JOHARİ PENCERESİ VE OTANTİK LİDERLİK: GERİ BİLDİRİM VE KİŞİSEL AÇILIM İLE KİŞİSEL FARKINDALIK VE İLİŞKİLERDE ŞEFFAFLIK (original) (raw)
Related papers
Öz Bu araştırmada TRC1 bölgesinde yer alan Gaziantep, Adıyaman ve Kilis illerinde faaliyette bulunan hastanelerdeki otantik liderlik uygulamaları, çalışanların psikolojik sermaye düzeyleri, işten ayrılma niyetleri ve performansları arasındaki ilişkinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, Gaziantep, Adıyaman ve Kilis illerinde faaliyette bulunan hastanelerde çalışan 403 hemşireye anket uygulanmıştır. Anket sonucu elde edilen veriler kullanılarak t testi, ANOVA ve korelasyon analizi yapılmıştır. Korelasyon analizi sonucuna göre; otantik liderlik, psikolojik sermaye boyutları ve çalışan performansı anlamlı pozitif yönde bir ilişki olduğu, otantik liderlik, psikolojik sermaye boyutları ve işten ayrılma niyeti arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki olduğu, işten ayrılma niyeti ile çalışan performansı arasında ise anlamlı bir ilişki olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca otantik liderlik boyutlarının tamamının ve psikolojik sermaye boyutlarının (özyeterlilik, iyimserlik ve psikolojik dayanıklılık) görev yapılan hastane ve kadro durumu değişkenine göre; performans düzeylerinin görev yapılan hastane değişkenine göre; otantik liderlik boyutlarının tamamının hastanenin bulunduğu il ve çalışma şekli değişkenine göre; psikolojik sermaye boyutlarının (özyeterlilik ve umut) çalışma şekli değişkenine göre anlamlı farklılık gösterdiği de tespit edilmiştir. Abstract In this study, it was aimed to determine the relationship between authentic leadership, psychological capital, intention to leave and employee performance in working at hospitals in TRC1 area Gaziantep, Adıyaman and Kilis provinces. For this purpose, the questionnaire was applied to 403 nurses working at hospitals in Gaziantep, Adıyaman and Kilis provinces. T-test, ANOVA and correlation analysis was performed by using the data obtained from the questionnaire. According to correlation analysis, a significant positive relationship was found between all dimensions of authentic leadership, psychological capital and employee performance, a significant negative relationship was found between all dimensions of authentic leadership, psychological capital and intention to leave, a significant relationship was not found between intention to leave and employee performance. It was also determined that all dimensions of the authentic leadership and dimensions of psychological capital (self-efficacy, optimism and resilience) vary significantly among work in hospitals and staff situation variable, employee performance levels vary significantly among work in hospitals variable, all dimensions of the authentic leadership vary significantly among the hospital where's province and type of work variable, dimensions of psychological capital (self-efficacy and hope) vary significantly among type of work variable.
5.ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ KONGRESİ BİLDİRİLER KİTABI, 2017
Sektörlerde yaşanan hızlı değişim ve gelişim, kurumların sahip oldukları bilgileri yönetmeleri ve bu bilgileri çalışanlarıyla paylaşıp uyum sağlamaları açısından önem taşımaktadır. Çalışanların deneyimleriyle birlikte, kendilerini kurumla özdeşleştirmeleri aynı zamanda ekstra performans göstermeleri konusunda önemli bir etkendir. Çalışanların manevi açıdan kurumlarına karşı duygusal bağlılık taşımaları kurumdan ayrılma düşüncesini ortadan kaldırmakta, bu durum kurumlar için önemli bir avantaj olarak kabul edilmektedir. Çalışanların kurumlarda beklentilerin üzerinde performans göstermeleri üst düzey yöneticilerin sahip oldukları liderlik rollerinin etkisiyle doğru orantılıdır. Liderlik rollerinin pozitif anlamda çalışanlar üzerinde etkili olması, çalışanların hem bağlılık açısından hemde kurumla kendilerini özdeşleştirmeleri açısından önem arz etmektedir.
