oluşturulması şeklinde öneriler verilebilir.