DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ 4. VE 5. SINIF DERS KİTAPLARINDAKİ AYET ÇEVİRİLERİNİN ÖĞRENCİ ALGI DÜZEYLERİNE UYGUNLUĞU ÜZERİNE BİR İNCELEME (original) (raw)
Related papers
DİN EĞİTİMİNDE ANA KONULAR, 2021
Eğitim sürecinin başarı ile sonuçlanabilmesinin en önemli şartlarından birisi, onun gelişigüzellikten uzak, belli bir plan ve program dâhilinde yürütülmesidir. Eğer bu şart göz ardı edilirse eğitim faaliyetlerinin hedeflediği insan profilinin yetiştirilmesi zor hatta imkânsız olması kaçınılmazdır. Uygulanan eğitim etkinliklerinin istenen sonuca ulaşması ve istenen nitelikte olabilmesi noktasında program unsuru çok önemlidir. Değişen toplumsal ihtiyaçlar ve gelişen teknoloji, öğretim programlarının toplumun, bireyin ve çevrenin ihtiyaçlarına göre yeniden ele alınmasını, yeniden değerlendirilip yorumlanmasını ve gerektiği takdirde güncellenmesini gerekli kılmaktadır. Eğitim politikalarının oluşmasında devletlerin veya toplumların sahip oldukları kültür ve değerler en önemli belirleyicilerdendir. Eğitim politikalarının amaçladığı insan profilini meydana getirmede de öğretim programlarının rolü büyüktür. Öğretim programları okulda ya da okul dışında bireye kazandırılması gereken bir dersin öğretimiyle ilgili tüm etkinlikleri kapsayan yaşantılar düzeneğidir (Demirel, 2009). Öğrenciye planlı olarak kazandırılacak, bilgibeceri-tutum ve davranışlar, bütünsel bir stratejinin parçası olarak öğretim programlarında düzenlenmektedir. Ayrıca öğretim programları, öğretmenlerin ortak bir konuyu, ortak bir dille ve disiplinli olarak öğretmelerine rehberlik etmektedir. Bu anlamda öğretim programlarının hazırlanması, geliştirilmesi ya da değiştirilmesi süreci eğitim sistemi için son derece önem taşımaktadır. Türkiye'de ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan derslerin öğretim programları çağın ihtiyaçları doğrultusunda belirli periyotlarla yenilenmektedir. Son olarak ilk ve ortaöğretimdeki derslerin öğretim programları 2017-2019 yılları arasında yenilenmiştir. Her dersin öğretim programlarının giriş kısmında ortak olarak program yenileme çalışmalarının gerekçeleri, programların amaçları ve perspektifine ilişkin bilgilere yer verilmiştir. Bu çerçevede bilim ve
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde öğretime konu edilen temel olgu dindir. Din gerek bireyi gerekse toplumu çok yönlü ve derinden etkileme potansiyeline sahip hassas bir olgudur. Bu durum Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerinin din eğitimi sürecinde ayrıntı gibi görünen hususları bile dikkate almalarını gerektirmektedir. Nicel ve nitel araştırma teknikleri birlikte kullanılarak yapılan bu araştırmada, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerinin branşlarının niteliğinden kaynaklanan zorluklara dair görüşleri ve bunun mesleki tükenmişlik algıları üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Bu amaçla öncelikle Kayseri il merkezindeki ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında görev yapmakta olan DKAB öğretmenleri arasından tesadüfî örnekleme yoluyla seçilen 253 kişiye mesleki tükenmişlik ölçeği uygulanmıştır. Daha sonra ise mesleki tükenmişlik ölçeğine ait puan ortalaması en yüksek 10 DKAB öğretmeni tespit edilmiş ve bu öğretmenlerle mülakat yapılmıştır. Mülakat tekniği ile elde edilen nitel verilerin analizi “betimsel analiz” yaklaşımı esas alınarak yapılmıştır. Araştırma sonucunda mesleki tükenmişlik ölçeğine ait puan ortalaması diğerlerinden yüksek olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerinin branşları nedeniyle inançlarının ve toplumun baskısını üzerlerinde daha fazla hissettiklerini ve bu durumun mesleklerine olan bağlılıklarını olumsuz etkilediğini belirttikleri tespit edilmiştir. Abstract Religion is basic fact which is subject to teaching at religious culture and moral education. Religion which has potential to effect deeply and versatility both individual and society is a sensitive fact. This situation requires that religious culture and moral education teachers even take into account matters appearing such as the details in the process of religious education. In this study has been investigated with using quantitative and qualitative research techniques views on difficulties result from religious culture and moral education teachers’ branch and effects on perceptions of professional burnout. For this purpose, firstly primary and secondary school in the city center of Kayseri religious education teachers who work in the institutions chosen by random sampling of 253 people to burnout scale was applied. Then, religious education teachers have been identified according to burnout scale including the average of the 10 highest scores and made interviews with the teacher. Analysis of qualitative data obtained with interview technique based on "descriptive analysis”. As a result of this study, religious culture and moral education teachers who is higher than the others according to the average score of burnout scale feel more on them their belief and social pressure because of their branch and they stated that this situation negatively affects their commitment to their profession have been determined.
