Felsefi Düşün- Hegel ve Hegelcilik (original) (raw)

Hegel'De Düşünümsel Bi̇li̇nci̇n Peki̇nli̇k Yanilsamasi Ve Kurgusal Özne

This article aims to compare the conception of reflective self-consciousness of critical philosophy with subject of speculative philosophy. And it is argues that, reflective self-consciousness of modern philosophy which is based on self-certainty of consciousness, is sublated from Hegelian speculative self-consciousness. From the point of view of speculative philosophy, self-consciousness is not only identity of consciousness and self-reflectivity or self-certainty of itself. It is also mediation and negation of the otherness. This mediation annihilates the self-alienated subject and sublates contradiction or self-contradiction. Self-consciousness is a unity and mediation of contradiction. For this reason, according to Hegel philosophy, reflective philosophy, which is the area of critical philosophy, is dialectically second phase in the philosophy of world history. Modern or reflective philosophy is based on subject-object dichotomy. This is also a general characteristic of natural ...

Hegel, Diyalektik ve Felsefenin Bilimselleşmesi

Bilim ve Ütopya, 2021

Bugün artık filozof kalmadı. Felsefeciler sardı her tarafı. Yani felsefeyi bir yaşam biçimi olarak alan değil de, meslek icabı yapanlar, felsefe tarihini nakleden felsefeciler doldurdu her tarafı. Bununla elbette felsefe tarihini küçümsediğimizi ima etmiyorum. Bununla daha çok felsefenin kendi çağımıza yani çağımızın sorunlarına yaratıcı bir şekilde uyarlanmıyor olduğunu kastediyorum. Felsefenin amacı insanlıktır, davası insanlık davasıdır. İnsanlığın yoksulluk, savaş, ekolojik kriz, değerler çürümesi gibi can alıcı sorunlarının içinden nasıl çıkabileceğine ilişkin felsefi öneriler geliştirmektir. Unutmamak gerekir ki sorunların felsefede ele alınışı ile iktisatta ve siyaset biliminde ele alınışı arasında önemli farklar vardır. Ama çağımızda felsefecilerin çoğu ya kendileri psikolojik bunalım için de ya da kişisel mülkiyet, kariyer ve mevki peşinde. Bir de felsefeyi sınırlayıp yıkmayı amaçlayan felsefeciler sarmış durumda ortalığı. Dolayısıyla insanlığın böyle bir felsefeden dertlerine teselli uması mümkün değildir. Zaten kendisi psikolojik bunalımda olan ve yaşam üzerine düşünmek ve yaşama anlam kazandırmaya çalışmak yerine sabah akşam ölüm üzerine düşünen bir felsefeciden insanlık ne umabilir ki? Veya felsefeyi kişisel mevki ve unvan kaygılarına hibe etmiş bir felsefeciden insanlık ne bekleyebilir?

Hegel’in Felsefe Kavramı Üzerine Kısa Bir Deneme

"G. W. F. Hegel (1770-1831), Karl Marx‟ın deyimiyle „en büyük düşünür‟, dilinin ve üslubunun bütün zorluğuna ve sisteminin her unsurunu birbiriyle ve bütün ile ilişkilendiren kompleksliğine, yani ilk bakışta bütün „dışsal iticiliğine‟ karşın, dostunun ve düşmanının vazgeçemediği ve kelimenin gerçek anlamında boğuşmak zorunda kaldığı bir düşünürdür. Karşıtları ona „maceracılık‟ suçlamasında bulunmak; düşmanları onu ya „açık toplum düşmanı‟ ilan etmek ya da kendi karşı-felsefi emelleri için onun öğretisinin içini boşaltmak; dostları, bütün eleştirilerine karşın onun mirasına sahip çıkmak amacıyla; kısacası yaşamı, tarihi, toplumu, siyaseti ve düşünceyi devrimci emeller veya muhafazakar kaygılarla ciddiye alan herkes, Hegel ile hesaplaşmayı bir zorunluluk olarak görüyor. Bundan dolayı Hegel‟i tartışmak, son yıllarda moda olan „tarafsız‟ bir bakış açısından yapılamaz. Böyle bir deneme, Hegel‟in felsefesinin „ruhuna‟ aykırı olduğu gibi, baştan başarısızlığa mahkum, verimsiz bir çaba olacaktır. Hegel ile dile getirecek olursak, felsefe tarihine böyle bir yaklaşımla “fazla yol alınmaz”. Hegel, felsefenin ve felsefe tarihinin sorunlarına yaklaşırken belli bir bakış açısına sahip olunması gerektiğini belirtiyor ve belli bir bakış açısına sahip olabilmek için ise ne arandığının bilinmesi gerektiğini düşünüyor; ele aldığımız konuda hem olumlu hem de eleştirel bir tavır takınmamızı salık veriyor."

Hegel'in Ateizmi ve Dinin Felsefi Yeniden Değerlendirilişi

Bu çalışmada, Hegel’in din üzerine Din Felsefesi Üzerine Derslerini’nde oluşturduğu argümanı takip ederek, hem Hegel’in özgül olarak Hıristiyanlık (ve “genel olarak din) ile ilişkisini sorgulayacak hem de “belirli din olarak” Hıristiyanlığın tarihsel konumunu değerlendireceğiz.

