KONYA’DAKİ STÜDYO DAİRELERDE KOMŞULUK KAVRAMI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA/A STUDY ON CONSEPT OF NEIGHBORHOOD IN KONYA IN STUDIO APARTMENT (original) (raw)
Related papers
KAMU ÇALIŞANLARINDA İŞ TATMİNİ, DUYGUSAL EMEK VE İŞ STRESİ: KONYA’DA BİR ARAŞTIRMA
AİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2018
Bu çalışma memurların iş yaşamında sürekli olarak karşılaştıkları duygusal emek iş tatmini ve iş stresi değişkenleri arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmada kullanılmak üzere üç ölçekli anket formu oluşturulmuş ve bu anket formu ile söz konusu değişkenlerin ölçülmesi amaçlanmıştır. Çalışma Konya ilinde istihdam eden memurlar üzerinde gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler paket programlar aracılığı ile frekans analizi, t- testi, korelasyon analizi ve regresyon analizi analizleri uygulanmıştır. Araştırma sonucunda duygusal emek davranışının iş stresini negatif yönde etkilediği, duygusal emeğin yüzeysel davranış boyutunun iş stresini pozitif yönde etkilediği saptanmıştır. Aynı zamanda duygusal emek davranışının iş tatminini pozitif yönde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.
BİRLİKTE YAŞAMA KÜLTÜRÜNÜN KENT VE MİMARİYE TESİRLERİ: KONYA ÖRNEĞİ
THE IMPACTS OF CULTURE OF LIVING TOGETHER TO URBAN AND ARCHITECTURE: THE CASE OF KONYA Living togetger is essentially a social incident. Society is the name given to a group o f individuals living in the same land. I f we move from this definition, the city has already emerged as an imperative consequense o f the cult o f living together in terms o f its origin. Many different types o f buildings outside the cities, which are the highest architectural product o f the historical adventure o f humankid, were also built as a appearing o f living together sense. Houses, religious-civil buildings, public buildings and their parts; the courtyard, sofas and gardens, have been shaped by many o f the construction reasonsprinciples beside depending on the philosophical and sociological background. In this study, architectural activities argued to have emerged as a must o f living together (from the Seljuks to the Republic o f Turkey) are tried to be examined through Konya Example. In addition to the existing examples, Konya's works that have not come to our days, are taken into consideration, and the city is taken within a perspective ofeig h t hundredyears with an integrated approach.
Gümüşhane Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi , 2010
Institutions attach importance to the social, ecological and sectoral environment as one of the bases of institutional continuity and progress. Public institutions are non-profit organizations. In this regard, Public institutions primarily serve to take the social benefit into consideration. But mostly, the principle of social benefit is defined differently by different institutions. Social Responsibility is interpreted in different forms by similar services. Therefore, public institutions that serve based on social responsibility improve their legitimacy and productivity. Municipalities are foundations of decentralization generating the service to meet general need and desire of citizens located in town. Although, its duties are determined in law, municipalities are responsible for generating the service in a much wider scope. And, if it does not improve the community as to ideally meet the societal needs, municipality management may lose societal legitimacy. In this respect, it is primarily dealt with the public benefit in municipality service. Thereby, society health, education, culture and forming a communication process based on mutual interaction can be expressed among social responsibility fields of municipality. This paper deals with the social responsibility concept in terms of the public institutions, in addition, practices of the Konya Metropolitan Municipality have been evaluated in relation to this approach. In this investigation, it has been concluded that there are examples of work required for health, education, culture and providing the mutual interaction among municipality-citizen in Konya Metropolitan Municipality ÖZ Kurumsal devamlılığın ve sürekli gelisimin temel dayanaklarından biri olarak kurumun toplumsal, ekolojik ve sektörel çevreye duyarlı olması gerektiği söylenebilir. Kamu kurumları kar amacı olmayan kuruluslardır. Bu bakımdan öncelikli olarak toplumsal faydayı göz önünde bulundurarak hizmet üretirler. Ancak toplumsal fayda ilkesinin tanımlanması farklı kurumlarda farklılıklar gösterebilmektedir. Sosyal sorumluluk ilkesi, benzer hizmetlerde farklı sekillerde konumlandırılabilmektedir. Bu bakımdan kamu kurumlarının sosyal sorumluluk ilkesiyle hareket etmesi onların mesruluklarını ve verimliliklerini daha da artırabilmektedir. Belediyeler, beldede yer alan vatandasın genel ihtiyaç ve isteklerinin karsılanması için hizmet üreten yerinden yönetim kuruluslarıdır. Yasalarda belirlenen görev alanına rağmen çok daha genis kapsamda hizmet üretmekle yükümlüdürler. Çünkü, toplumsal ihtiyaçları en iyi sekilde karsılayarak toplumu gelistiremediği taktirde, belediye yönetimi toplumsal mesruiyetini kaybedebilir. Bu bakımdan belediye hizmetlerinde kamu menfaatleri öncelikli olarak ele alınmaktadır. Dolayısıyla toplumun sağlığı, eğitimi, kültürü ve bunların kamu yararına yürütülebilmesi için karsılıklı etkilesime dayalı bir iletisim sürecinin olusturulması belediyelerin sosyal sorumluluk çalısmaları arasında sayılabilir. Bu çalısmada, sosyal sorumluluk ilkesi, kamu kurulusları açısından ele alınmıs ve Konya Büyüksehir Belediyesi uygulamaları değerlendirilmistir. Yapılan incelemede Konya Büyüksehir Belediyesi’nin eğitim, sağlık, kültür ve belediye vatandas iletisiminde karsılıklı etkilesimin sağlanması için gerekli çalısma örneklerinin olduğu sonucuna varılmıstır.
