Investigation of Teachers’ Tolerance Levels According to Various Variables (original) (raw)

A Study on the Development of the Tendency to Tolerance Scale and an Analysis of the Tendencies of Primary School Students to Tolerance Through Certain Variables

Educational Sciences: Theory and Practice

The purpose of this study is to develop the Tendency to Tolerance Scale and to analyze the tendencies of primary school students to tolerance through certain variables. The population of the study was comprised of 899 students who studied at five different primary schools located in Sakarya. The exploratory factor analysis yielded an 18-item measurement tool with 3 sub-factors, which accounted for 47.97% of the total variance. The sub-dimensions were “value”, “acceptance” and “empathy”. It was discovered that the internal consistency coefficient for the whole scale, the first factor, the second factor and the third factor are 0.89, 0.86, 0.70 and 0.63 respectively. The test-retest coefficient for the whole scale, the first factor, the second factor and the third factor are 0.84, 0.83, 0.73 and 0.82 respectively. The study found that the item-total correlationvaried between 0.43 and 0.63 and all the differences between the 27% upper group and 27% lower group were significant. Further...

Öğretmenlerin Tolerans Düzeylerinin Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi.pdf

Bu çalışmanın amacı öğretmenlerin tolerans düzeylerinin cinsiyet, medeni durum, yaş ve hizmet süresi değişkenlerine göre incelemektir. Araştırmanın çalışma grubunu Samsun ve Elazığ illerindeki ortaokullarda görev yapan 196 erkek, 103 kadın olmak üzere toplam 299 öğretmen oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak tolerans ölçeği ile kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Verilerin analizi SPSS paket programıyla yapılmış olup verilerin analizinde t testi ve Anova kullanılmıştır. Gruplar arası farklılığın hangi gruplar arasında olduğunu belirlemek için ise Scheffe testi yapılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre öğretmenlerin tolerans düzeylerinin cinsiyetleri ve medeni durumlarına göre farklılaşmadığı bulgusuna ulaşılmıştır. Ayrıca yapılan analizlerde öğretmenlerin tolerans düzeylerinin hem yaşlarına göre hem de kıdem yıllarına göre farklılaştığı görülmüştür. Tolerans düzeyi en yüksek olan öğretmenlerin 1-5 yıl arasında görev yapanlar olduğu görülürken, tolerans düzeyi en düşük olan öğretmenlerin 21 yıl ve üzeri görev yapan öğretmenler olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca 50 yaşın üzerinde olan öğretmenlerin yaşları 20-29 arasında olan öğretmenlere göre tolerans düzeylerinin anlamlı düzeyde düşük olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Sonuçlar alanyazın çerçevesinde tartışılarak ve önerilerde bulunulmuştur.

Üniversite Öğrencilerinin Tolerans Düzeylerinin Farklı Değişkenlerle İlişkisi The Relationship Between Tolerance Levels of University Students with Different Variables