ANA AKIM MEDYADA DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLERİNE DAİR YANSIMALARA ELEŞTİREL BİR BAKIŞ
Öz Toplumumuzda öğretmenlik mesleğinin sosyal statüsü son yıllarda hız-la düşmektedir. Sosyal statünün toplumsal boyutunun gündeme alındığı bu çalışmada, öğretmenlerin sosyal statülerinin toplumsal görünürlük yansıma-larından biri olarak ana akım medyadaki sunumlarını, Din Kültürü ve Ah-lak Bilgisi öğretmenleri örnekleminde eleştirel bir incelemeye tabi tutmak amaçlanmaktadır. Araştırmada yöntem olarak; eleştirel söylem çalışması ve tematik veri analizi kullanılmıştır. İncelenen haber örnekleri olumlu bireysel sunumlar, olumsuz bireysel sunumlar ve mesleki sunumlar olarak temalandı-rılmıştır. Haberlerin yüksek düzeyde olumsuz örneklerden oluştuğu ve çarpıcı başlıklarla sunuldukları tespit edilmiştir. Gazetelerin ideolojik duruşlarının en çok hissedildiği tepkisel haberler kategorisinde öğretmenlerin sınıf ortamında gerçekleştirdiği eğitimsel faaliyetler ya da okul dışındaki eylemlerinin kamu-sal tartışma ve ahlaki panik oluşturmaya yol açacak bir tavırla haberlere konu edildiği tespit edilmiştir. İncelenen on yıllık süreçte hem haberlerin kayna-ğını oluşturan vakalarda hem de gazetelerin sunum biçimlerinde bir değişim yaşandığı görülmüştür. Yazılı basının öğretmenlerin sosyal görünürlüğünü yansıtma noktasında daha pozitif bir tutum benimsemesi gerektiğine dikkat çekilmiştir.
Sürekli bir değişim içinde olan dünyada, bireyler ve topluma özgü bazı özellikler de değişmektedir. Bireylerin anlayışı, giyiniş tarzları, mimarisi, teknolojinin getirdiği yenilikler gibi somut değişimlerin yanında, dolaylı olarak gözlemlenebilen, inanç, tutum ve değer gibi soyut değişimler de yaşanmaktadır. Değerler, sosyal bilim alanında çalışanlardan sonra eğitim bilimcilerin de araştırma konusu olmuştur. Günümüzde değerler ve değerlerin eğitimi önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Değer kavramının farklı disiplinlerde ve çeşitli kavramlarla ilişkilendirerek açıklanmaya çalışılması sebebiyle bu kavram çeşitlenmekte ve zorlaşmaktadır. Literatürdeki en yaygın tanımıyla değerler, arzu edilen, kişilerin hayatlarına kılavuzluk eden, önem dereceleri farklı, durum-ötesi hedeflerdir. Değerler istek, tercih ve arzuları yansıtır, yani bir şeyin arzu edilebilir veya edilemez olduğu hakkındaki inançtır (Güngör, 1993). Değer kavramı, birçok araştırmacı ve teorisyen tarafından farklı şekillerde tanımlanmıştır.
YÖNELİK BEKLENTİLERİ Öz Öğretmenlik, ülkemizde çok yakın geçmişe kadar saygı duyulan bir meslek olarak düşünülmekteydi. Ancak, son yıllarda eğitim sistemimizde yaşanan bir takım aksaklıklarla birlikte mesleğin saygınlığı azalmış ve tercih nedenleri değişmiştir. Programı sürekli değişen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (DKAB) öğretmenliği bölümünün geleceği hala tartışma konusudur. Bir dönem Eğitim Fakültesinde yer almakta olan bölüm, 2012 yılından itibaren İlahiyat Fakültesine alınmış olup, bu isimle son öğrencilerini vermektedir. Bu çalışmada DKAB öğretmenliği lisans programında okuyan öğretmen adaylarının meslek tercih nedenlerinin ve geleceğe yönelik beklentilerinin araştırılması amaçlanmıştır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışma deseni kullanılmıştır. Araştırmanın grubunu 2015-2016 öğretim yılında Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi DKAB bölümünden gönüllü olan 20 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmış ve veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir. Öğretmen adayları her soruya birden fazla cevap verdikleri için, frekans hesaplarında öğretmen adayı sayısı değil de, verilen cevap sayısı dikkate alınarak yüzdeler çıkartılmıştır. Görüşme tekniği ile elde edilen nitel veriler sayısallaştırılarak frekans ve yüzdelikleri elde edilmiştir ve yorumlanmıştır.
