ÇOK ULUSLU FİRMALAR VE EV SAHİBİ ÜLKELERİN KURUMLARI: TÜRKİYE'NİN MESLEKİ EĞİTİM SİSTEMİ BAĞLAMINDA OTOMOTİV FİRMALARININ KARŞILAŞTIRMALI VAKA ÇALIŞMASI (original) (raw)
Related papers
TÜRKİYE’ DE OTOMOTİV ÜRETİMİNİN DIŞ TİCARET AÇIĞINA ETKİLERİ: EŞİK DEĞERLİ HATA DÜZELTME MODELİ
Bu çalışmada Türkiye’nin dış ticaret açığı sorununun çözümü için otomotiv üretiminin etkin olarak kullanılıp kullanılamayacağı Ocak 1992 ve Ağustos 2011 dönemi arasındaki veriler kullanılarak araştırılmaktadır. Çalışmada Hansen ve Seo(2002) tarafından geliştirilen eşik değerli hata düzeltme modeli ve Li(2006) tarafından geliştirilen eşik değerli Granger nedensellik yöntemleri kullanılmıştır. Elde edilen bulgular ışığında otomotiv üretimini arttırarak dış ticaret açığını kapatmak kısmen mümkün olacaktır. Otomotiv sektörü Türkiye açısından büyük önem taşısa da, dış ticaret açığını şuanki konumuyla tek başına kapatması mümkün değildir.
Kir E., Kir E. , "Avrupa Birliği’Nde Öğretmen Yetiştiren Yükseköğretim Kurumları Ile Türkiye’de Öğretmen Yetiştiren Yükseköğretim Kurumlarının Karşılaştırmalı İncelemesi", 2011
Avrupa Birliği toplam 27 üye ülkeden oluşmaktadır. Birlik aynı zamanda 4 ülke ile de adaylık müzakerelerini yürütmektedir (http://europa.eu/about-eu/member-countries/index\_en.htm). Bu ülkelerden birisi olan Türkiye resmi tam üyelik müzakerelerine 2005 yılında başlamış ve bu tarihten sonra Avrupa Birliği ile uyum sürecine girilmiştir. Bu süreç yükseköğretim faaliyetlerini de doğrudan etkilemektedir. Bu amaçla, Avrupa Birliği’ne üye beş ülke ile Türkiye’nin öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumları karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Çalışma kapsamında kurucu üye olması nedeni ile Almanya (1951) 1, Birliğin 3. genişleme sürecinde üyeliğe kabul edilen İspanya (1985), 4. genişleme sürecinde kabul edilen Finlandiya (1995), 5. genişleme sürecinde kabul edilen Macaristan (2003) ve Polonya (2003) örnekleri incelenmiştir. Bu incelemeler ışığında ülkeler arasında çeşitli sonuçlara ulaşılmış ve Türkiye için öğretmen yetiştirme önerileri getirilmeye çalışılmıştır. Çalışma sonuçlarının öncelikle yükseköğretim kurumu ve öğretmen yetiştiren kurumların niteliklerinin arttırılmasına, öğretmen adayları ve öğretmen eğitimcilerinin yeterliliklerinin geliştirilmesine ve Avrupa Birliği sürecinde eksiklerin giderilmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Toros Üniversitesi İİSBF SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ, 2016
ÖZ Eğitim sistemi küresel dünyada rekabet gücünü belirleyen önemli bir unsur-dur. Güçlü beşeri sermayeye sahip ülkeler teknoloji üretebilen yenilikçi ülke-lerdir. Bu nedenle eğitimin finansmanı stratejik öneme sahip olup sosyo-eko-nomik alanda gelişmişliğin sağlanması için eğitime ayrılan kaynakların etkili ve verimli kullanılması gerekmektedir. Küresel rekabette, sanayi toplumunun gelişmesi ile Türkiye koşullarında özellikle KOBİ'ler bazında düşünüldüğünde en büyük ihtiyacın ara eleman olduğu bilinmektedir. Gerek imalat sektöründe gerek hizmet sektöründe iyi eğitim almış, değişime ve yeniliklere açık, ken-disini sürekli geliştirebilecek ara eleman sıkıntısı, son yıllarda, meslek liseleri ve meslek yüksekokullarına ilgiyi arttırmıştır. Bu kapsamda çalışma iki bö-lümden oluşmaktadır. İlk bölümde eğitim ekonomisi kavramsal düzeyde in-celenerek uluslararası karşılaştırmalar yapılmakta ikinci bölümde ise meslek yüksekokullarının yerel ekonomiye etkisi analiz edilmektedir. Analiz kısmında Adıyaman Üniversitesi Besni Meslek Yüksekokulu'nun, Besni ilçesinde yarat-tığı sosyo-ekonomik değişim, 456 öğrenci üzerinde uygulanan anket çalışması ile analiz edilmiştir. Anketin tümü yüz yüze gerçekleştirilmiş olup anket sonu-cunda elde edilen verilerin analizi SPSS 22.0for Windows istatistik programı çerçevesinde frekans ve ortalamalar kullanılarak yorumlanmıştır.