BENLİK KURGULARI VE OTANTİKLİĞİN ÖZGECİLİK ÜZERİNDEKİ YORDAYICI GÜCÜNÜN İNCELENMESİ
ÖZET Özgecilik, dışarıdan herhangi bir ödül veya ceza beklentisi olmaksızın başkalarının refahı için yapılan gönüllü ve istendik davranışlar olarak kavramlaştırılmaktadır (Chou, 1996). Tanımdan da anlaşıldığı gibi özgecilik; içsel motivasyon, otantiklik ve insanlara yakın olma eğilimi ile yakından ilişkilidir. Bu çalışmanın amacı benlik kurguları, otantiklik ve özgecilik arasındaki ilişkiyi incelemektir. Araştırma yer alan katılımcılar 20–52 yaş aralığında (= 33.5; S= 7.44) 104 kadın ve 116 erkek olmak üzere toplam 220 kişiden oluşmaktadır. Katılımcılar yardım derneklerinde gönüllü faaliyet gösteren ve herhangi bir faaliyet göstermeyen kişiler olarak iki guruptan oluşmaktadır. Verilerin toplanmasında Otantiklik Ölçeği, İlişkisel-Bireyci-Toplulukçu Benlik Ölçeği, Özgecilik Ölçeği ve Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Çalışma grubundan toplanan veriler SPSS 15.0 ile analiz edilmiştir. Araştırmanın alt problemlerini incelemek için t-testi, pearson momentler çarpımı korelasyonu ve aşamalı doğrusal regresyon analizi kullanılmıştır. t-testi bulguları, özgecilik puanlarının derneklerde gönüllü faaliyet gösterip göstermeme durumuna göre farklılaştığını göstermiştir. Diğer bir ifadeyle, dernekte gönüllü olarak çalışanlar, dernekte gönüllü olarak çalışmayanlara göre daha yüksek özgecilik puanına sahiptirler. Yapılan çoklu doğrusal regresyon analizi bulgularına göre bireyci benlik kurgusu ve otantik yaşam, özgeciliği anlamlı şekilde yordamıştır. Ancak modele toplulukçu benlik kurgusu girildiğinde otantiklik ve bireyci benlik kurgusunun özgecilik üzerindeki yordama güçleri anlamsızlaşmıştır. Sonuçlar alanyazın ve kuramlar açısından tartışılmış, çeşitli önerilerde bulunulmuştur. * Bu makale Doç. Dr. Tahsin İlhan tarafından yönetilen yüksek lisans tezinin bir parçasıdır. Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.
Giriş 1960'li yıllara gelindiğinde sosyal bilimlerin her alanında, sosyal bilimleri, daha "bilimsel" yapma çabaları başlamıştı. Uluslararası ilişkiler disiplini de bu akımdan etkilenmiş ve davranışçılar tarafından, uluslararası ilişkiler sahasında gerçekleşen olayların pozitivist bir bakış açısı ve ampirik metotlarla incelenmesi savunulmaya başlanmıştı. Davranışçı bilim adamları, klasik realizmin bilimsel yaklaşımına ve yöntemine karşı çıkarak realist teorinin epistemolojik ve özellikle de metodolojik yanını eleştirmişlerdi. Davranışçılar, uluslararası ilişkilerin gerçek bir bilim haline gelebilmesi için uluslararası ilişkilerdeki olgu ve olayların da doğa bilimlerindeki gibi deney ve gözleme dayalı metotlar ile incelenmesi gerektiğini belirtmişlerdi.
