A Study on the Development of the Tendency to Tolerance Scale and an Analysis of the Tendencies of Primary School Students to Tolerance Through Certain Variables (original) (raw)
Related papers
ÖZ Tolerans bireyler arası ilişkilerde, genel olarak diğerlerini olduğu gibi kabul edebilmeyi, onlara saygı duymayı; inancı, yaşantısı, kimliği veya aidiyeti her ne olursa olsun özgürlük alanına müdahale etmemeyi ifade etmektedir. Kavram bu çerçevesi ile eşitlik, özgürlük gibi liberal değerlere atıf yapan önemli bir tarihsel arka plana sahiptir. Günümüzde farklılıklar konusu, tarihsel sürecin ve sosyolojik dinamiklerin etkisi ile çok daha görünürleşerek sosyal bilimlerin önemli tartışma çerçevelerinden birisi haline gelmiştir. Bu bağlamda tolerans kavramı ve sosyal ilişkilerdeki yeri, bu ilişkilerin niteliği, sınırı ve düzeyi konusunda fikir veren, modern dünyada sosyal etkileşimin potansiyeli ve sorun alanları üzerinde düşünülmesini sağlayan önemli anahtar kavramlardan birisidir. Bu çalışma ise tolerans olgusunun sosyal düzeydeki yerini ampirik olarak görebilmek amacı ile üniversite gençliğinin bireylerarası toleransı ifade eden bazı yargılar konusunda verdikleri cevaplara ilişkin istatistiksel anlamlılık ilişkilerini test etmeyi amaçlamaktadır. Çalışmada konu ile ilgili bazı teorik yaklaşımlar ve ilgili literatüre değinilmiştir. Yurtdışında konu ile ilgili çalışmaların genellikle politik tolerans alanında gerçekleştirildiği görülmektedir. Ülkemizde yapılan çalışmalarda çoğunlukla toleransın eğitim ile ilişkisi ve kavramsal analizlere değinilmiştir. Bu çalışmada farklı fakülte ve sınıflarda öğrenim gören 452 üniversite öğrencisinin katılımıyla gerçekleştirilen alan araştırmasından elde edilen veriler analiz edilerek bazı sonuçlara ulaşılmıştır. Çalışmada Bireyler Arası Tolerans Ölçeği (BATÖ) Türkçeye ilk kez uyarlanarak uygulandığı için saha araştırmasından elde edilen veriler yapı geçerliliğini tespit etmek amacı ile doğrulayıcı faktör analizi (CFA) sonuçları üzerinden değerlendirilmiştir. Ölçeğin orjinalinde tolerans düzeyleri, soğuk, sıcak ve tolerans limiti olmak üzere üç farklı faktöre ayrımlaşmıştır. Üniversite gençliğinin tolerans tutumları, bireyler arası tolerans ölçeğine verilen cevaplar doğrultusunda, aslı ile aynı biçimde ayrımlaşan sıcak, soğuk ve tolerans limitleri faktörleri üzerinden değerlendirilerek bir takım istatistiksel bulgulara ulaşılmıştır. Verilere göre cinsiyet, dindarlık ve eğitim görülen fakülte değişkenleri ile sıcak tolerans arasında anlamlı ilişki tespit edilmiştir. Bu çerçevede bireylerarası toleransın ölçüldüğü üniversite öğrencileri örnekleminde, kadınlar ve edebiyat fakültesinde okuyan kişilerin sıcak tolerans düzeyi yüksek iken aynı durumun dindar olmayanlar için de geçerli olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. ABSTRACT Tolerance in relations between individuals, generally refers to accept others and respecting them and not interfering their free realm regardless of their belief, experience, identity and belonging. The concept with this meaning has an important historical background that refers to liberal values such as equality and freedom. In contempoarary world, with the influence of the historical process and sociological dynamics, the issue of differences has become more and more visible and be one of the important areas of discussion in the social sciences. In this context, the concept of tolerance and its position in social relations is one of the important key concepts that forms an idea about the nature, limit and level of these relations, and enables thinking the potential and problem areas of social interaction in the modern World. This study aims to test whether there is statistically significant relationships regarding university youth's some judgments that express interpersonal tolerance in order to see empirically the position of tolerance at social level. Some theoretical approaches and related literature are mentioned in the study. While the subject is generally related to political tolerance in international studies it is mostly associated with education and conceptual analysis in Turkey. In this study the data of the field research conducted with the participation of 452 university students from different faculties and classes were analyzed and some results were obtained. Since the Interpersonal Tolerance Scale (IPTS) was adopted and applied in the Turkish case for the first time, the data obtained from the field research were evaluated on the results of the confirmatory factor analysis (CFA) in order to determine the structure validity. In the original scale, three factors of warm, cold and limits of tolerance were differentiated. The responses given to the interpersonal tolerance scale show that the warm, cold and limits of tolerance could be differentiated as in the original measures. In accordance with this, in this study, the tolerance attitudes of the university youth were evaluated and some statistical findings were obtained. In this respect it is found that there is a statistically significant relationship between sex, religiosity, faculty and warm tolerance. According to this data of university students, the level of warm tolerance of the women and faculty of letters students was found to be high and also it is high for non-religious students.
The purpose of this study is to analyze of the tendency to tolerance and helpfulness attitude of 4th grade students in terms of certain variable. In the research, the descriptive screening model was used. In the research, one of the purposive sampling models, the convenience sampling method was used. 265 students from the 4th grade in primary school have participated to the research. As a data collection tool in the research, the personal information form, the Tolerance Tendency Scale and the Helpfulness Attitude Scale were used. In the analysis of data, descriptive analysis and multivariate analysis of variance (MANOVA) was used. Consequently, of primary school 4th grade students were found to respond to the tolerance tendency scale as completely adequate level, and as I fully agree to the helpfulness attitude scale. While the tolerance to tendency scores of the students showed significant differences regarding gender, father's educational level; they have not shown significant difference regarding mother's educational level and socioeconomic level. While the students' helpfulness attitude scores showed significant difference regarding gender, mother's educational status, father's educational status, it did not show a significant difference regarding socioeconomic level. Proposals were developed based on the findings derived from the research.
Investigation of Teachers’ Tolerance Levels According to Various Variables
The aim of this study is to investigate teachers’ tolerance levels according to gender, marital status, age, and period of service variables. The study group consists of 299 secondary school teachers, 196 teachers are males, and 103 teachers are females from Samsun and Elazığ provinces. Data collection tools of the study are Tolerance Scale and Personal Information Form. The analysis of the study was made with SPSS packet proram, and T-test and Anova were used in the analysis of the data. To determine which group has the difference among the other groups, Scheffe Test was made. According to the findings from the study, the tolerance levels of teachers did not become different in terms of gender and marital status. However, tolerance levels of teachers in the analysis became different in terms of age and years of seniority. It was reached the end that the teachers who had 1-5 years of seniority had the highest tolerance levels, but the teachers who had 21 years or more years of seniority had the lowest tolerance levels. Besides, it was reached the end that the teachers who were older than 50 had lower tolerance levels than the teachers who were between 20 and 29 years old in significant level. The results were discussed according to the literature and some suggestions were given. Keywords: Tolerance Level, Teacher, Age, Marital Status, School
Analysis of Tolerance Tendencies of Generations
Sosyoloji Dergisi
Öz Aile, bir toplumun içinde barınan en küçük birimdir. Bu nedenle ailede kazanılmış olan değerler esasında silsile yoluyla yaşam sürülen toplumu da şekillendirir. Ailede kazanılan ve kuşakların birbirini etkilemesi neticesinde aktarılan hoşgörü değeri, yaşanılan toplumun refah düzeyini yükseltmesi ve özellikle insanların huzur içinde, mutlu bir yaşam sürdürebilmelerini sağlaması nedeniyle önem arz eden bir değerdir. Bu konunun önemi nedeniyle araştırma; BB, X, Y ve Z kuşaklarından bireylerin hoşgörü eğilimi düzeylerinin çeşitli değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediğini ortaya çıkarmak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırma grubunu Sakarya ilinde yaşayan 1477 katılımcı oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak Çalışkan ve Çavuş (2020) tarafından geliştirilmiş “Hoşgörü Eğilim Ölçeği-Yetişkin Formu” kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda, katılımcıların hoşgörü eğilimlerinin yüksek düzeyde olduğu bulunmuştur. Ayrıca katılımcıların hoşgörü eğilimleri kuşaklar bazında incelen...
Development of Social Sensitivity Scale for primary school students
Pegem Eğitim ve Öğretim Dergisi
Sensitivity as a method of education and as a social value is an increasingly important phenomenon in the contemporary world. One of the objectives of education in the social studies of life events and situations are susceptible individuals. In this study, it was aimed to develop a scale for determning of elementary school students' social sensitivity level to social problems. The study was conducted with 1035 elementary school students who were attending to sixth, seventh and eighth grade in Aksaray city. During the process of developing the scale, literature review has been fulfilled and an item pool which consists of 60 matters has been created. These matters were thought to be related with social problems. The matters were reduced to 47 in accordance with the experts’ opinions and pre-practice was carried out on 242 students. It was decided that the matters in the scale must be 24 as a result of the findings. The scale was practised on 1035 students who were chosen by simple...
Examining ADOLESCENTS' Resilience Levels with Respect to Their Family Structures
2018
Öz Bu araştırmada geniş, çekirdek ve parçalanmış aileye sahip ergenlerin psikolojik dayanıklılık düzeylerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu araştırmanın evren ve örneklemini, Karabük ilinde 2015-2016 eğitim-öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ortaokul ve lise düzeyinde öğrenim gören 13-16 yaş aralığında olan 352 ergen oluşturmaktadır. Bu araştırmada verileri toplamak amacıyla "Ergen Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği (EPDÖ)" kullanılmıştır. Araştırma sonuçları, aile yapılarının ergen psikolojik dayanıklılık düzeylerinde anlamlı bir farklılığa yol açmadığını göstermektedir. Elde edilen bulgular; cinsiyet değişkeninde, çekirdek aile yapısına sahip kız ergenlerin, yaş değişkeninde, çekirdek ve parçalanmış aile yapısına sahip 13-14 yaş grubu ergenlerin, öğrenim durumu değişkenin de ise geniş aile yapısına sahip babası lise ve üstü mezunu olan ergenlerin psikolojik dayanıklılık düzeylerinin lehine anlamlı farklılıklar olduğunu göstermektedir.
Perceptions of Primary School Students About the Value of Sensitivity in Their C
International Journal of Eurasian Education and Culture, 2021
This study deals with the perceptions of the fourth grade students about the value of sensitivity. In this study it is appropriated the phenomenological approach which is one the method of qualitative research design. The participants of the study are 135 fourth grade students. The data of the study are collected through written statements of the students. The data are analysed through inductive content analysis. As a result of the analysis of the qualitative data, the data are grouped under four themes: meaning the participants attached to the value of sensitivity, their description about the scope of this value, their examples about this value and their suggestions to improve such acts. The findings of the study showed that the students are aware of the meaning and importance of the value of sensitivity. The students explained the value of sensitivity as not being unresponsive to what is happening around, being sensitive, helping those who need help, being united against various rights and claiming rights and using resources correctly. In addition, it is observed that the students explained the value of sensitivity by associating it with other values such as respect, benevolence, tolerance and approaching the others with empathy. The students expressed that sensitivity should be given to the elderly, homeless, disabled, children and friends. In addition, the students stated that sensitivity should be shown to the protection of stray animals and endangered animals and to raise awareness. Some of the explanations of the participants concerning the sensitive behaviors are found to be related to environment: keeping the environment clean, not throwing garbage to places, collecting waste oil in waste oil collectors in schools and collecting waste batteries in waste areas. As suggestions for sensitive behavior, the participants stated the following: making projects to use resources consciously, putting food and water for animals, flowering and planting trees around the school or around the house and making educational club activities to raise awareness about being sensitive at school. It can be said that the awareness of the students is high about the fact that individuals should be sensitive to the environment, nature and people which is their main duty and responsibility.
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2020
Bu araştırma, üniversite öğrencilerinin demokratik tutum ve tolerans düzeylerini belirlemek amacını taşımaktadır. Bu nedenle öncelikle alanyazın incelemesi yapılarak araştırmanın kavramsal ve teorik çerçevesi oluşturulmuştur. Kavramsal ve teorik çerçeveye dayanarak yapılan alan araştırması ile üniversite öğrencilerinin demokratik tutum ve toleransa ne ölçüde sahip oldukları belirlenmeye çalışılmıştır. Alan araştırması bölümünde, 2016-2017 yılında Orta Karadeniz'de bir ilde, farklı fakülte ve bölümlerde öğrenim gören 694 öğrenci üzerinde ölçek uygulaması yapılmıştır. Veri toplama araçları olarak, Gözütok (1995) tarafından uyarlanan "Demokratik Tutum Ölçeği" ve Ersanlı (2014) tarafından geliştirilen "Tolerans Ölçeği" ve kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Ölçek yoluyla elde edilen veriler, SPSS kullanılarak analiz edilmiş ve tablolaştırılarak yorumlanmıştır. Sonuç olarak, üniversite öğrencilerinin cinsiyetlerine, oturulan evin durumuna, öğrenim gördükleri fakülte ve sınıf düzeyine, aylık gelirine ve yaşamlarını geçirdikleri yere göre demokratik tutumları ve tolerans düzeyleri ile ilgili farklılık olup olmadığı araştırılmıştır. Araştırma bulgularına baktığımızda cinsiyet olarak kadınlarda, fakülte olarak Eğitim Fakültesi'nde, sınıf düzeyine göre üçüncü ve dördüncü sınıflarda demokratik tutumların daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Tolerans düzeylerine baktığımızda ise cinsiyet olarak erkeklerin, fakülte olarak İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nin, sınıf düzeyine göre de dördüncü sınıf öğrencilerinin daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmanın dayanağını oluşturan, üniversite öğrencilerinin demokratik tutum ve tolerans düzeylerinin eğitim, temel bilim alanları, cinsiyet, aile, yerleşim yeri gibi pek çok ekonomik, toplumsal değişkenin etkisine bağlı olarak değiştiği ve hiçbir değişkenin tek başına etkili olmadığı varsayımı araştırma bulgularına göre doğrulanmıştır.