ÖZ Tolerans bireyler arası ilişkilerde, genel olarak diğerlerini olduğu gibi kabul edebilmeyi, onlara saygı duymayı; inancı, yaşantısı, kimliği veya aidiyeti her ne olursa olsun özgürlük alanına müdahale etmemeyi ifade etmektedir. Kavram bu çerçevesi ile eşitlik, özgürlük gibi liberal değerlere atıf yapan önemli bir tarihsel arka plana sahiptir. Günümüzde farklılıklar konusu, tarihsel sürecin ve sosyolojik dinamiklerin etkisi ile çok daha görünürleşerek sosyal bilimlerin önemli tartışma çerçevelerinden birisi haline gelmiştir. Bu bağlamda tolerans kavramı ve sosyal ilişkilerdeki yeri, bu ilişkilerin niteliği, sınırı ve düzeyi konusunda fikir veren, modern dünyada sosyal etkileşimin potansiyeli ve sorun alanları üzerinde düşünülmesini sağlayan önemli anahtar kavramlardan birisidir. Bu çalışma ise tolerans olgusunun sosyal düzeydeki yerini ampirik olarak görebilmek amacı ile üniversite gençliğinin bireylerarası toleransı ifade eden bazı yargılar konusunda verdikleri cevaplara ilişkin istatistiksel anlamlılık ilişkilerini test etmeyi amaçlamaktadır. Çalışmada konu ile ilgili bazı teorik yaklaşımlar ve ilgili literatüre değinilmiştir. Yurtdışında konu ile ilgili çalışmaların genellikle politik tolerans alanında gerçekleştirildiği görülmektedir. Ülkemizde yapılan çalışmalarda çoğunlukla toleransın eğitim ile ilişkisi ve kavramsal analizlere değinilmiştir. Bu çalışmada farklı fakülte ve sınıflarda öğrenim gören 452 üniversite öğrencisinin katılımıyla gerçekleştirilen alan araştırmasından elde edilen veriler analiz edilerek bazı sonuçlara ulaşılmıştır. Çalışmada Bireyler Arası Tolerans Ölçeği (BATÖ) Türkçeye ilk kez uyarlanarak uygulandığı için saha araştırmasından elde edilen veriler yapı geçerliliğini tespit etmek amacı ile doğrulayıcı faktör analizi (CFA) sonuçları üzerinden değerlendirilmiştir. Ölçeğin orjinalinde tolerans düzeyleri, soğuk, sıcak ve tolerans limiti olmak üzere üç farklı faktöre ayrımlaşmıştır. Üniversite gençliğinin tolerans tutumları, bireyler arası tolerans ölçeğine verilen cevaplar doğrultusunda, aslı ile aynı biçimde ayrımlaşan sıcak, soğuk ve tolerans limitleri faktörleri üzerinden değerlendirilerek bir takım istatistiksel bulgulara ulaşılmıştır. Verilere göre cinsiyet, dindarlık ve eğitim görülen fakülte değişkenleri ile sıcak tolerans arasında anlamlı ilişki tespit edilmiştir. Bu çerçevede bireylerarası toleransın ölçüldüğü üniversite öğrencileri örnekleminde, kadınlar ve edebiyat fakültesinde okuyan kişilerin sıcak tolerans düzeyi yüksek iken aynı durumun dindar olmayanlar için de geçerli olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. ABSTRACT Tolerance in relations between individuals, generally refers to accept others and respecting them and not interfering their free realm regardless of their belief, experience, identity and belonging. The concept with this meaning has an important historical background that refers to liberal values such as equality and freedom. In contempoarary world, with the influence of the historical process and sociological dynamics, the issue of differences has become more and more visible and be one of the important areas of discussion in the social sciences. In this context, the concept of tolerance and its position in social relations is one of the important key concepts that forms an idea about the nature, limit and level of these relations, and enables thinking the potential and problem areas of social interaction in the modern World. This study aims to test whether there is statistically significant relationships regarding university youth's some judgments that express interpersonal tolerance in order to see empirically the position of tolerance at social level. Some theoretical approaches and related literature are mentioned in the study. While the subject is generally related to political tolerance in international studies it is mostly associated with education and conceptual analysis in Turkey. In this study the data of the field research conducted with the participation of 452 university students from different faculties and classes were analyzed and some results were obtained. Since the Interpersonal Tolerance Scale (IPTS) was adopted and applied in the Turkish case for the first time, the data obtained from the field research were evaluated on the results of the confirmatory factor analysis (CFA) in order to determine the structure validity. In the original scale, three factors of warm, cold and limits of tolerance were differentiated. The responses given to the interpersonal tolerance scale show that the warm, cold and limits of tolerance could be differentiated as in the original measures. In accordance with this, in this study, the tolerance attitudes of the university youth were evaluated and some statistical findings were obtained. In this respect it is found that there is a statistically significant relationship between sex, religiosity, faculty and warm tolerance. According to this data of university students, the level of warm tolerance of the women and faculty of letters students was found to be high and also it is high for non-religious students.

INVESTIGATION OF BURNOUT LEVELS OF TEACHERS

Özet Bu araştırmanın amacı, ilköğretim ve lise kademesinde görev yapan öğretmenlerin mesleki tükenmişlik düzeylerini bazı demografik değişkenlere göre ince-lemektir. Çalışmaya Ordu İli devlet okullarında çalışan ve rastgele örnekleme yönt-emiyle seçilen 45 beden eğitimi öğretmeni ile 65 diğer branş öğretmeni olmak üzere toplam 110 öğretmen katılmıştır. Öğretmenlerin tükenmişlik düzeyleri yaş, cinsiyet, medeni durum, görev süresi ve branş açısından incelenmiştir. Çalışmada öğretmen-lerin tükenmişlik düzeylerini tespit etmek için " Maslach Tükenmişlik Ölçeği " kullanılmıştır. Çalışmada yer alan beden eğitimi ile diğer branş öğretmenlerinin tü-kenmişlik düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır (p>0.05). Yine yaş, cinsiyet, medeni durum ve görev süresi açısından öğretmenlerin tükenmişlik düzeylerinin farklılaşmadığı belirlenmiştir (p>0.05). Çalışma sonucunda Ordu ilinde görev yapan beden eğitimi öğretmenleri ile diğer branş öğretmenlerinin tükenmişlik düzeylerinin yüksek seviyede olmadığı görülmüştür. Anahtar Sözcük: Beden eğitimi öğretmeni, branş öğretmeni, tükenmişlik Abstract The aim of this study is to investigate the professional burnout points of teachers according to some demographic variables. In this study there are totally 110 teachers who are working at public schools of Ordu and 45 of them are physical education teachers and 65 of them are other branch teachers. The burnout levels were examinated according to age, gender, marital status, tenure and branch. The Maslach Burnout Inventory (MBI) was applied to the teachers to determine the burnout levels of teachers. No significant difference was found between the physical education teachers and the other branch teachers burnout levels (p>0.05). The burnout levels were not show significant differences according to the age, gender, marital status, tenure and branch (p>0.05). As a result it was observed that the physical education teachers and

An Analysis of the Tendency to Tolerance and Helpfulness Attitude of 4 th Grade Students in Terms of Certain Variable

The purpose of this study is to analyze of the tendency to tolerance and helpfulness attitude of 4th grade students in terms of certain variable. In the research, the descriptive screening model was used. In the research, one of the purposive sampling models, the convenience sampling method was used. 265 students from the 4th grade in primary school have participated to the research. As a data collection tool in the research, the personal information form, the Tolerance Tendency Scale and the Helpfulness Attitude Scale were used. In the analysis of data, descriptive analysis and multivariate analysis of variance (MANOVA) was used. Consequently, of primary school 4th grade students were found to respond to the tolerance tendency scale as completely adequate level, and as I fully agree to the helpfulness attitude scale. While the tolerance to tendency scores of the students showed significant differences regarding gender, father's educational level; they have not shown significant difference regarding mother's educational level and socioeconomic level. While the students' helpfulness attitude scores showed significant difference regarding gender, mother's educational status, father's educational status, it did not show a significant difference regarding socioeconomic level. Proposals were developed based on the findings derived from the research.

Micro-resistance Strategies of Teachers

Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi

ÖZ: Araştırmanın kavramsal çerçevesi özne, iktidar, direniş kavramlarına yönelik tanımlamalar ve açımlayıcı bilgilere yer verilerek kurulmuştur. Millî Eğitim Bakanlığına (MEB) bağlı eğitim kurumlarında öğretmenlerin tahakküm ilişkilerine ve özne olarak karşılaştıkları durumlara yönelik geliştirdikleri direniş stratejilerinin, Foucault ve Scott'un paradigmalarından yararlanılarak saptanmasıdır. Bu amaç çerçevesinde araştırma soruları şu şekilde belirlenmiştir: Öğretmenlerin direniş stratejisi olarak: 1. "İhlale" ilişkin görüşleri nelerdir? 2. Yeni nesil teknolojilere ve uygulamalara direniş, kaçma ve oyun performansına ilişkin görüşleri nelerdir? 3. Sahte uygunluk/sahte uyum gösterme ile ilgili görüşleri nelerdir?4. "Gizli senaryolara ilişkin görüşleri nelerdir? Çalışma nitel araştırma yöntemlerinden olgu bilim deseniyle gerçekleşmiştir. Araştırmada çalışma grubunu amaçlı örneklem ile belirlenen; Eskişehir il merkezindeki devlet okullarında ortaokul ve lise düzeyinde görev yapmakta olan, amaçlı örneklem ile seçilen 21 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri, nitel araştırma tekniklerinden, araştırmacılar tarafından geliştirilen ve uzman görüşleri ile son hali verilen yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Araştırma sonuçları genel olarak değerlendirildiğinde; öğretmenlerin ihlal başta olmak üzere, sahte uyum, rol yapma, öz denetim, gizli senaryoları bireysel direniş stratejileri olarak kullandıkları görülmektedir.

Reasons and Levels of Teachers' Resistance to Change at Schools According To Inspectors' Perspectives

Journal of Theoretical Educational Science, 2013

This study aims to determine reasons and levels of primary school teachers' resistance to change at schools according to inspectors' perspectives. The sample of this descriptive study conducted in the 2009-2010 academic year consisted of 172 inspectors who are Union of All Inspectors (TEMSEN) members. The findings showed that teachers' lack of knowledge of the change process and their reluctance to own new duties, roles, and responsibilities, lack of school capacity, school administrators' ineffectiveness in management of change, and fear of being hurt by change are all under reasons of teachers' resistance to change. Also, teachers' level of resistance to change due to fear of being hurt by change is "medium" while due to other reasons, it is "high".

Teachers’ Hopelessness Level

Ulakbilge Dergisi, 2017

The aim of this study is to determine the hopelessness levels of primary school teachers. The participants were 316 primary school teachers working for the state schools in İstanbul, Kartal. The data of the study were collected by Beck Hopelessness Scale. As the results of the study, according to the sex of the teachers who participated in the research, the average score of male motivation loss score was found to be statistically higher than that of female. According to their ages; significant differences were found. Motivation losses of participants aged 51 years and over were higher. According to the education levels; it was seen that there was no significant difference. There is no statistically significant difference. According to professional seniority; no significant difference was found. According to working time; it has been observed that despite the fact that new teachers in the profession are new, they are in despair in the future. According to working hours in the institution; no statistically significant difference was found.