DİASPORAYA UZANAN OTORİTERLİK: OTORITER REJİMLERİN ULUS-ÖTESİ BASKI POLİTİKALARI VE İRAN ÖRNEĞİ
Route Social Science Journal, 2023
How authoritarian regimes maintain and protect their power is a case that has been studied for a long time. However, this literature developed more nationcentered and envisioned the power struggle at the national level. However, with globalization and developments in information technologies, national borders have been lost and the area of sovereignty has become ambiguous. While it was previously thought that these developments would have negative consequences for authoritarian regimes, over time it was observed that the autocracies adapted to this new era. Today, such regimes do not maintain their power only with the policies in the national borders, but they also developed transnational repression policies. In this study, we will examine the transnational respression policies developed by the Islamic Republic of Iran to control diaspora-based opposition. The main claim of our study is that Iran's diaspora politics is largely similar to other authoritarian regimes and follows the repressive policies they use. Thanks to these policies, the regime was able to maintain its power despite the social demonstrations that have continued since 2009.
PAZARLAMA TEORİSİNE İLİŞKİN TARTIŞMALARA VE FARKLI BAKIŞ AÇILARINA YÖNELİK TEORİK BİR İNCELEME
Published Date (Yayın Tarihi): 03/06/2017 ÖZ Günümüzde tüketici davranışları ve iş dünyası her geçen gün karmaşık hale gelmektedir. Bu karmaşıklığa bir açıklama getirebilmek, pazarlama çabalarını daha etkin kılmak ve daha hızlı ve doğru kararlar verebilmek için pazarlamanın bir teoriye ihtiyacı vardır. Teori bir fenomeni açıklarken aynı zamanda öngörü yeteneğine sahip sistemli yapılar aracılığıyla bilimsel anlayışı geliştirmektedir. Pazarlama teorisinin açıklanması ve formüle edilmesi pazarlama faaliyetlerinde ortaya çıkan sorunlara çok daha etkili olarak çözümler ortaya koymamızı sağlayacak ve bu sorunlara ilişkin temel nedenleri ortaya çıkarmamıza yardımcı olacaktır. Bu çalışmanın amacı pazarlama teorisi alanında tartışılan konuların ortaya çıkarılması ve pazarlama teorisine farklı bakış açıları kazandırmaya çalışan yaklaşımların incelenmesi ile pazarlama teorisi alanındaki temel görüşlerin ortaya çıkarılarak , bu görüşlere ilişkin temel argümanların özetlenmesidir. Abstract The consumers' behaviours and the world of business is becoming more and more complicated. Marketing needs a theory to explain this complication, to make the efforts in marketing more efficient and to make quick and right decisions. While a theory is explaining a phenomenon, it is also developin g the scientific understanding via systematic structures with predictive ability. Explanation of marketing theory and formulation provide more efficient solutions to the problems appearing in marketing efforts and it helps to find out the basic causes of these problems The aim of the study is to reveal the issues discussed in marketing theory and to find out the basic opinions about marketing theory by examining approaches which gain different point of views along with summarizing the basic arguments on these views.
PSİKOSOSYAL KİŞİLİK KURAMI VE OTANTİKLİK ÇERÇEVESİNDEN KİMLİK GELİŞİMİ
Güncel Psikoloji Araştırmaları II, 2021
Kişinin dünyadaki yerini, kim olduğunu ve neye göre hareket etmesi gerektiğini anlama ve anlamlandırma süreci yaşam boyu devam eden dinamik bir süreçtir. Psikososyal Gelişim Kuramı bu süreci sistemli bir şekilde incelemiş ve egonun bu süreçte önemli bir yeri olduğunu iddia etmiştir. Bebeğin doğumuyla birlikte meydana gelen egonun en önemli işlevlerinden birisi kimliğin gelişimini ve korunmasını sağlamaktır. Kimlik gelişimi ise en yoğun olarak ergenlik döneminde yaşanmaktadır. Bu dönemde kişi farklı rolleri deneyimlemekte ve sosyal çevresinin de etkisiyle nasıl birisi olacağına karar vermektedir. Karar verme süreci ergen için zorlayıcı olmaktadır ve ergen bu dönemde kimliğe karşı kimlik karmaşası çatışmasıyla baş başa kalmaktadır. Deneyimlediği bu çatışma ile işlevsel bir biçimde baş edebilen ve bir kimlik geliştiren ergenler “bağlılık” temel gücünü kazanmakta ve kimliklerine uygun hareket edebilme yetisi geliştirmektedirler. Kişilerin kendileri olabilme ve kimliklerine uygun hareket edebilme yetenekleri ise otantiklik olarak isimlendirilmektedir. O halde Psikososyal Gelişim Kuramına göre gelişim dönemlerini sağlıklı bir şekilde atlatan ve bir kimlik geliştiren bireyler geliştirdikleri bu kimliklerine uygun hareket edebildikleri sürece otantik bir yaşam sürmektedirler. Bu noktada birbirleriyle oldukça yakından ilişkili gözüken bu yapıları derinlemesine incelemek süreci daha iyi anlamak adına faydalı olacaktır.