CADDE-DÜZEY BÜROKRASİ ÇALIŞMALARI ÜZERİNE BİR İNCELEME A REVIEW ON STREET-LEVEL BUREAUCRACY STUDIES
Süleyman Demirel Üniversitesi Vizyoner Dergisi, 2024
Kamu politikalarının etkilerini belirlemede vatandaşa en yakın olacak şekilde faaliyet yürüten cadde-düzey bürokratların yani ön cephedeki memurların incelenmesi büyük önem taşımaktadır. Üst-düzey bürokratik ve siyasi elitlerin vatandaşla etkileşiminde çok kilit bir pozisyonu işgal eden cadde-düzey bürokratların, kamu hizmetinde çok önemli bir boşluğu dolduruyor olması, herkes tarafından kabul edilen şüphe götürmez bir gerçektir. Kamu hizmetinin en ön cephesinde çalışan bu memurlar, geçtiğimiz 40 yıl içinde her yönüyle mercek altına alınmıştır. Yerel, bölgesel ve ulusal düzeyde birçok nicel araştırmanın konusu olan cadde-düzey bürokrasi, aynı zamanda, kamu yönetimine ilişkin teorik tartışmalarda da kendine yer bulmuştur. Bu çalışmalarda ele alınan ilk konu, cadde-düzey bürokratların kullandığı takdir yetkisinin niteliği, etkileri ve belirleyicileridir. Takdir yetkisinin yanı sıra, cadde-düzey bürokratların kurum içindeki rolleri ve bürokratik elit ile hiyerarşik ilişkilerine ilişkin tartışmalar da literatürde önemli ölçüde yer kaplamaktadır. Üçüncü olarak ise cadde-düzey bürokratların kamu politikalarının uygulanması hususundaki kritik rolünün ele alındığı araştırma yazıları bulunmaktadır. Bunların yanı sıra dördüncü olarak, literatürün genişlemesine katkıda bulunan disiplinlerarası makaleler de bulunmaktadır. İşte bu çalışmada, bu dört ana başlık altında cadde-düzey bürokrasi literatürünün şematik bir incelemesi yapılmış ve literatürde en çok atıf alan çalışmalar kısaca analiz edilmiştir.
SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL, 2017
Bu çalışma, kentleşme sürecini, ekonomik, fiziksel ve sosyal olarak etkileyen kentsel dönüşüm sürecini, dayanışma ve komşuluk ilişkileri temelinde İzmir Karabağlar Kentsel Dönüşüm Projesi örneğinde incelemektedir. İzmir'in Karabağlar ilçesinde bulunan 540 hektarlık alanda bulunan 16 mahalle, 2012 yılında Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından 6306 numaralı kanun ile afet riskli kentsel dönüşüm alanı ilan edilmiştir. 2012-2017 tarihleri arasında 540 hektarlık alanın 101,4 hektarlık bölümü için 4 kez imar planı hazırlanmıştır. Karabağlar Mahalleler Birliği, Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından ilan edilen imar planlarına, başta dayanışma ve komşuluk ilişkileri olmak üzere hak kaybına uğrayacaklarını düşünmeleri nedeniyle karşı çıkmaktadır. Çalışma, Karabağlar Mahalleler Birliği üyelerinin dayanışma ve komşuluk ilişkileri incelemektedir. Araştırmada 30 birlik üyesiyle nitel araştırma tekniklerinden olan derinlemesine görüşme yapılmış ve görüşme verileri, nitel analiz programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Araştırmanın sonucu olarak; bölge sakinleri, yaşam alanlarıyla ilgili alınacak kararlarda söz sahibi olmak istemekte, dayanışma ve komşuluk ilişkilerinin bozulmamasını istemektedirler. Anahtar Kelimeler: Kent, Kentsel dönüşüm, Gecekondu, Komşuluk, Dayanışma
KONYA'DA KARAMANOĞULLARI DÖNEMİ MİMARİSİ