TÜRKİYE'DEKİ MÜZİK EĞİTİMİNDE TOPLUMSAL VE EKONOMİK STATÜYE DAYALI EŞİTSİZLİKLER
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2018
Bu makalede; müzik eğitimi veren kurumlarda öğrenim gören öğrencilerin toplumsal ve ekonomik konumlarının, müzik eğitimine ilişkin tercihlerini, beklentilerini, uygulamalarını tavır ve düşüncelerini ne ölçüde etkilediği ve farklılaştırdığının araştırılıp incelenmesiyle müzik eğitiminin sosyolojik alt yapısının ortaya konması amaçlanmıştır. Müzik öğretmeni olmaya aday müzik öğretmenliği öğrencileri ile müzik öğretmenlerinin fikirlerine, görüşlerine, yorum ve tecrübelerine başvurularak, bu farklılıklar ve eşitsizliklerin müzik eğitimine etkileri ile müzik eğitimine bakış ve algı farklılıkları arasındaki ilişkiyi araştırmak amacıyla nicel ve nitel araştırma tekniklerini bir arada kullanan bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın bulguları ışığında; müzik eğitimine ilişkin tercih, beklenti, uygulama, tavır ve düşüncelerin, cinsiyet, yaş, ailelerin ve öğrencinin gelir düzeyi, aile fertlerinin eğitim durumu, mesleği, etnik köken, doğum yeri, yaşanılan ve yetişilen yerin kırsal mı kentsel mi olduğu gibi toplumsal ve ekonomik statüyü ölçen değişkenler ile ilişkili olduğu anlaşılmıştır. Müzik eğitiminde daha özgürlükçü bir alan yaratılması adına; eğitimde kullanılan müzik türlerinin çeşitliliği sağlanmalı, farklılıklar gözetilmelidir. Ayrıca amatör müzik eğitimine ve özel yetenek sınavlarına yönelik herkese açık, parasız kurslar desteklenmeli, okul ve yurtların fiziki şartları, öğrencilere yapılan ekonomik yardımlar iyileştirilmeli ve genel müzik eğitiminde kullanılan şarkı dağarcığındaki şarkı ve marşlar gözden geçirilmelidir.
DergiPark (Istanbul University), 2007
Otel işletmeleri ayakta kalabilmek ve daha yüksek bir kârlılık oranıyla çalışmak istiyorlarsa, ellerindeki kaynakları en iyi şekilde kullanarak verimliliklerini arttırma gayreti içerisinde olmalıdırlar. Günümüzde gelişen teknolojiyle beraber; hammadde, enerji, makina-teçhizat vb. üretim faktörlerinde yüksek bir verimlilik oranına ulaşılmıştır. Ancak, otel işletmeleri; mal, hizmet üretim ve sunumunun merkezinde yer alan mevcut işgücünden tam anlamıyla yararlanamamaktadırlar. Bunun en önemli nedenlerinden biri işletme sahiplerinin ve yöneticilerinin çalışanların verimini arttırmada önemli bir etken olan psiko-sosyal motivasyon araçlarından gereğince yararlanmadıklarıdır. Bu çalışmada; otel işletmelerinde çalışanların verimliliğini arttırmaya yönelik psiko-sosyal motivasyon araçlarının tespiti ve bu araçların farklı departmanlarda çalışanlar açısından nasıl algılandığı irdelenmiştir. Konuyla ilgili olarak; Ankara ve İzmir'deki otel işletmelerinde çalışan işgörenlere anket uygulanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, psiko-sosyal motivasyon araçları ile işgörenlerin verimliliği arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki ve güçlü bir bağ olduğu ortaya çıkmıştır.
TÜRKİYE'DE UZAKTAN EĞİTİM ÇALIŞMALARI: BİBLİYOMETRİK BİR ANALİZ
TEORİ VE UYGULAMADA EĞİTİM BİLİMLERİ 1, 2024
Bibliyometrik çalışmalar doğası gereği belirli bir konu hakkında gerçekleştirilen çalışmalardaki yazarlar, yazar kurumları, yazar ülkeleri, anahtar kelimeleri ve atıf bilgileriyle gerçekleştirilen çalışmalardır. Bu gibi çalışmalar hem mevcut durumunun ortaya konması hemde geleceğe yönelik ileride gerçekleştirilecek araştırmalara kılavuzluk niteliği taşımaktadır. Bu çalışmada Wos üzerinde Türkiye konumunda yayınlanmış uzaktan eğitim konulu çalışmalar bibliyometrik bir analiz ile analiz edilmiştir. Çalışmada 2006’dan 2023 yılına kadar yayınlanmış 441 çalışma değerlendirilmiştir. Türkiye’de uzaktan eğitim konulu çalışmaların Covid-19 pandemisiyle beraber artış gösterdiği ortaya çıkmıştır. Fakat 2023 yılı itibariyle bu artışın sert bir düşüş yaşadığı görülmüştür. Türkiye’de pandemi sonrasında uzaktan eğitim konulu çalışmaların yaşadığı bu sert düşüsün nedenleri nitel çalışmalarla derinlemesine araştırılabilir. Bunun beraberinde Türkiye’den yayınlanan çalışmaların ortalama atıfları belirgin bir şekilde belirli aralıkta bulunmaktadır. Bu konuda da farklı çalışmaların gerçekleştirilmesi gerekliliği gözler önüne serilmiştir. Türkiye’de gerçekleştirilen çalışmalar konu eğilimleri doğrultusuda incelendiğinde “online”, “technology”, “impact”, “education”, “student” ve “perceptions” gibi kavramlar ortaya çıkmaktadır. Bu kavramlar ile gerçekleştirilen çalışmaların son yıllarda artış gösterdiği ve güncelliğini koruduğu görülmektedir. Buradan yola çıkarak uzaktan eğitim alanında bu konu eğilimlerinin yoğun olarak çalışıldığı ve araştırmaların bu konulara odaklandığı ifade edilebilir. Araştırmacıların anahtar kelimeleri incelendiğinde ise uzaktan eğitim ana konusunun beraberinde Covid-19 ifadesinin yer aldığı görülmektedir. Söz konusu bu konu odakları ve yayın sayılarının 2023 yılıyla beraber yaşadığı sert düşüşün Covid-19 ile ortaya konulan uzaktan eğitim çalışmalarının dönemsel yükselişi olduğu ifade edilebilir. Uzaktan eğitim konusunda gerçekleştirilen çalışmalar incelendiğinde Bozkurt, Aras (f=11), Fırat, Mehmet (f=6), Karaman, Selçuk (f=5), Kılınç, Hakan (f=5) ve Koçdar, Serpil (f=4) Türkiye’de en üretken araştırmacılar olarak karşımıza çıkmaktadır. Genel olarak 441 çalışmanın yazar üretkenliği incelendiğinde ise çarpıcı sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Konu alanı bağlamında 1330 yazarın yazar ağında bulunduğu görülmüştür. Türkiye’de uzaktan eğitim alanına iki yayın ile katkıda bulunan yazar sayısının 66, oranın ise %4,7 olduğu; üç yayın ile katkıda bulunan yazar sayısının 9, oranının ise %0,6 olduğu görülmektedir. Çalışmaya dahil edilen araştırmalardaki 1330 yazar Lotka yasası açısından değerlendirildiğinde araştırmacıların alanı temsil etme konusunda yeterli üretkenliğe sahip olmadığı ortaya çıkmıştır. Çalışmalar ortak yazarlık ağı bağlamında incelendiğinde 7 adet ortak çalışma ağı olduğu görülmüştür. Bozkurt, A.’nın diğer araştırmacılara göre farklı yazarlarla ortak yayın yaptığı tespit edilmiştir. Alanda en çok atıf alan çalışmalar incelendiğinde ise nitel araştırma yöntemi üzerine gerçekleştirilen bir çalışma olduğu görülmektedir. Türkiye’de uzaktan eğitim konulu çalışmaların gerçekleştirildiği kurumlar incelendiğinde Anadolu Üniversitesi (n=55), Gazi Üniversitesi (n=33), Milli Eğitim Bakanlığı (n=25), Ankara Üniversitesi (n=22) ve Dokuz Eylül Üniversitesi (n=18) olduğu görülmüştür. Bu çalışmada elde edilen bulgular Türkiye’deki uzaktan eğitim alanında gerçekleştirilecek olan çalışmalara yol gösterici bir kaynak olarak katkı sağlayacağı belirtilebilir.
SURİYELİ GÖÇÜNÜN GÖÇMENLERE EV SAHİPLİĞİ YAPAN ÜLKELERE ETKİLERİ VE ULUSLARARASI ÖRGÜTLERİN GÖÇÜ ÖNLEME POLİTİKALARI, 2023
Arap Baharı olarak adlandırılan kitlesel olaylar beraberinde büyük bir göç hareketine sebep olmuştur. Bu hareketin nedenlerine baktığımızda, ekonomik istikrarsızlık, dengesiz gelir dağılımı, yolsuzluk, insan hakları konusunda yaşanan sıkıntılar gibi sebeplerden dolayı insanlar yer değiştirmişlerdir. Suriye'de yaşanan olaylar hiç şüphesiz en fazla Türkiye ve akabinde Avrupalı ülkeleri etkilemiştir. Yaşanan bu göç hareketi ulusötesi örgütleri Suriyedeki göç problemini çözmek için politikalar üretmeye itmiştir. Bu örgütler aynı zamanda devletler ve yerel otoriteler ile birlikte göç politikaları üretmede aracılar haline gelmiştir. Uluslararası göç örgütleri arasında Uluslararası Göç Örgütü (IOM), Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), Avrupa Birliği, birçok yerel ve uluslararası STK'lar bulunmaktadır. Bu örgütler Suriyeli mültecilerin barınma, konaklama, güvenlik gibi ihtiyaçlarının karşılanması için politikalar üretmeye çalışmışlardır. Suriyeli göçü sorunu devam ederken beraberinde birçok ülkeyi de etkilemektedir. Bu örgütler etkilenen ülkelerde diğer kuruluşlar ile birlikte çalışarak küresel anlamda göçe yönelik kalıcı politikalar üretmeye çalışmaktadırlar. Bu çalışmada göç krizlerinde uluslararası örgütlerin faaliyetleri, göçten etkilenen ülkelerdeki mültecilerin sayıları, göçün çözümüne yönelik faaliyetler üzerinde durularak göç alanında yapılan veya yapılacak olan çalışmalara katkıda bulunmaya çalışılmıştır.