Hegel'de Sanatın Tinselliği

Özet Bu çalışmada Hegel'in güzel sanatlar üzerine düşünceleri ve estetik açısından yaptığı felsefi incelemenin Hegel'in tin felsefesi açısından önemi ele alınarak, tin felsefesinin ve Hegel'in nihai felsefi amacının-bu Mutlak'ı düşünümsel açıdan açımlayabilmek ve kavrayabilmek olarak bütün düşünsel ve eylemsel insan etkinliğinin Kavrama yükseltilmesi-bir ayağı olarak sanatın İdea yönünü saptayarak buradan tarihsel ve bilişsel açıdan sanatın ve sanat nesnesinin nasıl bir konum aldığı ve sanatın kendinde amacı ve bu amacın İdea'nın alımlayıcısı olarak sanatçının ve sanat nesnesinin nasıl bir bütünlük çerçevesinden kendisini gösterdiği incelenmiştir. Bu bağlamda Tin' in sanatta; din, tarih, hukuk ve ahlakta ortaya çıkmasından nasıl bir farkla kendisini gösterdiği ve bu bağlamın ne şekilde bir bütünlük içerimlediği soruları Mutlak'ın kendisini bir bildiriş şekli olarak sanatı düşünsemek yoluyla araştırılma konusu edinilmiştir.

Hegel’in Felsefesine Eleştirisel Bir Giriş

Hegel felsefesini soyut kategorilere indirmek yerine bilme ve yapma yani teori ve pratiği birleştirme amacıyla yapmıştır. Fenomenolojik yöntem ile Hegel temel amacını farklı biçimlerini ortaya koymuştur. Bilim etik sanat siyaset davranış din ve felsefe bu farklı biçimlerin sadece bir kaçıdır. Hegel’e göre felsefenin amacı sadece felsefeyle ilgili değil, insanın yapıp ettikleriyle ilgilidir.

Teoloji-Din Felsefesi İlişkisi: Hegel ve Tillich Örneği

Makale: İlahiyat Tetkikleri Dergisi , 2020

İntihal: Bu makale, özel bir yazılımca taranmıştır. İntihal tespit edilmemiştir. Plagiarism: This article has been scanned by a special software. No plagiarism detected. web: http://dergipark.gov.tr/ilted | Öz Felsefenin dinle veya teolojiyle olan ilişkisi, düşünce tarihinin her döneminde canlılığını sürdürmüş, insanoğlunun farklı düşünme faaliyeti sonucunda bu alanların birbirleriyle nasıl ilişkili olduğu konusunda ciddi fikir ayrılıkları ortaya çıkmıştır. Tarihi, İlkçağa kadar geri götürülen teolojinin felsefeyle her daim bir ilişkisi olmuştur. Orta Çağ'da ise bu ilişki daha farklı bir zemine kaymıştır. Aydınlanma döneminde ise rasyonel din ve Tanrı anlayışları, din felsefesi gibi sistematik bir disiplinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Hegel'in din felsefesi alanındaki çalışmaları ise din felsefesini kendisine en çok benzeyen rasyonel teolojiden bağımsız hale getirmeye başlamıştır. Bu makalenin ana çerçevesini, teoloji ve din felsefesi arasındaki ilişki oluşturmaktadır. Bu ilişki, Hegel ve Tillich üzerinden ele alınmaya çalışılmıştır. Makalenin temel amacı ise teoloji ve din felsefesi arasındaki ilişkiyi analiz etmek ve entelektüel bir çaba olarak bu alanların birbirinden tamamen keskin çizgilerle ayrılamayacağını ortaya koymaya çalışmaktır. Ayrıca bu alanların birbiriyle yakın ve diyalektik bir ilişkilerinin olduğunu göstermek de çalışmanın diğer amacını örtük olarak içermektedir.

Felsefi Düşün- Fichte ve Alman İdealizmi

Felsefi Düşün , 2018

Bu Sayının Danışma ve Hakem Kurulu / Board of Advisors and Referees GELECEK SAYILAR Felsefi Düşün Sayı: 12 / Varoluşçuluk On İkinci sayının konusu "Varoluşçuluktur". Bu sayıda varoluşçuluk ne'liği, kavramları, problemleri, tarihsel gelişimi ve önerileri ele alınacaktır. Varoluşçu filozofların görüşleri, birbirlerinden fark veya benzerlikleri, işledikleri problemlerin özellikle, Varlık, hiçlik, varoluş, insan, özgürlük, seçim, başkaldırı, korku, kaygı, endişe, saçma, ölüm, yaşam, olanak, zaman vb. gibi konu ya da sorunları ele alışlarını içeren yazıları kapsayacaktır. Varoluşçu filozofların yaşadıkları toplumsal süreç ve öne sürdükleri ile ne yapmak istedikleri de bu sayının kapsamı içinde olacaktır.