Karamanoğulları ve onlara bağlı olan çok sayıda oymak, Henüz Anadolu Selçuklu Devleti hakimiyetini sürdürürken Anadolu"ya yerleĢmiĢ ve takriben iki buçuk yüzyıl boyunca bu topraklarda varlıklarını sürdürmüĢlerdir. Pek çok yönden önemli bir merkez olmasının yanında Selçuklu BaĢkenti sıfatıyla Konya, her dönem ilgi odağı olma özelliğini korumuĢtur. Özellikle Moğol yıkımının ardından hakimiyet mirasına sahip çıkmanın en büyük niĢanı Konya"yı elde etmek olmuĢtur. Karamanoğulları da Selçuklu Devleti"nin çöküĢünden itibaren kente sahip çıkmak için büyük çaba göstermiĢ ve Osmanlı Beyliği tarafından yok edilene kadar buna muvaffak olmuĢtur. Merkezleri diğer Karaman topraklarında olsa da Konya her zaman önemini ve özelliğini korumuĢtur. Bu dönemde kent bir yandan her zamanki politik, dini ve ticari canlılığını sürdürürken bir yandan da yıkımlara ve yenilenmelere sürekli tanık olmuĢtur. Konya"nın Karamanoğulları"nın hakimiyetinde geçirdiği XIV. ve XV. yüzyılları bugüne kadar araĢtırma konusu olmamıĢtır. Bu çalıĢmamızla Karamanoğulları"nın Konya"da bıraktığı eserleri incelerken, adı geçen yüzyıllarda Konya"nın kent dokusu ve geliĢiminin de bir resmi çizilmeye çalıĢılacaktır.
İSTANBUL’DA KONUT ARZINDA YAŞAM DÜZEYİNİN EN ÜST DÜZEYE ÇIKARILMASINA KATKISI OLABİLECEK ETKENLERİN KONJOİNT ANALİZİ İLE ARAŞTIRILMASINA YÖNELİK BİR UYGULAMA, 2022
Konutlar bireylerin yaşam standardının ve mutluluk seviyesinin yüksek olabilmesi açısından önemlidir. Toplumu oluşturan bireylerin mutluluğu için de arzu ettikleri konutta yaşamaları toplumun refah seviyesini yükseltecek faktörlerden birisidir. Öte yandan, büyük şehirlerde planlama çok önemli bir unsurdur. Plansız yapılaşma sonucunda şehrin dokusu bozulabilir ve geri dönülmesi, yeniden inşa edilmesi uzun ve zahmetli bir süreç gerektirecektir. Planlamanın kapsamlı bir biçimde ele alınması, arazinin uzun dönemli faydaları gözetecek şekilde kullanımı, bilhassa çevrenin korunması, toplu konut ve programlı gelişmenin kamu yararı öncelenerek gerçekleştirilmelidir. Bu çalışmada toplu konut arzının talebi karşılamasına ve tüketicilerin hayal ettikleri özelliklere sahip konutların üretilebilmesine, söz konusu konutların hangi özelliklere sahip olduğunun ortaya çıkarılabilmesi amacıyla konjoint analizi uygulanmıştır. Böylece konut yapımları arza göre gerçekleşmesiyle talebi karşılamayan, tüketici tarafından isten özelliklere sahip olmayan konut arzı olmayacak ve şehrin gereksiz bir şekilde betonlaşmasının önüne geçilebilecektir. Konjoint analizi en temel hali ile, insanların belirli bir ürün ya da hizmeti oluşturan farklı özelliklere ne kadar değer verdiğini belirlemek için pazar araştırmalarında kullanılan istatistiksel bir tekniktir. Bu teknikle mal ya da hizmet üreten firmalar, tüketicinin ve tüketici gruplarının talep eğilimlerini öğrenebilme imkânına kavuşmaktadırlar. Konutlarla ilgili gerçekleştirilen bu çalışmanın özelinde, konuta ait oda sayısı (oda sayısı için; 2+1,3+1 gibi), toplu taşımaya uzaklık, yeşil alan varlığı, balkon varlığı, sosyal aktivite alanlarının varlığı ve evin yakınında okul ve alışveriş merkezi varlığı özelliklerinin düzeyleri belirlenmiştir. Bu özellik ve düzeyler esas alınarak iii oluşturulan 16 çeşit konutun katılımcılardan puanlaması istenmiştir. Katılımcılar demografik, sosyo-ekonomik, konut almadaki amacı ve bütün katılımcılar genelinde konjoint analizi uygulanarak katılımcıların tercihleri araştırılmıştır. Analiz sonucunda katılımcıların konut özelliklerinde hangi kriterlere önem verdikleri ve önem dereceleri ölçülmüştür. Bu bilgiler ışığında ise genel bulgular derlenerek sonuç bölümünde irdelenmiş, konut inşa eden firmalar için talep ölçmede alternatif bir çözüm modeli sunulmuştur.