ÖZET Bu çalışmanın konusu, lise 10.sınıf Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi dersinin " Allah İnancı " ve " İslam' da İbadetler " ünitelerinin Beyin Temelli Öğrenme Yaklaşımına dayalı olarak hazırlanan ders planı ve etkinliklerle işlenmesinin öğrencilerin aka-demik başarı ve kalıcılık düzeylerine etkisidir. Bu çerçevede Ortaöğretim Din Kül-türü ve Ahlak Bilgisi dersinde Beyin Temelli Öğrenme Yaklaşımına dayalı din öğ-retiminin, öğrencilerin akademik başarı düzeylerini ve öğrenmelerinin kalıcılığını ne ölçüde etkilediğinin tespit edilmesi çalışmanın temel amacıdır. Araştırmada kontrol gruplu ön test-son test desenine başvurulmuştur. Veri top-lama aracı olarak ön test, son test kullanılmış; son testin uygulanmasından yakla-şık 21 gün sonra da kalıcılık testi yapılmıştır. Sonuçlar SPSS programında analiz edilmiştir. Verilerin çözümlenmesinde ANOVA ve ANCOVA analiz teknikleri uy-gulanmıştır. Araştırmada elde edilen bulgulara göre, deney grubu lehine beyin te-melli öğrenme yaklaşımına dayalı öğretimin akademik başarı ve kalıcılık üzerinde anlamlı etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
TÜRKİYE VE İNGİLTERE 4. ve 5. SINIF DİN DERSİ PROGRAMLARININ İÇERİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI
2019
Bu calisma, Turkiye ve Ingiltere Din Dersi Programlarini karsilastirarak benzerlik ve farkliliklari belirlemek amaciyla yapilmistir. Calismada Turkiye 4.-5. siniflar Temel Egitim Duzeyi Din Dersi Programlari ile Ingiltere Temel Egitim Duzeyi Din Dersi Programinin, icerikler bakimindan karsilastirilarak elde edilen bulgular yorumlanmistir. Calismada var olan durumu oldugu gibi ortaya koymak amaclandigindan tarama modeli kullanilmistir. Ulkelerin egitim sistemleri, ogretim programlari ve sinama durumlarina ait bilgiler literatur taramasiyla kutuphanelerden ve internetten elde edilen belgelerden saglanmistir. Bu bilgiler belge cozumleme yontemiyle degerlendirilerek calisma icin gerekli olan veriler elde edilmistir. Sonuc olarak Turkiye i Din Dersi Programi’nin Ingiltere Din Dersi Programi’na gore daha zengin ve esnek bir yapiya sahip oldugu saptanmistir. Fakat Turkiye Din Dersi Programi’nin gelistirilmesinde ve uygulanmasinda da bir takim eksikliklerin oldugu belirlenmistir. Calisma s...
The Journal of Academic Social Science (ASOS), 2020
DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLERİNİN EMPATİ DÜZEYLERİ İLE ÖĞRETMEN ÖZYETERLİK DÜZEYLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ Öz Araştırmanın amacı, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (DKAB) Öğretmenlerinin Empati düzeyleri ile Öğretmen Özyeterlik düzeyleri arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmaktır. Araştırma Google Docs üzerinden online olarak basit rastgele örnekleme yöntemiyle ulaşılan 575 öğretmene uygulanmıştır. Örneklemden toplanan verileri analiz etmek için SPSS 16.0 programı ve veri toplama aracı olarak da "Empati Düzeyi Belirleme Ölçeği", "Öğretmen Özyeterlik Ölçeği", ve "Kişisel Bilgi Formu" kullanılmıştır. Sosyo-demografik değişkenler ile iki ölçek arasında farklılaşma olup olmadığını belirlemek için tek yönlü varyans (ANOVA) analizi, bağımsız örneklem t-testi, post hoc bonferroni testleri kullanılmış ve iki ölçek arasındaki ilişkiyi tespit edebilmek için de pearson korelasyon analizi uygulanmıştır. Araştırmada DKAB öğretmenlerinin Empati düzeyi ile Öğretmen özyeterliği; cinsiyet, yaş, görev yılı, okunan kitap sayıları ve toplumsal problemlere ilgi durumu gibi değişkenler açısından ele alınmıştır. Sonuç olarak cinsiyet ve toplumsal problemlere ilgi durumu değişkenleri ile empati düzeyi; cinsiyet, yaş, görev yılı ve okunan kitap sayıları değişkeni ile öğretmen özyeterlik düzeyi arasında anlamlı farklılaşma hesaplanmıştır. Ayrıca Empati Düzeyi ile Öğretmen özyeterliği arasında 0,314 oranında pozitif yönde ve anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir.