Avrupa Birliği'nin Türkiyeli Geleceği: Umutlar ve Korkular(Nobel Yayınevi, 2008, Ankara) (original) (raw)

"Avrupa Birliğinin Uluslararası Ilişkileri ve Türkiye Editörler: İlhan Sağsen-Mehmet Dalar Orion Kitapevi

Avrupa Birliğinin Uluslararası Ilişkileri ve Türkiye

Bilindiği gibi, normal bir uluslararası örgüt modelini aşarak kurucu antlaşmaların verdiği yetkiler bağlamında organlarının kararlarının ulusal hukuk düzenine etki uyandırdığı dünyada kendisine münhasır tek bir ulus üstü örgüt örneği niteliğindeki Avrupa Birliği, Avrupa’da ekonomik bütünleşme amacından yola çıkarak siyasal birliği hedefleyen bir yapılanma olarak kurulmuştur. İki yüz yılı aşkın bir süreçte Türkiye’nin batılılaşma ve modernleşme projesi kapsamında Avrupa Birliği içinde yer alma hedefi, altmış yıldan beri inişli çıkışlı dönemlere rağmen güncelliğini korumaktadır. Avrupa Birliği’nin sadece ekonomik ve teknolojik kalkınma projesi olmayıp, siyasal ve medeniyet projesi olması Türkiye’nin bu yapılanmaya tam üyelik hedefinin sonuçlanmamasını beraberinde getirmektedir. Değişik üniversitelerden konularında uzman olan birikimli akademisyenlerin bu konuda yaptıkları değerlendirmeleri içeren çalışmaları, farklı perspektiften Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin nasıl göründüğüyle ilgili genel bir resmi ortaya koymaları açısından alana oldukça önemli katkı sağlayacaktır.

Avrupa Birliği'nin Geleceği

Günümüzde; 27 üyeli ve yaklaşık 500 milyon tüketici kitlesi ile Avrupa Birliği (AB) dünyanın en büyük pazarıdır. AB, ekonomik büyüklük açısından ABD'ye eşittir; üye ülkelerin toplam milli geliri, 11 trilyon dolar ile ABD milli geliriyle aşağı yukarı aynıdır. ABD ekonomisi girişimciliğe sağladığı olanaklarla hızla büyürken, Avrupa ülkeleri ortalama büyüme seviyesi % 2'nin altındadır. AB'nin başatları olan Almanya, Fransa ve İngiltere, güçlü bir ekonomiye sahip olmalarına rağmen, süper güç olma konusundaki diğer kriterleri yerine getirmeleri mümkün görülmemektedir. AB bugün ekonomik bir dev olmasına rağmen, siyasi açıdan bütünleşmiş bir konumda değildir. AB'nin yakın gelecekte nasıl bir güç olacağı konusunda AB üye devletleri arasında görüş birliği bulunmamaktadır. Ancak Avrupa Birleşik Devletleri'nin kurulması halinde AB'nin küresel bir güç merkezi haline gelebileceği düşünülmektedir. AB'nin geleceği büyük ölçüde; içinde bulunduğu genişleme ve kurumsallaşma süreçlerinin başarı ile tamamlanmasına, küresel bir vizyon çerçevesinde güvenlik ve savunma yapılanmasına uyumlu haline getirmesine bağlı olacaktır.

Kaya, İlhan; Kılıç, Taner; Yıldırım, Ahmet; 2008. Dicle Üniversitesi Öğrencilerinin Türkiye’nin Avrupa Birliği Üyeliğine İlişkin Görüş ve Beklentileri E-SOSDER Cilt, 7 Sayı 23.

Çalışmanın amacı Dicle Üniversitesi öğrencilerinin Türkiye'nin AB üyeliği konusundaki görüşlerini ortaya çıkarmak ve bu görüşlerin Türkiye geneli yaklaşımlardan ne gibi farklılıklar arz ettiğini daha önce yapılan çalışmalar ile karşılaştırarak ortaya koymaktır. Çalışma öncelikle Türkiye'nin AB üyeliği sürecinin bir kronolojisini sunmakta ve önemli dönüm noktalarını irdelemektedir. Üyelik sürecinin tarihsel arkaplanı verildikten sonra bu çalışma için ulaşılan sonuçlar, Türkiye genelinde yapılan çalışmalarda ortaya çıkan sonuçlarla karşılaştırmalı olarak değerlendirilmektedir. Yapılan istatistiki analizler Dicle Üniversitesi öğrencileri arasında Türkiye'nin AB üyeliğine desteğin Türkiye ortalamalarının üzerinde olduğunu göstermiştir. Diğer önemli bir sonuç ise cinsiyet farkının AB üyeliği sürecine bakış ve beklentilerde önemli bir değişken olduğu görülmüştür.

Avrupa Birliği ve Geleceği

Uluslararası Ekonomi ve Yenilik Dergisi, 2020

Avrupa Kömür Çelik Topluluğu (AKÇT) Antlaşması ile üye devletler daha önce örneği görülmemiş bir şekilde egemenliklerinin bir kısmını kendi aralarında oluşturmuş oldukları bir üst kuruma devretmişlerdir. Başarılı ekonomik gelişmelerin ardından Avrupa’daki bu örnek iş birliği, bütün ekonomi alanlarını kapsayacak şekilde Avrupa Ekonomik Topluluğu Antlaşması (AET) ile ekonominin bütün sektörlerine yayılmıştır. AKÇT Antlaşmasın imzalanmış olduğu yıldan bu yana birçok değişikliğe uğramıştır. Önce Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET), sonra Avrupa Topluluğu (AT) ve nihayetinde Avrupa Birliği (AB) adını alarak, üye devletler arasındaki iş birliğini ekonomik alandan siyasi alana geçmesini sağlamıştır. AB, 2016 yılında Büyük Britanya’da yapılan halk oylamasının sonucu ile büyük bir şok yaşamıştır. Büyük Britanyalıların çoğunluğunun AB’den ayrılma yönünde oy kullanmış olması, “acaba AB dağılma sürecine mi girdi?” sorusunun oluşmasına sebep olmuştur. Brexit ile başlayan bu sürecin devamında AB’yi çok önemli gelişmelerin beklediği kesindir. Bu süreçte Birliğin geleceği, alınacak önlemler ve belirlenecek siyasete göre şekillenecektir.