MACHIAVELLIANISM, FEEDBACK AND SELF DISCLOSURE IN DIFFERENTIATING PSEUDO AND AUTHENTIC TRANSFORMATIONAL LEADERS In this study, Transformational Leadership and Authentic Leadership are considered together. The sample used in the analysis (N=396) was obtained from managers and staff of these managers in public sector and schools which are in transformation period. The results show that Machiavellianism degrees, Self-Disclosure and Feed Back levels of these managers can be used as an estimation method to identify their Pseudo and Authentic Transformational Leadership behaviours. In addition, it may be also accepted that Pseudo Transformational Leaders have lower Individualized Consideration and Idealized Influence than the Authentic Transformational Leaders do. Keywords: Authentic Leadership, Transformational Leadership, Machiavellianism, Self Disclosure, Feed Back
ORTAK YAŞAMDAŞLIK BİLİNCİ OLARAK ONTOLOJİLER ARASI DİYALOG VE KARŞILAŞTIRMALI SİYASET FELSEFESİ
ORTAK YAŞAMDAŞLIK BİLİNCİ OLARAK ONTOLOJİLER ARASI DİYALOG VE KARŞILAŞTIRMALI SİYASET FELSEFESİ, 2023
Dünya tarihi, son yüzyılda özellikle siyasetin ağırlıklı olduğu bir tarihi perspektif olarak karşımıza çıksa bile; iktisattan, sanata, düşünceden coğrafyaya kadar birçok alanda Batı/Avrupa merkezli çerçeveyle ele alınmıştır. Ancak 20.yy başında başta doğa ve fen bilimleri olmak üzere bu bakış açısını sorgulayacak gelişmelere şahitlik etmiştir. Özellikle Doğu ve İslam dünyasını tarihin akışının dışında bırakan nedensel/zorunluluk paradigması ve ilerlemeci anlayış çerçevesi ciddi manada sorgulanır olmuştur. Dünya tarihinin çok katmanlı ve çok yönlü bir okumaya ihtiyacı olduğu fikri gelişmeye başlamıştır. İşte bu manada karşılaştırmalı teorilerde yeni bir bakış açısıyla ele alınmaya başlanmıştır. Karşılaştırmalı siyaset teorisi de bunlardan biridir. Hem ortak bir yaşamın parçası olduğumuz gerçeği hem de her medeniyetin kendi anlamlandırma çerçevesi manasına gelen ontolojik kategoriler dikkate alınmaya başlanmıştır. Bu manada siyaset teorilerine de kaynaklık eden bu ontolojik çerçevelerin felsefesi de alana yansımaya başlamıştır. Bu çalışmada da işte bu ontolojik çerçevelerin nasıl bir siyasi felsefeye kaynaklık edebileceği ve bu ontolojiler arası bir diyaloğun mümkün olup olmadığı konusu ele alınmaya çalışılacaktır.